Kilo vermek isteyen bireylerin bilinçsiz kullanımı veya kabızlığa hızlı çözüm sağlaması amacıyla kullanılan son dönemde popülerleşen açlık otu aslında bilinmeyen zararı ile bireyleri etkilemektedir. Farklı yörelerde devegözü ya da sinameki olarak bilinen açlık otu kilo verme veya kabızlığa çözüm için kullanımı artmaktadır. Gelin bizde bu açlık otunun, gerçekten sanıldığı gibi etkin olup olmadığını uzman kaleminden siz değerli okurlarımız için anlatalım.

Bir maddenin ya da bitkinin sizi ishal yapması, kabızlığınızı düzelttiği anlamına gelmez, müshil etkisi gösteren sinameki düzenli kullanım sonucu barsak tembelliğine neden olur. Müshil etkisiyle azalan kilonuz ise gerçek bir yağ kaybı değildir. Azalan kilonuz dışkı yükünün düşerek barsak boşluğunun oluşması ve sıvı kaybının olmasıdır.

Açlık otu kullanımı ile görülen ishal tablosu elektrolit eksikliğine neden olur ve tansiyon hastalarını, gebeleri ve yaşlı bireyleri etkiler. Vücut için elzem olan günlük besinlerle aldığınız vitamin ve minerallerin emilimini azaltır.  Demir, kalsiyum, magnezyum ve çinko emilimini olumsuz etkilemektedir. Bazı aminoasitlerin özellikle dallı zincirli aminoasitlerin emilimini olumsuz yönde etkilemektedir. İlaç kullanan bireylerin barsak geçiş süresini çok kısalttığı için ilacın tam olarak çözünmeden atılmasına ve böylece ilacın terapotik dozuna ulaşmasına engel olur.

Aşırı kullanımı baş ağrısı, koordinasyon güçlüğü ve hipotansiyona neden olur. Barsak geçiş süresini kısalttığı için kişide karın ağrısı, gaz ve huzursuzluk oluşturabilir, kişinin günlük yaşamını ve iş hayatını olumsuzluk etkiler. Ayrıca mikrobiyotanızı olumsuz yönde etkiler, zararlı türlerin üremesine neden olur. Probiyotik bakteri kaybının artmasına, dengenin bozulmasına ve barsakta zararlı türlerin istilası ile ishal tablosunun sık tekrarlamasına ya da kabızlığın kronik hal almasına neden olur.

Bağırsak duvarına kalıcı zararlar vererek geçirgen barsak sendromuna ve IBS septomlarının artmasına neden olur. Kişide kullanım sonrası kabızlıkta rahatlamış gibi görülse de geride barsak bütünlüğüne vereceği zararlardan dolayı kullanımı bırakılmalıdır. Barsak duvarı ve hızındaki değişimler kişinin genel sağlığını ve duygu durumunu olumsuz etkilemektedir. Yapılan son çalışmalarda seratonin sentezinin %85’i dopamin sentezinin %50‘si barsaktaki dost bakterilerimiz  yani probiyotikler tarafından sentezlenmektedir. Bizim genel sağlığımız ve ruhsal durumumuz üzerine çalışan dost bakterilerimin kaybı anksiyete, depresyon, obsesif kompulsif bozukluklar ve bipolar semptomların başlamasına neden olabilmektedir. Modern Tıbbın kurucusu Hipokrat’ın bundan binlerce yıl söylediği gibi ‘Bütün hastalıklar önce barsakta başlar.’ ifadesi aslında bugün barsak sağlığının bizim genel sağlığımız üzerine etkisine ışık tutmaktadır. Bugün ikinci beynimiz  olarak barsağı kabul ettiğimiz sindirim sistemimizin en uzun parçasına sağlıklı beslemeli, mutluluğun bir parçasının barsaktan sentezlendiğini de unutmamalıyız, herkese iyi haftalar diliyorum.

Aydın inciri saçı ve cildi güzelleştiriyor! Makale: Aydın inciri saçı ve cildi güzelleştiriyor!