Değerli okuyucularım, Aydın’da yıllardan beri “jeotermal enerji” üzerine özellikle CHP’li belediyeler tarafından inanılmaz propaganda yapılmakta, jeotermal enerji yerden yere vurulmakta ve halk maalesef bu konuda yanlış yönlendirilmektedir.

Jeotermal enerji çıkarılmasıyla ilgili devlet tarafından ilk müsaadeler verildiğinde jeotermalciler hurra diye 180 km’lik Aydın ovasına, fincancı dükkânına giren filler gibi girdiler dükkânı allak bullak ettiler. Kırıp dökmedik yer bırakmadılar, hepsini demiyorum ama birçoğu çağa uygun üretim yapmadılar.

Tabii burada devletin de suçu çok büyük. Bu konuda hazırlık yapmadan özel sektörü sahaya saldılar, bunun fırsat bilen doğalgaz dağıtım şirketleri de Aydın ilinin ileride ısıtılması elimizden gidecek düşüncesiyle bu fırsatı kaçırmayıp karşı propagandaya geçtiler.

İş o hale geldi ki jeotermal enerji, Aydın ilinde en kolay oya çevrilecek meta haline geldi. Konu adeta AK Parti-CHP savaşına döndü, bunun da oy olarak CHP lehine dönmesi sağlandı.

Bununla ilgili çevre örgütleri kuruldu, bu çevre örgütlerinin jeotermal üzerine kurdukları baskı baya netice verdi, jeotermal tu kaka oldu.

Bunun baş suçlusu, CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’dur. Sayın Özlem Çerçioğlu Aydın ilinde jeotermal enerji üzerine uzlaştırıcı yatırımcı olacağına jeotermal enerji üzerinde maalesef samimi olmadı.

Bu kanıya nerden vardım,

 

Birinci konu,

Sayın Özlem Çerçioğlu jeotermal enerji ile ilgili olarak, Sultanhisar Belediyesine ait jeotermal kuyusunun işletmesine ait işletmeyi Sultanhisar Belediyesinin mali gücü olmadığı için Sultanhisar Belediyesine finansman olarak sağladı, yönetimine kendi adamlarını getirdi.

Bu enerji kuyusunun Sultanhisar’ın mümkün olursa Atça’nın ısıtılması ve kapalı seralarda kullanılmasını ayrıca elektrik enerjisi üretimi için Kore firması ile ortaklık kuruldu.

Aydın Valiliğinden izinler alındı, Enerji Bakanlığı ile gerekli onaylar alındı.

Peki, ne oldu?

Beceriksizliklerle dolu işten anlamayanlar yüzünden bu yatırım, Maden Teknik Aramanın açtığı 175 derece suyun 800 m. derinlikten temin edilen hazır kuyu, 5 mw enerji üretecek kuyu işletmeye alınamadı.

Anlaşma yaptıkları Kore firması çeşitli sebeplerle (sebeplerini de biliyorum ama burada yazmak istemiyorum) Aydın BŞB’nin beceriksiz kadroları yüzünden bu kuyunun işletmesinden vazgeçti.

Tabii olayın perde arkasında oy kaygısı da vardı.

Bir taraftan jeotermal firmaların jeotermal enerjisini kötüleyeceksin, bir taraftan jeotermal enerji üreteceksin bu olacak iş değildi.

AK Parti yöneticilerinin de bunu kullanması çok normaldi.

Burada diğer CHP’li belediyeler de koro halinde jeotermali kötülemeye devam ettiler.

Germencik ve Kuşadası hariç jeotermal hakkında hiçbir konuya girmediler. Kuşadası Belediye Başkanı Sn. Ömer Günel, Valiliğe müracaat ederek jeotermal sahalarındaki birkaç kuyuyu valilik kanalıyla aldı.    

Konuyla ilgili A.Ş bile kurarak kaplıca alanları yaratıp Kuşadası’nda kaplıca tesisleri yapılmasını hızlandırdı.

Buharkent Belediye Başkanı Sn. Mehmet Erol ve Kuyucak Belediye Başkanı Sn. Metin Ertürk çok büyük mesafe almışlardı.

 

Ama engel Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Özlem Çerçioğlu idi çünkü bu konuda kanuni yetki Sayın Özlem Çerçioğlu’nda idi.

Şimdi gelelim ikinci konuya…

Bu gürültü patırtı olurken Aydın Çiftlik bölgesi jeotermal yatakları, Aydın Valiliği YİKOB çiftlik bölgesi jeotermal yataklarının Aydın ilinin ısıtılması, organize sera bölgesinin ısıtılması ve soğutulması konusunda saha ihalesine çıkıldı.

Tabii ortaya Sayın Özlem Çerçioğlu da çıktı.

Elinde 5 mw’lik jeotermal kuyusu varken bunu işletmeye alamayan, bu kuyu için 10 milyon doları bulamayan, Kore firmasını elinden kaçıran Sayın Özlem Çerçioğlu da ihaleye girmek istedi.

Hem jeotermali kötülüyor, elindeki sivil toplum örgütleri ile ortalıkta jeotermali kötülüyor hem de yaklaşık 200 mw enerji üretilecek çiftlik sahası jeotermal ihalesine girmek istiyor. Üstelik 5 mw’lik Sultanhisar sahasını işletmeye alamayan Sn Çerçioğlu, en az 100 milyon dolarlık jeotermal yatırım işine girmek istiyor.

Aydın ilinde arıtmaları yapamayan, barajları yapamayıp DSİ’ye bırakan Aydın Şehir Hastanesi yolları ve kanalizasyonları için 500 milyonluk yatırımdan kaçmak için 1700 dönüm tarım arazisini kamu yararı kararı ile imara açmak isteyen, 90 dönüm ile konu hal edilecek iken sırf bu yatırımı yapamayacağı için işi yokuşa süren Sayın Özlem Çerçioğlu’nun verimli tarım arazilerini imara açarak ne yapmak istediği anlaşılmıyor?

Hani jeotermal, Aydın topraklarını zarara sokuyordu, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? 1700 dönüm tarım arazisine yazık değil mi?

Çiftlik sahasında Sayın Özlem Çerçioğlu bu sahayı alınca asfalt, katı atık daha bir sürü işte olduğu 21/B gibi ihalelerde komisyonculukta kullanacaktı ama yapacağı Aydın Valiliğinin gözünden kaçmamıştı.

İşte burada, Sayın Özlem Çerçioğlu bir taraftan jeotermal enerji kuyularını ve firmalarını kötülerken diğer taraftan, çiftlik sahası jeotermal sahasını almak istemesi samimiyetsizlik değil mi?

Neticede, bu sahanın ihalesini bir şirket alıyor.

Ancak, kazın ayağı öyle değil. Şimdi bu firma çeşitli çevrelerin engellemesi ile karşı karşıya. Maalesef bunun neden olduğunu biliyorum, onu da ileride yazacağım.

 

Peki, ne oldu?

Germencik, Köşk, Sultanhisar şimdi doğalgaz ile ısınacak, bu ısınmada cepler yanacak.

Bunun da müsebbibi Sayın Özlem Çerçioğlu olacak.

***

 

Buharkent İncir Festivali

Buharkent Belediye Başkanı Sayın Mehmet Erol Bey’in daveti üzerine Buharkent İncir Festivali’ne gittim. Tüm merakım jeotermalin incir üzerine etkileriydi.

  

Yıllardan beri Buharkent Belediye Başkanı Sayın Mehmet Erol “yahu jeotermalin incire zeytine bir zararı yok, CHP’li sivil toplum örgütleri sahayı beraber gezelim” demesine rağmen troller “hayır, jeotermali istemezuk” ifadeleri ile yeri göğü inletmeye devam etmişlerdir.

Öyle ki,

Zorlu Holding jeotermal işletme santralleri incir bahçelerinin yanında çok yüksek mw enerji üretmelerine rağmen Aydın ilinin ilk incir hasadı Buharkent ilçemizde yapılır. Bu senede öyle olduğunu incir festivaline giderek kendim gördüm.

Bazı çiftçilerle konuştum. Jeotermali sordum, herkesin söylediği söz “hep bunlar saçma,  Buharkent’te biz jeotermal ile iç içe yaşıyoruz, burada kanser filan yok bakın bizim ilçemizin ismi Buharkent” diyorlar.

 

Ayrıca, “Bu sene incirde rekolte Buharkent’te 25 bin ton biz yaş incirimizi şimdiden sattık” diyorlar.

 

Burada üretilen incirlerin büyük çoğunluğu ihracata gidiyor değerli okuyucularım.

 

Aydın ilinde bu sene rekolte geçen sene 80 bin ton, bu sene 100 bin ton diye ifade ediliyor. Bunun büyük kısmı yurtdışı bağlantıları yapılmış vaziyette.

 

İstanbul’da perakende de iyi bir Aydın incirini 200 TL civarında bunu da hatırlatırım.

Bu hafta Aydın Cumartesi pazarına çıktım Sarılop incirin kilo fiyatı 30 TL idi.

Yakın zamanda TBMM’de şehir içi dağıtımda ve seraların ısıtılmasında kanun hükmünde kararname çıktığı an öncelikle Buharkent ve Kuyucak ilçelerinin mahalleleri ve seraları ısıtılacak.

 

Bu şekilde Aydın Büyükşehir’in yıllardan beri jeotermalin önünü tıkaması önlenecek.

 

Aydınlılar jeotermali kötüleyen CHP’li belediyelere şunu soruyorlar, madem jeotermal kötü, bu enerjiden YİKOB vasıtasıyla gelen milyon TL’leri cebe indirirken halka bunu niye söylemiyorsunuz?

 

Bu enerji ile şehirleri niye ısıtmıyorsunuz?