Uzun  zamandır okullarımızda İHH (İnsani Yardım Vakfı) tarafından öğrencilere yönelik “Yardımlaşma” üzerine  toplantılar yapılıyor.

Toplantıları sosyal medyada yapılan paylaşımlardan takip ediyorum.

Okullarımızın konferans salonlarında öğrencilerimize “Minik Kahramanlar” isimli kısa bir film izletiliyor.

Filmin bittikten sonra çocuklardan film ile ilgili düşünceleri soruluyor ve sohbet başlıyor.

İlgililerden öğrendiğimize göre çocuklardan ilginç yorumlara şahit oluyorlar.

Mesela;

“İyilik yapmak için illa yanımızda yakınımızda olanlara değil, bizden uzakta olanlara da yardım yapılabileceğini öğreniyoruz” şeklinde düşünenlerin olduğunu öğrendim.

Evimizdeki televizyonlar sayesinde dünyada olan savaşlardan çocuklarımızda bir şekilde haberdar.

Savaştan kaçan “Alyan bebeğin” sahile vuran cansız bedeninden ve Suriye’de bombalar altında kalan çocuk görüntülerinden ve hatta son günlerde Suriye’de kalan tek hastanenin bombalanmasından, yeterli doktoru bırak, koca ülkede on dokuz doktorun olduğundan haberdarız.

Irak’ın birçok yerinde de durum bundan çok farklı değil.

İnsanların yaşam hakları tehdit altında...

Bu tehdide karşı onurlu duruşu sadece ülkemiz gösteriyor.

Eskiden İHH dünyanın değişik yerlerinde özellikle Afrika’da yardım faaliyetleri yaparken  Suriye’de savaş başladıktan sonra, bölgemizde yaşanan mağduriyetlerle ilgilenmeyi öncelik verdi.

Milletimizden aldığı yardımları ihtiyaç sahibi insanlara ulaştırmak için seferber oldu.

İHH dünyanın en önemli sivil toplum hareketi olarak yaptığı çalışmalarla iyiliğin çoğaltılması için üzerine düşeni yapmaya çalışıyor.

Okullarımızda başlattığı “İyilikte yarışan sınıflar” projesiyle her sınıfın bir “Yetimi olmasını” sağladı.

Sınıflara bıraktığı “Bağış kutularında” toplanan küçük birikimler okul idaresi tarafından ayda bir açılıp, daha önceden verilen hesaba yatırılıyor.

Kampanyanın öğrencilere ulaştırılmasında görev alanlardan aldığım bilgiye göre, çocuklarımız kampanyaya bir hayli duyarlı. Liseli öğrencilerden “iyi ki bize bu çalışmalardan haberdar ettiniz değilse, biz nasıl yardım yapacağımız konusunda çaresiz durumdaydık” diyenlerin varlığını öğreniyoruz.

İlkokul ve ortaokulda okuyan çocuklarımızda aynı durumdalar.

Okullarımızda yapılan bu çalışmalar aynı zamanda bakanlığın üzerinde önemle durduğu “Değerler Eğitimi” konusunda da faydalı oluyormuş.

Çalışmalardan eğitimcilerimizde memnun.

Bu çalışmaları yapan insanlardan aldığım bilgiler ışığında şunu söyleyebilirim.

Yardımlaşma duygusunun yaş ortalaması yükseldikçe değişim geçirdiği gerçeği.

Çocuklarda yardıma ihtiyaç duyanın milliyeti ve dini önemli görülmezken, büyüklerde “Önce kendim ve ailem, milletim, dindaşım” gibi şekillenmeye başlıyor.

Kendimize benzeyene yardım etme duygusuyla hareket ediliyor.

Yaş ilerledikçe yardım etme duygusundaki değişimin daha ayrımcı olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?

Duygusal değişimin doğruluğu ve yanlışlığına gelince bize göre “Bencilleşmenin” izah edilmesi hayli sıkıntılıdır.

Bunun muhasebesini, bir tarafa bırakalım.

Herkes kendi muhasebesini kendisi yapsın.

İHH ve benzeri yardım kuruluşlarımızla insani değerlerin “Çıkara” feda edildiği dünyamızda yapılan yardımlar, ülkemizin mazlum milletler nezdinde itibarını yükseltmektedir.

İnsanlığa koşulsuz uzanan miniklerin yardım eli, yetişkinlere “Merhamet dersi” içermektedir.

Yardımlaşma ve dayanışma kanallarını çocuklarımıza ulaştıran iyilik elçilerine binlerce teşekkür.

İyi ki varlar ve mazlumlar için seferber olmuşlar...

İyilik elçileri sadece dışarıda değil, yaşadığımız kentlerde muhacir ve mülteci durumuna düşmüşlere, Medineli Müslümanlar gibi Ensar oluyorlar.

İnanıyoruz ki;

İyilik ve merhamet elçilerine yardımcı olanların çabalarını  Allah karşılıksız bırakmayacaktır.

Allah kardeşi için çırpınan ve sahip olduklarından infak edenlerle beraberdir.

Allah’la beraber olanlara ne mutlu…

Onlar “Selamet yurdunun” sakinleri olacaklardır...

 

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA İNDİR!