ÇocuklardaDuygusal Farkındalık Becerileri ve Duygusal Zeka

 3-6 yaş arasında sık görülen öfke nöbetleri, ağlama krizleri gelişimsel olarak normal olmakla birlikte; çocukların duygularını nasıl kontrol edeceklerini henüz bilmediklerinin de bir göstergesidir aynı zamanda. Bu dönemin geçip gitmesini, çocuklarımızın büyümesini beklemek yerine duygusal becerileri kazandırmak için belli çalışmalar yapmak ve doğru tutumla yaklaşmak çocuklarımıza uzun vadede büyük yarar sağlayacaktır. Çocukların duygularını kontrol edebileceklerini ve bunu nasıl yapacaklarını öğrenmeden önce, onları hissettiklerini bilmeleri gerekir. Yani ilk olarak kazanmaları gereken şey, duygusal farkındalıktır. Çocuklarınızın duygusal farkındalık becerilerini geliştirebilmeniz içinen büyük rol modeli olan siz ebeveynlerinde evde yapabileceğiniz birçok şey var. Ancak öncelikle “ duygusal zeka (EQ)” kavramına kısaca değinmek istiyorum.

                Duygusal zeka; kişinin kendi duygularını fark etmesi, başkalarının duygularını anlaması ve empati yapabilmesi, duygularını yönetebilme becerilerini kapsar. Son yıllarda önem kazanan bu kavram, başarılı bir gelecek için entelektüel zeka (IQ) kadar hatta daha da önemli görülmektedir. Şöyle düşünelim, yüksek seviyede bir entelektüel zeka çocuğumuza en iyi üniversiteyi kazandırabilir. Ancak çocuğumuzun sağlıklı ilişkiler kurabilmesi, kendini ifade edebilmesi, gerektiğinde doğru şekilde kendini savunabilmesi, ilişkilerini yönetebilmesi için duygusal zekanın da gelişmiş olması gerekir. Araştırmalara göre duygusal zekası yüksek kişiler; mutlu,  sosyal çevreleriyle iyi iletişim kurabilen, başarıyı daha kolay yakalayabilen, daha üretken ve kariyerinde hızla yükselen kişilerdir. Duygusal zeka ile ilgili en önemli şeylerden biri her yaşta geliştirilebilir oluşudur. Elbette ki gelişimin en önemli dönemi olan 0-6 yaş aralığında bu konuya hassasiyet göstermek çok daha önemli. Bu nedenle evde uygulayacağınız ya da zaten uygulamakta olduğunuz bu yöntemlerin, çocukların duygusal zekagelişimi için çok önemli olduğunu bilmelisiniz.

  1. Çocuklarınıza düzenli olarak duygularını sorabilirsiniz. Okuldan eve geldiğinde “bugün seni en çok kızdıran/üzen/mutlu eden şey neydi ?” gibi sorular sorabilirsiniz. Sorunuza cevap alamadığınızda lütfen ısrarcı olmayın. Bunun yerine, çocuğunuzun yanında doğal bir akış içinde, siz eşinizle sohbet ederken kendi duygularınızı anlatabilir ardından tekrar deneyebilirsiniz.
  2. Beden dillerini takip edin ve geribildirimde bulunun. “Kaşlarını çattın, öfkeli misin ?”.
  3. Anlattıklarını dinleyin ve yargıda bulunmadan önce duygularını yansıtın. “Kardeşin resmini yırttığı için ona vurdun. Kardeşine çok kızgınsın...”
  4. Duygusal kelime hazinelerini geliştirmek için kelime oyunları oynayabilirsiniz. Örneğin, bir çizgi filmi izlerken, hangi duygular var burada birlikte bulalım diyerek, karakterlerin duyguları üzerine konuşabilirsiniz.
  5. Sıklıkla duygularınızı ifade edin ve kendi duygularınızı ifade ederken kullandığınız dili zenginleştirin. Örneğin korktum kelimesi yerine; korkudan ödüm patladı, endişelendim, ürktüm vb. farklı ifadeler kullanabilirsiniz.
  6. Duygularını ifade etmesine engel olmayın. “Ağlama artık, korkacak ne var” gibi yaklaşımlar çocuğun duygularını bastırmasına neden olur ve farklı problemlere yol açar. Aslında sık kullandığımız duygu kontrolü, kısaltılmış yanlış bir kavramdır. Çoğu zaman ne hissettiğimize engel olamayız ama davranışımızı kontrol edebiliriz. Çocuklarında öğrenmesi gereken şey, tüm duyguların doğal olduğu ancak ifadesinin uygun şekilde olması gerektiğidir.
  7. Kendi duygularınızdan başkasını sorumlu tutmayan bir dil kullanın. “Oyuncaklarını dağıtarak beni delirtiyorsun” demek yerine“oyuncaklarını dağıttığında çok sinirleniyorum” diyebilirsiniz.
  8. Çocuğunuzun öfkelendiğini hissettiğinizde ya da yoğun bir öfke krizi sonrası sakinleşip konuşmaya hazır hale geldiğinde bu dersi hatırlatarak, ‘’şu an ………..için öfkelisin” . Duygular bedenimizde bazı değişikliklere neden olur. Bak öfkeliyken kaşlarını çattın ve yumruklarını sıktın. Başka neler hissediyorsun ?” şeklinde sorular sorabilirsiniz.
  9. Değerli ebeveynler,  çocuklarınızın her konuda olduğu gibi duyguları ifade etme konusunda da sizden etkilendiğini unutmayın. Örneğin siz eşinizle tartışırken sesinizi yükseltiyor, çok gergin davranıyorsanız çocuğunuzun da öfke anında sakin kalmasını bekleyemezsiniz. Sizin belli duyguları yaşarken sergilediğiniz sözel ve sözel olmayan tüm ifadeler çocuklara model oluşturmaktadır.

       Uzm. Psk. İrem AYDINLAR