27 Mayıs;

14 Mayısta milletimiz tarafından yapılan Demokrasi devriminin tahammül edilemediği için vesayetçi ordunun içinden bir grup cuntacı subaylar tarafından darbeyle devrimin engellendiği, Başbakan Ali Adnan MENDERES ve arkadaşlarının hapse atıldığı, Demokrat Partinin kapatıldığı, mensuplarının türlü eza ve işkencelere maruz olduğu gün.

Hiç şüphesiz 27 Mayıs demokrasi tarihimizde kara bir lekedir.

Bu lekenin baş mimarı ve azmettiricisi o zamanın CHP’sidir.

CHP ile ittifak kuranlara işe yarar belki diye hatırlatıyorum.

Yakın siyasi tarihimizi bilenler için bu meçhul değildir.

Askeri darbe öncesi Demokrat Partililer ve Menderes neyle suçlandı ve iktidardan alaşağı edildiyse, siyasi tarihimizde CHP- Askeri Bürokrasi-Vesayetçi Medya-Sermaye-Yargı ve Akademi çevresi aynı gerekçelerle Demirel, Özal ve Erbakan’ı da suçlamışlardı.

Hem de harfi harfine hiç değişiklik yapmadan.

Bir numaralı suçlama “İrticadır.”

İktidarı yöneten liderler “Diktatördür”

Yolsuzluk iddiaları ve partililerin haksız zenginleşmesi ekonomik sebeplerin birinci maddesidir.

Toplumun kutuplaştırıldığı suçlaması ise “Sosyolojik” gerekçeleridir.

Varlığını gösteren ve taleplerini dillendirenleri frenlemenin “Cumhuriyet seçkinlerinin” alanına müdahalenin engellenmesi, seçkinlerin devlet eliyle oluşturulan steril alanlarının “Haso ve Memolarla” kirletilmesine(!) tahammülsüzlüğün adı olmuştur “Toplumsal kutuplaşma.”

Oysa oyun hep aynı oyun, gerekçeler hep aynı gerekçelerdir.

Şimdi hedefteki adam kim?

Erdoğan.

Parti hangi parti?

Ak Parti.

Oyunu bozan kim?

Bahçeli ve MHP.

Bu yüzden CHP şimdi istediğini yapamıyor.

Neden?

Devlet bürokrasisinde, medyada ve üniversitelerde eski gücü yok.

Sadece içeride küresel sermayenin distribütörlüğünü yapan sermaye kesimi var.

Onların çıkarı CHP'den değilse bile küresel ortaklarından.

Talimatı CHP'den değil küresel baronlardan alıyorlar.

Anlayacağınız CHP çaresiz.

Küresel odaklar çaresiz.

Omuz omuza verip kendilerine yeni yoldaş bulmaları lazım.

Siyasette AK Parti karşısında tutunamayanlar veya mensubu oldukları partide nefes alıp bir yere gelemeyenlerle safları sıklaştırma telaşındalar.

Yani dünün hasımları, yeni hasma karşı iş birliği içindeler.

Millet İttifakı dedikleri bunun tezahürüdür.

Bu ittifakın Erdoğan karşıtlığı dışında hiç bir ortak tarafı yoktur.

Olduğunu iddia edenler bir zahmet bize de söylesinler bizde öğrenelim.

Millet düşmanlık üzerine kurulan bu ittifaka gereken cevabı 24 Haziranda verecek, ayrıca 7 Haziran seçimlerinde yapılmayanı 24 Haziranda yapacaktır.

Millet neyi yapacak?

AK Parti MHP koalisyonunu.

Bu neyi sağlayacak?

Öncelikle iddia ettikleri “Parti diktatörlüğünü” engelleyecek.

Yani AK PARTİ mecliste “istediğini yapıyor” diyorlardı ya şimdi onu yapamayacak.

Çıkaracağı kanunlarda MHP’nin rızasını arayacak.

24 Haziran ve sandık bunu gerçekleştirecek.

Millet, beş benzemezlerin rakiplerine çektiği resti, rest diyerek tarihe doğru büyük yürüyüşünü sürdürecektir.

Böylelikle milletimiz 24 Haziran seçimlerinde hem yola devam diyecek, hem demokrasiye sahip çıkacaktır.

Yani kısacası sandıkta demokrasi ve Cumhur İttifakı kazanacak.

Milletimize hayırlı olsun.

Aydın bu seçimde nasıl davranış sergileyecek, sandıkta ne gibi sürpriz yapacak bekleyip göreceğiz.

Cumhur İttifakının göstereceği performans aynı zamanda 2019 yerel seçimleri için mesaj niteliğinde olacaktır.

Bu seçimin ilimizde belirleyeni ise MHP olacaktır.

Toparlanan, hedefe kilitlenen ve çok çalışan MHP’nin sürprizlerine hazırlıklı olalım.

Bizden söylemesi...

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA