Yazmamız gereken bir rapor vardır, akşam yaparım deriz. Masanın başına tam geçerken bir anda masanın tozu takılır gözümüze. Elimiz değmişken masa ve çekmeceler de düzenlenir. Başlamadan bir çay mı demlesek? Tam işe dönecekken saate takılır gözümüz. Bu saatten sonra başlasak da bitmez, YARIN yaparım deriz. Yine akşam olur. Sevdiğiniz diziye takılmak, telefon konuşmaları vb. yapmanız gereken iş dışında her şey yapılır. Bir bakmışsınız saat geçmiş. Ve bir kez daha YARIN yaparım dersiniz. Son gün olan YARIN olduğunda ise artık işi yetiştirememe korkusu, başlayamama ile biraz yarım yamalak yapılmış tam da performansınızı göstermeyen bir iş çıkar ortaya.. Stres, öfke, pişmanlık derken bir sonraki ertelemeye kadar konu kapanır.

Spora başlamaya karar veririz. Amacımız sağlıklı ve fit görünmektir. Sonuçlar güzel elbette ama bir o kadar da çaba ister. Başlamak için motivasyon bekleriz. Bekledikçe erteleriz. Yarın başlarım, pazartesi, tatilden sonra, eylülde, yılbaşından sonra başlarım deriz. Bazen 2-3 gün yapar ardından haftaya yeniden başlamak üzere erteleriz. Soran olursa, başlamam lazım ama içimden gelmiyor,modum düşük, sonra yaparım gibi mazeretler sıralanır. Niyetimiz ertelemeksebahaneler asla tükenmez..

Tanıdık senaryolar değil mi? Aslında“ertelemek” kavramı hepimizin hayatında var. Ancak süreklilik haline geldiğinde yani her şeyi ertelemeye başladığınızda günlük rutin bozuluyor ve yaşamın tüm alanları olumsuz etkilenmeye başlıyor. Erteleme davranışı kronik hale geldiğinde, erteleme hastalığı (Procrastination) olarak isimlendiriliyor. Ama bence biz buna kötü bir alışkanlık diyelim. Kötü diyorum çünkü erteleme davranışı o an bizi işten kurtarsa bile ardından yapılması gereken işe ek olarak kaygı, stres olarak geri dönüyor. Ne yapmamız gerekeni yapmış oluyoruz ne de bahane olarak yöneldiğimiz işe tam olarak kendimizi verebiliyoruz. İşi yapmamış olmanın yarattığı suçluluk ve kaygı sosyal hayatımıza, yatağımıza hatta rüyalarımıza kadar taşınıyor. Böyle düşününce ertelemek sizce de kötü değil mi ?

Peki Neden Erteleriz ?

Motivasyon eksikliği ve önce motivasyon beklentisi,kötü zaman yönetimi, mükemmeliyetçilik, başaramama kaygısı, kişiliğe uygun olmayan iş seçimi, bilgi eksikliği, bitirememe kaygısı, anksiyete ve depresyon gibi psikolojik rahatsızlıkların varlığı erteleme davranışının nedenleri arasındadır.

Bu kötü alışkanlıktan kurtulmak için neler yapabiliriz ?

1)Kendimize doğru soruları sorarak başlayalım.

Gerçekten yapmak istiyor muyum? Bu işin benim için önemi ne?

2)Gözünüzde büyüyen işleri mutlaka küçük adımlara bölün. Basamak basamak ilerleyin. Örneğin okuyup özetini çıkarmanız gereken bir kitap varsa; kitabı kitaplıktan almak ilk adım, kitabın önsözünü okumak ikinci adım olabilir.Kitabın her bir bölümünün özetini çıkarmak diğer adımları oluşturabilir. Böylece 10 bölümlük bir kitabı hemen eyleme geçerek en fazla 10 günde özetleyebilir, tüm iş yükünü kısa süreye sıkıştırıp kendinizi yormamış olursunuz.

3)Erteleme davranışımızın altındaki en büyük sebeplerden biri, işe başlamak için motive olmayı beklemektir. Diğer bir deyişle ilham perilerini bekleriz.. Kötü haber ilham perileri hiç gelmeyebilir ve işinize hiç başlamayabilirsiniz. İyi haberse eğer herhangi bir motivasyon beklemeden sadece başlarsanız, her adımınızın ardından aslında yapabildiğinizi fark ederek motive olabilirsiniz. Yani önce eyleme geçin, ardından motivasyon gelmesi çok daha kolay.

4)Ertelediğimiz işler sıklıkla sevimsiz, zor, çok da ilgimizi çekmeyen işlerdir. Ama aynı zamanda yapılması zorunlu olanlardır. Bazı işleri yapmaya başladığınızda düşündüğünüz kadar sıkıcı olmadığını fark edebilirsiniz. Bunu yazarak ve not alarak görmeniz mümkün. Örneğin şu an aklınızdaki yapılacaklar listesini bir yere yazın ve her bir işin yanına (1 en düşük 10 en yüksek keyif olmak üzere) o işi yaparken ne kadar keyif alacağınızla ilgili tahmininizi yazın. İş bittikten hemen sonra aldığınız keyifle ilgili tekrar bir puanlama yaparak farkı değerlendirebilirsiniz.

5)Tabi bazı işlerde gerçekten keyif vermeyebilir. Sorumlulukların ve zorunlulukların olduğunu unutmamak lazım. Bu zorunlu işleri küçük adımlara bölmüş olmak,işleri sizin için yapılabilir hale getirecektir.

6)Küçük adımları keyifli hale getirmek için dikkatinizi dağıtmayacak küçük dokunuşlar (müzik, kahve, tütsü vb.) yapabilirsiniz.

7)Adımları uygulama sırasında dikkat dağıtıcı faktörlerden uzak durmanız önemlidir. Televizyonu kapatmak, sosyal medyayı sessize almak gibi önlemler verimli çalışmanıza yardımcı olacaktır.

8)Bu yazıyı okuduktan sonra daha önemli bir işiniz yoksa ertelediğiniz bir işi düşünerek hemen küçük adımlara bölebilir ve ilk adımdan başlayabilirsiniz!

Unutmayın her yolculuk küçük bir adımla başlar. Amayola çıkıp çıkmamak elbette sizin seçiminiz.

Sağlıkla kalın, iyi haftalar

Uzm. Psk. İrem Aydınlar