Ülkemizde yabancıya toprak satışı ilk olarak 1867 yılında başladı. 1. Dünya Savaşı döneminde yasaklandı. 1984 Yılında yabancıya toprak satışı tekrar başladı. Ancak 2000’li yıllardan sonra bu satışın alanı ve miktarı hızlı bir artış gösterdi. Günümüzde her ay 5.000 kişinin konaklayabileceği kadar konut ve önemli miktarda tarım arazisi yabancılara satılmaktadır. Örneğin GAP Bölgesi’nde sadece İsraillilerin aldığı tarım arazisi miktarı 500.000 dekar civarındadır. Aydın toprak ve emlak satışında ülkemizin en çok satış yapılan yerlerindendir.

Ülke olmadan devlet olamaz. Ülke, devlet otoritesinin geçerli olacağı alanı belli eder. Devlet, sahip olduğu koruyucu unsur niteliğini taşıyan üstün kudretine dayanmak suretiyle ülkede yerleşik olan insan topluluğunun güvenliğini ve yararını gözetlemek durumundadır. Ülkede yabancıların arazi ve emlak edinmesi, salt bir mülkiyet sorunu gibi değerlendirilemez. Toprak, devletin vazgeçilmesi olanaksız temel unsuru, egemenlik ve bağımsızlığının simgesidir.

Belli bölgelerde toprak alacak yabancılar mekansal çoğunluk sağlayarak etkinlik kazanabilecektir. Bu yöndeki bir gelişme ile satılan, yabancılar tarafından mülk edinilen ülke toprağı ülkeden kopma durumuna gelebilecektir. Tarihe bakılırsa, Arap topraklarında Yahudiler bu yolla etkinlik sağlamış ve bunun sonucu olarak da burada İsrail Devletini kurmayı başarmışlardır. Ülkemizde en çok toprak alanlar İngilizlerdir. Ama İngiltere kanunlarına göre vatandaşların edindiği mülkler, miras olarak doğrudan İngiliz devletine kalmakta, bu topraklar İngiliz toprağı kabul edilmektedir.

 

Köylünün kendi toprağını başkası için işleme durumuna gelmesi, kendi kendinin patronu iken birden başkasının ırgatı (amelesi) haline gelmesi an meselesidir.  Bu bir bakıma modern kölelik düzenidir. Bu çok acı ve olmaması gereken bir durumdur. Devlet bu işe çanak tutmamalı, kendi köylüsüne sahip çıkmalıdır. Zaten yabancılara satılan çok sayıdaki milli  işletmelerden sonra birçok memurumuz, mühendisimiz, yabancı şirketler için kendi toprağımızda çalışmaktadır. Bir de tarım özelleştirilir ise, tarım toprakları yabancılara satılırsa, ülke olarak topyekün başkalarının ülkesinde çalışan işçilere dönecek, adeta başkalarının boyunduruğu altına gireceğiz.

facebook

Yabancıya toprak satışı, bu ülkenin taşını toprağını korumak için kurşun bile atamadan donan 90 bin şehide ihanettir. Her şey para değildir. Sıcak para için mülk ve toprak satışı, gaflet ve dalalet içinde olmaktır. Kendi ülkeni, kendi elinle peşkeş çekmektir. Başka Türkiye yok. Vatanımıza biz sahip çıkmazsak kim sahip çıkacak? Toprak devletin vazgeçilmez unsurudur. Yerine konacak bir şey olmayan temel unsurdur. Egemenlik ve bağımsızlığın tek simgesidir. Bu nedenle ulusa ait olan topraklar parsel parsel satılamaz. Ev, iş yeri fabrika bir ölçüde satılabilir. Ama tarım toprağı asla satılmamalıdır. Toprak satanlar, bir süre sonra  bu topraklarda işçi dahi olamayacaklardır. Çünkü, küresel dünya düzeninde yabancılar çalıştıracakları işçileri bile ülkelerinden getirecektir. Kendi toprağında ırgat olmak, kendi toprağına uzaktan bakmak istemiyorsan, Dünyaları alsan da, satma bu cennet toprakları. Bu vatan bizimdir, ne olursa olsun satılamaz. Şehit kanı ile sulanmış vatan toprakları yabancılara pazarlanamaz. Ülke toprağı satılık mal değil, Vatan’dır. Vatan toprağı ise kutsaldır, satılamaz. Başta Aydınlılar olmak üzere herkes ülke toprağına sahip çıkmalıdır.

 

Sosyal medyada bu konuyla ilgili düşüncelerinizi #aydınbunukonuşuyor etiketiyle paylaşın, yayınlayalım! 

facebook.png twitter.png

habericiuygulamalar.jpg