Değerli okuyucularım hepinize mutlu bir hafta diliyorum. İnsanın hayattaki en önemli varlığı sağlığıdır. Sağlığını kaybettiği an insanın dünyası kararır. Halihazırda hastane köşeleri ve evlerinde, sağlığını kaybetmiş yüz binlerce insan var.
Paranız da etrafınızda onlarca insan da olsa sağlığınız için doktor beklersiniz. ÖNCE ALLAH’TAN, SONRA DOKTORLARDAN MEDET BEKLERSİNİZ. İnsan var olduktan bu yana Allah’ın izniyle şifa dağıtan DOKTORLARA MAALESEF GÜNÜMÜZDE gerekli saygı ve vefa gösterilmiyor.
Doktorluk öyle kolay kazanılan bir meslek değil. Profesör oluncaya kadar geçen süre yaklaşık 30 yıl. Bu insanlar, uzun süren bir eğitim sürecinin ardından usta-çırak ilişkisiyle bu mesleğe atılıyorlar. Kolay değil, ömürleri gidiyor.
Devlet, son zamanlarda Türk sağlık sisteminde önemli yer tutan aile hekimliği müessesine ve profesörler dahil doktorların aldıkları üç kuruş paraya göz dikti. Doktorlarımızın aldıkları paraları azaltmak için çeşitli yönetmelikler çıkarılıyor. Doktorlarımızı korumak için kayda değer kanunlarımız bulunmazken ayrıca aldıkları maaşlar da emekliliklerine yansıtılmıyor.
Son zamanlarda TÜRKİYE’DE AİLE HEKİMLERİ SESLERİNİ DUYURMAK İÇİN ÇEŞİTLİ EYLEMLER YAPIYORLAR. Bu eylemlerin iç yüzünü ve genel olarak konuyu anlayabilmek ve AİLE HEKİMLERİ İLE DOKTORLARIN sesi olabilmek amacıyla halkın vicdanı AYDINPOST’u temsilen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aydın Tabip Odası Başkanı ve ALGOLOJİ PROFESÖRÜ Sayın Prof. Osman Nuri Aydın’la bir röportaj yaptım.
PROF. SN. OSMAN NURİ AYDIN’LA RÖPORTAJIM
Ahmet Gözen: Sn. Hocam, öz geçmişinizle başlayalım. Aydınlısınız. Tecrübelerime göre Karadeniz’de Aydın soy ismine sahip her kimi çevirseniz o Aydınlıdır. Bu iddiamı Trabzon Platformu Başkanı Sn. Köksal Öztürk’ün yerelde çıkan Trabzon Dergisi’nde de yazmıştım. Bunu sizden de duyunca çok şaşırdım. Demek ki iddiam doğruymuş. İstanbul’da da bana bu konu çok sorulmuştu.
Prof Osman Nuri Aydın: Ben Trabzon, Arsin doğumluyum. İyi bir Trabzonspor taraftarıyım. Akrabalarımın bir kısmının soyadı AYDINLI. Rahmetli dedem bizi etrafında toplar ve Aydınlı olduğumuzu anlatırdı. Osmanlı’nın, Timur’un yanında yer alan AYDINOĞULLARI’NI Karadeniz’e sürdüğünden bahsederdi. “Bizim kökümüz Aydın’da” DERDİ. Yani, anlayacağınız, ben Aydınlıyım. Doktor olduktan sonra tayinim Aydın’a çıkınca, dedem başta olmak üzere ailemin fertleri, sülalemizin kökleri bu şehirde olduğu için çok sevinmişti. AYDINLI OLMAK BİR AYRICALIK.
Hacettepe mezunuyum. Babam, Selçuk’ta AYDINOĞULLARI BEYİ İSA BEY’İN YAPTIRDIĞI camide namaz kılınca, “Çok şükür, aslıma döndüm.” diye çok sevinmişti.
Trabzon Lisesi’nden 1976 yılında mezun oldum. 1959 Trabzon, Arsin doğumluyum. Yedi kardeşiz; iki çocuğum var. 25 yıldır Adnan Menderes Üniversitesi’nde ağrı bölümü olan ALGOLOJİ Bilim Dalı Başkanlığı yapıyorum. Aynı zamanda Aydın Tabip Odası Başkanıyım. 30 yıldır Aydın’dayım.
Ahmet Gözen: (Değerli okuyucularım, ADÜ Rektörü Sn. Bülent Kent ile ADÜ Hastanesi Başhekimi ve ADÜ Algoloji Bilim Dalı Başkanı Sn. Osman Nuri Aydın Hocalarımdan ADÜ MEZUNU DOKTORLARIN, AKREDİTASYON SERTİFAKASI OLDUĞU İÇİN dünyanın her yerinde doktorluk yapabileceklerini öğrendim ve çok gururlandım.)
Sn. Hocam, Aydın Tabip Odası Başkanı olarak AİLE HEKİMLERİ HAKKINDA NELER SÖYLEYECEKSİNİZ?
Prof. Osman Nuri Aydın Aydın: Tabip Odaları bir meslek odasıdır. Üst kuruluşumuz TTB. Biz Tabip Odası olarak doktorların hakkını savunuyoruz. Halkımızdan doktorlarla ilgili şikâyetler gelirse onları değerlendiriyor ve kararlar veriyoruz. Biz siyasi bir kuruluş değiliz. Görevlerimizden biri de oto kontrol.
TTB olarak işimiz politika değil. Görevimiz Türkiye’nin sağlığı ile doktorlarımızın haklarını kapsıyor. Hükümetimiz 5 yıl sonra TTB BAŞKANI’NI TBMM Sağlık Komisyonu’na çağırmaya ve bizi dinlemeye başladı. Biz SAĞLIK SİYASETİ yapıyoruz. Ancak, bölgesel politika bizim işimiz değil. Eski imajı yıkmak için çabalıyoruz. Ahmet Ağabey, doktorluk çok ağır bir meslek. Hekim başka bir iş yapamaz; ek iş yapanlar istisnayı teşkil ediyor.
Doktorların normal bir hayatı olmalı. “HAKİMLERİN VİCDANI İLE CÜZDANI ARASINDA sıkışmaması gerekiyor” ifadesi doktorlar için de geçerli.
Ülkemizde hekimin hastayı hastası olarak görmesi gerekiyor. Maalesef doktorlarımız yeterli ücret alamadıkları için ek yollara yöneliyorlar. Hükümet, bu çerçevede AİLE HEKİMLERİNİN MAAŞLARINI İYİLEŞTİRDİ; SAGOLSUNLAR. Ancak, en son 1 Ekim 2024’te çıkan yönetmeliğe karşı TABİP ODALARI OLARAK BAĞIRDIK, ÇAĞIRDIK.
Ahmet Gözen: Niye bağırıp çağırdınız? Nedir AİLE HEKİMLERİNİN sorunları? Kamuoyuna bilgi sunalım.
Prof. Osman Nuri Aydın: Aile hekimlerimiz yaklaşık 100 bin TL alıyorlardı. Bu para, yaptıkları iş ve masraflarına göre çok gülünç kalıyor. Bu insanlar o kadar yoğunlar ki beş dakika boş zamanları yok. Bu yeni yönetmeliğe göre;
· Hekim olarak sen 4 bin hastaya bakacaksın, ben sana DEVLET olarak 3 bin 500 hastaya bakmış gibi para ödeyeceğim. Yani parayı düşürecek.
· Sen aile hekimi olarak ağrı kesici, mide ilacı ve antibiyotik yazamazsın. Fazla kısıtlıyor. Bu üniversitede söz konusu değil. Ancak, inşallah bu birinci, ikinci ve üçüncü basamağa yansımaz. “Bir salgında fazla antibiyotik yazamazsın; yazarsan maaşından keserim.” diyor.
· “Eğer bir hastan sana altı kere gelmezse maaşından keserim” diyor. “Ayrıca hastan birinci, ikinci ve üçüncü basamağa, yani hastanelere 7’den fazla giderse maaşını yine keserim” diyor. Yani az bakarsa da başka yere giderse de ceza kesiliyor.
· Bu doktorlara “Gece acil nöbeti tutacaksın.” diyorlar.
· Biz tabipler olarak geleneksel tıpı kabul etmiyoruz. Devlet, “Geleneksel tıp çalışmalarını istersen mesai dışında parayla yapabilirsin.” diyor.
· Devlet, “Aile hekimlerimizin verdiği silah ve trafik ruhsatları ile muayene raporları bundan sonra paralı olacak.” diyor. Bunlar paralı olduğunda hasta ile hekim karşı karşıya gelecek ve ortaya büyük kargaşa çıkacak.
· Doktorlara karşı şiddet var. Bu kaos sebebiyle sağlıkta şiddet daha da artacak.
Tüm bu saydığımız olumsuzluklar sebebiyle AİLE HEKİMLERİ VE BİZLER AYAĞA KALKTIK. Birçok sağlık örgütü ve sendika ayağa kalktı. Hükümetten henüz ses yok. Türkiye’deki tüm sağlık çalışanları ayakta. HALKIMIZDAN DOKTORLARA SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUZ. AİLE HEKİMLERİ ŞU AN işveren gibi çalışıyorlar. Aile hekimleri yanlarında ebe, hemşire ve laboratuvar görevlisi çalıştırıyorlar. Aile hekimlerinin çoğu kirada oturuyor. Devlet ve belediyeler aile hekimliği açsalar verilen 100 bin TL’yle bu masrafları karşılamaları mümkün olmaz. Aile hekimleri birçok rahatsızlığa bakıyorlar.
Türkiye’de sevk zinciri kurulamıyor. Birinci basamak AİLE HEKİMLİĞİ. Buraya hasta giderse, sonraki, yani İKİNCİ BASAMAK DEVLET HASTAHANELERİ. HASTA BURAYA gidip üniversite hastanelerine gidemezse üniversite hastaneleri para kazanmadığı için bir günde batar. Aile hekimlerinin hemşire ve sağlık personeli talepleri var. Mesela üniversite hastanesinde çalışan bir profesör doktorun hastaneden aldığı para emekliliğine yarı oranında yansıyor. O yüzden emekli olduğumuzda maaşımız yarıya düşüyor. Bu çok büyük bir mağduriyet. BU HAKSIZLIKLAR BÜYÜRSE, BU BAĞLAMDAKİ BOYKOTLARIN İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ KADEMEDEKİ DOKTORLARA SIÇRAMASINDAN KORKUYORUM. AYRICA DOKTORLARA ŞİDDET DE VAR.
Ahmet Gözen: Peki, doktora şiddet konusunda ne diyeceksiniz?
Prof. Osman Nuri Aydın: Ahmet Ağabey, maalesef doktora şiddet yasası hala çıkmadı. Mevcut şiddet yasası uygulanır durumda değil. Maalesef, toplumda şiddet genelleşti. Bizde şimdi doktor dövme özgürlüğü var. Siz de GAZETECİLER OLARAK DÖVÜLÜYORSUNUZ. Bu DOKTOR VE GAZETECİ DÖVME ÖZGÜRLÜĞÜNÜN önlenmesi gerekiyor. Bir de sağlık alanında doktor ve sağlık çalışanlarıyla ilgili bir güven erozyonu sözkonusu.
Ahmet Gözen: Özel ve devlet hastaneleriyle ilgili düşünceniz nedir? Bu hastanelerde çalışan doktorların problemleri neler? Üniversite hastanelerindeki durum nedir?
Prof. Osman Nuri Aydın: Özel hastanelerin çoğunu, Aydın’dakiler dâhil, tenzih ediyorum. Ancak bunlar DEVLETİ SOYMAK ÜZERİNE KURULMUŞTUR. Biz HER ZAMAN “HEKİMLE HASTA ARASINA PARA GİRMESİN.” DERİZ. Buna göre, HEKİME YAKIŞAN PARANIN ÖDENMESİ GEREKİYOR. Özel hastaneler var olacak, ancak en büyük geliri patronlar alıyor. Tabii masrafları da çok.
Eskiden hastane gelirlerinin %46’sı çalışanlara gidiyordu. BUGÜN bu oran %16’ya DÜŞTÜ. Burada aç gözlülük var. Patronlar doktorların, personelin haklarını gasp ediyor. Bu tutum çok yanlış. Özel hastanelerde çalışan doktorlar memnun değil. Devlet hastanelerindeki, 2. basamaktaki doktorların alacağı para belli. Üzerlerinde siyasi baskı var ama söz hakları yok. Buradaki doktorları maalesef memur sıfatına soktular; bu çok yanlış. Bunların daha çok “ameliyat yapalım” şeklinde düşünceleri var.
BİRİNCİ basamaktaki aile hekimlerinde bunu yapamadılar. PROFÖSÖRLER İSE, ÜÇÜNCÜ BASAMAKTA, üniversite hastanelerinde yer alıyorlar. Cezmi Öncüer’in dönemi çok şaşaalı ve HARİKAYDI. Şimdi özel hastane olmadan profesör hocalar hasta bakmıyor. Bu paranın %35’ini alıyorlar.
Ahmet Gözen: Aydın halkına, Tabip Odası Başkanı olarak neler söyleyeceksin?
Prof. Osman Nuri Aydın: Aydınpost ve sizi gönülden kutluyor, başarılar diliyorum. Biz Aydın’da hekimler olarak hizmet odaklıyız. Hekimlere anlayışlı davransınlar, AİLE HEKİMLİĞİNE SAHİP ÇIKSINLAR. Aydın ŞEHİR HASTAHANESİ AYDINLI İÇİN BÜYÜK ŞANS; hayırlı olsun.
Aydın maalesef gelişmişlik standardında gün geçtikçe düşüyor. Bunun en büyük sebebi sağlığa erişim. Aydın’da eğitim de düştü. Şehir, genel yaşanılabilir statüsünü maalesef biraz kaybetti. Bunu yükseltmemiz gerekiyor. Bu röportaj şansını verdiğiniz için AHMET GÖZEN ABİ SANA TEŞEKKÜR EDİYORUM.