Değerli okuyucularım, İstanbul ve Aydın arasında devamlı gidip geliyorum. İstanbul’dan Aydın iline gelişim karayolu ile 4,5 saat eskiden bu yolu 12 saatte gelemezdik.

Köprü geçişleri ve karayolu ücretleri %25 ucuzlatsalar fevkalade olur. Ama inanın yol yine de dolu ancak sağladığı konfor harika.

Özellikle Aydın’da siyasi iktidar kendini daha çok anlatmalı. Sosyal medyayı ve reklamı çok kullanmalı Atatürk’e daha çok sahip çıkmalı.

BİLBORDLAR VE REKLAM

Aydın’da Sayın Özlem Çerçioğlu reklam mecralarını sonuna kadar kullanıyor ve bunun karşılığında %54 rey alıyor.

Aydın’daki siyasi iktidar ve muhalifler “efendim Sayın Özlem Çerçioğlu hiçbir şey yapmıyor ama billboardlar da kendi reklamını yapıyor” diyorlar.

Tamam, siz niye yapmıyorsunuz?

“Sayın Özlem Çerçioğlu, ulusal basını kullanıyor, yerel basını kullanıyor” diyorlar.

20 kişilik gençler için konaklama yeri açıyor ulusal basın ve yerel basında haberlerini görüyoruz.

Billboardları kullanıyor diyorlar,

Tamam.

Şu asla unutulmamalı.

Hitlerin propaganda bakanı Goebbels şunu diyor, “Reklamı yapılmayan mal satılmaz.”

Buradan yola çıkarsak her yiğidin bir yoğurt yiyişi var Sayın Özlem Çerçioğlu yıllardan beri billboardları kullanıyor ulusal ve yerel basını kullanıyor.

Bunun karşılığında yaptıklarını anlatıyor ve karşılığında %54 alıyor.

Bütün mesele halkın reyini almak kendini anlatmak ise reklam mecraları faydalı demektir.

Günümüzde de ne kadar mükemmel iş yaparsan ne kadar mükemmel ürün üretirsen ne kadar sağlam mal üretirsen üret reklamın yoksa seni kimse dikkate almaz.

Sonuçta Sayın Özlem Çerçioğlu doğru yapıyor yaptıklarını reklamlarda, ulusalda ve yerelde anlatıyor.

29 Ekim Cumhuriyet Bayramını yaşadık. Sayın Özlem Çerçioğlu bir sürü etkinlik yaptı. Sayın Vali Hüseyin Aksoy’un resepsiyonundan başka billboardlarda bir resim mi astı sokaklarda bir afiş mi astı?

Peki, Aydın’daki siyasi iktidar erkleri ne yaptı?

AYDIN ADLİYE SARAYI

Ak Parti iktidarı yıllardan beri Aydın’da adliye sarayı yapacağız diye söylüyordu. Adalet Bakanı geçen ay Aydın’a geldi 100 bin metrekare Adliye sarayının temelini atacağını ödeneğin Sn. Tayyip Bey imzaladığını ifade etti.

AYDIN DENİZLİ OTOYOLU

Bu inşaatı gidip gördünüz mü bilmiyorum o kadar hızlı gidiyor ki anlatamam gidin görün.

ADÜ 2500 TALEBE YURDU

Adnan Menderes Üniversitesi içinde talebe yurdu açıldı. Ak parti yöneticileri, “Ahmet ağabey Sn. Özlem Çerçioğlu 10 kişilik kız öğrenci yurdu açtı yeri göğü inletti, biz 2500 kişilik açtık ama hiç sesimizi çıkaramadık” diyor.

Siz 2500 kişilik bu yurdu açtınız hani reklamlarda yoksunuz.

AYDIN ŞEHİR HASTANESİ, BARAJLAR, GÖLETLER SULAMA KANALLARI ARITMA TESİSLERİ OKULLAR BUNLARIN HEPSİNİ SİYASİ İKTİDAR YAPIYOR. PEKİ, HALK BİLİYOR MU?

Aydın yerel basında reklamlarınız yok, internet gazetelerinde yoksunuz. Peki, reklamınız yoksa halk nerden bilecek sizin bu yaptıklarınızı?

Sayın Özlem Çerçioğlu, reklam alanlarını iyi kullanıyor diye eleştirmeyin bu eleştirinin hiç karşılığı yok.

Sayın Tayyip Erdoğan’dan lütfen bir şeyler öğrenin.

Sizden nemalanan bir sürü işadamı var onlar ellerini ceplerine atacaklar partiye yardım edecekler. Bu beyler DSİ’den ve farklı yerlerden sayısız ihale alıyorlar. Sanayiciler teşvikler alıyorlar, madenciler var, bunlardan bağışlar toplayıp siz de oluşturacağınız havuzdan reklam paralarıyla Özlem Hanımın, Tayyip Beyin yaptıklarını yapacaksınız.

***

 

AYDIN DİŞ HASTAHANESİ

Değerli okuyucularım, dişçiden günümüzde korkmayan var mı? Vallahi ben çok korkarım ama ne çare ki Allah’ın bize verdiği uzuvların başında ağız sağlığı ve o ağzın içindeki diş var ya insanı hayatını zindan ediyor.

18 sene evveline kadar hastanelerde çektiklerimizi Türk halkı yakından bilir.

Bugün ise öyle mi? Gak diyorsun doktora gidiyorsun guk diyorsun ilacını alıyorsun. Ben yıllarca Tayyip Beyden önceki iktidarlarda devlet hastanelerini SSK hastanelerini Türk halkının çektiği eziyetleri çok iyi bilirim.

Gazeteci Savaş Ay rahmetlinin Sn. Uğur Dündar’ın çektiği hastane rezaletlerini çok iyi bilirim Türk haklıda çok iyi bilir.

Peki, şimdi öyle mi inanın bu konfor dünyada yok.

AYDIN DİŞ HASTANESİ…

Aydın’da şehir içinde bir benzin istasyonunda arabama yakıt alırken bir pompacıyla karşılaştım. Çalışanın ağzında diş yoktu bu ne hal değince, Ahmet Ağabey dişlerimi yaptırıyorum dedi. Bende takıldım bu dişlere para yetmez deyince.

Bana tokat gibi cevap verdi Ağabey Aydınımızda bir diş hastanemiz inanılmaz güzel, bedavaya sigortamdan yaptırıyorum. Siz gazetecisiniz bu hastaneyi bilmiyor musunuz deyip peşinden utanmanız lazım abi, dedi. Etrafa sordum benim gibi çok kişinin burada implant çakıldığından bile haberi yoktu.

İşte bu düşünceler ile Aydın İl Sağlık Müdürü Sayın Osman Açıkgöz’den gerekli bilgileri Aldıktan sonra MHRS’den randevu alarak Aydın Diş Hastanesine Diş Doktoru Sayın Sabri Altıok muayene etti. Ağzınızdaki eksik dişleriniz var 2 adet implant çakmamız gerekir deyince vallahi kaynar sular başımdan döküldü.

Hayatta kurşun yarasından, gönül yarasından korkmam dişçiden korktuğum kadar.

Dostlarım, doğru ameliyathaneye beni götürdüler.

Sn. Sabri Altıok ve ekibi, ağzıma o milimetrik alanda implantı 12 dakikada çakmıştı.

Peki, ücret ne derseniz?

Özelde 4000 TL’den aşağı bu işlemi yapan yoktu. 2 diş 8000 TL burada ise 2 diş implantına 3000 TL ödedim, kârım 5000 TL.

Şimdi bu, siyasi iktidarın başarısı değil mi?

Aydın İl Sağlık Müdürü Sayın Osman Açıkgöz ve Başhekim Sn. Bahadır Turgut ile görüşmelerimde söylediklerime şaşırdım.

Bu hastaneye civar illerden Kanada, Almanya ve İngiltere’den hastalar diş yaptırmak için geliyorlarmış.

Aydın Halkı ile konuşmamda halkın bu diş hastanesine ulaşamadıklarını sordum halbuki ben ulaştım.

Bu hastaneye mutlaka diş doktoru ve personel takviyesi yapılmalı. Özellikle buradaki doktorların ve personelin ücretleri mutlaka düzenlenmeli. Çünkü bu insanlar emek yoğun çalışıyorlar âdeta bir heykeltıraş gibi görev yapıyorlar ve çok yoruluyorlar.  

Hastaneyi gidip görün, pırıl pırıl bir hastaneyi bu güne getiren Aydın İl Sağlık Müdürü ve Aydın Diş Sağlığı Hastanesi Başhekimi Sayın Bahadır Turgut’u kutluyorum.

***

GERMENCİK’TEKİ TOPRAK ÇATLAMALARI JEOTERMALDEN Mİ, KURAKLIKTAN MI?

Değerli okuyucularım toprak çatlama alanlarını dolaştım köylüler ile konuştum bu konuşmalardan çıkardığım sonuçları sizinle paylaşmak istiyorum.

Biliyorsunuz bu sene Aydın vadisinde muazzam kuraklık olması Adıgüzel Barajı kurudu, Kemer Barajı kurudu, Çine Barajı can çekişiyor.

Aydın Büyükşehir ait göletler kurudu bunların hepsini geçen kış Aydın DSİ Bölge Müdürü Göktuğ Bey ile konuştuk ve Aydınlıları uyardık. Şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere.

Peki,

Bu sene bu kuraklığı aşmak için ne yaptık?

DSİ Çiftçilerin isteği üzerine yer altı sularından faydalanmak çiftçiyi adeta serbest bıraktı herkes 30 ila 100 metre civarında artezyen kuyuları çaktı.

Bu suyla ürünlerini aldılar ama bu su 3 metrelik kısımda kaldı sadece toprak ıslandı şimdi toprak takır takır.

Bu kış NASA verilerine göre Allah’ın işine karışılmaz ama kuraklık olacağı kesin kuraklık kapıda toprak suya doymadığı için artezyen ile sulama toprağın suya yeterince beslemediğinden toprak çatır çatır yarılmaya başladı.

Tabii konuyu jeotermal kuyularına yükleyenler de var.

*Artezyen su sondajı ve jeotermal sondajı

Yukarıda gördüğünüz 1 numaralı çizimde su sondaj kuyusu 30 ila 100 metredir. Bu su sondajında 30 ila 100 metrede su bulursunuz. Bu sene birçok çiftçi 30 metrede su buldu bu sene yapılan vahşi su kullanımı sebebiyle yağışlarda olmadığı için yer altı suyu ve toprak su ile beslenemedi.

Hem toprak kurudu hem de su ise 100 metrelere kaçtı. Bu sene yağmurlar yağmaz ise açılan su sondaj kuyuları en az 50 metre daha derine inecekler belki suyu bulamayacaklar.

İşte kuruyan toprak suya ihtiyaç duyduğu için çatlamaya başladı. Bu çatlaklarda 0.50 ila 1 metre arasında bulunmaktadır.

Konya’daki obruklar ise kullanılan suyun bitmesi ve asitler ile birleşince çökmeler başlamıştır. Peki, ileride Aydın ovasında olur mu olur, tabii ama uzak ihtimal.

Jeotermal firmaları yer altı su haznelerini gözü gibi korur suyu reenjekte ederek geri iterler çektikleri suyu tekrar 2000 metredeki yeraltına iterler.

Sulamada yeraltından çekilen su ancak yağmurlar ile beslenirse bu çatlaklar ve obruklar olmaz.

İki numaralı çizimde gördüğünüz jeotermal kuyusu resimde görüldüğü üzere SU SONDAJI KISMINDAN KAPALI GEÇER BURADAN HİÇBİR SU ALMAZ ZATEN İŞİNE DE YARAMAZ. 2000 METRE ila 2500 metre derinden kaya çatlaklarından ve yeraltının mağma tabakasından gelen sıcak su veya buhar, pompalar vasıtasıyla yukarı alınır. Elektrik enerjisine dönüştükten sonra tekrar 2000 metre ve 2500 metre sıcak su yatağına geri itilir.

Konuya dikkatli bakıldığında bilimsel verilerde su sondaj kuyusu en fazla 100 150 metre biter. Bu toprak tabakasıdır. İşte buradan çekilen su tabakası boşalınca toprak kuruduğu için çatlaklar oluşur.

Jeotermal ise 2000 ila 2500 metrededir ve jeotermal yatağından çektiği suyu tekrar geri reenjekte ile geri itmesi gerekir. Dolayısıyla orada su haznesi biterse kendi ölüm fermanını imzalamış olur. 

Bununla ilgili Aydın Jeoloji Mühendisleri Odası açıkça JES’ler su sondajı kuyularından su almamaktadır diyerek konuya nokta koymuştur.

AYDIN JEOLOJİ MÜHENDİSLERİ BİR BİLDİRİ YAYINLADI

Yukarıdaki bilimsel ifadelerden de anlaşılacağı üzere jeotermallerin bu çatlaklar ile bir alakası olmadığı anlatılıyor.

BAKIN KURAKLILLA İLGİLİ BİLİM ADAMLARI NE DİYOR?

NASA'ya göre Türkiye 2 yıla susuz kalacak

Cennet vatanımız 2023’te su fakiri olacak. Türkiye’nin gölleri başta olmak üzere sulak alanları, nehir ve derelerin bir kısmı kurudu, bir kısmı da kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. NASA’ya göre, Türkiye’yi susuz günler bekliyor

NASA'nın verilerine göre Türkiye 2023'te su fakiri olacağı ve bilim insanlarının 2085 yılında dünya çapında büyük bir su sıkıntısı yaşanacağı açıklandı. Türkiye'nin gölleri başta olmak üzere sulak alanları, nehir ve derelerin bir kısmı kurudu, bir kısmı da kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Akşehir Gölü haritadan silindi. En büyük sıkıntı Antalya, Burdur, Isparta ve Konya illeri ile çevresindeki göller, sulak alan ve nehirler ile şelaleler kuruyor. Tuz, Burdur, Gölmarmara ve Salda Gölleri can çekişiyor. Türkiye'nin en fazla yağış alan ikinci ili konumundaki Muğla'nın artık dördüncü sıraya düştü. Uzmanlar göllerdeki kurumanın tehlikeli boyutta olduğuna dikkat çekti.

DENGE BOZULDU
Deprem Uzmanı ve gezgin Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, tüketimin bu hızla gitmesi durumunda ülke genelinde büyük bir su sıkıntısı yaşanabileceğini belirterek, “Büyük kuraklık artarak sürüyor” dedi. Ercan, “Tarımla uğraşanlar da kendi açılarından haklı ama şu anda yer altının dengesini bozmuş durumdalar. İstanbul'da bile 60 metreden çıkan su artık 500 metrenin bile altından çıkartılabiliyor. Göller yeterli beslenemiyor. Bu durum yer altı sularının yok olmasına neden oluyor” diye konuştu.

KURUMLAR SEYİRCİ
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden Doç. Dr. Nedim Özdemir, “Göllerimiz 20 yılın üzerinde kuruyor. Buna karşı kurumların ortak karar alarak harekete geçmekte geç kaldılar. Türkiye'nin en sulak şehirlerinden birisi olan Muğla'da bile tehlike çanları çalıyor.

Şimdiden Türkiye'nin önemli turizm destinasyanlarından olan Bodrum ilçesine su sağlayan Mumcular Barajında bugün itibari ile su rezervi yüzde 10'nun altına düşmüştür” dedi. Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdür Yardımcısı Ali Tekkaya, Muğla'da son 5 yılda 150 bin kişinin içme suyunu karşılayan kaynakların kullanılmaz durumda olduğunu belirtti.

HAVZALAR DOLMUYOR
Tekkaya, “Muğla, son 30 yılda yağış miktarında yaşanan azalmalar nedeniyle Rize, Giresun ve Zonguldak'tan daha az yağış aldı. Türkiye'nin 2. yağış alan ili artık Muğla değil. Yağışlar artık bir anda oluyor ve yeraltı havzalarını doldurmuyor. Ani ve sağanak şeklinde yağan yağışlar ise sel ve taşkınlara neden oluyor. Meteoroloji ilçe müdürlüklerinden alınan bilgilere göre Fethiye'de 2020 yılında Mayıs ayında14.7, Haziran 11.8, Temmuz'da 0.6 kilogram yağarken Ağustos'ta ise yağış olmadı. Aynı ilçede 2021 yılında ise Mayıs, Haziran, Ağustos ayında hiç yağış yaşanmaz iken Temmuz ayında ise metrekareye 0,1 kilogram yağış düştü. Bodrum ilçesinin 2020 yılı Temmuz ayında metrekareye 0.1, Ağustos ayında 11.2 kilogram yağış düştü. Ancak 2021 yılında ise Temmuz ve Ağustos aylarında hiç yağış olmadı” diye konuştu.

Barajların durumu hakkında da bilgi veren Tekkaya, “Bu sene Ağustos'un son haftasına göre Mumcular Barajı yüzde 10, Geyik Barajı yüzde 35, Atatürk barajı ise yüzde 87 oranında. Bodrum'u besleyen Mumcular Barajındaki su tamamen tükendi. Son 5 yılda içme suyu kuyuları yüzde 50 oranında azaldı. Muğla'da 665 aktif içme suyu kuyusunun bazılarında yüzde 50 oranında azalma var. 46 derin kuyu 2020 yılında, 88 kuyuda 2021 yılında kurudu. 2017 yılından bu yana 150 bin kişinin içme suyunu karşılayacak kaynaklar şu an kullanılamaz duruma geldi. Temmuz ayı verilerine göre net tüketilen içme-kullanma ve endüstri suyu yüzde 8.77 arttı” dedi.


KURUYAN GÖL, ŞELALE, SULAK ALANLAR
Afyonkarahisar: Eber ve Acıgöl kurudu, İscehisar Gölü büyük risk altında.

Aksaray: Eşmekaya Sazlıkları kurudu.

Amasya: Kocagöl,

Ankara: Mogan, Eymir ve Güvenç,

Antalya: Karadayı ve Boğazak Sazlıkları kururken, Yamansaz ve Çakal Gölleri kurumak üzere olanlar. Kocağöl -Boğazkent Kuş Cenneti kurumak üzere. Avlan, Girdev, Karagöl, Kurugöl, Küçükgöl, Müren. Akgöl, Genceli, Gölcük, İmecik, Keklicek, Kovada, Kırkpınar, Manay, Tecer, Mamak ve Söğüt gölleri. Kurşunlu ve Düden şelalelerinin suyu azaldı. Uçarsu Şelalesi kurudu.

Aydın: Arapapıştı Kanyonu bir kısmı kurudu. Dereağzı Şelalesi (Nazilli) kurudu.

Balıkesir: Manyas (Kuş)

Bolu: Sülüklü,

Burdur: Akgöl, Beylerli, Karaevli, Kestel, Kurugöl, Heybeli, Mamak, Pınarbaşı ve Yazır gölleri kurudu. Burdur, Salda, Yarışlı, Çorak, Karataş, Gölhisar ve Acı Göl hızla kuruyor.

Bursa: İznik, ve Uluabat (Apolyont)

Çankırı: Kırkpınar Gölü

Denizli: Işıklı Göl

Düzce Akçakoca: Kurugöl,

Hatay: Amik Gölü kurudu.

Isparta: Alparslan ve Kovada Gölü kurudu. Eğirdir Gölü, böyle giderse hızla suları azalacak.

İstanbul: Büyükçekmece ve Terkos Gölleri can çekişiyor.

İzmir: Karagöl suyu azalanlardan.

Kayseri: Yay ve Tuzla Gölü

Kırşehir: Seyfe Gölü

Konya: Tehlike sinyalleri verenler: Beyşehir ve Tuz Gölü. Kuruyan göller: Akşehir Gölü haritadan silindi. Diğerleri: Bolluk, Çavuşoğlu (Ilgın), Güvenç, Kulu, Meke, Musalar, Tersakan, Samsam, Uyuz, Suğla. Arapçayırı, Çumra Ovası, Yarma Bataklığı, Hotamış Sazlıkları, Karapınar Ovası, Ereğli Sazlıkları. Kulu ilçesinde “Flamingo cenneti” olarak bilinen Düden Göl'ü ve komşu Küçük Göl kurudu.

Manisa: Sarıgöl kurudu. Gölmarmara kuruyor.

Mersin: Aynaz ve Regma Bataklığı kurudu.

Sakarya: Akgöl kurudu. Sapanca risk altında. Sakarya Nehrinin kolları kurudu.

‘Göller Bölgesi'nin sadece adı kaldı'
Prof. Ercan, “Acıgöl, Akşehir, Burdur, Eber, Gölmarmara, Meke, Salda, Suğla ve Tuz gölleri çok sıkıntılı. Artezyenlerle tarımsal amaçlı suların çekildiği için Burdur Gölü kuruyor. Hatay Havaalanı, Amik Gölü'nü kuruttu. Tuz Gölü küçüldü gitti. Göllerin çoğu kayboluyor” dedi “Akhisar Göller Bölgesi'nin sadece adının kaldığına dikkat çeken Ercan “Meke Gölü'nde su yok. Etrafta kuyu kazarak artezyenle su çıkarmaya çalışıyorlar. Göl suları yeraltı suları seviyesine inmiş durumda ve tarımsal amaçlı kullanılıyor. Millet çok sayıda kaçak kuyu deliyor” dedi.
(Mustafa Sarıipek /Sözcü/31 Ekim 2021)

***

Yukarıdaki ifadeleri Aydınlı Hemşerimiz Prof. Ahmet Ercan ifade etmektedir. Bu ifadeleri DSİ Bölge Müdürlüğü de söylemekte. Gelecek sene Aydın Büyükşehir ve çiftçilerimiz şimdiden tedbirlerini almaları gerekir.