Başlık eski Bayındırlık Bakanlarından hemşerimiz Cengiz Altınkaya’dan ödünç aldığım bir cümledir.

“Bir Aydınlı otomobille İzmir’e her bir gidiş, geliş için 5 TL öderken proje gerçekleşirse aynı uzaklıktaki Denizli’den bir vatandaş Didim’deki yazlığına her bir gidiş dönüşü için bu günkü kura göre 7 katı, 35 TL ödemek durumunda kalacaktır.

İşte İzmir-İstanbul otobanının durumu meydanda, in cin top oynuyor. Milli servete yazık değil mi?

Onun için diyorum ki, Aydın-Denizli otobanı yapılsa bir dert yapılmasa başka bir derttir.”

***

Aydın-Denizli Otoyolu aslında İstanbul’dan başlayan ve Alanya’ya kadar uzanan bir büyük projenin parçası.

İzmir’den sonraki ayak İzmir-Aydın, Aydın-Denizli ve Denizli-Burdur olmak üzere üç etap Burdur-Bucak yakınlarında Ankara-Afyon hattı ile birleşiyor.

Hattın İzmir-Aydın bölümü 1996’da kısmen,2004’de çevre yolu bağlantısının bitmesiyle tamamlandı.

140 km otoyol, 23 km bağlantı yolu olmak üzere toplamda 163 km’lik etabın ise üçü devlet eli, dördü YİD modeli, yapım ihalesi yedi kezdir erteleniyor.

11 Haziran’daki pandemi gerekçesiyle 3 Temmuz’a bırakılan ihale Cuma günü yapılabilecek mi, yoksa tekrar mı geri kalacak merak konusu.

Tavı kaçmasından mıdır nedir ne bu, ne de öncekiler yerel basında Sözcü’den Çiğdem Toker’in dışında ulusal basında gündeme gelmedi.

***

Menderes’in güneyi Dalama, Yenipazar-Pirlibey güzergahını takip edecek olan 19 köprülü kavşak, 33 köprü, 19 viyadük, 5 hizmet binası ve 23 km bağlantı yolundan ibaret iki etaplı otoban 163 km uzunlukta bir projedir.

İlk kısmı 65 km’lik Aydın-Kuyucak, ikinci kısmı 85 km’lik Kuyucak-Denizli etabıdır.

Çiğdem Toker’in iddiasına göre 27 Kasım 2018 günü yapılan ihaleyi üç yılda bitirme koşuluyla Bergiz İnşaat-ARDA Mühendislik ortaklığı kazanmıştı.

Yüklenici firma ihaleyi YİD modeline göre otomobil bazında geçiş ücreti 5 euro/cent üzerinden 17 yıl 11 ay 11 gün garantiyle, 6 milyar 866 milyon 532 bin 309 TL bedelle almaya hak kazanmıştı.

Yine iddiaya göre Karayolları da karşılığında birinci kısım 65 km’lik Aydın-Kuyucak için her iki yönde 35 bin otomobil eş değer/ gün yani yıllık 12 milyon 775 bin otomobil,85 km’lik ikinci kısım Kuyucak Denizli için ise 32 bin otomobil eşdeğer/gün yani yıllık 11 milyon 680 bin otomobil geçiş garantisi vermişti.

Yüklenici firmaya verilen araç garantilerinin parasal karşılığı için de ayrı ve özel bir formül uygulanmıştı.

Bu proje için hazırlanan sözleşmeye göre garantiye esas olacak olan geçiş ücreti ihaleye konu uzunluk ile tavan ücretinin çarpımıyla bulunuyordu.

Çıkan sonucu yıllık araç ücretiyle çarptığınızda da garanti tutarı çıkıyordu.

Demek oluyor ki, yüklenici firmaya devlet 1.kesim Aydın-Kuyucak arası için 41 milyon 518 bin, ikinci kesim Kuyucak-Denizli arası için ise 49 milyon 641 bin euro olmak üzere toplamda yıllık 91 milyon 158 bin euro garanti ediyordu.(Çiğdem Toker 1 Ocak 2019)

Ama ne var ki, Karayolları ödemelerde yüklenici firmadan sabit kur talebinde bulununca sözleşme gerçekleşmemişti.

***

Hem Aydın-Denizli otoyol hakkındaki hem de bazı kesimlerce çok eleştirilen YİD modeli konusundaki görüşlerini öğrenmek için eski Bayındırlık Bakanlarından hemşerimiz Cengiz Altınkaya’yı aradım.

Bir uzmana yakışır şekilde o hem çözüm önerilerini hem de teklifini dile getirdi:

“Aydın-Denizli otoyolu bu şartlarda yapılması bir dert yapılmaması ise başka bir dert.

Çünkü otoyol gerçekleşirse bir Aydınlı otomobille İzmir’e her bir geliş ve gidiş için 5 TL öderken aynı uzaklıktaki Denizli’den bir vatandaş bu günkü kurla Didim’deki yazlığına her bir geliş gidiş için 35 TL ödeyecektir.

Onun için her yeri geldiğinde, her sorumluya tekrarladığım bir konuyu sizinle ve sizin aracılığınızla bütün kamuoyuyla da paylaşmış olayım.

Geçiş ücretleri normalde tutulabilmesi için YİD modeline göre yapılacak işlerde sürenin olabildiğince uzun tutulması gerekir ki hem milli servete yazık olmasın hem de alacağı konforlu hizmetle vatandaş hem nakdinden hem vaktinden tasarruf edebilsin…

Bakın İzmir-İstanbul otoyolunun hali meydanda… Kota dolmazsa hem hazineden çıkacak paraya hem de harcanan emeğe yazık değil mi,” dedi.

Sayın Altınkaya’yı hazır bulmuşken çok merak edilen ve tartışılan bir konuyu, bu tür ihalelerde olası uyuşmazlık halinde arabulucu olarak niçin yerli değil de yabancı bir ülkenin seçildiğini sordum.

“Eğer iş yaparken dış krediye ihtiyaç duyacaksanız ya da başka bir ülkede üçüncü bir ülkenin parasıyla iş yapacak olursanız olası uyuşmazlıklarda taraflar üçüncü bir ülkenin arabuluculuğu üzerinde anlaşırlar ve bu husus sözleme metninde belirtilir.

Bu dış ülkelerde ihale alan bizim girişimcimiz açısından da, bizim ülkemizde iş yapan yabancı firmalar açısından da geçerli bir kuraldır,” dedi.

Velhasıl hemşerimiz Sayın Bakan’ın da dediği gibi Aydın-Denizli otoyolu bu şartlarda YİD modeline göre yapılırsa hazineye dolayısıyla millete hayli yük getirecek gibi görünüyor.

Hâlbuki bu devlet kendi tasarruflarıyla ne yollar ne köprüler ne fabrikalar ne barajlar ne limanlar ve hava alanları yapmıştı.

Hatta GAP’ı bile değil mi?