Merhaba. Gün geçmiyor ki günlük yaşantımızdaki bir ürüne zam gelmesin. Günlük hayatta zam dediğimiz şey aslında, fiyatlar genel düzeyinin artmasından başka bir şey değil. Yani enflasyon. Enflasyonist ortamda ürün fiyatları artarken geliri sabit olan hane halklarının gelirleri mum gibi erir. Döviz, altın, gayrimenkul v.s sahiplerinin gelirleri artar. Özetle fakir daha fakir, zengin daha zengin olur. Son bir yılda yaşanan ekonomimiz gibi. Türkiye’de kişi başına düşen gelir gittikçe azalırken Aydın ülke ortalamasından da kötü durumdadır. Milli Gelir’den aldığı pay yönüyle 1950’li yılarda ilk sekiz il içinde olan Aydın sahip olduğu toprak, su ve insan kaynakları potansiyele rağmen son yıllarda hak ettiği noktaya gelememiş özellikle, son on yılda daha da fakirleşmiş ve Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’dan kişi başına düşen milli gelir yönüyle 2020 yılında 5.991 $ ile 45. sıraya  gerilemiştir. Türkiye’de bu rakam kişi başına düşen milli gelir   2020 yılında 8,598 $’ dır. (DİE, TÜİK ilgili yıllar). Herkesin bildiği gibi hayat daha zorlaşmakta, işsizlik artmakta, insanlar daha da yoksulaşmakta özellikle gençlerin umudu gittikçe kırılmaktadır. Gençler kurtuluş reçetelerini yurt dışında görmektedir. Şu sıralar yurt dışına nitelikli gençler yanında nitelikli iş gücümüzde de yurt dışına göç vardır. Başta ebeveynler olmak üzere ülkenin bin bir zahmet ve emekle yetiştirdiği beyinler sürekli yurt dışına göç etmektedir. Ülke kaynaklarının en önemli unsurlarından biri olan nitelikli insan kaynağı bedavaya yurt dışına hediye edilmektedir. Üstelik Rusya-Ukrayna savaşının ülkemiz ekonomisine vereceği zarar düşünüldüğünde içinde bulunduğumuz enflasyonist ortamın daha da ağırlaşacağını söylemek mümkündür. Böyle bir atmosferde duygulandım ve önce sizlerle yazdığım bir şiiri sonra bir gencimizle söyleşimizi paylaşmak isterim.

ZAM, SAVAŞ VE TANRI’NIN ELİ

geçen günler gelir mi

değse üstümüze Tanrı’nın eli

umut hayat boyunca umut

yağmur yağmur yağmur

elektriğe zam

petrole zam

otoyola zam

meyve sebzeye zam

hayata zam

bunlar insana düşman

ne var acaba

gelecekteki umutlarda

bunca gözyaşı

bunca ölüm

bunca acı

sürerken acımasız savaş Ukrayna’da

doldururken emperyalistler ceplerini

ölen insan için

herşey bitti

söyleyin adil mi bu dünya?

ben mi sitemlensem omuzlardaki kadere?

acaba geçen günler gelir mi?

değse üstümüze Tanrı’nın Barış Eli?

04/03/2022, Aydın

“İnsanların birbirinin hayatına girmesi tesadüfî değildir kimi zaman o insanla imtihan edilir, kimi zaman o insan onun hayatına dokunur, ilham verir. Üniversite zamanı elbette öyle hocalarım oldu, sanırım siz o hocalardan birisiniz, toplum adına bir şeyler yapma coşkusunu içimde taşıdım son bir senedir, ancak, o enerjim yoktu sayenizde bu gün o enerjiyi yeniden kazanma kararı aldım çünkü hayat kısa ve insanlar ya hayatımdan birer birer çıkıp gidecek ya da benim yolum değişecek yani bir şeyler geç olmadan attığım adımları sıklaştırmam gerek bunları düşündüren şey ise insanı sevgiyle kucaklayan samimiyetinizdi. Sağ olun, var olun hocam” diye belirtti  yüksek lisansın sonuna gelmiş bir öğrenci arkadaşım.

Anlattığı şekilde, cevaben “yeni bir başlangıç yapma kararına vesile olduğumdan attığınız adımların sıklaştırmanız gerektiği düşünmenize neden olmasına sevindiğimi söyleyebilirim” dedim ve devamla “ancak, size altın öğüdüm önce kendiniz için sonra toplum için ne yapacaksanız yapmanız gerektiğidir. Toplum öyle teoride olduğu gibi, sen yaşamını kazanmadan esasında adına bir şey yapılacak bir olgu değildir. Peşinen söyleyeyim kendini ifade etmek, demokratik haklarını kullanmak, gösteri yapmak ayrı şey. Aç kaldığında ailen dışında sana pek yararı olacağını hiç düşünmüyorum. Lütfen önce bireyci ol ve önce kendin için bir şeyler yap. Gönlün toplumdan yana olsun ancak, ne zaman birey olarak maddi anlamda zenginleşirsin o zaman toplum için bir şeyler yaparsın. Şu an zannediyorum yaptığın toplum içinde maddi anlamda refah içinde yaşayabilmek için bir kavga. Gönül zenginliğin harika bir biçimde var. Maddi zenginliğe ulaşmak için ver mücadeleni. Ancak bu mücadele sürecinde her şeyin de maddi zenginlikle gerçekleşeceği yanılgısına düşme. Yazdıklarımdan ilk anlamda maddiyatçı olduğum fikri gelmesin sakın aklına, ancak kapitalist toplumda gönül zenginliği yanında neden bizi ezen kapitalistler gibi bizde maddi zenginliğe ulaşmayalım, ne üstünlükleri var bizden? Kabul et fırsat eşitliği ülkesinde yaşamıyoruz. Her alanda tam rekabet maalesef. Diyebilirsin ki bazı liderler toplumları için hayatlarını adıyor. Doğrudur, peki ne için, bence zihinlerinde oluşan bir hırs, bir kompleks, sonu gelmez zihin açlıklarını doyumsuz bir şekilde giderme tutkusu. Bilmem anlatabildim mi? Öte yandan tartışmaya açık olmak üzere imgeci şiiri sevmiyorum, insan psikolojisini bozuyor gibi geliyor bana, hele bazı imgeleri anlamlandırmak için saatlerce düşünüyorsun, derinlemesine irdeleyip harcadığın onca zamandan sonra saçma sapan anlamsız şeylerin çıkması beni derinden üzüyor. Üniversiteden mezun olduğumda psikolojimi bozmamak için imgeci şiiri okumayacağım hususunda ilke kararı almıştım. Dün sayenizde bu kararı bozdum. Koca bir gece sonunda ayırdığım zamana değmedi, psikolojimin güzelliğinde aksamalar meydana geldi. Atlattım. Zamanım o kadar değerli ki, kendi istediğim kendim koşullarını oluşturduğum bana mutluluk veren anlar, şeyler ve değer verdiğim şahıslar dışında bir saniyemi ayırmam. Geçen zamanda edindiğim en önemli deneyim. Unutma Fransızların harika bir ata sözü var, "Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse". Sana olduğu gibi tüm genç arkadaşlara naçizane tavsiyemdir”. Genç arkadaşımla söyleşimizi bu şekilde sonlardım.

Kalın sağlıcakla.

21 Aralık 2021, Aydın