Ünlü bir yazar derki: “Sevgi her zaman korku yaratır çünkü sevgi ölümdür; senin bildiğin sıradan ölümden daha büyük bir ölümdür.Sevgi egonu öldürmektir.

Eğer seversen kendinle ilgili sahip olduğun tüm kavramları bırakmak zorunda  kalacaksın.  Eğer seversen ego olamazsın çünkü ego sevgiye izin vermeyecektir. Onlar uzlaşamazlar. Eğer egoyu seçersen sevgiyi seçemeyeceksin. Eğer sevgiyi seçersen egoyu bırakmak zorunda kalacaksın dolayısıyla korkuyu da. Senin sevgi dediğin şey sadece sahte bir paradır: Sen onu icat etmişsindir çünkü, sevgisiz yaşamak çok zordur. O zordur çünkü, sevgi yokken hayat hiçbir anlam taşımaz; o anlamsızdır. Sevgi olmadan hayatın içinde  hiç şiir yoktur. Sevgi olmadan ağaç vardır ama asla çiçekler yoktur. Sevgi olmadan dans edemezsin, kutlayamazsın, minnet duyamazsın, dua edemezsin. Sevgi olmadan tapınaklar sadece sıradan evlerdir; sevgi varken sıradan bir ev bir tapınağa dönüşür, güzelleşir. Sevgi olmadan sen sadece olasılık olarak kalırsın; boş hareketler. Sevgi ile sen ilk kez vücut bulursun. Sevgi ile ilk kez sende ruh ortaya çıkar. Ego kaybolur ama ruh ortaya çıkar.

Sevginin gerçek parası çok pahalıdır: Onu sadece kendini kaybetme pahasına satın alabilirsin. Bunun başka bir yolu yoktur. Sevgi sana kendi özünü geri verir; ego seni kendi özünden gizlemeye devam eder, sevgi seni kendine açar. Ancak korku vardır. Korku doğaldır ve kişi korkusuna rağmen gitmek zorundadır.

Cesur ol, korkak olma. Varlığının gerçek cesareti  sadece sevgi ortaya çıktığında test edilir. Ondan önce hiçbir zaman ne tür bir cesaretten yapıldığını  bilemezsin. Sıradan hayatta, iş hayatında, şunu veya bunu yaparken, hırsın dünyasında ve güç politikalarında gerçek cesaretin asla test edilmez. Asla ateşin içinden geçemezsin.

Sevgi ateştir. Sevgi acı verir çünkü o saadet için yol açar. Sevgi acı verir çünkü o dönüştürür, sevgi mutasyondur.  Her dönüşüm acı verici olacaktır çünkü eski yeni uğruna terk edilmek zorundadır. Yeni olanla zihnini kullanamazsın; eski olanla zihin beceriklidir. Zihin sadece eski olanla işleyebilir; bütünüyle kullanışsızdır. Bu yüzden korku yükselir ve eskiyi, konforlu olanı, güvenli dünyayı, rahatlığın dünyasını terk ederken korku yükselir. Bu çocuğun annesinin rahminden çıkarken hissettiği acının aynısıdır. Bu kuşun yumurtadan çıkarkenki acının aynısıdır. Bu kuşun ilk kez kanatlanmaya çalıştığı zaman hissedeceği korkunun aynısıdır. Bilinmeyen korkusu ve bilinenin güvenlik duygusu, bilinmeyenin güvensizliği, bilinmeyenin tahmin edilemezliği kişiyi son derece korkutur.

Ve dönüşüm bir kendin olmama haline olacağı için ıstırap çok derindir. Ancak sen ıstırabın içinden geçmeden mutluluktan kendini kaybedemezsin. Şayet altın saflaştırılacaksa ateşten geçmek zorundadır.

Sevgi dediğimiz gibi ateştir. Sevginin içinde acı çekmek boşuna acı çekmek değildir. Sevgide acı çekmek yaratıcıdır; o seni daha yüksek bilinç düzeylerine çıkarır. Sevgi olmadan acı çekmek bütünüyle bir kayıptır; o seni hiçbir yere götürmez. O seni aynı kısırdöngünün içinde tutar.

Sevgisi olmayan bir insan narsistir, o kapalıdır.  O sadece kendini bilir. Ve o diğerini tanımadan kendini ne kadar tanıyabilir? Çünkü diğeri bir ayna gibi iş görür. Diğerini tanımadan asla kendini tanıyamazsın. Sevgi kendini tanımak için de çok hayatidir.

Sevgi açık bir gökyüzüdür. Sevmek kanatlanmaktır. Ancak sınırsız gökyüzü mutlaka korku yaratır. Ve Ego. Egoyu bırakmak çok acıdır, bize egoyu yetiştirmemiz öğretilmiştir. Egonun bizim yegâne hazinemiz olduğunu zannederiz. Biz onu korumaktayız, biz onu süslemekteyiz, biz onu sürekli olarak parlatmaktayız ve sevgi kapıyı çaldığında, sevginin içine girmek için yapılması gereken tek şey, egoyu bir kenara bırakmaktır. Kesinlikle acı verir. Bu senin tüm yaşamının işidir, bu senin yarattığın her şeydir: Bu çirkin ego, "Ben varoluştan ayrıyım" çirkin fikri. Sevgi sana egon olmayan bir şeyle uyumlu olmanın ilk tecrübesini sağlar. Sevgi sana hiçbir zaman senin egonun bir parçası olmamış birisi ile ahenk içinde olma dersini verir. Şayet bir kadınla ahenk içinde olabilirsen, bir arkadaşla, bir insanla ahenk içinde olabilirsen, çocuğunla yahut annenle ahenk içinde olabilirsen niçin tüm insan evlatlarıyla ahenk içinde olamayasın? Ve şayet tek bir kişiyle ahenk içinde olmak böylesine keyif veriyorsa tüm insanlarla ahenk içinde olmanın sonucu  ne olacaktır? Ve şayet sen tüm insanlarla ahenk içinde olabilirsen niçin hayvanlarla, kuşlarla ve ağaçlarla ahenk içinde olmayasın? O zaman bir adım diğerine yol açar. Sevgi bir merdivendir. O bir kişi ile başlar ve bütünlükle son bulur. Sevgi başlangıçtır. Sevgiden korkmak, sevginin geliştiren korkusundan korkmak, karanlık bir hücrenin içinde kapalı kalmaktır.

Sevgi sorun yaratır. Bu problemlerden sevgiden kaçarak kurtulamazsın. Ancak bunlar son derece hayati sorunlardır. Onlarla yüzleşmek, karşılaşmak zorundasın; onlar yaşanmak zorundadır ve onların içinden  ve ötesine geçmek gerekir. Ve ötesine geçmek için yol içindendir. Sevgi yapılmaya değer yegâne şeydir. Onun dışındaki her şey ikincildir. Şayet sevgiye yardımcı olursa iyidir. Ve diğer tüm şeyler bir araçtır, sevgi amaçtır. Bu yüzden acı ne olursa olsun sevginin içine  gir.

İçindek, Nehri Temiz tutmak için kişinin akmaya devam etmesi gerekir. Bir nehir temiz kalır çünkü o akmaya devam eder. Akış sürekli olarak bakire kalma işlemidir. Bir sevgili bir bakire olarak kalır. Her sevgili bir bakiredir. Sevmeyen insanlar bakire kalamaz; onlar hareketsiz, durgun kalır; er ya da geç —ve geç olmasından çok, erkenden— kokmaya başlarlar çünkü  onların  gidecek bir yerleri yoktur. Onların hayatı ölüdür. Sevginin dilini unutulmuştur Biz artık sevgi denen maceraya atılmak için yeterince cesur değiliz.

Bu nedenle insanlar seksle ilgilenirler çünkü seks riskli değildir. O anlıktır, dahil olmazsın. Sevgi dahil olmaktır;  o teslimiyettir. O anlık değildir. Bir kez köklendiğinde o sonsuza kadar kalabilir. O hayat boyu süren bir dahil olmadır. Sevginin yakınlığa ihtiyacı vardır ve sen sadece yakın olduğunda diğeri bir aynaya dönüşür. Bir erkek ya da kadınla cinsel olarak buluştuğunda, buluşmuş dahi sayılmazsın; aslında diğer insanın ruhundan kaçmışsındır. Sadece bedeni kullandın ve kaçtın ve diğeri de senin bedenini kullandı ve kaçtı. Asla birbirinizin orijinal yüzünü açığa vuracak kadar yakın olmadınız. Sevgi acı verir ama ondan kaçma. Ondan kaçarsan, en büyük gelişme fırsatından kaçmışsındır. Onun içine gir, sevginin ıstırabını yaşa çünkü ıstırap aracılığıyla muazzam bir mutluluk gelir. Evet ıstırap vardır ama ıstıraptan büyük mutluluk doğar.

 

Kişinin kendisini sağlıklı bir biçimde sevmesinin çok büyük bir dini değeri vardır. Kendisini sevmeyen kişi asla başka birisini sevemeyecektir. İlk sevgi halkası kalbinde ortaya çıkmalıdır. Şayet o senin için ortaya çıkmamışsa başka kimse için çıkamaz çünkü herkes senden çok daha uzaktadır.

Bu durgun bir göle taş atmak gibidir; ilk halka taşın etrafında oluşur ve sonra uzak kıyılara doğru yayılmaya devam edecektir. İlk sevgi halkası senin etrafında olmalıdır. Kişi kendi bedenini sevmelidir,  kişi kendi ruhunu sevmelidir, kişi kendi bütünlüğünü sevmelidir. Eğer evini sevmezsen onu temizlemeyeceksin; eğer evi sevmezsen onu boyamayacaksın; eğer sevmezsen onu, nilüfer havuzu olan güzel bir bahçe ile çevrelemeyeceksin. Eğer kendini seversen kendinin etrafında bir bahçe yaratacaksın. Kendi potansiyelini geliştirmeye çalışacaksın, içindeki her şeyi ifade etmek için ortaya çıkarmaya çalışacaksın. Eğer seversen kendi üzerine yağdıracaksın, kendini beslemeye devam edeceksin. Ve eğer kendini seversen şaşıracaksın: Diğerleri seni sevecektir. Hiç kimse kendisini sevmeyen kişiyi sevmez. Sen bile kendini sevemezsen başka kim bu derdi üstlenecek? Ve kendisini sevmeyen kişi tarafsız kalamaz. Unutma hayatta tarafsızlık yoktur.

Kendini sevmeyen insan kendinden nefret eder, nefret etmek zorunda kalacaktır; hayat tarafsızlık tanımaz. Hayat her zaman bir seçimdir. Eğer sevmezsen bu, sadece sevmeme halinin içinde kalabileceğin anlamına gelmez. Hayır, nefret edeceksin. Ve kendinden nefret eden kişi tahripkâr hale gelir. Kendinden nefret eden kişi diğer herkesten nefret edecektir; o son derece öfkeli ve saldırgan ve sürekli olarak hiddet içerisinde olacaktır. Kendinden nefret eden kişi nasıl diğerlerinin onu seveceğini umut edebilir? Onun tüm yaşamı mahvolacaktır. Kişinin kendisini sevmesi çok büyük bir dini değerdir.”  Kendini sev. içindeki yaşam enerjisini sev. Hiç doğayı sevmayen insan var mıdır? Çünkü insan doğanın bir parçasıdır.Sevgi doğa demektir.Senin tüm ihtiyaçlarını gideren doğa.