Yıllardır bize böyle düşünmemiz öğretildi.
Yahudi bir gazete logosunun altına ‘Türkiye Türklerindir’ diye yazdı.
Adeta bir odak tarafından yalnızlaştırılmak istendik.
Anlayamadık yalnızlaştırılmak istendiğimizi.
Milli benlik duygularımız kışkırtıldı, pohpohlandı.
Coğrafyamızın bir çok yerinde, bize karşı kışkırttığı ailelerin yaptıklarını bütüne mâl edip hepsine düşman olmamızı istediler.
Cetvelle çizdikleri sınırlar içinde kurdukları kukla devletlerle, bizi birbirimize düşman ettiler.
Kardeşler arasına nifak soktular.
Oysa biz, onlarla Allah indinde kardeştik.
İnandığımız ortak değerlerimiz vardı bizim.
İçlerinden yemledikleri hırs sahiplerini bahane ettiler.
Bir çok cephede bir birimize yaslanarak ölüme gittiklerimizi düşman belledik, bize kurşun sıkanları, topraklarımıza tasallut edenleri dost belledik.
Şimdi yeryüzünün efendilerinin kurdukları düzen bozuluyor.
Sancak düştüğü yerden yeniden yükselişte elhamdülillah.
Asya’nın en uzak köşesinden, Afrika’nın en ücra yerine, Mekke'den, Medine’den, Kafkaslardan, Nil’den Tuna’ya, Balkanlar'dan Avrupa’ya altmışa yakın ülkenin kamuoyunda oluşan sempati ve sevgi halesi gün geçtikçe büyüyor.
İnsanı yardım kuruluşlarımız ve TİKA hergün bu mazlum coğrafyalarda yardım seferberliğinde.
O topraklarda iyiliği, merhameti ve sevgiyi büyütüyorlar.
Bu sevgi arttıkça, aramıza nifak tohumları ekenler rahatsız oluyor.
Çünkü biliyorlar ki;
Yalnızlaştırılmak istenen Türkler, yeniden tarih sahnesine çıkıyor.
Hile ve desiselerle kurdukları düzenleri tehlikede.
Yıllardır adaletsiz bir şekilde yaptıkları uygulama ve yönetimleri sorgulanıyor.
Hem de Türkler tarafından.
Bu durum onları tedirgin ediyor ve korkutuyor.
Kurdukları tuzaklar bozuluyor, öğrettikleri yalanlar buharlaşıyor, telaşları bu yüzden.
Şimdi yeni yalanlar peşindeler..
“Türkiye yalnızlaşıyor, eksen kayması yaşıyor, ekonomisi kırılganlaşıyor, demokrasisi güven vermiyor, diktatörleşme eğilimi artıyor.. vs..vs” diyorlar.
Bu dost ve müttefiklerimizi (!) anlamak zor değil.
Sıkışmış durumdalar..
Biliyoruz ki;
Onlar, düzenleri ve egemenlikleri için her yolu dener ve her fitneye baş vururlar.
Bu anlaşılır bir şey.
Adamlar kendi seçimlerinden çok bizdeki referanduma odaklanmış vaziyette.
Bunların ağzına bakan ve bunlarla aynı yöne bakan bizimkilere ne diyelim?
Bize düşen şimdi yeniden düşünmektir.
Bize öğretilen ve benliğimizi okşayan “Türk'ün Türk’ten başka dostu yoktur” önermesiyle mi, yoksa “Türkiye Türkiye'den ibaret değildir” gerçeğiyle mi amel edeceğiz?
Dün birlikte olduğumuz ırk ve din kardeşlerimizle birlikte mi olacağız?
Yoksa bizi birbirimizden kopararak coğrafyamızın yer altı ve yer üstü zenginliklerini yağmalayan haydutların arzularına ve yalanlarına mı uyacağız?
Uyanalım artık!
Yeryüzünün bütün coğrafyalarından;
Doğu Türkistan’dan, Somali’ye, Bosna’dan Arakan’a, Pakistan’dan, Kırım’a bütün Türk ve İslam dünyası gözünü Türkiye'ye çevirmiş, ‘Ayağı taşa değmesin’ diye dua ederken, Türkiye ile umutları yeşerirken, birilerine ne oluyorda ülkemiz etrafında oluşan sevgi ve umut besleyenlerle birlikte olmak yerine, hep Türk'e ve İslam’a düşman olanlarla aynı yöne bakıyor, aynı duaya amin diyor, aynı tabağa kaşık sallıyor.
Soruyorum;
Ülkemizin dışında yaşayan soydaşlarımız ve dindaşlarımızdan farklı nedir gördüğünüz?
Batının ülkemizde kurduğu düzenin, statükonun bozulmasından endişe duyduğunu görmüyor musunuz?
Bize umut bağlayan kardeşlerimizin, mazlum milletlerin vebalinden hiç mi korkmuyorsunuz?
Kimden yanasınız siz?
Evhamlarınız, korkularınız, öfkeleriniz, hırslarınız, hesaplaşma arzularınız, kardeşlerimiz ve mazlum milletlerin mutluluk ve zaferinden daha mı öncelikli?
Kaosa uğratmak, kargaşaya itilmek istenen ülkeniz sizi hiç endişelendirmiyor mu?
İç hesaplaşmalarınızın ülkeye maliyeti hakkında bir fikriniz var mı?
Görmüyor musunuz?
Sizler, iç hesaplaşma peşinde koşarken, birileri de ülkenizle hesaplaşma peşinde.
Bu hesaplaşmanın malzemesi olup olmamak sizin elinizde.
Tarih aldığınız tavır ve tutumla sizi yargılayacaktır.
Neyi tercih ettiyseniz öyle anılacaksınız.
Bunu unutmayın.
Hatırlatması bizden… .
