Aydın Şehir Tiyatroları Sahnesi"nde düzenlenen Kalp Sağlığı Haftası etkinliklerine Aydın Vali Yardımcısı Osman Nuri Çobanoğlu, İl Sağlık Müdür Yardımcısı Günay Güler, BSK Aydın Anka Hastanesi Genel Direktörü Emre Özbalcı, BSK Aydın Anka Hastanesi İşletme Direktörü Yaman Boya, BSK Aydın Anka Hastanesi Tıbbi Direktörü Doç. Dr. İsmail Badak, Aydın Belediyesi Sosyal ve Kültür İşleri Müdürü Tahir Olçum, sağlık personelleri ve çok sayıda davetli katıldı.
Açılışta konuşan BSK Aydın Anka Hastanesi Kalp Sağlığı Merkezi Koordinatörü Emre Özbalcı, kalp krizi gerçekleşmesinin sanılanın aksine birdenbire olmadığını söyledi. Bazı kişilerde çocukluktan başlayarak bile kalp krizi görülebildiğine işaret eden Özbalcı, “Süreç, damar çeperinde yağ birikmesi ile başlıyor. Bazı kişilerde bir damarın yüzde 30"dan yüzde 70"e kadar daralması 10 seneyi bile bulabiliyor. Kişinin durumu ölümcül boyutlara ulaşabiliyor ama maalesef bundan haberi bile olamayabilir. Tehlikeli tarafı da bu zaten. Göğüs kafesinin orta bölgesinde 30 dakikadan uzun süren baskı, sıkışma, sıkıntı ve yanma hissi oluşuyor. Omuzlara, boyuna veya kollara göğüs ağrısı yayılabilir. Çarpıntı ve nefes darlığı meydana gelebilir. Bunların yanı sıra baş dönmesi, bayılma, bulantı ve soğuk terleme de birlikte görülebilir. Kalp krizi belirtilerinin atipik olanları da var. Mesela ağrının sol kola yayılması gibi yerleşmiş bir kanı vardır. Halbuki ağrı, sağ kola da yayılabilir. Sadece elin bir ya da iki parmağı, küçük parmağı bile ağrıyabilir. Kimilerinde çene veya diş ağrısı gibi de görülebilir. Bazen karnın üst kısmında olup reflü ya da ülser ağrısı ile karıştırılabilir” dedi.
Türkiye"de yaklaşık 2 milyon koroner kalp hastası bulunduğu ve bu hastaların yılda 130 bininin hayatını kaybettiği ifade eden Özbalcı, “Hayvansal kaynaklı gıdaların yoğun olarak tüketimi, yemeklerin aşırı yağlı pişirilmesi, meyve ve sebze tüketiminin yeterli düzeyde olmaması ve fiziksel aktivitelerin yetersizliği, yüksek tansiyon, sigara ve alkol kullanımı, şişmanlık ve diyabet, kalp, damar hastalıklarına yakalanma riskini artıran faktörlerin başında yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye"de kalp damar hastalıklarının ölüm nedenleri içinde yüzde 43 oranıyla ilk sırada yer aldığına işaret eden BSK Aydın Anka Hastanesi Kalp Sağlığı Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Berent Dişçigil de, Türkiye"de 2 milyon kalp hastası olduğunu ve her yıl 130 kişinin hayatı kaybettiğini ifade etti. Ölümlerin önemli bir bölümünün 41 ile 58 yaş grubunda gerçekleştiğine dikkat çeken Dişçigil, “Kalp damar hastalıklarından korunmak için fazla kiloların verilmesi, Akdeniz diyetiyle beslenilmesini, haftada 4 kez yarım saat yürüyüş yapılmasını ve sigara içilmemesini gerekiyor. Koroner kalp hastalıkları için ana risk faktörleri sigara, alkol kullanımı, yüksek tansiyon, bilinçsiz beslenme ve hareketsiz yaşam tarzı olarak sıralanıyor. Dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin kalp-damar hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Erken ölümlere yol açan, kişilerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kronik hastalıklardan koruyucu önlemlerle korunulabilir” diye konuştu.
Kalp-damar hastalıklarının yol açtığı ölümlerin önemli bir bölümünün, sigaraya bağlı nedenlerden gerçekleştiğinin altını çizen Dişçigil, sigara dumanının içerdiği karbonmonoksidin kan dolaşımına girerek pıhtılaşmaya yol açtığı ve atardamarların iç duvarlarına zarar vererek kalp krizlerine neden olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Sigara birçok hastalığa olduğu gibi, kalp-damar hastalıklarına da zemin hazırlar ve ölümlere yol açar. Koroner kalp hastalıklarından ve bu hastalıkların yol açtığı ölümlerden korunmak için atılacak ilk adım, sigara ve dumanından uzak durmaktır. Kalp-damar hastalıklarının oluşumunu önlemek için ayrıca, beslenmede doymuş yağ oranının azaltılması, tekli ve çoklu doymamış yağ asitleri içeren yağların oranının artırılması, besinler yoluyla alınan kolesterole dikkat edilmesi, posa içeren yiyecekler ile meyve-sebze tüketiminin artırılması, şeker ve tuzun alt düzeyde tüketilmesi gerekiyor. Koroner kalp hastalıklarından korunmak için, vücut ağırlığı kontrol altında tutulmalı, beslenmeye özen gösterilmeli, stres azaltılmalı, alkol ve sigaradan, oksijensiz ortamlardan uzak durulmalı, spor yapılmalı ve haftada üç dört kez yarım saat yürüyüş yapılmalı”