Baş ağrısı, her yaşta en sık karşılaştığımız nörolojik hastalık ve en sık görülen ‘kronik’ baş ağrısı nedeni de migren.

Kadınların yüzde 20’si, erkeklerin ise yüzde 8’i migren hastası. Migrene bugün farklı bir açıdan bakalım istedim. Geçtiğimiz ay Kanada Waterloo Üniversitesi’nden bilim insanları bir araştırma yaptı ve bu araştırma önemli bilim dergilerinden ‘International Journal of Geriatric Psychiatry’ yani Uluslararası Geriatrik Psikiyatri Dergisi’nde yayınlandı.



Araştırmaya göre; migreni olan hastalarda demans gelişme olasılığı 3 kat fazla. Bu sonuçlar bize gösteriyor ki bugüne kadar beyinde fonksiyonal hiçbir değişiklik yapmadığını düşündüğümüz migren aslında değişim yaratıyor olabilir. Üstelik bu değişim damarsal değil. Çünkü aynı araştırmaya göre ‘vasküler demans’ dediğimiz ve damar yapısındaki bozukluklar nedeniyle ortaya çıkan demans ile migren arasında bir ilişki yok. Bu da migren ataklarını engellemenin ve düzenli yaşamanın önemini daha da arttırıyor.



30 YIL SONRA DEMANS HASTASI OLABİLİRSİNİZ

Dünya nüfusu giderek yaşlanıyor. Bu satırları okuyan 40’larında biriyseniz belki 2030 yılında 75 milyona ulaşması beklenen demanslı insanlardan biri de siz olacaksınız. 75 milyonun yaklaşık bir Türkiye nüfusu olduğunu düşünürsek dünya ekonomisinin ve ülkelerin demansı ne kadar ciddiye alması gerektiğini daha iyi anlarız. Eğer bu satırları okuyan 30’lu yaşlarda bir genç iseniz de 2050’de sayısı 131 milyona ulaşacak demans hastalarından biri olabilirsiniz.

Peki, beyin sağlığımızı korumak, demansı önlemek için neler yapmalıyız? Demans aslında çevresel faktörler yani yaşam tarzı ile çok yakından ilişkili bir hastalık. Tabii ki genetik faktörler de var ama önlemek için en uygun strateji, demans için risk yaratan durumları ortadan kaldırmak, yaşam tarzını düzenlemek ve gerekli hastalıklarda ilaç tedavileri kullanılması. Mesela hipertansiyon, enflamasyon yani iltihap, kolesterol yüksekliği ve çeşitli hormonal bozukluklar demans için risk oluşturuyor. Bu risklerle mücadele demansın önlenmesinde temel oluşturuyor.



BAŞ AĞRISI İLE DEMANSIN NASIL BİR İLİŞKİSİ VAR?

Bugüne kadar biz hep migrenin, beyin fonksiyonlarında bozukluk veya yapısal beyin sorunları ile ortaya çıkan bir hastalık olmadığını biliyorduk. Ancak son çalışmalar migrenin bazı yapısal değişikliklere neden olabileceğini bize gösterdi. Ayrıca migrenli hastalarda depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıklar da demans riskini arttırıyor. Migrenin demansla ilişkili olması ve depresyonda olduğu gibi bunamada da etken olması mümkün. Dolayısıyla migren ataklarını önlemek bir başka nedenle de önem kazanıyor.

MİGRENLE DEMANS İLİŞKİSİ DAMARSAL DEĞİL NÖROLOJİK

Araştırmada migren öyküsü olanlarda demans görülme olasılığı 3 kat, demansın en yaygın görülen türlerinden biri olan Alzheimer gelişme olasılığı ise 4 kat fazla gösterildi. Bu çalışmada ilginç bir bulgu daha vardı. Vasküler demans denilen bir demans türü var. Vasküler demans damarlardaki yapısal bozukluk nedeniyle meydana geliyor. Bu araştırmaya göre ise migren ile vasküler demans arasında ilişki bulunamadı. Vasküler demans beyne kan akışı ile ilgili sorunlardan kaynaklanan beyin hücrelerinin zarar görmesi nedeniyle oluyor. Yani özetle migren, ön planda sinir hücrelerine direk hasar vererek beyne etki ediyor gibi görünüyor. Bu mekanizma bulunabilirse demansın önemli bir oranda azaltılması da mümkün. Ancak o zamana kadar migren ataklarını kontrol altına almak önemli.