Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Didem Arslan Yılmaz'ın moderatörlüğündeki Türkiye'nin Nabzı Özel programında gazeteciler Serdar Ali Çelikler ve İbrahim Yıldız'ın sorularını yanıtladı. Koç, TFF kararları ve başkan Nihat Özdemir'in 2010-2011 açıklamaları ile ilgili şunları söyledi:



"SİSTEM SIKINTILI"

Sistem sıkıntılı. Biz TFF seçimlerinde 'Federasyonun emrindeyiz' dedik. Sayın Özdemir'le seçim öncesi her kulübe gittiği gibi bizimle de görüştü. Hiçbir talebimiz yoktu, 'Eski sistem devam etmemeli, adaletin sağlanması lazım' dedik. Ama siz 'Eski dostlarınızla ters düşmemek adına bazı şeylerden imtina ederseniz o dönüşümü yakalayamazsınız' dedi. Kendisi amacının futbolu düzeltmek olduğunu söyledi. Kendisi 'Fenerbahçe başarısızlığını örtmeye çalışıyor' dedi. 3 hafta önce bize başka söylemişti, Allah'tan yanımızda başkaları da vardı. Soğukkanlılıkla sorguladık, dile getirdik. Anlatmaya çalıştık. Ama gördük ki duvar var karşımızda. Ciddi hakem hataları yaşadık. Şubat'ta yüksek divan kuruluna dedim ki, 'Bakın biz yaşadık, sezon ilerleyince neler yaşanacak görün' dedim."



"ÖZDEMİR'İN BAŞKA TAKIMLARLA İLGİLİ KONUŞTUĞUNU GÖRDÜNÜZ MÜ"

Özdemir ile kişisel meselemiz kesinlikle yok. 3 Temmuz bizim kırmızı çizgimizdir, kim ihlal ederse cevap veririz ve Fenerbahçe içinde barınamaz. TFF Başkanlığı herkese eşit mesafede olması gereken, takımlar hakkında kişisel fikir beyan edilmeyeceği mevkidir. Şunu soruyorum, federasyon başkanımızın Fenerbahçe dışında herhangi bir kulüple ilgili ileri geri konuştuğunu gördünüz mü?

"TFF'YE GÜVENMİYORUZ"

Son maça dönersek, bu çok önemli. Bizim derdimiz kişisel değil. Bizim TFF'yle sorun yaşamamız güven kaybetmemiz, niye güvenmiyoruz; çünkü ilkesizlik, eşitsizlik var. Çifte standart demeyeceğim çok standart var. Eşitsizlik sanki bir norm haline geldi. Bu keyfi kararlar demek. Eşitsizliğin normalleştiği dönemden geçmek futbol için çok tehlikeli. Sezon içinde inancımızı kaybettik. Son maç oynandı. Benim, Semih Bey'in federasyonu ilgilendirmeyen konuda nasıl cezalandırıldığını gördünüz. İşin içindeki standartsızlığı, eşitsizliği, hukuksuzluğu anlatmaya çalışıyorum. Bunları dile getirdiğim zaman ceza yiyorum. Bugün bir anket yapsanız, yüzde 90 futbolda adalet yok derler.



"PFDK, CEZALARI UTANÇ VERİCİ"

Özdemir'le bugün bir aradaydık. Konuşarak çözülmeyecek bir şey olmaz. Ama bu 3 Temmuz'u çözemeyiz. Hala akıl tutulması. Bugün federasyona laf söylemek, hakem hatalarını kınamak ağır suç, ama yöneticiler küfür kıyamet, sahaya dalsın... Tekme tokat giren arkadaş 30 gün yemiş, biri 40 gün almış. Komik bunlar. Dışarıda olan komplo teorilerini, adil rekabet yoktur söylemlerine güçlendiren şeyler bunlar. Bu Türk futbolu için utanç verici kararlardır.

"2010-2011'İ DÜZELTMEDİ"

Bunu düzeltecek bol bol fırsat varken düzeltilmiyor. Bizim için bu kadar hassas konuda böyle bir şey söyleyip, Ali Koç, Ahmet, Mehmet meselesi değil bu. Bu Fenerbahçe. Çok dua ettim, yanlışlıkla söylemiştir diye. Ama düzeltmedi. Bizim için konu kapanmıştır.

3 TEMMUZ AÇIKLAMASI



Cuma günü mahkemede Fenerbahçe'nin Başkanı olarak yaşadıklarımızı hatırlatacağız. Bizim bu davalarımız 15 Temmuz'dan önce başladı. Fenerbahçe camiasını, o dönemde bu işin kahrını çekmiş, gaz yemiş, tartaklanmış, okula gittiği zaman okul arkadaşları tarafından sıkıntı yaşamış çocuklar olmak üzere. Mahkemelerin henüz karar vermemiş olması bizleri derinden yaralanmaktadır. 17-25 diye çizgi çekiliyor. Bunun Ergenekon'u, Balyoz'u, 3 Temmuz'u var. O günleri unutmayın.

Devletin gücü arkasında, polisi, savcısı, hakimi, medyası, biz tek tabanca mücadele ettik. Başkanımız 'Ne şikesi memleket elden gidiyor' demişti. Sokağa ilk biz indik. Bütün rüzgar bize karşıyken. Bu camia bu konuda saygı beklemektedir. O yüzden Nihat ey'e tepkimiz öyledir. Adaletin en kısa zamanda vicdanen aklanmış olan camiamızı resmi ve hukuken son noktayı koymasını bekliyoruz.

AZİZ YILDIRIM'LA GÖRÜŞTÜ MÜ?

Başkanımızla en son 2 Haziran 2018'de merhabalaştık stadda. Ertesi gün seçimdi, konuşma imkanı olmadı. Ondan beri bir daha görmedim. Bir cenazede uzaktan gördüm. Biz göreve geldikten sonra basket takımının maçına, Can Bartu'nun cenaze törenine davet ettik. Cumhurbaşkanımızla görüşmeye giderken davet ettik. Hiçbirine cevap alamadım. Davalarla ilgili mektup yolladım, mektup açılmadan geri geldi. En azından 3 Temmuz'da ortak hareket edebilseydik, bizim büyüğümüz, liderimiz. Ama olmadı. (Aziz Yıldırım'la yapılan kıyaslamalarla ilgili) Hayır, kıyaslamanın şu aşamada doğru olduğuna inanmıyorum. Biz 2 yıl görev yaptık.