Türk insanının defalarca izlemeye doyamadığı Yeşilçam filmleri yıllarını sinemaya veren Selda Alkor'a hüzün veriyor.

Çünkü sinema ve tiyatro dünyasından her gün bir arkadaşı sessiz sedasız göçüp gidiyor. Hayranları, akrabaları bile bir süre sonra onların yokluğuna alışıyor, ancak rol arkadaşları için ayrılığın acısı çok daha zor.

Yeşilçam emektarı Selda Alkor da iş arkadaşlarını unutamayan hatırladıkça gözyaşlarına hakim olamayan isimlerden. Oyuncu, "Ben kendi filmlerimi seyrederken kötü oluyorum. Kendimi mezarlığa gelmiş gibi hissediyorum.

Arkadaşlarımın pek çoğu bu dünyadan göçüp gitti." diyor.

Selda Alkor, bugüne kadar 70'in üzerinde filmde başrol almış bir oyuncu. Ne var ki filmlerini izlerken artık o eski neşeyi bulamıyor, aksine hep duygulanıyor.

Çünkü bazı filmlerin yönetmeninden kameramanına, oyuncusundan rejisörüne kadar pek çok kişi hayatını kaybetmiş.

Kendisini en çok 'Senede Bir Gün' isimli filmin etkilediğini dile getiren Alkor, "Sami Hazinses, Osman Alyanak, Nejat Saydam, Merih Üstüngöl, Tugay Toksöz, Hulusi Kentmen, Hüseyin Baradan, Kostoriko Ahmet, Ali Şen, İhsan Yüce, Reha Yurdakul, Cahit Irgat hepsi Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Şu anda o filmde oynayıp da yaşayanlar Kartal Tibet, Ferah Nur, Adnan Şenses, Münir Özkul, sadece bizleriz." diye konuşuyor. Ünlü oyuncu, vefat eden dostları için dua ettiğini söylüyor.

Türk sinemasında birçok ünlü isim gibi Ses Dergisi ile şöhret olan sinema oyuncusu Selda Alkor, 1965'te sanat dünyasında şöhret bulan isimlerden.

İstanbul'a ilk geldiğinde, halası ile birlikte sanat okullarının kapısını çalıyor ressam olmak hayali ile. "Akademide okumak istiyordum. Ama ben Ses Dergisi'ne kapak oldum." ifadesini kullanan oyuncu, yoğun bir çalışma hayatına atılıyor.

Yılda en az on beş filmde başrol alan oyuncu, evlendikten sonra uzun bir müddet kameralardan uzak kalıyor. Ancak Alkor, Asmalı Konak dizindeki Sümbül Karadağ rolü ile hafızalarda yeniden yer etmeyi başarıyor.

Sümbül Ağa, aradaki geçiş dönemini yadırgayan isimlerden. Alkor, "Teknoloji ilerledikçe insanlar millet olarak değerlerinden bir şeyler kaybediyor.

Saygıyı sevgiyi unutuyorlar. Halbuki o siyah-beyaz filmlerde şu anda pek olmayan farklı bir sevginin izlerini görürüz." ifadelerini kullanıyor.

"Mevlânâ'nın hayatımda çok önemli bir yeri var"

Selda Alkor, sanatçı kimliğinin yanı sıra Manisa Emniyet Amiri olan ve emniyet tarihine "Azılı katil Hrisantos'u öldüren komiser" olarak geçen Muharrem Alkor'un kızı olarak tanınıyor.

Babasının tayini nedeniyle Konya'da doğan Alkor'un Mevlânâ sevgisi bambaşka. Annesi, Konya'ya ilk taşındığı gün, rüyasında Mevlânâ'yı görür.

Oyuncu, "Annemin yaşı ileride olduğu için çocuğunun olması mümkün değilken bana hamile kalmış. Mevlânâ'nın, adının geçmesi benim için çok özel. Ben insanları, hayatı sever, her şeyi bir lütuf olarak görürüm.