Fuarda yerli şair ve yazarlara geniş ve ferah mekanlar ayrılmış ama organizatör Aydın büyükşehir yönetimi örnek Cafer Efe kitabı Rusça’ya çevrilen  Sabahattin Burhan ve diğerleri Abdullah Kırkık, Osman Girgin gibi kendi mahallesi dışında kalan siyasi görüşü farklı,  yazarlara davet gitmemiş olacak ki, yoktular.

Bir yerleşim yerinin kent kimliği kazanmasında başlıca kriterler halkının refah düzeyi, tarihi mekânları, müzeler, fuar alanları, ulaşım kolaylığı, araç park yerleri, kentiçi trafik gibi altyapı hizmetlerindeki gelişmişliğidir.

Birçoğunda bu konularda eksiği giderilmemiş olmasına rağmen yakın zamanlarda Aydınlı Başbakan Adnan Menderes’e ait bir müzenin, yakınlarda Tekstil Park’ta bir fuar alanının yapılması önemli bir gelişmedir.

İlki 2019 yılında 27 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında, sıcak bir mevsimde Valilik tarafından Kent Meydanı’na kurulan sahra çadırında gerçekleştirilen Kitap Fuarı’na davet edilen İlber Ortaylı’nın eleştirisi damga vurmuştu.

Ve İlber Hoca azarlar nitelikteki kısa konuşmasında mealen:” Bu çağda çadırda kitap fuarı düzenlemek adı Aydın olan bir kente yakışmıyor. İran’da bile bu etkinlikler artık günümüzde meraklıların rahat gezebildiği bedesten gibi  tarihi mekanlarda yapılıyor”, demişti.

Onun çadırda düzenlenen kitap fuarına haklı itirazı hepimizi utandırmıştı. Neyse ki, Tekstil Park’ta bu yıl Büyükşehir Belediyesi’nin hem rahat hem ferah kapalı bir mekânda düzenlediği fuar o utancımızı gidermiş oldu.

Gök’ün sağır, yerin bakır olduğu göz önüne alındığında buna da şükür demek gerekiyor. Darısı insanları yabancı eşine, dostuna karşı mahcup eden diğerlerinin başına...

***

Fuarda katılımcı yayınevi fazla değildi.Haliyle birçok kentte aynı zaman dilimi içinde fuarlar düzenleniyor,bazı organizatörler erken bağlantılar kurabiliyor,bazı yayınevleri de kitap meraklılarının çok olduğu fuarları tercih edebiliyorlar.

Ne bileyim bazı yayınevleri de masrafı çok bulmuş olabilirler, sonuçta fuarlar yayınevleri açısından bir  tanıtım faaliyeti olduğu kadar aynı zamanda bir pazar...

Fuarda yerli şair ve yazarlara geniş ve ferah mekanlar ayrılmış ancak  organizatör Aydın BŞB yönetimi örnek Cafer Efe kitabı Rusça’ya çevrilen  Sabahattin Burhan ve diğerleri Abdullah Kırkık,Osman Girgin gibi kendi mahallesi dışında kalan siyasi görüşü farklı  yazarlara davet gitmemiş olacak ki,yoktular.

Ayrıca 2019’daki fuara çağrılanlarda da büyükşehir tarafından düzenlenen yenisinde de davet edilen yazarlarda da aynı ayrım gözetilmiş. hatta İstisnalar da bile benzerlik var. 2019’da ünlülerden İlber Ortaylı vardı, bu yenisine arkadaşı diğer bir ünlü bilim insanı Celal Şengör çağrılmış.

Kitap fuarı gibi her görüşten insana açık bir etkinlikte bu tür ayrımların yapılmasını insan havsalası almıyor, bu kadarı da fazla demekten kendini alamıyor insan...

Öncekinin yanlışını tekrar edince hiç kimse doğru yapmış olmaz. Zira iki yanlışın bir doğru ettiği hem akla hem de mantığa aykırıdır, siyasetçiler bunun ne zaman farkına varacak insan merak ediyor.

176 YILDIR ETKİN VE NİTELİKLİ ÖĞRETMEN ARAYIŞIMIZ DEVAM EDİYOR

Tanzimat sonrası Batı tipi liselere öğretmen yetiştiren Erkek Öğretmen Okullarının açıldığı (Dar’ul Muallimin-i Rüştiye)  1848 yılının üzerinden 176 yıl geçti. 35 farklı öğretmen yetiştirme modeli denendi, bir türlü etkin ve nitelikli öğretmen arayışında arpa boyu yol alınamadı.

Son öğretmen yetiştirme modeli Milli Eğitim Akademisi’dir. Eğer bu model de eskiler gibi iktidarlara hatta bakanlara göre değişirse eski tas eski hamam misali aynı düzen devam edecek, demektir.

Yok, amaç bağcı dövmek değil üzüm yemekse 176 yıllık sürede yaşanan modeller Milli Eğitim Akademisi’nde şüphesiz oldukça geniş bir veri tabanı oluşturacaktır.

Niyet üzüm yemekse ilk yapılacak olan öğretmenin rol model olduğu gerçeğinden hareketle onu tekrar eski konumuna, sınıfta etkin, toplumun gözünde itibarlı hale getirmektir.

Ancak rol modellikte bir öğretmen için bilgi yeterli değildir, geliri ile orantılı olan giyim, davranış, moral ve diğer yaşam koşullarında da muhtaçlığının olmaması bilgi kadar önemlidir.

İşte o zaman öğretmenden öğrencilerine karşı fedakârlık beklenir, yerine göre bir anne, yerine göre bir baba olması istenir. Bunları yapmayanı da sorgulama hakkı doğar.

Yoksa rol modellik, gelirinin yarısını ev kirasına, yol ücretine ödemekle, diğer yarısını da üniversitede okuyan çocuğuna göndermekle kendisi de, morali bozuk, eli hamur karnı aç yaşamakla olunmaz.

Gelinen noktada aylığı dışında bir geliri olmayan öğretmenlerin durumu maalesef budur.

Yine de 24 Kasım öğretmenlerin öğrencileri, eşi, dostu tarafından hatırlandığı, bazı öğretmenleri öğrencilerinin duygulandırdığı hatta sevinçten ağlattığı farklı bir gündür.

Bütün öğretmenlerimize kutlu olsun... Ne mutlu onlara

Bu uygulamanın asıl mağduru vatandaşlar olacaktır Makale: Bu uygulamanın asıl mağduru vatandaşlar olacaktır