Aile denince hemen herkesin aklına  anne baba ve çocuğun birlikte yaşadığı sıcak, mutlu bir yuva gelir ve kimse o yuvanın bozulmasını istemez.  Evlilik içinde çatışmalar, şiddetli tartışmalar ya da ayrılık sinyalleri görülmeye başladığında ise yakın çevre devreye girer. "Aman evladım sizin çocuğunuz var onun için iyi anlaşın, bu yaptığınız çocuğa haksızlık annesiz babasız mı büyüsün" gibi geleneksel söylemler başlar.  Bu görüşle ilerleyen anne babalar aynı çatışmalı ilişki içinde, belki susup duvar örerek, belki her gün ses yükselterek, aynı evin içinde iki yabancı gibi devam edebilir yıllarca. Sorarsanız tek bir nedeni vardır "çocuğumun psikolojisi için katlandım!". Peki esas soruya gelelim: Boşanmak mı çocuğu daha olumsuz etkiler yoksa çocuk için katlanılan bir evlilik mi?

Anne babanın temel görevi çocuklarının fiziksel, sosyal ve duygusal gereksinimlerini karşılamak bir yandan da sağlıklı gelişimleri için en iyi ortamı hazırlamaktır. Elbette ki bir çocuğun sağlıklı büyümesi için en ideal ortam anne babanın aynı çatı altında yaşadığı, ebeveynin çocukla ve birbiriyle ilişkisinin iyi olduğu aile ortamıdır. Ancak bunu her zaman sağlamak mümkün olmamaktadır. Evliliklerde yaşanan çatışmalar bazen ileri boyutlara gelebilmekte evde huzursuz bir hava hakim olmaktadır. İlk seçenek boşanmak değildir. Öncelik elbette profesyonel destek alarak evliliği kurtarmak ve sağlıklı ilerleyebilmek olmalıdır. Ancak destek aldıktan sonra da sürekli çatışma hali devam ediyorsa, anne baba huzursuzsa, sessizlik, soğuk savaş eve hakimse çocuklarında bu ortamda olumsuz etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır. Yapılan araştırmalar birbirine düşmanca davranan ebeveyn çocuklarının saldırgan, yalan söyleyen, odaklanma problemi olan, hiperaktif, davranış sorunları olan çocuklar olabildiklerini ortaya koymuştur. Ebeveynlerin birbirine düşmanca davranmıyor oluşu yeterli değildir. Katlanılan bir evlilikte anne baba arasında sevgisizlik hakimse çocuklar bunu da hissederler. Bu da ileride  çocukların kendi ilişkilerinde ve benlik saygılarında olumsuz etkilere neden olacaktır.

"Bir çocuğun üç ebeveyni vardır. Annesi, babası ve anne babası arasındaki ilişki. Bu üçüncü ebeveyn çok önemlidir." der Byron E. Norton. Bu sözü unutmayalım. Anne baba olarak çocuğumuzla ilişkimize, çocuğumuzun eğitimine, sağlığına, yediklerine, içtiklerine dikkat ederken bir şeyi sıklıkla atlıyoruz. Cevaplamamız gereken soru şu "Eşinizle ilişkiniz nasıl?". Bu sorunun cevabı çocuğunuzun gittiği okul, tükettiği besinler kadar belki çok daha önemlidir. Aynı evin içinde eşler arasında sağlıklı bir iletişim yoksa anne baba istediği kadar çocukla ilgileniyor olsun çocuğun bu üçüncü ebeveynden olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır.

Evlilik problemleri çözülemedi ve boşanma gerçekleştiyse, burada en önemli faktör süreç yönetimidir. Elbette ki çocuğun başlangıçta bir takım kaygıları olacak ve bir süre zorlanacaktır. Ancak iyi yönetilen bir boşanma süreci sonrası çocuk sağlıklı şekilde hayatına devam edecektir. Boşanma sonrasında çocuğun uyumu için anne babayla ilişkisinin devam etmesi,  ebeveynlerin çocukları için gerekli durumlarda bir araya gelebilmesi, çocuğun sürdürülebilir bir rutininin olması önemlidir. Peki ya çocuk için katlanılan evlilikte, her gün bir huzursuzluğun, genel sevgisizliğin hakim olduğu evdeki çocuklar? O evdeki  mutsuz ebeveynler? Takdir sizin..

Aşkla kalın, İyi haftalar..