Aydın Menderes, 'merkez sağı toparlayacağız' diyerek DP'yi ele geçiren Demirel ve Cindoruk'a yönelik salvolarını sürdürdü. Merkez sağın artık AK Parti olduğunu belirten Menderes, “Depreşmiş siyasi heveslerine gerekçe buluyorlar” dedi. Menderes, Cindoruk'un “Adnan Menderes'in avukatı” olarak ünlenmesinin de hikayesini anlattı.

Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren Aydın Menderes'e en büyük desteği eşi Ümran Menderes veriyor. ABDÜLKADİR SELVİ - ERHAN SEVEN ANKARA
27 Mayıs darbesiyle yargılanıp idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes'in oğlu Aydın Menderes kapılarını Yeni Şafak'a açtı. Menderes, Süleyman Demirel ve Hüsamettin Cindoruk'un merkez sağı toparlama iddialarını sert bir biçimde eleştirirken Demirel, Cindoruk ve Yılmaz'ın artık artık liderlik yapamayacakların, kimsenin de peşlerinden gitmeyeceğini söyledi. Menderes, “Çünkü onlar demokrasi özürlüsü oldular” dedi.
Aydın Menderes, Ergenekon operasyonuyla Türkiye'de herkesin hesap vereceği bir dönemin açıldığına dikkat çekti. Menderes'in açıklamaları şu şekilde:

SEÇMEN BÖYLE DİYOR

“Büyük ölçüde oy almayı başaran siyasi partiler bütün dünyada ya merkez sağ, ya da merkez sol partiler oluyor. Şu anda iktidardaki AK Parti için herhalde bir sol parti demeyi kimse aklından geçirmez. Demokrasiye inanıyor, bütün nitelikleriyle Cumhuriyet'e bağlı, özel teşebbüsten yana, dış dünyaya açılmaktan yana... Son tahlilde batı yanlısı bir dış politika izlemektedir. Böyle bir partiyi iki seçimde de büyük oylarla desteklediğine göre seçmen nezdinde AK Parti merkez sağ partidir. Bunun böyle olduğunu AK Parti dahil isteyen kabul eder, isteyen kabul etmez. Hal böyle iken yaşı bir hayli ilerlemiş birtakım zevatın, vatandaşın 'aman merkez sağ toplansın' diye hiçbir talebi olmadığı durumda 'biz merkez sağı toparlayacağız' diye ortaya çıkmaları kendilerinin yeniden depreşmiş siyasi heveslerine bir gerekçe bulmaktan ibarettir. Ciddiye alınmayacaktır, peşine kimse düşmeyecektir.

KİMSE PEŞLERİNE DÜŞMEZ

“Demirel, Cindoruk ve Mesut Yılmaz'ın ne bundan sonra bu millete verebileceği ne hizmet kalmıştır, ne de milletin bunlardan bir hizmet beklentisi vardır. Demirel ve Cindoruk 1946-1960 yılları arasında varolmuş asıl Demokrat Parti'ye dil uzatmak gafletinde bulundular. O dönemin muhalefet ağzıyla eleştirdiler. 367, e-muhtıra, türbanla ilgili Anayasa Mahkemesi'nde açılan dava sürecinde demokrasi yanında değil de karşısında yeraldılar. Demokrasi özürlüsü oldular. Demokrasiyi ve yıllarca kendini taşımış kitleleri karşılarına aldılar, gönül bağlarını koparttılar. Bundan sonra kimse peşlerine düşmez.”

DEMİREL ZİKZAK ÇİZDİ

“Şu anda Adnan Menderes misyonunun tam zıddı yerde duruyorlar. Gerçi Demirel'in DP'ye ve merhum Adnan Menderes'e yakınlığı ile uzaklığı gayet zikzaklı bir çizgi izlemiştir. Bir bakmışsınız, kendisini güçlü hissettiğinde 'Biz hiçkimsenin yerinde oturmuyoruz' demiştir. Bir bakmışsınız, 'AP, DP'nin devamı değil, ta kendisidir' demiştir. Bunlar milletin ve vatandaşın hafızalarında bütün canlılığı ile durmaktadır.”

CİNDORUK BÖYLE AVUKAT OLDU

DP Genel Başkanı seçilen Cindoruk'un, Adnan Menderes'in avukatı olarak ünlenmesine de tepki gösteren Menderes 'avukatlık' hikayesinin nasıl ortaya çıktığını anlattı:

“Cindoruk, 'Ben hiçbir yerde Adnan Menderes'in avukatıyım demedim, olmadım da, dedi. Dememiş olabilir ama kendi bulunduğu yerlerde bunlar söylenirken bu ifadeleri pişkince kabul etmiştir. Denilebilir ki, nereden kaynaklanmıştır, Cindoruk, Menderes'in avukatıdır sözü nasıl ortaya çıkmıştır? 1985'te Demirel, DYP'den Mehmet Yazar'a karşı Cindoruk'u başkan adayı olarak ortaya çıkartmıştır. Hiç kimsenin onu tanıdığı yok, bildiği yok. Kimdir bu sorularını kestirmeden cevaplandırmak için 'Adnan Menderes'in Yassıada'daki avukatıydı' dediler. İtiraz etmedi. Menderes'in ismi üzerinden propaganda yapıldı.


Andıç sivilleşme için fırsat

İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na değinen Aydın Menderes, sivil savcıların mutlaka el koyması gerektiğine dikkat çekti. Menderes, “Böyle bir belge olup olmadığını bilmiyoruz. Ama belgenin mevcut olup olmadığını ortaya çıkartma görevi sadece askeri savcılara bırakılamaz. Sivil savcılar da etkin bir şekilde soruşturmada yer almalıdırlar” diye konuştu. Menderes, andıca muhalefetin de duyarsız kalmamasını da övdü: “Muhalefetin ortaya koyduğu tavır doğru ve olumlu bir tavırdır. Daha önceki benzer olaylarda olduğu gibi değil. CHP, demokrasi, hukuk devleti ve meşruiyetin yanında yeralmıştır. Bu açıdan bakarsak asker-sivil ilişkilerinin normalleşmesi açısından, varolduğu iddia edilen bu belge bir fırsat olabilir.

TSK DARBE PEŞİNDE DEĞİL

İlk defa askerden kaynaklanan bir olayda, muhalefet demokrasinin ve hükümetin yanında yeralması şeklinde tecelli etti. Bütün kamuoyu da arkasındadır. Eğer belge varsa adli ve sivil yargıya intikali Türkiye'nin demokrasi ve hukuk devleti olma yolunda belki yeni Anayasa yapılmasından bile mesafe aldıracaktır.

Darbe tehlikesi olup olmadığı şeklindeki sorumuza Menderes net bir biçimde “Hayır” cevabını verdi. Menderes şunları söyedi: “Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un 'bundan sonra darbe olmaz' sözünü duyduk. Darbeler dönemi kapanmıştır. Hele hele Türkiye ve dünyanın bugün içinde bulunduğu şartlar itibariyle bir darbe beklemek cinnettir. Allah etmesin, bir askeri darbe en ağır şekilde korkularımızın başımıza gelmesine sebep olur. Bu gerçeği TSK görmüştür. Bu kurum, kesinlikle darbe peşinde ve bir darbeye gerekçe arar durumda değildir.



Dokunulmazlıklar Ergenekon'la kalktı

Ergenekon operasyonunun son on yılların en önemli adli operasyonu olduğunu belirten Menderes, son andıçla birlikte bazılarının iddia ettiği ğibi TSK'yı kötülemek, muhalefete gözdağı vermek olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Menderes, “Türkiye'de herkese hesap sorulabileceği Ergenekon'la ispatlanmıştır. Bu ayrı bir başarıdır, buna ihtiyaç vardı. Bu operasyonun başlatılması birçok yönden asker için de faydalı olmuştur. Genelkurmay Başkanları hakkında en yakınında bulunmuş kuvvet komutanlarının bile neler söylediklerini bu vesileyle kamuoyu gördü. Bunlar devam etseydi, bundan en fazla rahatsız olacak ve zarar görecek olan kurum TSK olacaktı. Ergenekon operasyonu devlet için yapılmış ve devlet lehine bir operasyondur. Sonuçlarını bağımsız yargı, yüksek yargı verecektir. İtiraz da olmayacaktır.


Suç duyurusu yanlış bir yöntem oldu

“AK Parti'nin belge ortaya çıkmasından sonra 'manevi şahsiyet zarara uğratıldı' gerekçesiyle savcılara suç duyurusunda bulunmasını ben biraz 'sağ kulağınızı sol elinizle' göstermeye benzetirim. Bu da yapılabilirdi. Ancak bence, hükümet ve Adalet Bakanlığı savcıları harekete geçirmeliydi. Böylece konu daha sağlam bir hukuki zemine oturmuş olurdu. Ancak hükümet, konunun nezaketini ön plana alarak TSK ve Genelkurmay ile hükümet arasındaki oluşabilecek bir gerilimi tırmandırmamak amacıyla AK Parti adına bir suç duyurusunu yapma yolunu tercih etmiş olabilir. Bu hükümetin takdiridir. Saygıyla karşılıyorum.”- yenişfak -