Bugün Dünyada ölüm sıralamasında kardiovasküler hastalıklardan sonra 2. ölüm nedeni olarak karşımıza çıkan ve son 10 yılda %70 gibi korkunç bir hızla artan kanser insidansının risk faktörlerinde genetik faktörlerden çok değişen çevresel etmenlerin daha etkin olduğu artık bilinen bir gerçek!
Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) 2020 yılı Türkiye verilerine göre ülkemizde her yıl ortalama yeni vaka sayısı 233 bin ve üzeri olarak bildirilmiştir. Şu an en sık görülen kanser türleri her iki cinsiyette de yeni vaka sayısına göre değerlendirdiğimizde akciğer, meme, kolorektal ve prostat türü kanserler olarak karşımıza çıkmakta. Şu an son Dünya verilerine göre her beş kişiden biri hayatının bir döneminde maalesef ki kansere yakalanıyor. Aile öyküsünde kanser varlığı, alkol ve sigara kullanımı, stres, radyasyon ve yanlış beslenme gibi birçok durum kansere neden olurken ülkelerin gelişmişlik seviyeleri arttıkça kanser görülme sıklığı da artmaktadır.
Kanserin tanımına baktığımızda ise ‘’hücrenin anormal yapıda çoğalması’’ olarak açıklanırken bozulan hücre patofizyolojisinde beslenmenin ne kadar etkin olduğunu bu haftaki yazımızda siz değerli okurlarımız için kaleme aldık.
NE YERSENİZ O OLURSUNUZ!
Son günlerde illa ki uzmanlardan ya da medyada duyduğunuz en popüler beslenme cümlesini bir kez daha başlıkta okurlarımıza vurgulamak istedim. Yanlış beslenmenin nasıl kansere neden olduğu aslında ilk önce yapılan fare deneylerinde yüksek trans yağ, şeker ve gıda katkı maddelerinin hücrelerde yarattığı anomalilikler ve hücrelerin kontrolsüz olarak çoğalmasıyla ortaya çıkarılmıştır. Daha sonra kanser görülme sıklığı en az olan ülke veya bölgelerin toplum beslenmelerindeki doğruları incelenmiştir. Daha sonra uzmanlar uzun dönem gözlem çalışmalarıyla bireylerin besin seçimlerindeki doğrulara ve yanlışlara açıklık getirmişlerdir.
İşin özüne baktığımızda her gün yaptığımız besin tercihleri sadece hücrelerde enerji için kullanılmazken hücrenin ne kadar hızda yaşlandığıyla da ilgilidir. Bir hücreniz yanlış beslenmeye bağlı olarak ne kadar hızlı yaşlanırsa bir o kadar da kanser geliştirme olasılığı artacaktır. Her daim beslenmede yapabileceğimiz dengeli besin öğesi alımı, günde en az 20 farklı gıdayla beslenmek, ideal kiloyu korumak, alkolden uzak durmak, yeterli sıvı almak, lif alımını arttırmak, şeker ve trans yağ alımını azaltmak ve katkı maddesi ile dolu gıdalar yerine doğal besinler tercih etmek yapılacak birkaç basit adım aslında.
Şimdi gelin sanayi gıdaları da dediğimiz kansere neden olan yüksek toksisiteli gıdaları anlatalım.
KANSERLEŞTİREN ÇAKMA GIDALAR LİSTESİ!
· Yüksek şekerli gıdalar, jelibonlar
· Margarinler, bulyonlar
· Kahve beyazlatıcılar
· Gazlı içecekler (kola, gazoz, meşrubatlar vb.)
· Ağır metal içeriği yüksek balıklar veya konserve gıdalar
· Cips, kahvaltılık gevrekler, yüksek fruktozlu mısır şurubu
· Sosis, salam vb. işlenmiş et ürünleri
· Enerji içecekleri
· Barbekü sos
· Krema, krem şanti ve jöle
· Yapay tatlandırıcılar
Tüm gün hücrelerimizin bizim besin seçimlerimizle beslendiğini unutmadan kansere karşı açılacak savaşta beslenmenin en güçlü silah olduğunu unutmamanız dileğiyle, bir sonraki yazımızda görüşmek üzere, sevgiyle kalın...