Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

1 Eylül 2021 itibarıyla Taliban, Afganistan'daki kontrolü tamamen ele geçirdi. "Afganistan halkının tümünü temsil edecek kapsayıcı bir hükümet kurmak için uğraşıyoruz" sözleriyle iktidara gelen Taliban, dünyanın bakışları arasında kolları sıvadı.

Temsilcileri "Artık 20 yıl öncesinin Taliban'ı değiliz" dese de sahadaki uygulama bunun pek de öyle olmadığını ortaya koydu.

Ülke genelinde kadınlar yeniden ikinci sınıf insan statüsüne itildi. Merkez Bankası gibi küresel çapta stratejik kurum ve kuruluşlara ise Taliban kadrolarından isimler yerleştirildi. Uzmanlara göre Taliban'ı yorumlamak için aradan geçen bu zaman zarfı yetersiz olsa da geleceğe dair güçlü kanıtlar sunuyor.

Bölgede sürecin çok hızlı geliştiğini hatırlatan iletişim uzmanı akademisyen Dr. Hüseyin Kazan yaşanan süreci şöyle değerlendirdi:

-ABD askerlerinin çekilmesinden sonra çok kısa bir süre içerisinde yönetimi ele geçirip ülkeye hakim olan Taliban’ın başarısı Afgan sarayına yerleştikten sonra da devam etti. Özellikle ciddi bir silahlı direnişle karşılaşmamaları ve diğer ülkelerden ilişki bazlı bir tecrite uğramamaları ciddi anlamda düşünülmesi gereken kayda değer gelişmelerdir.

-Adeta herkes Taliban’la diyalog için hazır bekliyormuş gibi bir tablo ortaya çıktı. Bu da Afganistan’ın bölgedeki konumu ve diğer ülkeler için neyi ifade ettiğini göstermesi açısından son derece önemli. Fakat gün geçtikte sürecin Taliban ve Afgan halkı için hiç kolay olmayacağı bölgedeki terör örgütlerinin yeniden aktif eylemelere girişeceği son günlerde artan patlamalarla bir kez daha ortaya çıktı.

"ADETA İRAN GİBİ..."

-Aslında sürpriz ve şaşırtıcı bir başlangıç olarak nitelendirebileceğim durumdan öngörülen noktaya gidilmektedir. Güncel bir örnek verecek olursak Afganistan’ın akıbeti Irak’ın akıbetine oldukça benziyor. İstikrarsızlık her geçen gün artmakta güvenlik zafiyetleri giderek kendini göstermektedir. Bu durum ABD’nin veya İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin müdahalesi sonrası yaşanan klasik bir süreç olarak yüzyıllardır süregelmektedir. İstikrarsız ve dikta bir rejimin kol gezdiği bir ülkede çıkarları korumak oldukça elverişli bir durumdur.

"TERÖR OLAYLARI ARATABİLİR"

Bölge ülkelerinin adeta Taliban’la diyalog için hazır bekliyormuş gibi bir tavır sergilediğini belirten Kazan "Bu da Afganistan’ın bölgedeki konumu ve diğer ülkeler için neyi ifade ettiğini göstermesi açısından son derece önemli. Fakat gün geçtikte sürecin Taliban ve Afgan halkı için hiç kolay olmayacağı bölgedeki terör örgütlerinin yeniden aktif eylemelere girişeceği son günlerde artan patlamalarla bir kez daha ortaya çıktı" diye konuştu.

TALİBAN'IN VERMEYE ÇALIŞTIĞI MESAJ

Taliban militanları, Kabil'i ele geçirdikten sonra dünyanın gündemine verdikleri 'pozlarla' da geldi. Onları kimi zaman ellerinde silahlarla, lunaparkta çarpışan arabalara binerken kimi zaman da hayvanat bahçesinde gezerken izledik. Uzmanlara göre bunlar da aslında birer 'imaj' çalışması.

Taliban'ın bu görüntüleri yorumlayan Dr. Hüseyin Kazan dikkat çeken tespitlerde bulundu:



"TALİBAN SÖZDE DEĞİŞİYOR AMA..."

Taliban'ın 20 yıl öncesinde de Afganistan’da yönetimde söz sahibi olduğunu hatırlatan Dr. Kazan, "Fakat bugün durum farklı. Uzun mücadeleler sonucu eğitim hakkını belli ölçüde elde eden kadınlar, sokakta rahat yürüyüp topluma adapte olan kitleler bugün bu haklarını doğal olarak kaybetmek istemiyor" dedi.

Taliban'ın da buna bağlı olarak 'değişmeye' çalıştığını belirten Kazan şunları kaydetti:

-Taliban buna kayıtsız kalamaz ve sözde kalmamaya da çalışıyor. Zaman zaman servis ettiği sosyal hayata dair görüntüler bunun bir anlamda kanıtı niteliğinde. Taliban sadece yönetimi ele geçirmedi aynı zamanda tüm bir ülkeyi dini ve ideolojik olarak yeniden inşa etme işine de koyuldu. Tıpkı daha önce yönetime geldiği gibi.

-Yönetimde kalıcı olmak, yeniden bir ulus yaratmak bağlı bulundukları inanç temelinde halkı mobilize etmek Taliban’ın temel amaçları ve yaptırımları arasında yer almaktadır. Fakat bunları yaparken bir denge tutturmak durumunda. Bu dengeyi hem iç hem de dış ilişkiler açısından efektif kullanmak zorunda.

"TALİBAN'I ŞİRİN GÖSTERMEYE ÇALIŞAN ÜLKELER..."

-Göçlerden sonra yenilerin önünü kesmek, halk desteğini geniş tabanlara yayarak kazanmak ve yönetimde kalıcı olmak için kadınların eğitim hakkından, sosyal yaşama katılıma ve siyasi zeminde söz hakkı olmaya kadar belli mesajları vermek zorunda kaldılar. Bunda Afganistan’la diyaloğunu devam ettirip yönetimle görüşmeler yapıp iş birliği içinde olan batılı ülkelerin payı oldukça fazla. Özellikle Afganistan’la diyalog içinde olan ülkeler kendi halklarına karşı "Çağdışı bir yönetimle nasıl görüşürsün?" sorusuna cevap verebilmek için Taliban’ı şirin göstermeye ve değişip eski Taliban olmadığına yönelik politikalar izlemektedirler.

"SANCILI BİR SÜREÇ..."

-Taliban da bu çerçevede hem iç hem de dış dünyaya karşı geniş bir algı operasyonu yürütmektedir. Özellikle sağlıklı haber akışının olmadığı ülkelerde belli bir sakalın altındaki insanların dükkanlara giremediği görüntüler yerine hoşgörülü, mutlu ve gündelik bir hayatın görüntüleri paylaşılarak farklı bir Afganistan profili çizilmektedir. Bu profil hem Afgan halkına, hem de farklı ülkelerde yaşayan Afganlara ve diğer toplumlara yönelik önemli bir Taliban imajının bir parçasıdır. Afganistan sözcüsünün “kendi askerlerinin kadınlara nasıl davranması gerektiğini bilmemesi” söylemi Afganistan’da Taliban’ın görüntüsünün kısa bir özeti niteliğindedir. Bu bağlamda Taliban mecburen de olsa gerçekten istese bile dönüşümün son derece sancılı olacağını göstermektedir.