AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''AK Parti ile demkorasi ile sandıkta baş edemeyeceklerini anlayanlar, vatandaşları şiddet yoluyla yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Biz onlar gibi öfkenin, şiddetin diline teslim olmayacağız'' dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Mersin'de Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda düzenlenen ve yaklaşık 1,5 saat gecikmeli geldiği mitingde, konuşmasına, vatandaşların yarın başlayacak mübarek üç aylarını kutlayarak başladı.

Erdoğan, ''Mübarek 3 ayların aynı şekilde, ülkemizde, coğrafyamızda yeni bir huzur ortamının doğmasına vesile olmasını Allah'tan diliyorum. Süper Lige yükselen Mersin İdmanyurdu'nu kutluyorum. Mersin'in tüm yöneticilerini, teknik kadrosunu, sporcularını tebrik ediyorum, başarılarının Süper Lig'de de artarak devamını diliyorum. İnşallah Mersin İdmanyurdu'na yakışan bir stat yapmak da bize görev olarak düşüyor'' dedi.

Seçimlere 10 gün kaldığını, 10 gün sonra Mersinlilerin, Mersin adına çok önemli bir karar vereceğini vurgulayan Erdoğan, ''10 gün sonra milletimizin, ülkemizin geleceği adına bir kez daha son sözü siz söyleyeceksiniz. Bugün Mersin'de 65. mitingi gerçekleştiriyoruz. Hakkari'den Muğla'ya, Iğdır'dan Kocaeli'ne tüm kentlerimizde vatandaşlarımızla kucaklaşıyoruz. Dün Diyarbakır'da muhteşem, coşkulu bir miting gerçekleştirdik. Bugün Isparta'da çok büyük coşkuyla mitingimizi gerçekleştirdik. Doğunun, batının kuzey ve güneyin bir kez daha yeniden AK Parti dediğini, yeniden AK Parti diyeceğini görme fırsatını bulduk. AK Parti bu yola Türkiye partisi olarak çıktı. 75 milyonun tamamını kucaklayarak yola çıktı'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Çetelere boyun eğmediklerini, kibir, gurur ve böbürlenme olmaksızın 74 milyonu aynı sıcaklıkla, aynı samimiyetle kucaklamaya devam ettiklerini, belli bir etnik kökene sırtını dayayan partilerden olmadıklarını'' vurguladı.

''Biz Sivas'ın batısına, doğusuna sıkışıp kalan partililerden değiliz'' diyen Erdoğan, şunları söyledi:

''780 bin kilometre karenin partisiyiz, 74 milyonun partisiyiz. Biz bu yola çıkarken ne dedik? 'bizde bölgesel milliyetçilik yok' dedik. 'Dinsel milliyetçilik yok' dedik. Kardeşlerim; bunu söylerken, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Romanıyla, bütün 74 milyonu 'yaradılanı yaradandan ötürü severiz' diye kucakladık. Hepsine eşit mesafede olduk. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik.

Biz bölgesel milliyetçilik yapmaya gelmedik. 'Batı ne alıyorsa, Doğu, Güneydoğu da onu alacak' dedik. '780 bin kilometre kareyi modern bir Türkiye olarak ayağa kaldırmamız gerekir' dedik. Türkiye'nin Avrupa'dan neyi eksik. Bu dönem ustalık dönemi derken boşuna söylemiyoruz. Attığımız adımlar ortada, atacağımız adımlar da ortada.''

Başbakan Erdoğan, Mersin için hayata geçirdikleri ve geçirmeyi planladıkları projelere de dikkati çekerek, ''İnşallah Mersin 2 şey yapacak. Bu seçimde birinci parti olarak AK Parti gümbür gümbür sandıklardan çıkacak, ilk yerel seçimlerde de artık görevi bu CHP zihniyetinden almalı, alacak. Belediyecilik bizim işimiz. Bunlar belediyecilikten anlamaz. Mersin'in durumu ortada. AK Partili belediyelerin olduğu yerlerin de durumu ortada. Mersinimizi biraz sonra açıklayacağım projelerle çok daha farklı yerlere taşıyacağız. Mersin Türkiye'nin özetidir, aynasıdır. Mersin bir hoşgörü kentidir. Mersin ticaretin sanayinin, alın teriyle kazanan çiftçinin kentidir'' dedi.

Hiçbir şehire, hiçbir köye ayrımcılık yapmadıklarını, Kazanlı, Adanalıoğlu, Karacailyas'taki, bütün orada yaşayan vatandaşların meselesinin kendi meseleleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, ''Çukurova'daki kardeşimizin sorunu bizim sorunumuzdur. Şehirleri, oylarına göre ayıranlardan, tasnif edenlerden olmadık. Bizim şiddetin diliyle işimiz olmaz. bizim öfkeyle, nefretle, husumetle işimiz olmaz. Bizim taşla, sopayla, molotofla işimiz olmaz. İnancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz, düşüncesine güvenen düşünce hürriyetinden korkmaz. Biz projelerimizle, yaptıklarımızla yapacaklarımızla sizin huzurunuzdayız. Acaba CHP neyle sizin huzurunuzda?'' diye sordu.

Başbakan Erdoğan, Mersin'in işinin çok kolay olduğunu belirterek, halka, ''Mersin'deki yerel yönetimden memnunsanız gidin oyunuzu CHP'ye verin. Ama değilseniz, biliniz ki CHP'nin başındakiyle bunun arasında hiç bir fark yok. O yüzden gelin seçimde bunun hesabını soralım. Altyapısıyla, üst yapısıyla bir büyük şehir olması lazım, başarılması lazım. Size inanıyorum, güveniyorum. Mersin sadece merkezde büyükşehir olmayacak, en ücra köşesine kadar büyük şehir alanı içinde olacak. Seçimden sonra bunla ilgili çalışmayı çıkartacağız. Artık belde belediyeleri olmayacak. Beldeler, ilçe belediyelerinin mahalleleri durumuna düşecek. İstanbul, Kocaeli uygulamasını yapacağız. Mersin'i çok daha modern duruma taşıyacağız'' dedi.

Erdoğan, fikirleri, düşünceleri olmayanların şiddete başvurduklarını, projeleri hedefleri olmayanların ellerine taş aldıklarını, eserleri olmayanların da molotoflarla varlıklarını göstermeye çalıştıklarını belirterek, ''Türkiye'ye ufuk çizemeyenler, öfkenin nefretin diliyle ayakta kalmaya çalışıyorlar. AK Parti ile demokrasi ile sandıkta baş edemeyeceklerini anlayanlar, vatandaşları şiddet yoluyla yanlarına çekmeye çalışıyorlar. Biz onlar gibi öfkenin, şiddetin diline teslim olmayacağız'' dedi.

Başbakan Erdoğan, Hopa'da yaşananlara dikkati çekerek, şöyle devam etti:

''Hopa'da CHP'nin büyük pankartı, yanında diğer pankartlar. Üzerinde tek yol sokak, tek yol devrim, altında Halk evleri, yanında devasa CHP'nin pankartı. Niye sesini çıkarmadın bay Kemal? Demek halinden memnun o da ondan destek alıyor. Fakat benim vatandaşım 12 Haziranda sandıkta bunun hesabını soracak.

Şurada, yanı başımızdan Adana'da MHP tarafından AK Parti hedef yapılıyor. AK Parti'ye yükleniyorlar. Seçim bürolarımız molotoflarla yakılıp yıkılıyor. Biz aynı şekilde cevap vermiyoruz. Neden? çünkü bu işin hesabı sandıkta sorulur, demokrasi mücadelesi işte burada. Ben onlara Diyarbakır'da söyledim. Kendinize güvenmiyor musunuz? Molotof kokteyliyle ne işin var gel meydanlarda konuş. Bunların işi gücü ayrımcılık, bölücülük. İşte biz bir olacağız, beraber olacağız.

Hakkari'de konuştum. Benden sonra sayın Kılıçdaroğlu konuştu. Hakkari'de CHP oyu 157, orada 2 bin kişiye hitap etti. Kim bunlar? Hepsi BDP'li, hepsinin eline CHP bayrağı tutuşturmuşlar. Anlaşmayı öyle yapmışlar. Bir tane Türk bayrağı tutuşturamadılar. Ah kardeşlerim... Soruyorum ben, hiç Bahçeli'nin sesini duydunuz mu? Çünkü müşterek çalışıyorlar. Bazen Güneydoğudaki, doğudaki ilçeler MHP'den ayrılıp BDP'ye gittiler. İlginç olan şey şu, niye Türk bayrağı yok? Yola çıkarken 4 şey söyledim. 'Tek millet' dedim. Millet o ülkede yaşayan bütün etnik unsurları kapsar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı altında toplanıyoruz, bir oluyoruz. Ardından bu millete ne lazım? Bayrak. Tek bayrak. Bayrağımızın kırmızısı şehidimizin kanıdır. 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Onun için ne diyoruz? 'tek vatan' diyoruz. 780 bin kilometre karede tek vatan, tek devlet diyoruz. Devlet içinde devlet asla olmaz. Türkiye Cumhuriyeti olarak dünyada onurlu yerimizi koruduk, koruyoruz, koruyacağız.''

Erdoğan, ''Ey MHP'li, CHP'li ve BDP'li kardeşlerim; oynanan oyunu görün. Sandığa gittiğinizde futbol takımı tutar gibi değil, eser, hizmet siyaseti üretenlere oyunuzu verin, istismar siyaseti üretenlere değil. Elinizi vicdanınıza koyun. kararınızı ona göre verin, oyunuzu istikrara, huzura, barışa verin'' dedi.

Erdoğan, partisince, Mersin'de, Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda düzenlenen mitingde, bazı muhalefet partilerinin halkın huzuruna geldiklerinde farklı konuştuklarını, vatandaşı kandırmaya çalıştıklarını belirtti.

MHP'li, CHP'li ve BDP'lilere seslenen Erdoğan, ''Ey MHP'li, CHP'li ve BDP'li kardeşlerim; oynanan oyunu görün. Sandığa gittiğinizde futbol takımı tutar gibi değil, eser, hizmet siyaseti üretenlere oyunuzu verin, istismar siyaseti üretenlere değil. Elinizi vicdanınıza koyun. kararınızı ona göre verin, oyunuzu istikrara, huzura, barışa verin. Oyunuzu Büyük Türkiye'ye verin, demokrasiye, özgürlüğe verin. Oyunuzu yeni Anayasaya verin'' dedi.

Erdoğan, CHP, MHP ve BDP'nin el ele vererek, AK Parti'ye kurduğu tuzağı milletin bir kez daha bozacağını vurgulayarak, şunları söyledi:

''Mersin'de benim CHP'ye, MHP'ye, BDP'ye gönül vermiş kardeşlerim var. Ben buradan onlara da sesleniyorum; gönül verdiğiniz o partilerin üst yöneticileri, statükonun diline teslim olmuş durumdalar. O partilerin üst yöneticileri komplolara teslim olmuş durumdalar. Milliyetçiyim diyen MHP, günlerdir ne BDP'ye, ne CHP'ye tek söz söylemiyor. Bak Elazığ'da ne oldu? BDP il başkanı bir hanımla konuşuyor ya, gazetelerde duydunuz okudunuz. Bizim kazanma şansımız yoksa oyu CHP'ye, CHP'nin yoksa MHP'ye verin. Nasıl birliktelik güzel değil mi? Bunları 12 Eylülde de böyle görmüştük. CHP her yerde MHP, BDP ile danışıklı dövüş, kol kola miting yapıyorlar. Sizin huzurunuza geldiklerinde farklı dil farklı farklı söylem tutturuyorlar.''

Erdoğan, Türkiye'ye ufuk çizemeyenlerin öfkenin, nefretin, şiddetin diliyle ayakta kalmaya çalıştıklarını, Doğu'da Güneydoğu'da, büyük şehirlerde BDP ve terör örgütü tarafından AK Parti'nin hedef yapıldığını ifade etti.

Yeni Anayasa'nın, 367'nin üzerinde milletvekili istediğini, onun için Mersin'deki sandıklarda, 12 Haziran'da gümbür gümbür AK Parti'nin patlaması gerektiğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Sevgili kardeşlerim, biz AK Parti olarak kendimize çok büyük hedefler belirledik. 2023 yılında Türkiye'yi dünyanın 10 büyük ülkesi haline getirmeyi hedefliyoruz'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, ihracat rakamlarına da dikkati çekerek, 2002 yılında ihracatın 36 milyar dolar olduğunu, şu anda 123 milyar dolara yükseldiğini, daha da iyi olacağını, iyi gittiğini belirterek, şunları söyledi:

''Evvel Allah gümbür gümbür bu devam edecek. Bakınız kardeşlerim, bütün bunların yanında sadece Mayıs ayında yüzde 22 oranında artış var. 123 milyar doları böyle yakaladık. Küresel krize rağmen ihracatımız rekor seviyelerde artıyor. 500 milyar dolar ihracat hedefimiz var. 500 milyar dolar hedefine en çok da Mersin'le gideceğiz. Mersin, bizim ana kapımız olacak. Dış ticaretten sorumlu devlet bakanımızı biz bu amaçla Mersin'e gönderdik. Zafer beyin vizyonuyla, tecrübesiyle Mersin'i dünyanın bir ihracat üssü konumuna getireceğine inanıyorum.

Mersin yaş meyve sebze üretimi ve ihracatının merkezi. Mersin'de yapılan yaş meyve sebze ihracatı 2002 yılına göre 4 kat arttı, 2 milyar 200 milyon dolara çıktı. Mersin'de yaş meyve sebze ihracatında yeni bir rekor bekliyoruz. Rusya, Japonya ve Ukrayna'ya yapılan ihracat sorunlarını büyük oranda çözdük.''

Erdoğan, geçtiğimiz yıl narenciye üreticisine sunulan 104 trilyonluk desteğin 3'te birinden fazlasını Mersin'e verdiklerini, narenciye ihracatında ton başına desteği 125 dolara çıkardıklarını, narenciye üretimi ve ihracatını daha iyi planlayabilmek için envanter çalışması yaptıklarını kaydetti.

Mersin limanını özelleştirip 2007 yılında özel sektöre devrettiklerini, şimdi Mersin için bir projeleri daha bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''12 milyon konteyner kapasiteli yeni bir limanı Mersin'de inşa ediyoruz. Bedeli ne biliyor musunuz? 2 milyar 872 milyon Avro yatırımla gerçekleştireceğimiz konteyner limanı, Mersin'i Singapur'dan daha önemli bir merkez konumuna dönüştürecek. Mersin'in Türkiye'nin dünya ekonomisindeki konumunu güçlendirecek 5 ayrı serbest bölge projemiz var. Bu serbest bölgelerde 15 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşacak.''

Başbakan Erdoğan, diğer yandan Mersin'in ihracat kapasitesini arttırmak amacıyla, Mersin ile Antalya'yı birbirine bağlayacaklarını, Akdeniz sahil yolu inşaatına devam ettiklerini belirterek, ''Mersin-Antalya arasındaki ulaşım çilesini bu yolu tamamlayıp sona erdireceğiz. Bunu biz yaparız. İş bilenin, kılıç kuşananın. Sırtında yumurta küfesi taşımayanlar bu işten anlamaz. Biz çıraklığı, kalfalığı yaparak bunu ispat ettik. Mersin bölgesi bu yolla Antalya bölgesinin turizm hareketliliğinden de önemli oranda pay alacak'' dedi.

Ayrıca Mersin-Tarsus yolunu da genişlettiklerini belirten Erdoğan, 2'şer şeritten 3 er şeride çıkaracaklarını, Tarsus-Mersin otoyolunu da Taşucu'na kadar uzatacaklarını, Yenice'de lojistik merkezi kurduklarını anlattı.

Erdoğan, turizm alanında Mersin'i hak ettiği yere getirmek için 8 farklı proje yürüttüklerine dikkati çekerek, ''Bunlardan sadece Tarsus-Kazanlı Turizm Bölgesi 7 bin 600 yataktan oluşuyor. Aynı şekilde Mersin ile Adana arasında bütün bölgeye hizmet verecek Çukurova Uluslararası Havaalanı'nın inşasına başladık. Yılda 30 milyon yolcu kapasiteli havalimanını inşallah 3 yıl içinde tamamlayıp hizmetinize sunacağız. Bu, Mersin'in marka değerini güçlendirecek'' dedi.

-AKDENİZ OYUNLARI-

Başbakan Erdoğan, Akdeniz Oyunlarına da değindiği konuşmasında, ''Yunanistan ne yaptı? 'Akdeniz Oyunlarını yapamayacağım' dedi. Ortada İspanya, Türkiye, Libya kaldı. Yaptığımız çalışmalarla Akdeniz Oyunlarını Mersin'e aldık. Niye Mersin'i seçtik? istiyoruz ki marka şehir yapıp, dünyaya tanıtalım. Bu olimpiyatlar için Mersin'e yaklaşık 500 trilyon yatırım yapacağız. Akdeniz olimpiyatları, Mersin'in adını tüm dünyada daha güçlü şekilde duyuracak'' dedi.

Mersin'e sağlık kampüsü de inşa ettiklerini vurgulayan Erdoğan, ''Toros'larda inşa ettiğimiz bu kampüs toplam bin 100 yataktan oluşacak. Mersin ile birlikte bütün bölgeye hizmet verecek. Bitmedi... Daha var... Mersin'de maalesef ciddi bir çarpık yapılaşma sorunu var. Bu sorunu çözmek için TOKİ aracılığıyla 3 bin 622 konutluk projeyi tamamladık. Bunlar bitenler, ilave olarak 5 bin 290 konutluk yeni bir projeyi Mersin'e kazandırıyoruz. Bunlar kentsel dönüşüm ve değişim projeleri olarak Mersin'e farklılık getirecek. Tüm bu projelerin inşası sırasında 50 bin Mersin'liyi buralarda istihdam edeceğiz. Mersin'de hayata geçireceğimiz her proje aynı zamanda iş demek, aş demek, istihdam demek'' diye konuştu.

Erdoğan, eğitimde 8,5 yılda 8 bin 385 derslik yaptıklarını, Mersin'e 16 bin 735 bilgisayar gönderdiklerini belirterek, ''Benim Mersinli kardeşlerim... bizden önce okullarımızda bilişim teknolojisi sınıfları var mıydı? Biz geldik bilişim teknolojisi sınıflarını kurduk. Benim yavrumun kitabı yoktu, ücretsiz olarak kitapları vermeye başladık mı? İlköğretimde de orta öğretimde de. Bizden öncekilerin aklı neredeydi? Bu MHP, CHP'nin aklı neredeydi, onlar niçin bunları yapmadı?'' diye sordu.

Erdoğan, ''90'lı yıllarda sayın Kılıçdaroğlu, sekiz yıl SSK'nın genel müdürlüğünü yaptı. Yahu o dönemlerde anamızı ağlattılar bunlar'' dedi.

Erdoğan, partisince, Mersin'de, Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda düzenlenen mitingde, hükümetleri dönemindeki yatırımları anlattı.

''Sağlık alanında artık vatandaşım istediği hastaneye gidebiliyor mu? İstediği eczaneden ilacını alabiliyor mu? Özel sektör diye bir ayrım kaldı mı'' diye soran Erdoğan, ''90'lı yıllarda sayın Kılıçdaroğlu, sekiz yıl SSK'nın genel müdürlüğünü yaptı. Yahu o dönemlerde anamızı ağlattılar bunlar. Zaten hastaneler rezaletti, koğuş sistemi... Sağlam girsen hasta çıkarsın. Bir de doktor bey sizi muayenehanesine çağırırdı, reçete yazılır, gelirsin hastaneye ilaçların tamamını alamazsın, git eczaneden satın al. Benden parayı kesiyorsun niye 'git eczaneden al' diyorsun? Şimdi bu zat gelmiş, 'ben her aileye 650 lira vereceğim' diyor. Kelin ilacı olsa başına sürer. Biz seni tanıyoruz zaten'' diye konuştu.

Erdoğan, ''Sayın Bahçeli'nin de, sayın Kılıçdaroğlu'nun da bunların döneminde bizim ölülerimizi rehin aldılar. Şimdi kim gelirse gelsin belge sormak yasak. Şu anda hepinizin aile doktoru var mı? Niye daha önce böyle bir şey yoktu? 18 helikopter ambulansımız var. Bir buçuk yılda 10 bine yakın hasta taşıdılar. Yatağa bağlı hastalarla ilgili başlattığımız sistemle şu ana kadar 40 bine yakın hastaya evinde bakım sağlıyoruz. 167 trilyon sağlık harcaması yaptık'' dedi.

Sosyal güvencesi olmayan vatandaşların kız ve erkek öğrencilerine ayrı ayrı ödeme yapıldığını, paranın bankada annenin hesabına yatırıldığını belirten Erdoğan, kendilerinden önce 45 lira olan üniversite burs ücretinin şimdi aylık 240 lira olduğunu, master öğrencisiyse 480 lira ödendiğini, yurtlarda koğuş sisteminin kalmadığını, öğrencilerin çalışma masalarıyla gayet modern yurtlarda kaldığını söyledi.

Erdoğan, tüm bunların yanında müjde verdiğini belirterek, ''Artık okullarda kara tahtayı kaldırıyoruz, akıllı tahtaya geçiyoruz. Bilgisayar donanımlı akıllı tahta. İnternet ağıyla dünyaya bağlı. Bütün yavrularımıza birer tane elektronik kitap vereceğiz, ücretsiz olarak vereceğiz, zengin fakir ayrımı yapmaksızın vereceğiz. Bütün dersler bunun içine giriyor. Yani ABD'de George, Mary, Almanya'da Hans, Helga bunlar imkanlardan istifade ediyor da benim Mersin'de Hüseyinim, Hasanım, Ayşem, Fatmam niye istifade edemesin? Neyimiz eksik? Bundan önce gelenlerin tek derdi vardı, hortumlamak. İşte şimdi bu hortumlar kesildi, kesilince nereye akıyor? Millete akıyor'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, adalet hizmetlerinin daha iyi verilmesi için, Mut ve Silifke'de Adalet Saraylarını hizmete açtıklarını, 500 yat kabul kapasiteli Mersin yat limanını tamamladıklarını, açılışa hazır hale getirdiklerini, Erdemli balıkçı barınağını geçen yıl tamamladıklarını anlattı.

KÖYDES kapsamında Mersin'e 97 trilyon gönderdiklerini, yolu suyu olmayan köy kalmasın istediklerini dile getiren Erdoğan, ''Doğalgazı kim getirdi? Biz getirdik. Ah benim Mersinli hanım kardeşlerim, koskoca apartmanların bodrumuna iniyorsunuz, 6-7 kat, odun taşırsın. Benim anam da taşırdı. Orada kül kokusuyla bir odayı ısıtırsın, şimdi kombinin tuşuna bas, bütün daire ısınıyor. Sıcak suyun hazır'' dedi.

Erdoğan, çiftçi ve köylülere seslenerek, ''Ziraat Bankası biz gelmeden önce yüzde 59 faizle kredi veriyordu. Biz yüzde 5. Esnaf sanatkara Halk Bankası yüzde 47 faizle kredi veriyordu, biz yüzde 5. Farkımız bu. Zulmettiler zulüm. IMF'yi sayın Bahçeli 23.5 milyar dolarla bize devretti, şimdi 5 milyar dolar borcumuz var. Merkez Bankasının kasasında ne vardı biliyor musunuz? 27.5 milyar dolar. Şimdi 95 milyar dolar var. Farkımız bu. Halk Bankası batıyordu, 'görev zararı' dediler. Şimdi Ziraat de, Halk da, Vakıf da hepsi karda. Avrupa'nın en saygın bankaları haline geldi. Enflasyon yüzde 30'du, şimdi yüzde 4'' diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, seçimlere 10 gün kaldığına işaret ederek, partililere, ''Kapı kapı dolaşıyor muyuz? Sandıklardan AK Parti ile beraber gümbür gümbür çıkıyor muyuz? Oy pusulasının birinci sırasında AK Parti var, bunu anlatıyoruz, tatlı, yumuşak dille anlatıyoruz'' dedi.

Erdoğan, konuşmasının son bölümünde tüm siyasi partilere çağrısı olduğunu belirterek, ''Ayrıca teşkilatıma da aynen bu çağrıyı yansıtıyorum. Cumartesi ve pazar SBS imtihanları var. 10.00-13.00 arası imtihanlar olacağı için sesli olarak katiyen AK Parti olarak böyle bir kampanya yapmayacağız. 13.00'ten itibaren kampanyaya geçeceğiz. Diğer partilerin de buna dikkat etmesi noktasında çağrıda bulunuyorum. Temenni ederim ki bunu birlikte başarırız'' diye konuştu.

-MİTİNGDEN NOTLAR-

Başbakan Erdoğan'ın Mersin'deki miting nedeniyle kentin tüm cadde ve sokaklarının Türk bayrakları ve AK Parti bayraklarıyla süslendiği gözlendi. Erdoğan'ın Adana'dan karayoluyla Mersin'e geçebileceği ihtimali nedeniyle otoban çıkışından itibaren Mersin'e giriş güzergahında, dev boyuttaki pankartlarla ''Sayın Başbakanımız Mersin'e hoşgeldiniz'' yazıları ile AK Parti'nin seçim sloganlarının yazılı olduğu afişlerin çok sayıda binanın üzerinde asılı olduğu dikkati çekti.

Mitingin yapıldığı Tevfik Sırrı Gür Stadı yanındaki alanda ise olağanüstü güvenlik önlemleri göze çarptı. Basının ve vatandaşların ayrı kapılardan alındığı miting alanına giren herkesin üzeri arandı.

Sıkı kontrollerin yanı sıra Adana Sivil Savunma Arama Kurtarma Birliği Müdürlüğünün çalışmaları dikkati çekti. Herhangi bir kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer saldırıya karşı KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyoaktif ve Nükleer) ekibi tam donanımlı araç ve cihazlarla Başbakan Erdoğan'ın konuşma yapacağı platformun hemen arkasında yerini aldı.

Ekipteki görevliler, yapılabilecek herhangi bir KBRN saldırısında, Başbakan Erdoğan'ın, dışarıdaki havayı içeri geçirmeyen özelliğe sahip araca alınarak korunabileceğini bildirdi.

Saat 17.30'da başlayacağı belirtilen mitingde gecikme üzerine, eski Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, kürsüye gelerek, alandakilere, ''Sayın Başbakanımızın Isparta mitingi uzadı, bu yüzden gecikti ama sayın Başbakanımız sizin için, sizi kucaklamak için buraya gelecek'' dedi.

Mitingin başlamasını bekleyenler arasında bulunan bir kadın ise sıcak ve kalabalık nedeniyle baygınlık geçirince kucağa alınarak bariyerlerin dışına çıkarıldı ve alanda bulunan sağlık ekipleri kendisine müdahale etti. Daha sonra kriz geçirdiği belirtilen bir erkek de yere düşerek çırpınmaya başladı. Sağlık ekipleri, bu kişiyi de sedyeye alarak miting alanının dışına taşıyıp müdahalede bulundu. Sıcaktan bunalanlar için görevliler su ve ayranın yanı sıra şeker ve üzerinde Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın fotoğrafının ve AK Parti'nin seçim sloganlarının bulunduğu ıslak mendilleri dağıttı.

Alanda ise kadınlara özel önem verildiği gözlendi. En ön sırada bariyerlerle çevrili alana sadece kadınlar alınarak, Başbakan Erdoğan'ı dinlemeleri sağlandı.

Başbakan Erdoğan'ın konuşması sırasında bir kadının ''nükleer santral istemiyoruz'' yazılı pankart açmak istemesi üzerine güvenlik güçleri, kadını alandan uzaklaştırdı.

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın da katıldığı mitingde, aralarında eski Devlet Bakanı Tüzmen'in de bulunduğu ve aday gösterilmeyen milletvekilleri de teker teker anons edilerek, adaylarla birlikte halkı selamladı. 5 dönem milletvekilliği yapan ve bunun son iki dönemi AK Parti milletvekili olarak geçen ve halen AK Parti Mersin Milletvekili olan Ali Er'in mitinge gelmediği gözlendi.