Beslenme kitaplarında besinin tanımı bitki ve hayvan dokularının yenebilen kısımları olarak tanımlansa da günümüzde gelişen gıda sanayisi nedeniyle sofralarımıza bileşikler halinde giren ‘’gıda sanayi ürünlerinin’’ bazıları boş enerji kaynakları içerirken bazıları da tamamen vücuda zararlı olabiliyor.
Bu haftaki yazımızda bu yeni Dünya gıda sanayi ürünlerini ve vücuda etkilerini uzman kaleminden yakından inceleyeceğiz.
GIDA SANAYİ ÜRÜNLERİ (ÇAKMA BESİNLER)
Jelibon, şekerlemeler
Kola
Gazoz
Orolet
Renklendiricili meyve suları
Yüksek fruktozlu mısır şurubu
Yapay tatlandırıcılar (sakkarin, sükraloz, aspartam, asesülfam-K)
Margarin
Enerji içecekleri
Bulyon
Sosis, salam
Kahve beyazlatıcılar (süt tozu yerine kullanılan)
Jöle, krem şanti
Kahvaltılık gevrekler
Cips
Doğada yüzyılardır kullandığımız bitkisel yağların çakması olarak üretilen margarinler ya da pancar şekeri yerine ekonomik olan mısır şurupları ve hatta gerçek taze sıkılmış meyve suları yerine renklendiricili meyve suları tamamen sağlığımız için risk teşkil etmektedir. Daha ekonomik olsun, daha fazla üretim için kullandığımız bu gıda sanayisi bileşikleri başta merkezi sinir sistemi, endokrin (hormon) sistemi ve sindirim sisteminine ciddi zararlar verse de vücudumuz için oldukça zararlıdır.
İŞTE ÇAKMA GIDALARIN ZARARLARI
· Yüksek düzeyde mono sodyum glutamat merkezi sinir sisteminde bağımlılık yapıcı etkileri vardır. Tekrar aynı besine yoğun ilgi duymanız ve hatta yüksek miktarda yemeniz mümkündür.
· Yüksek şeker ve glisemik indeks tatlı merkezimizi uyarır, obeziteye neden olur, tatlı reseptörlerini arttırır, tip 2 diyabete yol açar.
· Yüksek tuz içeriklerine sahiptirler, kardiovasküler hastalıklar ve hipertansiyon için risk faktörüdür.
· Yüksek doymuş yağa sahiptirler, fakir yağ örüntüsüne neden olur, kolesterol yüksekliğine ve ateroskleroz için risk faktörüdür.
· Yüksek omega-6 yağları ve özellikle yağın tekrar tekrar kullanılması nedeniyle kanserojen ve trans yağ asit miktarı artması damar sağlığı için zararlıyken omega6/omega-3 oranını bozar, vücutta inflamasyon (iltihap) başlatır.
· Yüksek asitli gıdalar mide asiditesine zarar verebilir, gastrit ve reflüye yol açabilir. Bu artan asit seviyesi kanın ph’sını asiditeye kaydırır, böbrek, kalp ve karaciğer sağlığını olumsuz etkiler. Böbrek taşlarına neden olabilir. Kanın en iyi ideal ph’sı 7.2-7.4 arasıdır.
· Yüksek kanserojen madde içeriği ve gıda katkı ve koruyucu maddeleri nedeniyle birçok kanserle ilişkilendirilse de başta meme, prostat, mide ve kolon kanserleri için risk faktörüdür.
· Lif içerikleri yoktur, kabızlığa neden olur.
· İmmun sistemi zayıflatır, vitamin-mineral düşüklüklerine neden olur, uyku-uyanıklılığı bozabilir.
· Karaciğer yağlanmasına neden olur, detoks sistemini bozabilir, bu toksik bileşikler yaşamınız boyunca yağ dokunuzda birikebilir.
‘’Tüm hücrelerimiz her gün bizim yediklerimizle beslendiğini’’ unutmadan tüm okurlarımızı yüzyıllardır değişmeyen besin kaynaklarımızın en doğalını tüketmeye farkındalık kazanmalarını diliyorum, herkese sağlıklı güzel bir hafta diliyorum…