Değerli okuyucularım ülkemiz yanıyor. 100’ün üzerinde yangına baktığımızda ülkemiz toprakları üzerinde bir takım oyunların oynandığını görmemek mümkün değil.

Hiçbir zaman felaket tellallığı yapmak istemiyorum ancak son 11 gündür inanılmaz bir şekilde yangın belası ile uğraşıyoruz.

Halkımızın yangın üzerinden sosyal medyada paylaşımları ise inanılmaz. Kimisi ormanlarımızı birileri bilinçli olarak yakıyor, kimisi devlet bu yanan arazileri birilerine peşkeş çekmek için göz yumuyor iddiası var. Kimisi de PKK’nın Ateşin Çocukları diye bir örgüt vasıtasıyla ormanlarımızı yakıyorlar diyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa gereği yanan araziler tekrar orman sahası olarak yapılandırılacak diye kesin ifade kullanıyor, devletin bakanları da aynı şeyleri söylüyor.

Ancak, kusura bakmasınlar geçmişte bu şekilde yanan araziler maalesef son 18 yılda devlet eliyle turizm alanı ilan edilmiştir.

Bu araziler hoyratça kullanılmıştır. Oteller yapıldığı da bir gerçektir. İşte bu noktada halk, Sayın Cumhurbaşkanının söylediklerine maalesef inanmıyor.

Dikkat çeken bir detay ise bu yangınlar Hatay’dan tutun Aydın’a kadar olan dağlarda Yörüklerin yaşadığı bölgelerde çıkması. Burada bulunan Yörük Boylarının bu yerlerden uzaklaştırılarak buraların Afgan ve Suriyelilerin yerleştirileceği ön görülüyor.

Atatürk’ün, Toroslarda yörük obalarının bacalarından duman çıkmaz ise Türkiye Cumhuriyetinin sonu gelmiştir, dediği rivayet edilir.

Devlet burada mağdur olan vatandaşlarımıza 20 yıl vadeli TOKİ vasıtasıyla evler yapacakmış.

Bu devlet Suriye’de Suriyelilere bedava ev yapıyorken niye bu yangın bölgelerinde mağdur olan Yörüklere, Suriyelilere sağladığı ayrıcalığı sağlamıyor?

Suriyelilere, Devletin verdiği harcama kartlarını Türk vatandaşlarına niye vermiyor?

Suriyelilerin ne ayrıcalığı var? Yoksa Türkiye’de Türk olmak Suriyeliler kadar devletin koruması altında olmamak Allah’tan reva mı?

  

Vallahi bazen Suriye vatandaşı olmak için müracaat mı etsem diyorum.

Adamlar hiçbir vergi vermiyor, her şeyi bedava kullanıyorlar, yetmezmiş gibi üniversitenin istedikleri bölümlerine kayıt yaptırıyor.

Suriye’de benim Mehmetçiğim şehit olurken Suriyeliler İstanbul’un güneyinde, Egenin sahillerinde nargile fokurdatıyorlar, bu rezalet son bulmalı.

Sayın Erdoğan, bu durumu yeniden gözden geçirir inşallah.

DEĞERLİ OKUYUCULARIM

Yeğenim Ceren Gözen Yener, Köyceğiz’e gelin gitti. Geçen gün “Amca Köyceğiz yanıyor” diyerek hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Bana “Amca biliyor musun neye üzülüyorum, benim çocuklarınm Köyceğiz koylarındaki dağlarda, ormanlarda börtü böceği göremeyecekler” dedi.

 

Gerçekten doğru söylüyor bu çağdaki küçük evlatlarımızın bu ormanları çiçekleri görmeleri uzun yıllar alacak.

CHP Muğla Milletvekili Sn. Burak Erbay ile görüşür müsün onunla röportaj yapar mısın dedi.

Değerli milletvekilimizle yaptığım röportajı sunuyorum.

Sayın Burak Erbay, okuyucularımıza kendinizi tanıtır mısınız?

1978 Muğla Köyceğiz’de doğdum. İlkokulu Köyceğiz’de, orta ve lise öğrenimini İzmir’de, Üniversite öğrenimini İstanbul Yeditepe Üniversitesinde tamamladım.

2002-2003 yılında İstanbul Baro stajını tamamladıktan sonra, İstanbul’da Uluslararası Hukuk bürosunda çalıştım.

Öğrencilik yıllarında Üniversite Hukuk Kulübü Başkanlığı, İstanbul Kadıköy Atatürkçü Düşünce Derneği ve CHP Gençlik Kollarında aktif görev aldım.

Kadıköy Belediyesi Gençlik merkezi bünyesinde gönüllü olarak çalıştım. 2008-2009 yılları arasında CHP Muğla İl Sekreteri, 2009-2014 yılları arasında Köyceğiz Belediyesi İl Genel Meclis üyeliği, İl İnsan Hakları Kurulu Üyeliği, Atatürkçü Düşünce Derneği Muğla Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başkanlığı görevlerini yürüttüm.

Yörük Obaları Derneği, Genç İş Adamları Derneği ve Muğla Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu İl Disiplin Kurulu üyesi. 25. ve 26. Dönemlerde milletvekili adayı oldu. 2005 yılından itibaren Menteşe’de serbest avukatlık yaptım, evli ve bir çocuk babasıyım.

Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Üyesidir. İyi düzeyde İngilizce ve orta düzeyde Almanca biliyorum.

Burak Bey, www.aydinpost.com ‘a Muğla yangınları hakkında bilgi verir misiniz?

Şu an da yangının  9. Günündeyiz. Gözümüz gibi baktığımız Köyceğiz ormanları cayır cayır yanıyor. İlk yangınlar Antalya’da peşinden Marmaris’te başladı. Zeytinalan’ın üst tarafından yangın başladı, çeşitli yerlerde yangınlar çıktığını öğrendik. Şu anda yangınlar devam ediyor.

Bu yangınlar bir anda mı çıktı, herhangi bir şüpheniz var mı?

Ayrı ayrı yerlerde yangınlar çıktı, söndükten sonra tekrar yangınlar aynı yerlerde çıktı. İnsanın aklına bir sürü soru getiriyor ama hukukçu olarak elimizde somut bir kanıt yok.

Tekrar ediyorum ilginç olarak farklı farklı yerlerde yangınlar çıktı. Manavgat yangının arkasında orman ekipleri bu bölgeye yetişemediler sonra halk devreye girdi. Biz bayrağını devletini seven insanlarız. Devletin yangın konusunda aciz durumda kaldığını söylemek bize yakışmaz. 

Yangın söndürmede bir organizasyonun olmadığını gözümle gördüm. Bunu net söyleyebilirim.

Muğla bu şekilde cayır cayır yandı ise bir ihmalin olduğu kesin bunun iyi irdelenip konuşulması gerekir.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, THK hangarlarını gezdi yangın söndürme uçaklarını gördü ve dedi ki 4 milyon TL olsa idi bu uçaklar uçardı dedi. Siz bu bölgenizde Devletin uçaklar ile müdahale etmediğini düşünüyor musunuz?

Köyceğiz yangını başlamadan evvel çok uyardık burası da Manavgat olur dedim. O çıkan küçük yangına helikopter geldi ama müdahale etmedi bunun üzerine yangın çok büyük alana yayıldı. Bu olay, Marmaris, Köyceğiz Milas’ta da aynı oldu. Maalesef gerekli müdahaleler yapılmadığı için bu sonuçları doğurdu.

THK uçaklarını bakımlı hazır vaziyette tutmuyorsanız bunun sonuçlarından siz sorumlusunuz demektir. Bunun sonucunda görev ihmali vardır. Ve suçtur. Kesinlikle bu konunun yargıya taşınması gerekir. Orda ben kayyumum, beni ilgilendirmez diyemezsiniz. Türkiye’de çıkan bu yangınlardan ötürü oluşan zarardan THK kayyumu sorumludur. Bu arada Tarım Bakanlığı ve diğer bakanlıkların yargı süresinde tartışılması gerekir.

Siz avukatsınız bunu yargıya taşıyacak mısınız?

Konuyla ilgili genel merkez ile konuşup gerekli çalışmalara başlayacağız. Muğla’mız bundan çok büyük zarara uğradı. Bununla ilgili suç duyurusunda bulunabiliriz.

Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye teşkilatı bu yangınlarda başarılı oldu mu?

Muğla’nın yüzde 70’i orman. Bu konuda tartışıldı yerleşim alanlarındaki yangınlardan sonra kırsalda da imkanları çerçevesinde yardımcı oldu. Ancak bu konuya daha çok eğilmemiz gerektiğini tespit ettik. Büyükşehir belediyemizde kendisini güçlendirmesi gerekebilir.

Halkın yardıma ihtiyacı var mı?

Yangın aniden bastırmadı insanlar eşyalarını kurtardılar şu anda bir ihtiyacımız yok. Bu yardımlar artık biraz beklemede kalsın. Halkımız yardım severdir. Allah razı olsun. Tırlar dolusu yardım geldi.

Muğla Valisi, yangının çıktığı gün Aydın’a geldi doğru buluyor musunuz? Hatta biz bunu www.aydinpost.com ‘da haber yaptık?

Bundan haberim yok.

Muğla Valisi, kaymakamları, belediye başkanlarını, muhtarları toplayıp kriz masası oluşturdu mu?

Muğla Valisi bu yangında herhangi bir kriz masası veya komisyonu oluşturmadı.

Valilik hiçbir bilgilendirmede bulunmadı. Bu dediğiniz kurumları davet bile etmedi.

Belediye başkanlarını da aramadı sahada birkaç kere karşılaştık o kadar.

Sahada bunu çok hissettik. Orman müdürü ayrı Tarım Müdürü ayrı kararlar alıyordu. Böyle olmamalıydı ilin Valisi gerekli koordinasyonu sağlaması gerekirdi..

Maalesef organizasyonsuzluk vardı.

Bu eksikleri gördük inşallah bundan sonrası için tedbirler alınır.

Sayın Muğla Valisinden şikâyetçiyiz. Sınıfta kaldı.

Bu röportaj için size ve www.aydinpost.com ‘a teşekkür ederiz.