• Diyabet (Şeker) hastalığı olanlar,
  • Düzenli hipoglisemik atak geçirenler,
  • Tansiyon ve kalp hastaları,
  • Vücut direnci düşük ve aşırı zayıf kişiler,
  • Böbrek yetmezliği olan bireyler,
  • Hamileler,
  • Yeni ameliyat geçirenler,
  • Kemoterapi tedavisi görenler,
  • Düzenli ilaç kullananlar,

Yukarıda yer alan risk gruplarının içindeki kişiler oruç tutmak istediğinde, mutlaka doktor kontrolünde bu süreci yönetmelidir. Şeker hastalığı olan kişiler, hem kan şekeri düşüklüğü hem de susuzluk riskiyle karşı karşıya kalacaklarından oruç tutmaları önerilmez. Ayrıca diyabet hastalarının düzenli kullandıkları ilaçlar da oruç tutmalarını engelleyebilir.

Bununla beraber sahur ve iftarda dengeli bir beslenme programı uygulandığında, doktor denetiminde oruç tutabilen şeker hastaları da bulunmaktadır. Tansiyon ve kalp hastaları da oruç tutmaması önerilen risk grubu içinde yer alır. Bu kişilerin düzenli ilaç kullanmaları ve dengeli beslenmeleri gerektiğinden, oruç tutmaları sakıncalı olarak değerlendirilir. Ancak burada da tutulup tutulmayacağı hakkında son kararı verecek olan yine hekimdir.

Bağışıklık sistemi düşük olan ve aşırı zayıf kişilerin de uzun süre aç ve susuz kalması tavsiye edilmez. Bu kişiler doktor tavsiyesiyle oruçtan muaf tutulabilir. Böbrek yetmezliği olan kişilerin dehidrasyon (vücudun normal işlevlerini yerine getirebilmesi için gereken suyun olmaması...) riskine karşı oruç tutması tavsiye edilmemekle birlikte, sahur ve iftarda vücudun alması gereken su miktarını karşılayabilen kişiler hekim kontrolünde oruç tutabilir.

Anne ve bebek hamilelik süresince ihtiyaç duyulan vitamin, protein ve kaloriyi alamayacağı için hamile olan birinin oruç tutması önerilmez. İnancı gereği oruç tutmayı isteyen anne adayları, bunu ancak hekim kontrolü ve onayı ile sürdürmelidir. Hamileyken oruç tutulması halinde doğabilecek potansiyel sağlık riskleri şu şekildedir:

  • Bebek gelişimi için gerekli olan vitamin, mineral, protein gibi ihtiyaçlardan mahrum kalınması,
  • Bebeğin bilişsel, kilo ve kemik gelişiminin etkilenmesi,
  • Anne adaylarındaki dehidrasyon riski ve böbreklere verilebilecek zararlar,
  • Mide bulantısı ve kusmada artışlar,
  • Tansiyon düşüklüğü

Emziren annelerin oruç tutup tutmamasıyla ilgili çeşitli görüşler mevcut olsa da, bu kişiler ancak hekim kontrolünde oruç tutabilirler. Düzenli ilaç kullanımı, gün içinde bağlı kalınması gereken belirli saat
aralıklarıyla bağlantılıdır. Bu saat aralıklarına uyulması zorunlu olduğundan ve gün içinde gıda ve sıvı alımı gerektiğinden, düzenli ilaç kullananlara önerilmeyen oruç, eğer kişinin genel sağlık durumu iyiyse, doktor onayı ve takibi altında tutulabilir.

Bu Sebze Ölüm Hariç Her Şeye Çare Olan Mucize Bir Besin! Düşük Kalorili Yapısıyla Kilo Vermeye Yardımcı Olur Bu Sebze Ölüm Hariç Her Şeye Çare Olan Mucize Bir Besin! Düşük Kalorili Yapısıyla Kilo Vermeye Yardımcı Olur

Dini bakış açısı da, tıbbi yaklaşımdan farklı değildir. İslâm dini, ilke olarak, kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlar için kolaylaştırıcı hükümler getirmiştir. Bu genel ilke uyarınca, farz olan Ramazan orucu ibadetini belli koşullara bağlı olarak (uzun yolculuk, hastalık, yaşlılık, ileri derecede açlık ve susuzluk, zor ve meşakkatli işlerde çalışmak, hamilelik ve emzirme döneminde olmak gibi...) erteleme veya fidyesini verme yoluyla oruç tutmama mubah kılınmıştır. (Din İşleri Yüksek Kurulu 12.07.2017)