Yeni ekonomi yönetimi göreve başlamasından bu yana, bozulan durumu düzeltmek ve yatırımcıların güvenini kazanmak adına uluslararası alanda aktif bir diplomasi yürüterek, ekonomi politikalarının sürekliliğine dair güvenceler verdiğini ve bu çabanın ne kadar kıymetli olduğunu daha önceki yazılarımızda uzun uzun dile getirmiştik.
Ancak, geçen bu süre zarfında elde edilen somut geri dönüşler değerlendirildiğinde, yabancı yatırımcıların beklentilere paralel istekli bir tavır sergilediği söylenemez.

Haber akışı dahilindeki ifadeler ve raporlar incelendiğinde, yabancı yatırımcılar; Türkiye'nin ekonomik istikrarını sadece birkaç kararla sağlamanın güç olduğunu ve bunun bir zaman gerektirdiğinin altını çizerek; yatırımlar noktasında temkinli yaklaşımın öneminden bahsetmektedir. Ayrıca mevcut tabloda oldukça karmaşık değişkenlerin varlığından da söz edilmektedir. Bu bağlamda yabancı fon yöneticileri ayrıca; belirsizlik vurgusu yaparak, geleceğe dair kararlı adımlardaki samimiyetinin ve sürekliliğin sağlanılmasını garanti altına almak isteyen bir tutum sergilemektedir.

***

Merkez Bankası'nın geçen hafta 500 baz puanlık artışından sonra önümüzdeki aylarda alacağı faiz kararları hayati bir öneme sahip olsa da yaşanan güncel gelişmelerle beraber, ekonomik istikrarın sadece iç politikalardan ibaret olmadığını göz ardı etmemek lazım. Bu noktada yabancı yatırımcıları ikna etmek için sadece faiz politikası yeterli olacak gibi gözükmüyor.
 

Yürüttüğümüz dış politikadaki atacağımız yanlış adımlar veya keskin söylemler sancılı sonuçlar doğurabilir. Dolayısıyla, Türkiye'nin dış politikada da dikkatli ve dengeli bir yaklaşım benimsemesi kaçınılmazdır.

Binlerce insanın hayatını kaybettiği, insanlık dramlarının yaşandığı Ortadoğu'da devam eden yangının söndürülmesinde, Türkiye'nin güçlü bölgesel aktör olarak barışçıl bir tutum sergileyip, uzlaştırıcı bir rol üstlenmesi kritik öneme sahiptir.

Bu doğrultuda bölgedeki tarafları bir araya getirme ve ortak bir zeminde buluşturma çabaları, sadece Türkiye için değil, bütün dünya için umut verici bir adım olacaktır. Türkiye'nin, barışın ve istikrarın sağlanması noktasında üstleneceği rol, bölgesel ve uluslararası düzeydeki dengeleri de şekillendirecektir.

Mevcut durumda sonuç olarak; Türkiye'nin ekonomik geleceği, yaşanan gelişmelerle birlikte bir denge oyununa dönüşmüş durumdadır. İç politikaların doğru bir şekilde uygulanması, güçlü bir dış politika ile desteklendiğinde, büyük fırsatları beraberinde getirebilir.

Zorlu bir dönemden geçiyoruz. Bölgesel faktörleri de hesaba kattığımızda, Türkiye'nin ekonomi ve dış politika alanında alacağı kararlar, sadece mevcut durumu değil, aynı zamanda yakın gelecekteki yönümüzü de şekillendirecek bir öneme sahiptir.

***

Bu süreçte olası hatalı kararların yaratacağı belirsizlikler, uygulanan tüm programları da sekteye uğratabilir. Ülkenin ekonomik dengeleri, içinde bulunduğumuz karmaşık süreçte son derece hassas bir zemindedir. Sürdürülebilir ekonomik büyümeyi ve istikrarı sağlama açısından dikkatli ve sağduyulu bir şekilde hareket etmek yakın zamanda hiç olmadığı kadar önem kazanmıştır.

Yaşanacak belirsizliklerin, sadece ekonomik politikaları değil, aynı zamanda sosyal dokuyu ve toplumsal huzuru da etkileyebileceğini göz ardı etmemek gerekir.

İyi Haftalar

Duygusal Dengenin Finansal Başarıdaki Rolü Makale: Duygusal Dengenin Finansal Başarıdaki Rolü