Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ve Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Samsun Olgunlaşma Enstitüsü ve Sanat Merkezi açılışına katıldı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti milletvekilleri, Vali Zülkif Dağlı, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir ve protokol üyelerinin de yer aldığı açılışta konuşan Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, Türkiye’nin son 20 yıl içerisinde eğitimde devrimsel bir dönüşüme tanıklık ettiğini belirtti. Ülkedeki en kalıcı sermayenin beşeri sermaye olduğunu söyleyen Bakan Özer, “Beşeri sermayenin de niteliğini arttırmada kullanılan en önemli enstrüman, eğitim. Eğitim olmazsa üretim olmaz. Eğitim olmazsa geçmişten geleceğe iddialı bir şekilde yola yürümek mümkün olmaz. Eğitim olmazsa sanat olmaz, eğitim olmazsa hiçbir şey olmaz. Onun için bugün rekabet etmiş olduğumuz ülkeler 2’nci Dünya Savaşı'ndan sonra eğitimde okullaşma oranlarını arttırmak için yani, tüm eğitim kademelerinde çocuklarını, gençlerini eğitimle buluşturmak için devasa yatırımlar yaptılar. Okullaşma oranlarını yüzde 100’lere ulaştırdılar ama 2000’li yıllara geldiğimiz zaman Türkiye'de eğitimin manzarası çok kötüydü. 2000’li yıllarda 5 yaşındaki okullaşma oranı yüzde 11’di. Yani 5 yaş, 100 çocuktan sadece 11 tanesi okuldaydı. 89 tanesi dışarıdaydı. O eğitim alanlar da sosyoekonomik seviyesi güçlü olan aileler. Yani garibanlar eğitim erişimle ilgili dezavantajları olanlar, eğitim erişemiyordu. Ortaöğretimde, yani lisede okullaşma oranı sadece yüzde 44’tü. Yani lise çağı nüfusunun 100 gencimizin 56 tanesi liseye devam edemiyordu, kayıt dışıydı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranları yüzde 14’tü. Türkiye 2000’li yıllara gelirken beşeri sermayesini hoyratça kullanan, ona eğitim üzerinden gerekli değeri vermeyen bir ülke konumundaydı. İşte Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde eğitimle ilgili devasa bir seferberlik başlatıldı. Derslikler yapıldı. Okullar yapıldı. 2000’li yıllarda Türkiye'deki 81 ilde, 920 ilçedeki derslik sayısı sadece 300 bindi. Bugün 857 bin dersliği olan bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.

‘SORUN OLAN DİLLERİNE PELESENK VESAYET ODAKLARIYDI’

Okul öncesi eğitimdeki tüm çocuklara ücretsiz olarak yemek verdiklerine değinen Bakan Özer, “Bu sosyal politikaların bugünkü maliyeti, son 20 yıldaki sosyal politikaların maliyeti 525 milyar TL. 5 yaştaki okullaşma oranı yüzde 11’den, yüzde 99,86’ya çıktı. Ortaöğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 44’ten, yüzde 99,17’ye çıktı. Yükseköğretimdeki net okullaşma oranı yüzde 14’lerden yüzde 7’lere çıktı. Yani son 20 bu ülkenin beşeri sermayesini en bereketli bir şekilde kullandığı bir döneme tekabül etti. Bunun iki tane kazananı vardı. Birincisi garibanlar, ikincisi de kadınlar oldu. Ortaöğretimdeki kızlarımızın okullaşma oranı ortalama yüzde 44 olmasına rağmen yüzde 39’du. Şu anda yüzde 99’a yükseldi. Kız çocuklarının ve kadınların okullaşma oranları ilk kez erkekleri geçti. Yükseköğretimde 2014 tarihinden itibaren kadınların okullaşma oranı erkeklere geçti. Muhafazakar kesim sürekli töhmet altında bırakıldı. Kızlarını, çocuklarını, kadınlarını okutmuyor diye. Sen hem okul yapmayacaksın hem başörtüsü yasağı uygulayacaksın hem de kenara çekileceksin. Bugün problem kalmadı. Demek ki muhafazakar kesimin eğitimle ilgili bir sorunu yok. Sorun olan onu sorun olarak dillerine pelesenk eden o vesayet odaklarıydı” diye konuştu.