Aydın ile ilgili derdi olmayan tek düşünceleri kendi konforu olan muhterislerin bir talihsizlik eseri güttüğü koyunların canından başka alacak  ne yapağısı kaldı ne de üzerine oturacak postları...

Ticaret Odası, Ticaret Borsası ve Sanayi Odası bölge milletvekillerini Aydın Valisi  Yakup Canbolat’ın da katıldığı bir iftarda bir araya getirdi.Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu katılmadı.

Nedenini de iftar daveti aldığını, Aydın’ın sorunlarının konuşulacağını sonradan sosyal medyadan öğrendiğini, bunun doğru ve şık bir davranış olmadığını açıkladı.

İftarla ilgili bir merak konusu da eğer amaç Aydın’ın sorunlarını masaya yatırmaksa Üniversite, Ziraat Odası, Esnaf Odası, Aydın-Muğla Esnaf Kefalet Kooperatifleri Birliği temsilcileri neden davet edilmediğidir.

Toplantı yeri mi dardı yoksa yemek mi yetersizdi bu sorular yanıtsız kalınca akıllara acaba bu toplantı başkanlar siyasete soyunacak da onun mu habercisi, sorusunu getirdi.

Doğrusu altyapısı hazırlanmadan yapılan bu tür çoğu toplantı arzu edilen sonucu vermeyebiliyor. Örnek AYTO yönetiminin 2007 yılında milletvekilleriyle yaptığı benzer toplantı.

Bir de bu tür toplantılara öncülük edenler, belediye başkanı, milletvekilli seçilmek gibi “tilki kurnazlığı” ile oyun kurmaya kalkıştıklarında da istenen sonucu vermeyebiliyor.

En kötüsü de yapılan bu manipülasyonların, ilerleyen süreçte sorunlara çözüm üretme amaçlı iyi niyetli girişimcilerin “geçmişte yapıldı da ne oldu” benzeri şevk ve hevesini kıran olumsuzluklara yol açabilecek olmasıdır.

Hakan Ülken döneminde 2013’te devrin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin de katılımıyla Ticaret Borsası Salonu’nda sonlandırılan toplantı gibi

Kurulan manevi bir değeri olan bu iftar sofrasının ne yazık ki, böyle bir ardılı olacak gibi görünüyor.

Oysa gerek insanların günlük gerek sosyal yaşantısı gerek genç kuşağın istihdamı açısından başta ekonomi olmak üzere sorunları tespit ve öncelik sırasına göre çözüm üretmede Aydın’ın ortak akla şiddetle ihtiyacı var, çünkü ekonomik bir çöküşle karşı karşıya...

Bakın AYTO tarafından hazırlatılan “Aydın İli Değerlendirme Raporu Haziran 2020 Raporu’na” göre:

2004 yılı Kişi Başı Gelir Türkiye ortalaması 5 bin 961 Dolar, Aydın ortalaması 4 bin 839 Dolar... Gelişmişlikte iller arasında 24. sıradadır.

2018’e gelince Türkiye ortalaması 9 bin 683 dolar, Aydın ortalaması daha da seviye kaybetmiş,  6 bin 856 Dolar’da kalmış...2004-2018 Türkiye ortalaması kişi başı milli gelir 3 bin 732 Dolar artmış,

Aydın ortalaması ise adı geçen yıllar arasında kişi başı Bin 12 Dolar azalmış. İl genelinde ise kayıp 1 Milyar 111 milyar Dolar olmuş. Yani Aydın yoksullaşmış..

Bu sonuçlara göre Aydın 2004’den bu yana yoksullukta Denizli, Manisa ve Muğla’nın gerisinde, Ege illeri arasında Afyonkarahisar’ın ardında sondan ikinci sıradadır.

Yoksullaşma 2023’de de devam ediyor. TÜİK’e göre Kişi Başı Milli Gelir Türkiye 13 bin 243 Dolar, Aydın ortalaması 3 bin 753 eksilmeyle 9 bin 490 Dolar’da kalmış, iller arası gelişmişlikte 39. sıraya düşmüş.

Aydın’ın karşı karşıya kaldığı yoksullaşma konusunu Hakan Ülken, Türkiye ve dünya ekonomisiyle mukayese ederek misafirlere aydınlatmıştır, diye düşünüyorum.

Ne de olsa, bu güne bu gün TOBB yönetiminde Türkiye ekonomisine yön veren bir konumda...

Aydın’ın yoksullaştığına başka bir örnek:

TÜİK’e göre 1 milyar 177 milyon Dolar olan 2023 ihracatının  yüzde 0.27 ileri teknoloji, yüzde 35,32 orta, yüzde 8,94 orta-düşük, yüzde 55,47 ise düşük teknolojiden oluşuyor.

Yani ihracat ürünlerinin tamamına yakınını katma değeri düşük ürünlerden oluşuyor. Konuyu Sanayi Odası Başkanı Gökhan Maraş anlatmıştır, herhalde.

Ayrıca ASTİM Organize Sanayi Bölgesi sınırları içinde bulunan ve kamulaştırmayı bekleyen 200 hektar alanın niye kamulaştırılmadığını da...

Çünkü fahiş arsa fiyatları karşısında Aydınlı girişimciler arsa fiyatı onda biri olan Afyonkarahisar ya da Tire OSB’lere yatırım yapmak zorunda kalıyorlar.

Çöküşün eşiğine gelen bir ilin ekonomisini ayağa kaldırmak-maksadın o olduğu da şüpheli-olayı milletvekillerini bir araya getirmekle çözüleceğine inanmak iyimserlikten de öte saflıktır.

Her şeyden önce bizim geleneğimizde usul esastan önce gelir. Olaylara tepeden inme yaklaşıldığında bilin ki, düğme yanlış iliklenmiş demektir, bu yöntem alışkanlık haline gelirse kısır döngüye dönüşür.

Yoksullaşma gibi çok boyutlu konular halkı da içine alacak her odanın, her kurumun, her reel sektör temsilcisinin en önemlisi de politikacıların kendilerini eşitler arasında birinci kabul edeceği bir seferberlikle çözülür.

Bu amaçla kamuoyu oluşturulur ve bir şeyler olacağına insanlar inandırılır Ortak akla Vali başkanlık eder, ortak payda Aydın olunca ne kimseye güvensizlik duyan olur ne ayrı baş çeken....

Velhasıl bu tür çok yönlü sorunlar bir belediye başkanlığına, bir milletvekilliğine meze yapılamaz.

Veriler ortada... Aydın, kifayetsiz muhterislerin elinde yıldan yıla daha da yoksullaşıyor.

Sözün özü: Aydın ile ilgili derdi olmayan tek düşünceleri kendi konforu olan muhterislerin bir talihsizlik eseri güttüğü koyunların canından başka alacak ne yapağısı kaldı ne de üzerine oturacak postları...

Müslüman’ın En Yakıcı Sınavı Makale: Müslüman’ın En Yakıcı Sınavı