Değerli Aydınpost takipçileri, sevgili okuyucularım.

Aydın Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy, birlikte çalıştığı A takımından dolayı gerçekten çok şanslı. İl Sağlık Müdüründen Orman Müdürüne ve diğer Müdürlere kadar hepsi Aydın için cansiperane çalışıyorlar. Bugün Aydın İl Sağlık Müdürü Osman Açıkgöz'ü konuk ederek kendisiyle bir röportaj yaptım.

Yaklaşık 3 senedir görev yapan Osman Açıkgöz, Aydın'da sağlık konusunda çok büyük çalışmalar gerçekleştirdi, çok büyük eserler verdi. Siyasilerin de yardımlarıyla, bu önemli çalışmalarına kayda değer konuları da dahil etmiş durumda. Örneğin, şehir hastanemiz yakında faaliyete geçmiş olacak. Tüm bu hususları sorduğum bir röportaj yaptık.

 

Ahmet GÖZEN: Osman Bey, Aydın’da oldukça tanındın. Pandemi döneminde Aydınlı, hizmetlerinizden çok memnun kaldı. Çok başarılı oldunuz. İsterseniz önce bundan başlayalım. O dönemde yaptıklarını, önümüzdeki dönemde ilimizde görev alacak başhekimlere ve yöneticilere örnek olması açısından anlatır mısın biraz?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Çok teşekkür ederim sevgili Ahmet abi, çok kıymetli bir emanet. Ekibim ve ben, kadim kültürü olan sağlık teşkilatının Aydın'daki görünen yüzleri ve bu devasa orkestranın eşgüdüm içinde çalışmasından sorumlu kamu görevlileriyiz. İlimizdeki en büyük avantajımız, Bakanlığımızın sağlık politikaları çerçevesinde, Sayın Valimizin liderliğinde ilimizdeki tüm taraflarla sürekli iletişim halinde kalarak süreci yönetmekti. Üniversitedeki hocalarımızdan, çiftçi, esnaf ve turizmci dostlarımıza kadar tüm STK’ların ve yerel idarelerin önerilerini ve katkılarını aldık. İş birliği ve destekleri için hepsine minnettarız.

Ülke geneline örnek teşkil eden birçok ilke de ilimizde imza attık. Kendimizi pandemideki ağır süreci Aydın olarak en az travmayla geçirmeye adadık. Yüzlerce yeni yoğun bakım yatağını hizmete aldık ve tıbbi birimler kurduk. Sayın Bakanımız pandemi sürecinde bilim kurullarıyla mükemmel bir koordinasyon içerisinde yol haritası çıkardılar bize. Biz de o yol haritasını kendimize rehber edinerek ilimizdeki tüm süreci kronolojik olarak yönettik. İş yükü analiz tabanlı görevlendirme, ilk kez pozitif olan vatandaşlarımızın yurtlarda misafir edilmesi, kolluk teşkilatı yardımıyla harekete duyarlı kamera uygulamaları, COVDET birimi ve daha birçok yeni uygulamayı hayata geçirdik.

Ahmet GÖZEN: COVDET’i açıklar mısın?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: COVDET ilk önce bizim tarafından uygulanmış ve daha sonra diğer iller için de örnek teşkil etmiş olup, halen kullanılıyor. COVDET, corona virüs çağrı, değerlendirme, tıbbi destek ve saha ekiplerinden oluşuyor. Sağlık Müdürlüğümüzün merkezinde bir çağrı ofisimiz var. Bu merkezi arayan ve tıbbi değerlendirme sürecinden geçen vatandaşlarımızın medikal/paramedikal ihtiyaçları karşılanıyor. Saha ekiplerimiz merkez, doğu ve batı kanadında Valiliğimizin sağladığı özel donanımlı 15 araçla her araçta 4 kişi, toplamda 60 kişi olarak vatandaşlarımıza evlerinde hizmet verdiler. Hafta sonları dahil, gece 4’lere kadar covid pozitif vatandaşlarımızın transferlerini yaptılar ve gerektiğinde ilaç desteği sağladılar. Sadece tıbbi değil, sosyal ihtiyaçlar da bu birimlerce karşılandı. Örneğin, farklı hastalıklar için gereken ilaçların transferi, evinde bakacak kimsesi olmayanların farklı adreslere götürülmesi, ya da çiftçilerimizin hayvanlarının bulunduğu yerlere ulaştırılması gibi ihtiyaçlar da arkadaşlarımızın büyük özverisiyle giderildi.

Bir başka örnek daha vereyim. İlçe köylerimizde yaşayan Covid (+) KOAH hastası bir vatandaşımızın biten oksijen tüpü de bu birimimiz tarafından evinden alınarak değiştirildi ve hastaya teslim edildi. Yine Covid (+) olan ve sınav için fotoğraf çektirmesi, ya da e-devlet şifresi alması gereken vatandaşlarımıza da destek sağlandı.

Bu süreçte bildiğiniz gibi aşılama faaliyetleri çok büyük önem kazanmıştı. İlimiz bu konuda Türkiye’de sürekli üst sıralarda, ilk 10 içinde yer aldı. İlimizdeki tüm sağlık birimlerimiz ve Mobil Aşı Tırımızla vatandaşlarımızın 7/24 aşı olmaları sağlandı. Diğer il müdürlükleriyle koordineli yaptığımız çalışmalardan da yüksek verim aldık. Bu durumu takdir eden Bakanlığımız Aydın’ı yerli aşımız TURKOVAC için pilot illerden biri seçti.

 

Ahmet GÖZEN: Peki ilimizdeki görev süreniz boyunca yaptığınız iyi uygulama örneklerinden, ya da vatandaşlarımıza dokunan hizmetlerden biraz bahsedebilir misiniz?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Görevli tüm başkan ve başkan yardımcılarımızın katılımıyla her hafta mutlaka bir yönetim kurulu toplantısı yaparak, mevcut durumu değerlendirdik ve ileriye dönük çalışmalar için ortak bir akıl oluşmasını sağladık. Yönetim kurulumuz ve birimlerimizle düzenli yapılan bu toplantılar çerçevesinde pek çok yararlı uygulamayı sağlık camiasına ve vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Örneğin, Sayın Valimizin Hüseyin Aksoy önderliğinde tüm ilimizin verilerini kapsayan Engelli Bilgi Bankası Sistemi (EBBS) kuruldu. Bu sistem sayesinde ilimizde sağlık raporu almış tüm engelli vatandaşlarımızın engel durumları ve coğrafi-sosyal verileri takip edilmektedir. Bu sistemden ilimizdeki diğer müdürlükler de faydalanmış, vatandaşlarımızın işlemlerinde kolaylıklar sağlanmıştır. Ayrıca, bu sistem sayesinde, geçtiğimiz yaz bölgemizle birlikte ilimizi de etkileyen yangınlar sırasında tehlikede kalan engelli vatandaşlarımızın hızlıca tespiti yapılarak tahliyeleri gerçekleştirilmiştir.

Ayrıca alamadığımız verileri kontrol etmenin zor olacağı öngörüsüyle ilimizde üretilen hizmetlerin ölçülmesi amacıyla performans ve iş yükü kartları oluşturuldu.Performans kartlarıyla ilçe sağlık müdürlüklerinin üretmiş oldukları hizmetler sürekli izlenerek aylık olarak değerlendiriliyor ve gerekli konularda müdahaleler yapılıyor. İş yükü kartlarımız ise Sayın Bakanımızın da teveccühlerini kazanan bir uygulama. Bu kartlarla ilimizde görev yapan hekimlerimiz, vermiş oldukları poliklinik, ameliyat, yatan hasta vb. hizmetleri baz alınarak değerlendiriliyor, özellikle geçici hekim görevlendirmesi gibi durumlarda bu analizlere bakılarak hakkaniyetli bir işlem tesis edilmeye çalışılıyor.

 

İlimizin merkezindeki en büyük hastanelerden biri olan Atatürk Devlet Hastanesi için Valilik daha önce yıkım kararı almıştı. Bu kararın gereğini yerine getirirken vatandaşlarımızın mağdur olmaması için hızlıca konteynır muayene alanları oluşturduk. Buralarda hizmetimiz aksamadan devam ediyor. Yine bu süreçte hastanemizi B grubundan, A2 grup seviyesine çıkardık. Bu, halkımıza daha farklı branşlarda, daha fazla personelle hizmet verme olanağı verdi.  

Yine ilimizde ilk defa tüm sağlık birimlerimiz aynı Hastane Bilgi Yönetim Sistemine (HBYS) geçirildi. Bu sayede bir kurumda yapılan iş ve işlemler diğer kurum hekimlerimiz tarafından kolayca görülüyor, aynı tetkik ve işlemlerin tekrarlanmasının önüne geçiliyor. Bu durum kamuda kaynak israfını önlüyor, vatandaşlarımızın ise tedavilerinin gecikmeden yapılmasını sağlıyor. İl Sağlık Müdürlüğü olarak ise ildeki durumu topluca analiz ederek politikalar üretmede bize yol gösteriyor.

Ayrıca Mobil Kanser Tarama Tırımızla (Mamografi) ilçelerimizin merkeze uzak yerleşim yerlerinde yaşayan ve il ya da ilçe merkezine bu hizmet için gelemeyen kadın vatandaşlarımızın taramaları bulundukları yerlerde yapıldı. Bu özverili çalışmalar bize Türkiye ikinciliği olarak geri döndü.

 

Ayrıca Valimiz Sayın Hüseyin Aksoy’un Saygıdeğer Eşi Hülya Aksoy koordinatörlüğünde başlatılan ‘Kadın Sağlığı Eğitim Projesi’ kapsamında 15-69 yaş arası toplam 411.522 kadınımıza eğitim vererek farkındalık oluşturulmasını hedefledik. Bugün itibariyle toplam 100.346 kadınımıza eğitim verdik, eğitim sonrası tarama oranlarımızda, meme kanseri taramalarında 2021 yılına göre 4 kat artış sağladık.

Bakanlığımızın son dönemde daha fazla önem atfettiği Geleneksel Tamamlayıcı Tıp (GETAT) hizmeti için Aydın Devlet Hastanesi, Atatürk Devlet Hastanesi ve Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi’nde üniteler açarak hizmet vermeye başladık. Ege Bölgesi’nde açılan 15 GETAT ünitesinin 3 tanesi ilimizde bulunuyor. Aydın Devlet Hastanesi’nde akupunktur ile mezoterapi, Atatürk Devlet Hastanesi’nde mezoterapi, proloterapi ile ozon terapi, Söke F.F.K. Devlet Hastanesi’nde ise mezoterapi ile akupunktur hizmetleri veriliyor.

  

Ülkemizdeki ve dünyadaki gelişmelere paralel olarak kağıtsız/dijital hastane konsepti giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu çerçevede dünyada kabul görmüş en önemli belgelendirme kuruluşu HIMSS’dir (Healthcare Information and Management Systems Society). Bu kuruluş tüm dünyada yaptığı değerlendirmelerle kurumları sertifikalandırmaktadır. Burada HIMSS EMRAM 6 ve HIMSS EMRAM 7 alan kurumlar özellikle duyurulmaktadır. Yapılan yeni değerlendirme kriterlerine göre Söke F.F.K Devlet Hastanemiz Türkiye’nin ilk, dünyanın ise 2. HIMSS EMRAM 6 sahibi sağlık kuruluşu olarak sertifikalandırıldı.           

Bunun dışında 5 devlet hastanemiz ve 3 A.D.S.M’miz de HIMSS EMRAM 6 sertifikasına sahip. Yakın dönemde yapılan çalışmalarla 2 kurumumuzun seviyesinin HIMSS EMRAN 7 olarak güncellenmesi beklenmektedir.

Hastanelerimizde verilen hizmetin kalitesi Bakanlığımız tarafından yapılan yerinde değerlendirmelerle de tescillendi. Yapılan kalite değerlendirmelerinde Aydın Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi 100 tam puan alırken, diğer kurumlarımız da 90 üstü puanlar alarak üstün performans sergiledi.

 

Aydın Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimizde Türkiye’de çok az kamu kurumunda bulunan yüksek teknolojili CAD-CAM cihazı sayesinde, ağız içi görüntüleme ve tedavi işlemleri, bilgisayar destekli sistemler yardımıyla yapılarak mevcut tedavilere kıyasla çok daha kısa sürelerde sıfıra yakın hatayla gerçekleştirilmektedir.     

 

Ahmet GÖZEN: Peki, ilçemizde hayırseverlerimiz ve devletimiz tarafından yapılan yatırımlardan bahseder misiniz biraz?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Abi, devletimiz Bakanlığımız aracılığıyla son 3 yıl içinde ilimize inanılmaz yatırım yaptı; ilgili idarecilerimiz de yardım ve destekte bulundular. Bunlardan en önemlisi, hepimizin yakından bildiği, Sayın Cumhurbaşkanımızın hayalim dediği, şehir hastanesi. Şu an hastanemizin inşaatının %70’den fazlası tamamlandı. İnşaatın tamamlanmasının ardından 1400 yataklı bu kompleks, vatandaşlarımıza ilimizde eksik olan tıbbi branşların yanında, daha önce hiç sağlanmamış bazı hizmetleri de sunacak. Şehir hastanemiz için devletimizin yaptığı yatırım tutarı yaklaşık 1,2 milyar TL’dir.

 

Diğer yandan, il merkezimizde yeni yerine taşınan Ağız ve Diş Sağlığı Merkezimiz son teknolojiyle donatılmış 50 birimle pandemiden bu yana son sürat hizmet vermektedir. Bu merkezimizle il içinde dağınık şekilde bulunan Sağlık Müdürlüğü binamız tek merkeze taşınmış; vatandaşlarımızın tek merkezden işleri kolayca yapmalarının yanı sıra, Müdürlük birimleri arasındaki iletişimin de güçlendirilmesi sağlanmıştır. Bu yatırımların yaklaşık tutarı ise 144 milyon TL’dir. İlçelerimizdeki hastanelerimizden Köşk İlçe Devlet Hastanesi, Sultanhisar İlçe Devlet Hastanesi, Yenipazar İlçe Devlet Hastanesi, Bozdoğan ASM+TSM ve Didim SYM+ASM+112 ASHİ için yapılan yatırım tutarı ise 140 milyon TL civarındadır. Tüm bunların yanında, son 3 yıllık döneme bakıldığında tamamlanmış 18 yatırımımız bulunmaktadır. Bunların tutarı ise 362 milyon TL civarındadır. Şu an devam eden yatırımların tamamlanmasıyla bu tutar 2,4 milyar TL’ye ulaşacaktır. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü tarafından devir yöntemiyle temini gerçekleştirilen 626 cihazın yaklaşık tutarı 42 milyon TL’dir. Müdürlüğümüz tarafından satın alma yoluyla ise 3.229 cihaz temin edilmiş olup, bunların da yaklaşık tutarı 10 milyon TL’dir.

 

Ahmet GÖZEN: Peki Kuşadası’na özel bir yatırım oldu mu?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Yeni hizmete giren Kuşadası Devlet Hastanemiz, biliyorsunuz ilk kez uluslararası sağlık turizmi belgesi aldı. Yeni yapılan bu hastanemizle bölge insanımızın birçok sorunu çevre illere ya da il merkezine gitmelerine gerek kalmadan burada çözülmektedir. Eksikliğini hissettiğimiz diyaliz merkezimizin inşaatı devam ediyor. Bu yatırımımızın yaklaşık tutarı 5 milyon TL’dir. Tüm cihazlarıyla hizmete girdiğinde, bu yatırım 10-15 milyon TL arasında olacak. Bu merkezimiz yalnızca Kuşadası ilçemize hizmet vermeyecek, çevre ilçelere ve Kuşadası'na gelen yerli/yabancı turistlerle birlikte herkese de hizmet sunabilecek. Ayrıca hastanemizde son teknoloji bir MR cihazımız mevcut. Ayrıca, hastanemizdeki yoğun bakım ünitelerimiz de yenilendi.

Ahmet GÖZEN: Yeni mi aldınız?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tabi. Oradaki MR cihazımız pandemide hizmete girdi. Ayrıca, hastanemizin insan kaynağı da belli bir aşamaya geldi. Bu sayede hastanemiz tüm branşlarda hizmet vermekte, günlük baktığı hasta sayısı ve yoğun bakım kapasitesi bakımından en efektif şekilde faaliyetini sürdürmektedir. Bunun yanında, ilçemiz için bir ağız ve diş sağlığı merkezi yatırımı planlanıyor. Bu merkezimizin hizmete girmesiyle hemşerilerimize hizmet vermenin yanı sıra, sağlık turizmi kapsamında da önemli işlere imza atmayı, ülkemizin gayri safi hasılasına katkı vermeyi planlamaktayız.

Ahmet GÖZEN: Aydın’daki hastanelerin hasta randevu kapasitesi ne kadar, bir sayı verebilir misiniz? Kuşadası, Nazilli, burası kaç hastaya bakıyor; bu da çok önemli. 

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Ahmet abi çok güzel bir tespit, yani güzel bir soru. Bunu mutlaka bende paylaşmak istiyorum.

 

Ahmet GÖZEN: Evet, bu en önemli konulardan biri. Yani İl Sağlık Müdürlüğünün bünyesinde hizmet veren diş hastanesinden ben çok memnunum kardeşim. Yani Allah razı olsun. İstanbul’da yaptıramadığım işlemi burada yaptırdım. Benim gibi bir sürü insan var memnun olan. Yani siz İl Sağlık Müdürlüğü olarak günde kaç hastaya bakıyorsunuz? Kaç hastanın derdine derman oluyorsunuz?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Ortalama 53 binden fazla Ahmet abi. Bu sayı günlere göre değişkenlik arz ediyor. Üniversite hastanemizde günde yaklaşık 4.300, özel sağlık tesislerimizde yaklaşık 2.800, kamu hastanelerimizde yaklaşık 22.000 kişi muayene oluyor. Ayrıca ilimizdeki 372 aile hekimliği birimimizle yaklaşık 24.200 kişiye hizmet veriyoruz. Toplamda yaklaşık 53 bin kişiye tekabül ediyor. Aile sağlığı merkezlerimiz, hastanelerimiz ve acil sağlık hizmetleri olarak, tekrar söylüyorum, neredeyse ilimizin nüfusu kadar kişiye her ay sağlık birimlerimizde devletimizin şefkat elini uzatıyoruz.  

 

Ahmet GÖZEN: Büyük sayı. Peki, “randevu alamadık” gibi ifadeler duyuyoruz zaman zaman. 53 bin hastanın tedavisine cevap vermek için personel sayın yeterli mi?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Randevu alınamadığına yönelik iddia için şunu ifade edeyim. İlimizdeki tüm birimlerimizin hepsinde, günde yaklaşık 11.000 kişinin muayene olabilmesi için kapasite açıyoruz. Vatandaşlarımız bu kapasitenin yaklaşık 8.000’ini randevuyla dolduruyor, randevu alan vatandaşlarımızın ise yaklaşık 6.300’ü gelip muayene oluyor.

 

Personel sayısı göreceli bir konu. Ancak, şu anda bizim insan kaynağımız Aydın’ın ihtiyaçlarına cevap verecek durumda. İlimizin en doğusundan en batısına kadar problemsiz şekilde sağlık trafiğimiz yönetiyoruz. Hiçbir sıkıntımız yok diyemem. Çünkü çok fazla göz yaşının ve stresin olduğu bir alandan bahsediyoruz.

 

Ahmet GÖZEN: Çok doğru.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tedavi edilen 53 binden fazla hasta, beraberinde Acil 112 hizmeti, aile sağlığı merkezleri, 3. basamak eğitim araştırma hastanelerine kadar çok geniş bir alandan bahsediyorum. Bu yaklaşık 14 bin kişilik bir sağlık ordusu demek.

 

Ahmet GÖZEN: Aydın’da 14 bin sağlık personeli mi var?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Aydın’da 14 bin sağlık personelimiz var.

 

Ahmet GÖZEN: Devletimiz demek ki, yani tüm gücüyle ilimizde ve Türkiye’de sahada.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Elbette. Türkiye’nin her yerinde bu sağlık hizmetleri aynı şekilde devam ediyor.

Ahmet GÖZEN: Mesela ben Sakura Hastanesi’ne gittim. Ne İngiltere’de ne Amerika’da öyle bir hastane gördüm. Aynı zamanda Ankara’da açılan yeni şehir hastaneleri var, inşaat safhalarından da biliyorum. Son durumlarını da gördüm, muhteşem yerler. Şimdi bu noktadan baktığımız zaman, siz günde 53 bin hastaya burada cevap veriyorsunuz. Peki, bu hastaların ne kadarına yatış işlemi yapılıyor?

Dr. Osman AÇIKGÖZ: İl genelinde üniversite hastanemiz günlük yaklaşık 270, özel sağlık tesislerimiz 130, kamu hastanelerimiz ise 400 hastanın yatış işlemlerini yaparak tedavi süreçlerini başlatıyor. Burada benim bahsetmek isteğim bir konu da şu. Özellikle pandemi tüm alışkanlıklarımızı elbette çok etkiledi, tabi ki hastanelerin işleyişini de çok etkiledi. Pandemiden sonra sağlık teşkilatları hem dünyada hem Türkiye'de yeniden yapılanıyor. Bu kapsamda daha da önem kazanan sistemlerimizden birisi de Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS) oldu. MHRS’de bizim işleyişimiz şu şekilde. Herkesin vakti çok kıymetli. Sağlık Bakanlığımız istiyor ki, tüm vatandaşlarımız planlanmış bir zaman diliminde hastanelerdeki uzman hekimlerden hizmet alabilsin, poliklinik hizmeti alabilsin. Yıllar öncesini hatırlarsınız, vatandaşlarımız çok erken saatlerde hastanelerimize gelerek muayene için sıra bekliyordu.

Ahmet GÖZEN: Hatırlamaz olur muyum?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Bizler artık bunları tamamen tarihin tozlu sayfalarına gömmek istiyoruz. Biz hastalarımızın geldiği saati, muayene olacağı saati, görüntülemeye gittiği saati tamamen ölçebilelim, planlayabilelim istiyoruz. Şükürler olsun, pandemiden hemen sonra bir dalgalanma yaşasak da an itibariyle hastanelerimize gelip de muayene olmadan geri dönen hiç kimse yok. Bu sadece Aydın için değil, tüm Türkiye için geçerli. Randevu konusunda Sayın Bakanımız da çok büyük gayret gösteriyor. Bizler de en önemli önceliğimiz olarak gerek hekim çalışma cetvellerini gerek randevu trafiğini çok yakından takip ediyoruz ve süreci hassasiyetle yönetmeye çalışıyoruz. Ama burada vatandaşlarımızın üzerine düşen bir sorumluluk daha var. Daha önce bahsettiğim gibi, mesela 3 aylık süreç için söylüyorum, yaklaşık 100 binin üzerinde kişi randevusuna gitmedi.

Ahmet GÖZEN: Nasıl yani?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tabi, 3 ay içinde 100 binin üzerinde kişiden bahsediyorum. Bu önemli bir sıkıntı. Randevu sadakatsizliği, Sayın Bakanımızın da son dönemlerde tweet’leriyle de özellikle üzerinde hassasiyetle durduğu bir konu. Bizim aldığımız ve gitmediğimiz her randevu, başka bir vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu sağlık hizmetini engellemek veya kısıtlamak anlamına geliyor. Az önce söylediğim sayı yalnızca Aydın için.

 

Ahmet GÖZEN: Aydın’da 100 bin kişi MHRS’den müracaat ediyor, randevu alıyor ama gitmiyor, öyle mi?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Üç aylık periyot için, evet. Gidemeyeceklerin randevularını mutlaka ama mutlaka iptal etmesi gerekiyor ki, bir başka vatandaşımız o zaman diliminde randevu alabilsin. Çok önemli bir konu. Eğer biz bu sorunu sağlık profesyonellerinin gayretleri yanında vatandaşlık sorumluluğunu da ön planda tutarak aşabilirsek MHRS, hekim ve hastanın çok kıymetli vaktini en efektif şekilde kullanmasını, ayrıca hekimin hastasına daha fazla zaman ayırmasını sağlayacaktır.

 

Ahmet GÖZEN: Ben bunu bilmiyordum. Bu 100 bin sayısını bilseydim, insanlarla buna göre konuşurdum. Sizinle de konuşacağımı söyledim Aydınpost okuyucularına. Şunu ifade ediyorlar: “Efendim biz randevu alamıyoruz, 10 doktorun randevusu hep dolu.” Demek ki olayın bir boyutu da bu, anlatabiliyor muyum? Tabi, mesela herhangi bir doktor, ben bunu çok merak ediyorum, günde şu anki kayıtlara göre ortalama kaç hastaya bakıyor?

Dr. Osman AÇIKGÖZ: MHRS 10'ar dakikalık periyotlarla randevu veriyor. Bu durumda hekimlerimiz MHRS üzerinden günlük 38 ila 42 arasında hasta bakabiliyor. Ancak hekimlerimiz hastanemize gelen hiçbir hastanın mağduriyet yaşamaması için en az bunun kadar daha, bazı birimeler ise bundan çok daha fazla vatandaşımızı MHRS dışı ayaktan hasta olarak muayene ediyor. Çünkü hekimlerimizin bu konuda ciddi hassasiyetleri var. Hiçbir meslektaşımız, kapısına şifa aramak için gelen hastayı geri çevirmemeye gayret ediyor.

Ahmet GÖZEN: Aynı doktordan?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Aynı hekim 38 ila 42 arasında randevu açabiliyor hastası için.

 

Ahmet GÖZEN: 10 ile çarptığında 390 dakika yapıyor. Ne diyorsun! O zaman doktorlarımız bu konuda gerçekten çok başarılılar.

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Çok büyük özveri gösteriyorlar. Sadece doktorlarımız için değil, sağlık teşkilatının tamamı için bunu söyleyebiliriz. Pandemide de gördük. Hatta vatandaşlarımız bu hususta çok teveccüh gösterdiler. Hakikaten sağlık çalışanı olmak zor. Çünkü stres ve gözyaşının çok olduğu bir alandan bahsediyoruz.

 

Ahmet GÖZEN: Çok doğru.

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Yani bu insanlar ağırlıklı olarak kendi çocuklarını, kendi ailelerini fazlaca ihmal etmek durumunda kalıyorlar.

 

Ahmet GÖZEN: Evet. Şimdi bağışlardan, doktorların muayenesine kadar konuştuk. Geldik Aydın’da Sağlık Bakanlığının yatırımlarına. Son yıllar için söylüyorum, ne kadar yüksek sayılara ulaştığından bahsettiniz Osman Bey. Ayrıca Aydınlıların Sağlık Bakanlığından yardım alamadığı yönünde iddialarda bulunan kesimler de var. Şehir Hastanesini dahi görmezden geliyorlar. Şehir Hastanesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Ya da şöyle sorayım; Şehir Hastanesi ne durumda?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Şehir Hastanesi’nin inşaatının, biraz önce de bahsettiğim gibi, an itibariyle %70’den fazlası tamamlandı. İnşaatı gece gündüz devam eden müthiş bir sağlık kompleksinden bahsediyoruz. Ahmet Abi, bu sağlık kompleksi. Bakın bir hastaneden bahsetmiyoruz, beraberinde birçok bloktan, birçok sağlık birimini barındıran adeta yaşam kompleksi haline getirilmiş büyük, devasa bir yapıdan da bahsediyoruz.

Ahmet GÖZEN: Ne zaman bitecek? 2023’te mi?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Ümit ediyorum önümüzdeki yıl. 2023’ün temmuzu muhtemel teslim tarihimiz. Ama, bununla ilgili süreç henüz devam ediyor.

 

Ahmet GÖZEN: Önümüzdeki yıl bitecek. Ben sana bununla ilgili bir şey söyleyeyim. Ulaştırma Bakanı Sayın Adil Karaismailoğlu benim dostum, çok sevdiğim bir isim. Onunla görüştüm, görüşmemizi şu anda saklı tutuyorum. “Bu hastane bitti, yolları ne olacak, mevzi imar planı ne olacak? Bununla ilgili birtakım sıkıntıların olduğu söyleniyor. Siz bunları burada aşabildiniz mi?” dedim. “Ahmet Abi, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu bunları yapmasın, biz devletiz, bunları yaparız.” dedi.

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Bizim şu andaki en önemli sorumluluğumuz Şehir Hastanesi'nin bir an önce sağlık birimleriyle hizmete sokulması. Öte yandan, bu şehir hastanesinin diğer şehir hastanesinden farklı şöyle de bir özelliği var. Buranın inşaatı daha devam ederken, kapalı ve açık alanlar, yoğun bakım ve görüntüleme alanları dahil tüm kısımlar için profesyonel bir ekip oluşturuldu. Bu ekip, işin mutfağındaki gerek uzman hekimler gerek teknisyenlerle görüşerek sonradan düzeltilecek tüm kısımları daha inşaat halindeyken düzeltti. Tabi, şu anda benim aktif bir ekibim var. Şehir hastaneleri için ilk defa böyle bir şey yapılıyor. Ben de bu konudan dolayı çok mutluyum. Şu anda Sağlık Müdürlüğümüz bünyesinde bir uzman ekip çalışmaya devem ediyor. Bu ekip ilgili branşlara giderek tek tek görüşüyor. Şehir Hastanesi'nin projelerini gösteriyorlar ve bu alanlarda yapılabilecek değişiklikleri çok önceden, daha sonra kırıp dökmeye gerek kalmayacak şekilde daha baştan düzeltiyorlar. Şu anda hatırı sayılır miktarda düzeltmeyi de yapmış bulunmaktayız.

Ahmet GÖZEN: O halde, müteahhit çok iyi niyetli demek ki.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Kesinlikle.

 

Ahmet GÖZEN: Yani “elimde benim projem var kardeşim, ben bunu yaparım” demiyor.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Demiyor.

 

Ahmet GÖZEN: Sizinle koordinasyon sağlıyor öyle mi?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tabi. Bir de bu çok önemli bir ayak Ahmet Abi. Sağlık Bakanlığı Yatırımlar Ofisi, Genel Müdürlüğümüz tüm bu süreçleri merkezi olarak birlikte takip ediyor. Bu ekibimiz onlarla da müteahhitle de işin mutfağındaki arkadaşlarımızla da sürekli iletişim içerisinde. Allah nasip ederse, Şehir Hastanesi’ne girdiğimizde “Ya, şurayı keşke şöyle yapsaydık, burayı bu şekilde düzeltseydik” demeyeceğiz. Ekibimiz şu anda çalışıyor, düzeltilmesi gereken alanları buna göre düzeltiyor. Biz bütün enerjimizi Şehir Hastanesi'nin en efektif şekilde hizmet vermesi için harcıyoruz şu an.

 

Ahmet GÖZEN: Yani, yolları, ıvırı zıvırı şu anda beni ilgilendirmiyor mu diyorsun?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Hayır, öyle demiyorum tabi ki.

 

Ahmet GÖZEN: O zaman onu anlat, ulaşım ne durumda?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Şehir Hastanesi daha önce de belirttiğim gibi ulaşımıyla, altyapısıyla bir kompleks. Bu dev kompleksin başarıyla bitirilmesi için her il müdürlüğü, her ilgili bakanlık birimi kendi bünyesinde bunları planlıyor. Sağlık Bakanlığı olarak bizim ana sorumluluğumuz hastanenin tıbbi konfigürasyonun en efektif şekilde yapılması. Diğer hususları da tabi ki takip ediyoruz. Ama, aslında bu işleri takip eden birimlerle ortak çalışıyoruz ya da onlardan aldığımız bilgilere göre hareket ediyoruz.

 

Ahmet GÖZEN: Peki size gelen bilgiler nasıl?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Şu anda yollarla ilgili olarak Ulaştırma Bakanlığı’nın, altyapıyla ilgili olarak da İller Bankası’nın süreci takip ettiğini biliyoruz, onlarla birlikte biz de takip ediyoruz.

 

Ahmet GÖZEN: O zaman şöyle diyeyim; sen biliyorsun ama tabi sen Sağlık Müdürü olarak bu konuya pek de fazla dahil olmak istemiyorsun.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Hayır, odaklandığımız ve sorumluluğumuzun bulunduğu alan Şehir Hastanesi’nin faaliyetiyle ilgili kısmı. Gerek valiliğimiz gerek tüm kurumlarımız kendi sorumluluk alanlarındaki konuları yakından takip ediyorlar.

 

Ahmet GÖZEN: Yani, Sakura Hastanesi’nde yaşanan olayı sen de biliyorsun. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı İmamoğlu yolu yapmadı. Burada da Özlem Çerçioğlu yapmadı. Sakura Hastanesi, devletimiz, Tayyip Bey tarafından yaptırıldı. Adil kardeşimiz de Ulaştırma Bakanımız olarak bir hamleyle olayı çözdü. Aydın'da Özlem Çerçioğlu buranın yollarını yapmıyor, yapmadığı için biz de basın olarak bunu takip ediyoruz. Bu konuda, bu senenin kabul edilen bütçesinde de bir tahsisat bulunmuyor. Kanalizasyonu yok, elektriği zaten Çerçioğlu’na ait değil. Ama içme suyu ve diğer hususlarla ilgili olarak yatırım planlarının hiçbir yerinde herhangi bir şey göremedik; bunu nasıl çözeceksiniz?

Bunlarla ilgili olarak, o zaman Osman Bey söyleyeyim kardeşim, ben Adil Bey’le görüştüm. Adil Bey “Ahmet Abi, devletin, yapmış olduğu bu yatırımla ilgili olarak kimsenin icazetine ve yardımına ihtiyacı yok. Biz yollarımızı yaparız, suyumuz da bağlarız, gerekli masrafları da İller Bankası veya Bakanlık olarak Aydın Büyükşehir Belediyesi’ne ödediğimiz paradan keseriz” dedi ve noktayı koydu.

(Değerli takipçilerimiz, yerel yönetimlerin devletle münakaşa etmek, devletle savaşmak gibi bir görevi yok. Yerel yönetimler devlete yardımcı olmak durumundalar. Ben burada Osman Beyi anlayışla karşılıyorum. Bu konuya burada noktayı koyuyorum. Şehir Hastanemiz 2023 yılında hayırlısıyla Aydınlılara siyasi iktidarımızın ve Tayyip Bey'in hediyesi olacaktır.)

 

Ahmet GÖZEN: Şimdi, devletimiz üniversitelerdeki profesör kardeşlerimize dışarıda muayenehane açma yetkisi verdi. İl Sağlık Müdürlüğü'nde çalışan doktorların böyle bir hakkının olmadığını biliyoruz. Bu konuyla ilgili ne diyeceksiniz? Üniversitedeki profesör arkadaşlar hep şikâyet ediyorlar, “Bizim aldığımız ücret yetmiyor” diyorlardı. Şimdi çok ciddi maaşlar almaya başladılar, sizdeki doktorların durumu nedir?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Ahmet Abi “Beyaz Reform” başlığı altında birtakım düzenlemeler yapıldı. Sayın Bakanımızın ve ekibinin uzun zamandır üzerinde çalıştığı, çok emek harcanan ve isminin hakkını veren bir reform bu aslında. Özlük haklarında iyileşmeye gidildi, elbette ücretlerde ciddi artışlar yapıldı. Hastanelerimizde görevli hekimlerimizin, ayrıca kendi muayenelerinde çalışmaya ihtiyaçlarının bulunmadığını çok net şekilde söyleyebilirim. Emeklilik kazanımları da aynı şekilde.

Eğitim araştırma hastanelerinde görev yapan asistan arkadaşlarımızın nöbet süreleri de tekrar düzenlendi. En önemli ve son derece kıymetli olan bir başka husus ise, malpraktis dediğimiz süreçlerin yönetilmesi. Malpraktis, hastaların tedavi süreçlerinde oluşabilecek komplikasyonları ya da olumsuz etkileri ifade ediyor. Bu konuda hastalar, hekimlere rücu edebiliyorlardı. Bu durum, hekimlerimizin, bir tedaviyi, bir ameliyatı, bir tıbbi süreci yönetirken daha defansif olmalarına sebep olabiliyordu.  

 

Ahmet GÖZEN: Ne demek malpraktis kardeşim, böyle tıbbi terimleri anlamıyorum, defansif olması ne demek?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Diğer bir ifadeyle, malpraktis “hekimin tedavi sırasında standart uygulamayı yapmaması, beceri eksikliği veya hastaya tedavi vermemesi ile oluşan zarar” demek. Örneğin, bir doğum sürecinde ya da diğer bir cerrahi süreçte operasyonun kendisine bağlı oluşabilecek yan etkilerden, olumsuzluklardan hekim sorumlu tutulabiliyor.

Ahmet GÖZEN: Yani şunu ben daha net açayım. Benim oğlum Amerika'da ameliyat oldu. Fibula kemiği kırıldı. Hastaneden çıktıktan sonra bir hukuk bürosu geldi ve “biz sizin dosyanızı inceledik doktoru iyi bakmamış” diyerek dava açtı. Türkiye'de şu anda tıbbı yargılayacak hukuk yok. Yani şunu demek istiyorum. Hasta yakınları hakları olmamasına rağmen, “benim hastamı öldürdün” diyerek doktorlarımıza itibar suikastı yapıyorlar. Doktorlarımız şiddete maruz kalıyorlar mesela, haberlerde de görüyoruz. İfade ettiğiniz bu konuyla mı ilgili?

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tabi. Biraz daha başa alarak daha net ifadelerle anlatayım. İki tane ana başlığımız var; birincisi komplikasyon. Tıbbi alanda komplikasyon, bir rahatsızlığın, hastalığın veya tıbbi tedavi işleminin ön görülebilen ancak istenmeyen etkilerine deniyor. Son dönemde, malpraktis ve komplikasyon ayrımının tam yapılmadığı durumlarda hekimleri koruyan ve onların işlerini daha da özgüven içinde yapmalarını sağlayan birtakım düzenlemelere gidildi. Bu çok kıymetli bir gelişme Ahmet Abi. Bunun üzerinde özellikle durmak istiyorum. Çünkü, eğer bir sağlık profesyoneli ya da bir zanaatkar, işini yaparken sürekli endişeleri ya da zihninde birtakım korkuları olursa, kendisi işine vermekte, işini öz güven içinde yapmakta elbette zorlanır, bu doğal bir süreçtir. Beyaz reform içerisindeki ana düzenlemelerden bir tanesi de buydu. Sağlık Bakanlığı'nın içerisinde, hekimlerin kendilerini işlerine daha fazla vermeleri için malpraktisle ilgili süreçleri çok daha profesyonelce değerlendiren yeni ekipler oluşturuldu. Dolayısıyla hekimlerimiz, artık malpraktis korkusu yaşamadan hastalarının tedavi süreçlerini başlatabilecekler ve takip edebilecekler.

Ahmet GÖZEN: Bunun içerisinde hukuk da var mı?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Tabi, hukuki altyapı zaten oluşturuldu zaman içerisinde. Bence bu mali özlük haklarından çok daha kıymetli bir husus. Bundan dolayı, bu yeni düzenlemelerle sağlık alanında artık başka bir evreye, başka bir değerleme evresine de geçilmiş olunacak. Bu sayede Türkiye’de çok daha profesyonel ve kaliteli sağlık hizmeti planlanabilecek.

  

Ahmet GÖZEN: Evet, sizin bir de özel durumunuz var Osman Bey. Siz Aydın İl Sağlık Müdürü olarak çok başarılı oldunuz. Bunu Aydın kamuoyu da söylüyor. Sizden çok memnunlar. Ama size öyle bir görev verildi ki, Sağlık Bakanlığı Saha Koordinatörlüğü…

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Halihazırda fiili olarak İl Sağlık Müdürlüğü görevim devam ediyor. Sayın Bakanımızın tensipleriyle ihtiyaç duyulan dönemlerde de saha koordinatörlüğü görevlendirmem yapılıyor. Yakın dönemde Sayın Bakanımızın talimatlarıyla yeniden bir düzenleme yapılacak.

 

Ahmet GÖZEN: Söyleşinin sonuna gelirken, söyleyeceğiniz başka şeyler var mı? Bahsetmediğimiz hususları da ilave edebilirsin.

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Ahmet Abi, çok teşekkür ederim. Bu ilde sağlık alanında, az önce de söylediğim gibi benim rolüm, bir kamu görevlisi olarak, sağlık teşkilatının tamamının koordinasyonundan ve Bakanlığımızın politikalarının ilimizde uygulanmasından ibaret. Teveccühleriniz için çok teşekkür ediyorum, minnettarım. Görev sürem boyunca ekibimle birlikte ürettiğimiz hizmetlerin hepsi zaten hem görevimizdi hem de devletimizin imkânlarıyla meydana geldi. Yüce devletimize hizmet etme fırsatı tanınmış olması büyük ayrıcalık. Her gün, dünden daha iyisini yapmaya gayret ettik. Yapamadığımız her bir hizmet için hemşerilerimden af diliyorum.

Sevk etmek zorunda kaldığımız, derdine derman olamadığımız her bir hasta ve hastalarımızın yakınları bizim derdimizdir. Biz bunu gerek merkezdeki başkanlarımız gerek periferdeki başhekimlerimizle, İlçe Sağlık Müdürlerimizle her toplantımızda sürekli konuşuyoruz.

Ahmet GÖZEN: Perifer ne demek?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Perifer saha demektir. Saha bakımından bizim varoluş sebebimiz hastalığı bulunan her vatandaşımızın derdine derman olmaktır. Bu yüzden, devletimizin bütün imkanlarını en efektif şekilde kullanmak için söz vermiş, bunun için kendini adamış bir kamu ordusuyuz. Ben verdikleri destek için hem vatandaşlarımıza ve hemşerilerime hem de devlet büyüklerimizin her birine minnettarlığımı ifade ediyorum. Çok önemli bir sorumluluk, çok önemli bir görev. Ümit ederim ki en yakışır şekilde yerine getirmişizdir. Ben burada görev yaptığım süreç içerisinde Ahmet abi hiç izin kullanmadım.

Ahmet GÖZEN: Üç senedir hiç izin kullanmadın mı?

 

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Evet abi, üç senedir hiç yıllık izin ve rapor kullanmadım. Allah’a şükürler olsun hiç hasta olmadım, bir anjiyo atağım, küçük bir kalp krizi atağım oldu. Sağ olsun arkadaşlarım çok ihtimam gösterdiler, bir gün hastanede kaldım, ertesi gün işimin başındaydım. Görev yaptığım süreyi ben dolu dolu geçirmeye çok gayret ettim. Devletimin bana verdiği emaneti en iyi şekilde, en efektif şekilde taşımaya çalıştım. Tabi, yapabildiklerimiz devletimizin imkanlarıyla yaptıklarımızdır, yerine getiremediğimiz her bir hizmet içinde yüce milletimizin affına sığınıyorum.

 

Ahmet GÖZEN: Aydınlı senden memnun kardeşim, biz de memnunuz.  Yeni görevlerinde sana başarılar diliyorum.

Dr. Osman AÇIKGÖZ: Size ve Aydınpost’a da minnettarlığımı ifade ediyorum, abim olarak da her zaman desteğini aldım. Aynı zamanda, şahsınızda Ahmet Abi, www.aydinpost.com ve tüm basın mensuplarımıza da minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.