AK Parti Aydın’ın ilçelerindeki kongreleri bitirdi. Farklı nedenlerle kendileri ayrılanlar hariç, ilçe yönetimlerinde hiçbir değişiklik olmadı. İl Başkanının daha evvel atadığı ilçe başkanları tek listeyle tekrar seçildi ve usulen gerçekleştirilen kongreler tamamlandı. Güya parti içi demokrasi işletildi, ancak bize öyle gelmedi. Genel Başkanlık için göstermelik pozlar verildi ve güzel fotoğraflar çekildi.
Sevgili okuyucularım, hepinize güzel bir hafta diliyorum. 2024 yılını iyisiyle kötüsüyle bitiriyoruz. 2025’in size ve ülkemize mutluluk ve sağlık getirmesini ümit ediyorum.
Sizlerle bir araya geldiğimde şunu fark ettim. Çoğunuzda gelecek kaygısı var ve ülkede neler yaşandığına ilişkin olarak kafanız karışık. Haberleri takip edenler Türkiye’deki sürekli hareketlilik haline bir anlam veremiyorlar. Gün geçmiyor ki Sn. Cumhurbaşkanımız bir ülke lideriyle görüşmesin veya Dışişleri Bakanımız başka bir ülkeyi ziyaret edip oralardan çeşitli demeçler vermesin.
Ülkemize hemen her gün temaslarda bulunmak üzere yabancı yetkililer geliyor. Bu ziyaretler Suriye’deki gelişmeler ve Türkiye’de nüfusu 10 milyona yaklaşan sığınmacıların durumuna odaklanıyor. Bu arada 2025 bütçesi hazırlanıyor, piyasa asgari ücret görüşmelerini takip ediyor ve tabii ki ekonomik krizle uğraşmak durumunda kalıyor.
Peki, özetlediğim bu gelişmeler bağlamında neler oluyor?
Bunun cevabını aslında Sn. Cumhurbaşkanımız net şekilde verdi. Geçen hafta Gaziantep’te düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programında Sn. Erdoğan, sorulara cevaben “Trump'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesiyle birlikte uluslararası dengelerin de değiştiğini” dile getirdi. Sn. Cumhurbaşkanımız, "Tabii dünya çok değişik bir süreç yaşıyor. Şimdi Amerika'da Trump yönetimi geldi. Trump ile ABD’deki yeni yönetim nasıl oluşacak, bunu da göreceğiz. Bütün bunlarla birlikte dünya çok farklı bir yere doğru evriliyor. Onun için önümüzdeki 2-3 ay çok önemli! Biz de Türkiye olarak elimizden gelen bütün gayreti ortaya koyuyor ve mesajlarımızı da dünyaya ona göre veriyoruz." dedi.
Bu açıklama sanki hani bir yakınımız ameliyata alındığında ameliyatı yapan cerrah kapıda bekleyenlere anlayacakları dilde "Her şey yolunda ve kontrol altında. Gerekenler yapılıyor ama 2-3 ay çok önemli. Çok hassas olmalıyız" demesi gibi. Bu sözler, her gün kapalı kapılar ardında gerçekleşen diplomatik hamleler ve anlaşmaların, kadim devletimizin tarihindeki örneklere bakarak söylüyorum, lehimize işlediğinin kanıtı.
Şimdi burada sizlere Suriye’deki ordulaşma sürecine hangi devletlerin müdahil olduğunu, önümüzdeki dönemde kimlerin ne hayallere kapıldığını ya da küresel ekonomik kriz ve tekelleşmenin ülkemize yansımalarını, bundan ne gibi tedbirler alıp ne zaman kurtulacağımızı tek tek anlatıp iyice kafanızı karıştırmayacağım. Ne yapacağım biliyor musunuz? Biraz önce örnek verdiğim o cerrahlara ameliyattaki yakınımın sadece benim bildiğim hassasiyetleri, özürleri ve sıkıntıları ile bunların çözümlerini anlatacağım. Nasıl mı? Devletimiz ve Devlet Başkanımız, on yıllardır başımıza bela olan terör belasının sınırlarımızın dışında, devletin bulunmadığı topraklarda palazlanmasını engellemek istiyor ve orada etkin olmanın tüm Orta Doğu zenginliklerine erişime zemin hazırladığını biliyor. Onlar bütün odaklarını bu konulara çevirmiş ve içeride dönen oyunları takip etmek için zaman ve derman bulamıyorken kişisel menfaatlerinin peşinde koşanları hiç durmadan ve usanmadan Aydın’ın vicdanı AYDINPOST'tan ifşa edeceğim. Bu kişilerin birazdan kendilerinden bahsedeceğimi düşünerek nasıl titrediklerini tahmin edebiliyorum.
Sevgili okuyucularım, “herkesin bildiği sırlara” gelecek haftalarda siyasetin gidişatına göre değineceğim. Vatan ve milletine gönül veren her vatandaşın yaptığı gibi ben de şu anda bekliyorum. Ancak, milliyetçi-maneviyatçı felsefenin bir kanadında yer alan AK Parti’de vaat edilen revizyon gerçekleşmez ve kongrelere rağmen vatandaşın teveccühüne layık olmayan, halkın nefretini kazanmış, entrikacı, arkadan akçeli işler çeviren, seçimlerde başarısız olan ve bunu yüzlerine söyleyenleri kendine değil de Cumhurbaşkanına hakaret etmek veya AK Parti’ye muhalefet etmekle suçlayarak şahsını aklayan yöneticiler değişmezse ondan sonra değmeyin artık kalemime.
Aydın AK Parti’de Kongre Hazırlığı
AK Parti Aydın’ın ilçelerindeki kongreleri bitirdi. Farklı nedenlerle kendileri ayrılanlar hariç, ilçe yönetimlerinde hiçbir değişiklik olmadı. İl Başkanının daha evvel atadığı ilçe başkanları tek listeyle tekrar seçildi ve usulen gerçekleştirilen kongreler tamamlandı. Güya parti içi demokrasi işletildi, ancak bize öyle gelmedi. Genel Başkanlık için göstermelik pozlar verildi ve güzel fotoğraflar çekildi.
Şimdi geldi sıra il kongresine. Seçimlerdeki başarısızlığı ve halk nezdindeki negatif algısıyla dikkatleri çeken Ak Parti İl Başkanı Gökhan Ökten ve ekibi Genel Merkezin kendilerine birlikte devam edecekleri vaadinde bulunduğu bilgisini yayıyor ve manipülasyon yapıyor. Bir yandan da il başkanı adayı olma ihtimali bulunanları kâh yıldırma kâh ikna etme çalışmaları yürütüyorlar.
Seçimlerden hemen sonra il başkanı olabilecek birçok isim hevesle “elbette adayım abi” diyordu. Şimdilerde ise Partiyi Gökhan Ökten'in düşürdüğü yerden ayağa kaldırmanın zorluklarını anlatıyorlar.
Değerli okuyucularım, 1 Nisan’dan bu yana AK Parti'nin Aydın yönetimine ilişkin yazdığım yazılarımı açıp tekrar okuyun rica ediyorum. Uyara uyara dilimde tüy bitmişti. Zaman geçtikçe küskünler ordusu gittikçe büyüdü. Bugün il yönetiminin bir etkinliğine mahalle teşkilatından bile daha az kişi katılım sağlıyor. (Bence) Sn. Gökhan Ökten'in il başkanlığına aday dahi yapılmaması gerekiyor. Çünkü, yönetme kabiliyeti yok. Partiyi Aydın’da bitirme noktasına getirdi. Şimdilerde sürekli “çalışkan arılar” gibi raporlar hazırlıyor. Genel Merkezden aldığı talimatla il başkanlığına atandığından bu yana hiç aramadığı eski vekiller ve partililerle istişareler yaparak bir liste hazırlıyor.
Sn. Ökten sosyal medyadan boy boy fotoğraflarını yayımlıyor. Yani tiyatroya devam ediyor. Birlikte poz verdiği kişilerle görüşüyorum, hepsine daha önce sırt dönmüş. Hatta bazılarını, kendisini eleştiriyor diye neredeyse Partiden ihraç talebinde bulunmaya kalkışmış. Bu kişiler beğenmedikleri hususları ve daha birçok hususu anlatıyorlar.
Kendimi, Ak Parti’nin üst düzey yetkililerine milletimden aldığım bilgileri iletmekle görevli hissediyorum. Bir parti, kuruluşundan bir süre sonra belki teşkilatçı bir refleksle vefa gösterebilir ve gençlik kollarından itibaren siyasetini kendi partisinde olgunlaştırmış bireyleri üst makamlarda görevlendirebilir. Fakat, yaşımın getirdiği deneyim ve tarihsel okumalarımla şunu belirtmeliyim ki, bir parti çeyrek asır boyunca iktidar olduğunda geriden gelenlere kendisini kullanarak neler yapabileceğini öğreten sahalara dönüşüyor. Küçük yaştan itibaren teşkilattan yetişmişlere vefa geleneğine bir son verin. Her türlü usulsüzlüğü yapıp bir de "Ben 2001'den bu yana bu partinin emektarıyım. Her şeyi yapabilirim." pervasızlığıyla karşı karşıya kalmamızı engelleyin.
Şu anda ivedilikle yapılması gereken şu:
Ak Parti Aydın İl Başkanlığı gibi yüksek bir mevkiye Aydın'ın kozmopolitleşen yapısına uygun, herkese eşit yakınlıkta olabilecek, akademik iletişim birikimi bulunan, genç, eli yüzü düzgün, hitabeti kuvvetli, merhametli, memleketin demografisini, tarımını, doğal ve turistik kaynaklarını iyi bilen, daha önce bürokrasi içerisinde de yer aldığı için Valiye bağlı müdürlükleri de yıldırmadan vatandaşın işini görebilecek ehil bir insanın aday olmasını ve kongreye aklı başında, liyakat sahibi ve nüfuzlu bir yönetim listesiyle hazırlanıp girmesini sağlayın. AK Parti Aydın İl Teşkilatı ancak böyle ayağa kalkacaktır. Yoksa bundan sonraki seçimlerde bir milletvekili bile zor çıkartırsınız.