Bu mağlubiyetlerle ilgili AK Parti yerel yönetimlere aday seçiminde hatalarını tespitle ilgili bir araştırma yaptığı ne görüldü ne de duyuldu. Bu parti yerel seçimlerde CHP karşısında Aydın’da havlu atan bir parti görüntüsü verdi.
Bir önceki “Özlem Çerçioğlu seçimi alacağına hayli iddialı ama işi kolay değil” konulu yazıyı hatırlarsanız “AK Parti halkta karşılığı olan iyi bir adayla seçmen karşısına çıkarsa ayrıca genel seçimlerde olduğu gibi bütün unsurlarıyla seçime asılırsa başarılı olma şansı yüksektir.
Bunun tek şartı var, o da AK Parti’nin bu güne kadarki seçimlerde verdiği görüntünün aksine boğayı boynuzundan yakalamasıdır,” cümleleriyle bitiyordu.
Bu yazıya başlarken ileri sürdüğüm “boğayı boynuzundan yakalamak,” şartına bir ikincisini “ alıp başını giden, nerede duracağı da kestirilemeyen enflasyonun seçime kadar emekli ve dar gelirlilerin geçimlerini iyileştirilerek bütçelerinin kaldırabileceği makul bir seviyeye indirilmesidir,”şartını da eklemek istiyorum.
Zira boş tencerenin deviremeyeceği iktidar yoktur. Burada adı geçen boş tenceren oldukça kanaatkâr olan bizim halkımız ekmek, şeker, un gibi temel ihtiyaç maddeleri kuyruklarını anladığını da belirtmiş olalım.
Geçen yazıda eksik kalan bu şartı da ekledikten sonra AK Parti’nin bu güne kadar kazanamadığı Aydın Büyükşehir Belediyesi’ni 2024 Martında yapılacak seçimde alabilir mi, konusuna gelebiliriz.
Başlarken bir gerçeği daha ifade etmek gerekiyor, Aydın seçmeni yerel yönetimlerde kimyasına uygun adayla karşısına çıkıldığında AK Parti’ye karşı önyargılı olmadığını ilk yerel seçimi 2004’de gösterdi.
İl Genel Meclisi üyelerinin üçte ikisini kazanmakla birlikte İlhami Ortekin ile Merkez/ Aydın Belediyesi’ni de kazanç hanesine kaydetmişti.
O seçimden sonra AK Parti ne 2014’de yürürlüğe giren büyükşehirde ne de Efeler Belediyesi’nde seçim kazandı.
Bu mağlubiyetlerle ilgili AK Parti’nin yerel yönetimlere aday seçiminde hatalarını tespitle ilgili bir araştırma yaptığı ne görüldü nede duyuldu. Bu parti yerel seçimlerde CHP karşısında Aydın’da havlu atan bir parti görüntüsü verdi.
Yani yenilgiyi hem kanıksadı hem de kabullendi.
Gerek büyükşehirde gerek ilçe belediyelerinde seçim kaybeden adaylar kaybettikleri seçime buldukları bahane bir önceki seçime göre partinin oylarını yükselttikleridir..
Sonuçta pes etmişliğin verdiği yılgınlık Aydın’da bir yanda genel iktidarın sahibi AK Parti diğer yanda yerel iktidarın hâkimi CHP, iki zıt kutuplu bir yönetim oluşmasına neden oldu.
Demokrasilerde gayet normal olan hatta yeri geldiğinde güçlerin birleştirilmesiyle kentlerin kalkınmasına ve gelişmesine olumlu katkılar yapan bu ikili yapı Aydın’da işlemedi.
Sonuçta büyükşehir yönetimi örnek sözünü verdiği 21 altgeçitte olduğu gibi “yapacaktım ama Karayolları engelledi” kolaycılığına kaçarken genel iktidar da “yatırım yapıyoruz ama örnek Şehir Hastanesi’nde olduğu gibi büyükşehirden yapması gereken alt yapı desteğini göremiyoruz”, mazeretine sığındı.
Siyasetçiler arasındaki bu inatlaşma bir kentin, bir bölgenin kalkınmasında işin olmazsa olmazı “birleşik aklın” oluşmasını da engelleyince Aydın kaybetti ve her alanda dibe vurdu.
Her siyasi güç, her sivil toplum örgütü, üniversite başta her kurum kendi gettosunda övündüğü sözde başarı hikâyeleri Aydın’ın sosyal, kültürel ve ekonomik alanlarında varlığını gösteremedi.
Bu birlikteliğin gerçekleşmemesinin acı faturasını TÜİK verilerine göre 2020 yılı Kişi Başı Gayri Safi Milli Gelir Türkiye Ortalaması yaklaşık 60 bin TL olarak gerçekleştiği bir yılda Aydın insanı bu gelirin 18 bin TL gerisinde 42 bin TL’de kalmakla ödemiştir.
Bu keşmekeşliğin bir sonucudur ki, Aydın gelişmişlik sıralamasında Ege İlleri arasında Afyonkarahisar’ın önünde sondan ikinci sıradadır.
El ürettikleri hizmet ve başarılarıyla gündem olur, bizim siyasetçilerimiz ve yerel yöneticilerimiz ise aralarındaki küskünlük ve kavgalarıyla kamuoyunu işgal eder.
Hâlbuki daha yakın zamanlarda ortak akıl en iyi meyvesini Yenipazar’da verdi. Eski Kaymakam Osman Kural antepfıstığının en fazla üretildiği ilçede belediyenin, ilçe tarım müdürlüğünün ve antepfıstığı yetişen mahalle muhtarlarının katılımıyla yaptığı bir proje kapsamında ilk önce antepfıstığı ağaçlarını sayarak, kayıt altına aldı.
Daha sonra aşılamayı ele alarak sorunları çözmekle sorumlu olan ilçedeki proje takip kurulu erkek aşı yetiştirilecek sahalar oluşturdu..
Son olarak da bu ürünün merkezi konumundaki Hacıköseler Mahallesi’nde devletin Kırsal Kalkınmayı Teşvik için verdiği hibenin de yardımıyla üç girişimci Antepfıstığı İşleme Fabrikası açtı.
Demek ki, azmedince başarılıyormuş.
Sahiplerine sorduğumda kurulan tesisin bir yılda masrafını çıkardığı bilgisini edindim. Sözlerine zeytinyağı fabrikası kurmak amacında olduklarını da eklediler.
Gelinen noktada Aydın Büyükşehrin de altyapı yenileme işleri dışında bir iş yapmamasından rahatsız olan ve bir değişimin gerekli olduğuna dair kulis yapanlar var.
İstedikleri de Aydın, genel iktidarla yerel iktidarın ayrı yönlere bakmasının bedelini Ankara’dan yeterli hizmet alamamakla ödedi, örnek Şehir Hastanesi her yere yapıldı Aydın’da daha yapım aşamasında…
Neredeyse Adliye Sarayı yapılmadık ne il merkezi ne de ilçe kaldı, Aydın’a ise henüz temeli atılmadı…
Girişimci fabrika kurmak istiyor, organize sanayi bölgelerinde arsa bulamıyor, buldukları ise başka yerlerdekinin 5-10 katı daha pahalı…
En basitinden bir kasabadan farksız Efeler’de beyaz yakalı çalışanların vakit geçirecekleri mekân bulunmuyor.
Değişim isteyenlerin dediği bir değişim olsun da bari bundan sonra hem genel hem de yerel iktidarı temsil edenler aynı yöne baksınlar da Aydın insanı bir türlü alamadığı hizmete her ikisinin bir elde toplanmasıyla kavuşabilsin…
Seslendirilmekte olan bu değişim isteği bir iradeye dönüşebilecek mi, her şeyden önemlisi bu iradeyi AK Parti önderliğindeki Cumhur İttifakı gösterebilecek mi?
AK Parti günümüze kadarki yerel seçimlerde çalışmaya yıl başından sonra aday tespiti ile başlardı..
Hâlbuki seçim seçimin adının geçmediği zamanda partilerin yapacakları çalışmalarla kazanılır. İşe kamuoyu oluşturmakla başlanır. Bu şekilde pasta yapıldıktan sonra iş üzerine konacak çileğe kalır.
AK Parti’de kazandığı 2004 seçimleri dışında hiçbir yerel seçim öncesinde- geçen genel seçimlerde olduğu gibi- boğanın boynuzundan tuttuğu yerel seçim olmamıştır.
Olursa olur, olmazsa da dert değil denmiştir.
Gelinen noktada eğer 2024 Martında bir değişim olacaksa bu ucuz iş gücü peşindeki bir avuç mutlu azınlığın eskiden beri savunageldiği; “Yerel yönetim alanında bir değişme olsun ama onunla sınırlı kalsın, halka sirayet etmesin” şeklinde mi olacak?
Yoksa gerek tarımda gerek turizmde gerekse diğer alanlarda halkın refah seviyesini ve mutluluğunu artıracak fırsatları ortak akılla değerlendirecek ve harekete geçirecek yönde mi olacak?
Eğer olacak olan birincisi ise Aydın insanının hayatında değişen bir şey olmayacak. Demektir. İkincisi isteniyorsa o zaman da Aydın’ın makûs talihinin yenilmesinde ilk adım atılmış olacak, demektir.
He şey AK Parti’nin Büyükşehre göstereceği adaya ve onun ortaya koyacağı iradeye bağlı.