ADÜ HASTAHANESİ BAŞHEKİMİ PRF SERHAN ÖNCÜ

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi’nde kim ne derse desin ne tür komplo kurulursa kurulsun Sayın Rektör Osman Aldemir iyi işler yapıyor. Özellikle ADÜ Hastanesi ve buradaki profesör arkadaşlarla ilgili çok övücü sözler duyuyorum.

Özellikle ADÜ Hastanesi…

Sanki sihirli bir değnek değmiş gibi her şey değişmiş. Bunda en büyük emek Prof. Serkan Öncü ve başhekim yardımcılarının. Adeta bir arı gibi çalışıyorlar.

Başhekim Prof. Serkan Öncü ile yaptığım görüşmeyi sizlerle paylaşıyorum.

Ahmet Ağabey biliyorsunuz,

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Başhekimlik görevini Şubat 2019’da devraldım.

Hastanemiz Aydın ile çevre illerden gelen hastalara hizmet veren yoğun bir

bölge hastanesi olması nedeniyle dinamik, güncel ve tüm sağlık alanlarında hizmet verebilecek durumda olmalıdır.

Bu nedenle 1.5 yıllık süreç, kronikleşen sorunları çözmek ve yeni proje altyapıları oluşturup faaliyete geçirmekle yoğun bir şekilde geçti. Bu amaçla yapılanların ve yapılacakların bir kısmını size anlatayım;

Birçok kurumda olduğu üzere, hastanemizde ihtiyaçtan fazla personel istihdam edilmektedir.

Peki neden?

Bir kısmı siyasi bir kısmı adamın adamı olarak personel maliyetlerinin büyük kısmı döner sermaye bütçesinden karşılandığından hastaneye ciddi yükler getirmekte. Hastanenin artan hizmetleri ve personel ihtiyacı mevcut personellerin daha etkin kullanımı ile karşılandı, dolayısıyla ek personele ihtiyaç duyulmadan maliyetler azaltıldı.

Bu süreçte sağlanan en önemli kazanım çalışma adaletidir. Hastanemizde hiçbir personel liyakati dışında hiçbir alanda görevlendirilmemiştir. Çalışma adaletini bozacak hiçbir uygulama ve müdahaleye izin verilmedi.

Birçok üniversite hastanesinin olduğu üzere hastanemizin de en büyük sorunu mevcut borç durumudur. Hastaneyi devraldığımızda 200 milyon TL’ye yakın borç durumu söz konusuydu. Maalesef yıllık borç artış hızı hastaneyi tıkayan en büyük sorun idi. Mali disiplin ile, verilen hizmet ve kesilen fatura azaltılmaksızın hastanenin borç ivmesi ciddi oranda azaltıldı.

Satın alma, hizmet alımları ve ayniyatta yapılan yeni düzenlemeler ile süreç disiplinize edildi. Bu sayede birçok gereksiz ödeme ve mal alımlarının önüne geçildi. Bunun sonucu olarak çok ciddi düzeyde sermaye hastane bütçesinde kaldı. Bazı uygulamalar ve ödemeler ile ilgili hukuki süreçler başlatıldı.

Mevcut hastane bina projesinin idealin çok uzağında olması nedeniyle hastane içi insan sirkülasyonu hem hasta sağlığını hem de güvenliği tehdit edecek düzeyde idi. Bu nedenle ilk planlanan işlerden birisi insan trafiği kontrollü hastane oluşturmak idi. Bu amaçla yapılanlar (kartlı geçiş sistemi, turnike, kimlik vs) hasta servislerini sessiz, temiz, güvenli hale dönüştürdüğü gibi sağlık çalışanlarına optimum çalışma ortamı oluşturmuştur.

Bu sayede hastanemiz COVİD salgınına hazırlıklı yakalanmıştır.

İnşaatı tamamlanmış ek bina ruhsatlandırılarak bölgenin en modern Fizik Tedavi/Rehabilitasyon ve Psikyatri binalarına dönüştürülerek hizmete açıldı.

Öncelikli hedeflerimizin başında hastanemizde ve Aydın’da verilmeyen bir sağlık

hizmeti kalmaması idi. Organ ve kemik iliği nakli de dahil olmak üzere üst düzey birçok

sağlık hizmetinin sunulduğu hastanemizde yapılmayan sağlık hizmetlerini belirledik.

Hastanemize kanser hastalarının yoğun başvurularını dikkate aldığımızda kanser hastalığının tanısı ve tedavisi için herşeyin hastane bünyesinde yapılabilmesi çok önemliydi.

Eksikliklerimizi değerlendirdiğimizde Nükleer Tıp AD’da yapılamayan kanser hastaları için özel bir görüntüleme yöntemi olan Galyum 68 DOTATAPET’in hastanemizde yapılmasını sağladık.

Artık hastalarımız bu görüntüleme işlemi için başka illere gitmek zorunda kalmadığı gibi çevre illerden bu tetkiki yaptırmak için hastalar gelmeye başladı.

Hastanemizde tüm kanser ameliyatları yapılmakta olup Onkoloji kliniğimizde kanser hastalarımız en son güncel tedavileri almaktadır. Ancak, radyoterapi ünitemizin olmaması nedeniyle radyoterapi merkezi açılması için yoğun çaba harcandı. Artık radyoterapi merkezi açılması için son aşamaya gelindi. Aynı şekilde tiroid kanserli hastalar için çok önemli bir tedavi olan radyoaktif iyot tedavi merkezi projesi oluşturuldu.

Hastalarımızın radyoaktif iyot tedavisi için başka illere gitmesine gerek kalmadan hastanemizde tedavi alabilmelerini sağlamak için proje başlatıldı.

Yeni ek hastane binamızın inşaatı göreve başladığımızda maalesef firmanın konkordato ilan etmesi nedeniyle durmuştu. Bu süreçte hastanemizin ihalesini hızlandırarak biran önce aktif hale geçebilmesi için çaba sarf edildi ve inisiyatif alındı.

Her şeyin yolunda gitmesi durumunda Kasım 2020 tarihinde inşaatı tamamlanmış olacak.

Kovid salgınının hızlanma olasılığına karşılık yeni ek binada covid hastalarını takip edebilmek amacıyla 4 servis, yoğun bakım ve bir ameliyathane için gerekli malzemelerin siparişi hazırlandı. Kovid sürecinden sonra yeni ek bina modern bir kardiyoloji/onkoloji/hematoloji ve sağlık turizm hastanesi olarak hizmete sunulacaktır.

Kovid sürecinde alınan önlemler ve sağlanan eğitimler ile halen hastanemiz full

kapasite hizmet sunmaktadır ve bu haliyle Aydın ilinin Kovid dışı hastaları izleme konusunda lokomotif sağlık kuruluşlarındandır.

Aydın ili doğası, tarihi mirası, kültürel yapısı ve doğal yer altı zenginlikleri ile bir turizm çekim merkezi. Hastanemiz ekibi ve donanımı ile uluslararası sağlık hizmeti verebilecek düzeyde. Sağlık Turizmi ile hastanemize, şehrimize ve ülkemize katkı sağlanacağı ortada.

Bu bağlamda, Sağlıkta Kalite ve Akreditasyon Daire Başkanlığı Kalite Değerlendirme Ekibi tarafından Kasım 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen Sağlıkta Kalite Standartları (SKS) değerlendirmesi sonucunda hastanemiz 89 puan aldı ve puanının ilk kez 85 üzeri olması nedeniyle Haziran 2020 itibari ile verilen yetki belgesiyle sağlık turizmi yapılabilmesinin ve hastanemize yurtdışından hasta kabul edilmesinin önü açıldı.

Artık yurt dışından gelecek hastalar hastanemizde tedavilerini alırken bir yandan şehir ekonomisine ciddi katkılar sunacaktır.

Günümüzde sosyal medya ve internetin gücü dikkate alındığında hastanemizin oldukça yetersiz olan bu tarafı aktifleştirilerek iletişim, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri en hızlı gelişen hastanelerden biri konumuna dönüştürüldü.

Ana hatları ile anlatılanlar dışında yapılan birçok planlama ve değişiklikler ile hastanemiz birçok açıdan Ege bölgesinin en saygın sağlık kurumları arasında yerini almıştır. Bu sürecin tamamlanması ve devamı için gerekli olan bölge halkının, bürokratların, yerel basının vesiyasilerin bu kuruma sahip çıkmasıdır.

ADÜ Hastanesi şu an her haliyle övünülecek hale gelmiştir. Kendilerini yürekten kutlarım. Bu bölümde çalışan tüm personele başarılar dilerim, iyi ki varsınız.

BUHARKENT BELEDİYESİ BŞK. MEHMET EROL

Değerli okuyucularım, Aydın ilini kazan ben kepçe misali gezerken Aydın AK PARTİ Eski Milletvekili Ör-koop Eski Başkanı Sayın Ahmet Ertürk, Buharkent Belediye Başkanıyla seni tanıştırmak isterim dedi.

Belediye Başkanı Sayın Mehmet Erol ile tanıştım.

Buharkent Belediye Başkanı Sayın Mehmet Erol anlattı ben dinledim.

Siz adı üstünde buhar çıkan ilçesiniz, jeotermalin zararı oldu mu?

Ahmet Ağabey, 1965’den beri Buharkent’te jeotermal çıkar, 1980’li yıllarda enerji üretimine başlandı. Buharkent’te ne kanser var ne de jeotermalden bir şikayet. Biz jeotermal sahaların yanında 240 dönümde zeytin ve incir bahçeleri kurduk. Jeotermalden şikâyet edenlere gelin görün dedik. Ama gelmediler. Buna karşı gelen CHP ve İYİ parti belediye başkanlarına sesleniyorum. Onlar da gelsinler ama onlar bu olayı istismar ederek halkın reylerini alıyorlar. İncir ve zeytin üretiminin merkezi biziz yalan söylüyorlar.

Ama önümüzdeki yıl KUYUCAK ve BUHARKENT jeotermalle ısıtılıp soğutulmaya başlandığında halk 1000 TL yerine 100 TL ödemeye başlayacak. CHP’li belediyelerde oturan hemşerilerimiz isyan edecekler.

Ben Sarayköy’e komşu ilçeyim Sarayköy jeotermalle ısıtılıyor. Sandıklı ısıtılıyor ama Aydın jeotermalin başkenti. CHP’li ve İYİ partili belediye başkanları hem milli enerjiye karşı çıkıyorlar halkı korkutarak doğal gaz şirketlerine hizmet ediyorlar. Ve bu olayı kışkırtıyorlar.

Ayrıca, Ahmet Ağabey,

Biz Buharkent Belediye Başkanı olarak göreve geldiğimizde, ilçemizdeki en büyük jeotermal elektrik santrali ve ruhsat sahibi olan Zorlu Enerji Grubuyla ve şirketin Yönetim Kurulu Başkanı olan Ahmet Nazif Zorlu ile görüştük.

Öncelikle jeotermal enerjinin, jeotermal ısıtmalı serada kullanılması ile ilgili destek sözünü aldık, protokol düzenledik ve buna ilişkin projemiz hazırlandı ve 240.000 m2 bir alana sahip sera bölgesi oluşturuyoruz.

   

  

Aynı şekilde kendilerine Buharkent’in jeotermal ısı enerjisi ile ısıtılması teklifimizi götürdüğümüzde, Zorlu Enerji Grubu, jeotermal ısı enerjisini bizlere bedelsiz verebileceklerini ve dağıtımının Belediyemiz tarafından yapılmasını ifade ettiler.

Zorlu Enerji Grubuyla yaptığımız ve mutabık kaldığımız bu hususların ve Buharkent olarak Jeotermal ısıtma konusunda Aydın’da ilk olacağımıza ilişkin ifadelerimizin basına yansıması sonucu CHP’li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, yetkinin kendilerinde olduğunu ve izin vermeyeceğini tarafıma ifade etmiştir.

Hatta 23.02.2017 tarih ve 3906 sayılı yukarıda bulunan yazıyla Büyükşehir Yasasının 7/y maddesi hükmünü dayanarak, merkezi ısıtma sistemleri kurmak, kurdurmak, işletmek veya işlettirmek görev ve sorumluluğunun Aydın Büyükşehir Belediyesinde olduğunu belirterek, kamu kaynağı israfının oluşmaması için bu hükme titizlikle riayet edilmesini gerektiğini bildirmiştir.

Şimdi buradan soruyorum neden bu ucuz enerjiyi kullanmamıza Sayın Özlem Çerçioğlu karşı çıkıyor?

Herkes şunu bilsin ki biz jeotermalin faydalı enerji olduğuna inanıyoruz.

JEOTERMAL ISITMA VE SERA

Biz, jeotermal enerjiyi, milli bir servet olarak görüyoruz.

Jeotermal Enerjinin toplumun faydalanacağı her alanda kullanılması gerektiğini, bu kapsamda sadece elektrik ve karbondioksit gazı üretiminde kullanılmasıyla kalınmamasını, jeotermal enerjinin kent ısıtmasında, kent soğutmasında, tarımda (jeotermal sera), turizmde, kullanılması gerektiğini, düşünüyoruz.

Türkiye’nin jeotermal kaynakları da toplam 7,5 Milyon konutu ısıtacak kapasitededir. Jeotermal kaynaklar açısından Türkiye’nin en zengin kaynaklarının bulunduğu Aydın’da jeotermal ile ısıtılan tek bir konut bulunmamaktadır. 5216 Sayılı Büyükşehir Yasası ile “merkezi ısıtma sistemleri, kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek” görev ve yetkisi Büyükşehir Belediyelerine verilmiştir.

Ancak Aydın Büyükşehir Belediyesinin SULTANHİSAR’da , kendisine ait jeotermal kuyuları bulunmasına rağmen, jeotermalin kullanılmasına yönelik herhangi bir faaliyeti, çalışması olmadığı gibi tam aksine, jeotermale karşı bir cephe oluşmasına çaba harcadığı görülmektedir.

Buharkent Türkiye’de, jeotermal kaynakların kullanılmaya başladığı ilk noktadır. 1965 yıllardan itibaren jeotermal çalışmalar ilk olarak Buharkent’te başlamış, 1980’li yılların başında da Türkiye’nin ilk Jeotermal Santrali Buharkent’te kurulmuştur.

Buharkent’te faaliyet gösteren Jeotermal Santrallerin tarımsal üretim ve çevreye olumsuz etkisini gösteren bir durum oluşmamıştır. Jeotermalle mücadelenin, yanlış uygulamalarla sınırlı olması gerektiğini, tamamen jeotermalin kullanılmaması, “Jeotermale Hayır” noktasına götürülmesini doğru bulmuyoruz.

“Jeotermale Hayır” kampanyasını yürüten ve destekleyenlerin Buharkent’e gelmelerini, buna göre değerlendirme yapmalarını hep teklif ettik. Şu an Buharkent’te bulunan Jeotermal Santralin etrafında bulunan zeytin ve incir bahçelerini incelendiğinde, verim ve kalite açısından diğer bölgelerden hiçbir farkının olmadığı da görülecektir.

Jeotermale karşı olan çevreleri provoke edenlerin, bu insanların korkularını istismar ettiklerini, oy ve seçim kaygısıyla hareket ettiklerini, bu yöntemle bu kesimlerin oylarını almanın daha kolay olduğunu düşüncesiyle hareket ettiklerini, düşünüyorum. Oysa, jeotermalin tüm imkanlarından vatandaşların faydalanması yönünde mücadele ve çalışma, halkın yararına olacaktır.

Kent ısıtmasıyla, doğalgazdan da daha ekonomik ve konforlu bir ısınma ile her aileye yılda en az 2.000.-TL ısınma maliyetinden tasarruf sağlama imkânı sunulacağı gibi hiçbir emisyon olmaması sonucu hava kirliliğinin de önüne geçilip halk sağlığına büyük katkı sağlanacaktır. (Sandıklı ilçesinde ortalama bir konut ayda 200.-TL’ye ısınmaktadır. Kömürle ısınmada yılda yaklaşık 3.000.-TL ile 4.000 TL arasında bir maliyet ortaya çıkmaktadır.)

Jeotermalin tarımda kullanılması sonucu, Aydın, tarımsal üretimde, örtü altı üretiminde, Türkiye’nin en büyük üretim merkezi olabilecektir. Bu da tarımsal alanda da dönüşümü ve kalkınmayı getirdiği gibi önemli bir istihdama imkân sağlayacaktır.

Jeotermal enerjinin turizmde kullanılması durumunda da Aydın’ın termal turizm açısından Türkiye’nin en önemli turizm merkezi olması da mümkündür.

Bütün bunlar gösteriyor ki, jeotermal kaynaklar Aydın’ın gelişmesi, kalkınması için bir çok fırsatı barındırmaktadır.

Bilinmelidir ki, Aydın dışında dünyanın hiçbir yerinde jeotermale muhalefet edilmemekte, yenilenebilir en temiz enerji kaynaklarından biri olarak kabul edilmektedir.

Biz, jeotermalin özellikle kent ısıtmasında olmak üzere her alanda kullanılması arzuluyoruz. Bu amaçla Buharkent’te konut ısıtılması ve 240 Dönümlük bir sera alanımızın ısıtılmasına yönelik proje çalışmamıza başladık.

Ayrıca Tarihi Ortakçı kaplıcamızın tekrar faaliyete geçmesine yönelik 60.000 m2’lik imar çalışmamızı tamamladık.

Buranın tanıtımıyla nitelikli bir termal tesis yapılmasına yönelik yatırımcı bekliyoruz.

Biz de bu kaynakların atıl kalmaması adına siyasi çekişmelere konu edilmemesi, kullanım hakkının en yakın Belediyede olması gerektiğini, jeotermal ısıtmanın örneklerine bakıldığında 20’ye yakın ilçe ve belde belediyesi tarafından yapılmış olması nedeniyle bizim yapamayacağımız bir ekonomik boyutu olmadığını belirterek, “merkezi ısıtma kurma, kurdurma, işletme ve işlettirme” görev ve yetkinin Büyükşehir Yasasında yapılacak değişiklik kapsamında Büyükşehirlerden alınıp ilçe belediyelerine verilmesine yönelik talebimizi içeren raporumuzu, Cumhurbaşkanı Yardımcımıza, Bakanlarımıza ve milletvekillerimize takdim ettik. Söz konusu yasa değişikliği gerçekleştiği takdirde biz Buharkent’i jeotermal ile ısıtacağız.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ

24.10.2000 tarihinde yer seçimi yapılan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 03.04.2001 tarih ve 4169 sayılı kararı ile tescil olan Buharkent Organize Sanayi Bölgesinin Müteşebbis Heyeti, %70 Katılma Payı Oranı ile Buharkent Sanayici ve İşadamları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine, % 30 Katılma Payı Oranı ile Aydın Valiliği tarafından oluşturulmuş, bu haliyle 2009 yılına kadar seçilen Yönetim Kurullarınca yönetilmiştir.

Bu dönemde;

 -Buharkent Organize Sanayi Bölgesi içinde bulunan 83,42 Ha büyüklüğünde alana sahip 198 adet parselin kamulaştırılması için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 24.09.2003 tarih ve 10735 sayılı “Kamu Yararı Kararı” alınmıştır.

-180.000 m2 alana sahip Hazineye ait sadece 1 parselin kamulaştırılması gerçekleştirilmiş, bunun dışındaki 197 adet taşınmazın kamulaştırılması yapılamamıştır.

-Buharkent Organize Sanayi Bölgesinin hazırlanan İmar Planı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 03.01.2005 tarihinde onaylanmıştır.

2009 yılından sonra yeniden Yönetim Kurulu oluşturulamamış ve atıl halde bırakılmıştır.

Buharkent OSB, Bizim 2014 seçimlerinde en önemli vaatlerimizden birisiydi. Biz seçim döneminde “Buharkent Organize Sanayi Bölgesi Faaliyete Geçecek” demiştik.

2014 seçimlerinden hemen sonra çalışmalara başladık. 2014 yılında, Kuruluş Protokolü değiştirilerek, Müteşebbis Heyeti içinde Buharkent Belediyesin de yer almasını sağladık. Buna göre Müteşebbis Heyetin %70 Katılma Payı Oranı Buharkent Sanayici ve İşadamları Toplu İşyeri Yapı Kooperatifine, %15 Katılma Payı Oranı Aydın Valiliğine ve %15 Katılma Payı Oranı ise Buharkent Belediyesine aittir.

Yeni oluşturulan Müteşebbis Heyeti içinden 2015 yılında seçilen Yönetim Kurulunda, Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev üstlendik ve halen bu görevimiz devam etmektedir.

2015 yılından itibaren,

-Buharkent Organize Sanayi Bölgesinin tanıtımı yapılmış, bunun sonucunda arsa talebinde bulunan yatırımcılardan tahsil edilen Arsa Tahsis Bedelleri ile 3 etapta kamulaştırma işlemi yapılmıştır. Eylül-2020 ayı itibariyle, mahkeme tarafından 7 Ekim 2020 tarihinde tescil kararı verilecek 1 parsel dışında, 197 adet parselin kamulaştırma işlemini tamamlamış bulunmaktayız.

-Yatırımcıların talepleri dikkate alınarak yeniden hazırlanan ilave-revizyon imar planı 17.07.2017 tarihinde, revizyon imar planı da 04.10.2018 tarihinde onaylanmıştır.

İlave-revizyon imar planı ile Buharkent OSB alanı dışında bulunan 25.344 m2 alana sahip Arıtma Tesisi alanının da imar planı içine dahil edilmiştir. Arıtma Tesisi ile birlikte Buharkent OSB’nin toplam alanı 85,95 Ha’a ulaşmıştır.

Bu onaylanan imar planlarına göre Buharkent OSB’de 67,19 Ha’lık sanayi parseli oluşmuştur.

Onaylanan revizyon imar planı ve kamulaştırma biten bölgeler için onaylanan kısmi parselasyon planlarına göre 3 şirkete inşaat ruhsatı verilmiştir. Bunlar;

  1.  sanayi parseli tahsis edilen Pasha Gıda San. Ve Tic. A.Ş. Zeytin işleme tesisi inşaatını bitirmiş ve üretime başlamıştır. 

285.000 m2 sanayi parseli tahsis edilen ve 90.000 m2 inşaat alanı için ruhsat düzenlenen Seval Kablo Aydınlatma Cihazları İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş. inşatın 30.000 m2’lik kısmını bitirdiği alanın bir bölümünde 24 işçi ile üretime devam etmektedir. Sonrasında 60.000 m2 daha inşaat yapacak olan Seval Kablo Aydınlatma Cihazları İth. İhr. San. Ve Tic. A.Ş. toplam 150.000 m2 kapalı alana sahip üretim tesisi ile Türkiye’nin En Büyük Kablo Fabrikası olacaktır.

Şu an Denizli’de faaliyet gösteren 80 ülkeye ihracaat yapan Seval Kablo, 5 yıldır sektöründe ihracaat birincisi olup, yıllık 200 Milyon Dolar ihracaatı bulunmaktadır. Buharkent OSB’de 50 Milyon Dolarlık yatırımla kuracağı fabrikada 600 kişilik istihdam ve yıllık 350 Milyon Dolarlık ihracaat rakamlarını hedeflemektedir.

Sanayi parseli tahsis edilen Kaanlar Gıda San. Ve Tic. A.Ş. için 46.800 m2 inşaat alanı için ruhsat düzenlenmiş ve inşaatı başlamıştır. 150 Milyonluk yatırımla 2021 yılında da üretime başlamayı hedefleyen işyerinde günlük 1000 ton süt işlenecek ve peynir üretimi yapılacaktır. Bu kapasite ile Türkiye’nin En Büyük Peynir Üretim Tesisi olacak Kaanlar Gıda, 500 kişiye doğrudan istihdam ve 20.000 kişiye de dolaylı istihdam sağlayacaktır.

Şu an 2 yatırımcı da projelerini hazırladılar, bizden inşaat ruhsatı beklemektedirler. İnşaat yapacakları alanda Parselasyon Planı tamamlanması sonucu tahminen Aralık-2020 ayında kendilerine ruhsat verilecektir.

Belirtilen yatırımcılarla birlikte Buharkent OSB’de toplam 23 yatırımcıya arsa tahsis edilmiş olup, şu an tahsis edilmeyen parsel kalmamıştır.

Buharkent OSB’nin altyapı projeleri hazırlanmış ve yapılan ilana göre, Elektrik Altyapı Yapım İşi 1.845.000.-TL’ye, Altyapı-Üst Yapı Yapım işi ise 8.245.000.-TL’ye ihale edilmiş ve altyapı çalışması da başlamıştır.

Arıtma Tesisi ile ilgili de Proje Çalışmaları devam etmekte ve akabinde Arıtma Tesisinin de ihalesi yapılacaktır.

Karma nitelikte olan Buharkent OSB içinde tüm yatırımcıların faaliyete geçtiğinde Ülkemizin ve Aydın ilimizin istihdam ve üretim, rakamlarına çok büyük katkı sağlayacağı, 5.000 kişiye istihdam sağlayacağı, özellikle 80 ülkeye ihracaat yapan Seval Kablo’nun ulaşacağı 350 Milyon Dolarlık ihracaat rakamı ile Aydın’ın ihracat rakamının yarısını tek başına karşılayacağı,

Kaanlar Gıda tarafından kurulan peynir fabrikasının GÜNDE 1000 TON SÜT İŞLİYECEĞİNİ   Aydın’ın tarım ve hayvanlığına çok büyük katkıyı sağlayacağı, değerlendirilmektedir.

(DEĞERLİ OKUYUCULARIM KAANLAR HOLDİNGİN GÜNDE 1000 TON SÜT İŞLEMESİ 100 MİLYON DOLARA YATIRIM YAPMASI  AYDIN HAYVANCILIĞI İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR.

SEVAL KABLONUN TEK BAŞINA 350 MİLYON DOLAR İHRACAAT YAPMASI İLİMİZ İÇİN ÖNEMLİDİR.)

Buharkent Organize Sanayi Bölgesiyle ilgili çalışmalarımızda çok büyük bir başarı elde ettik. Bu başarıdaki en büyük unsur, kamulaştırmada arsa tahsis bedeli ödeyip, kamulaştırmanın finansmanını sağlayan sanayici de oluşturduğumuz güvendir. Aynı zamanda çok büyük bir emek sarf edilmiştir.

Buharkent OSB göstermiştir ki, siz yatırımcının istediği şartları oluşturursanız, yatırım yapılacaktır.  Bir Belediye Başkanının, bir yerel yöneticinin, şehrin ve bölgenin kalınmasında, yatırım yapılmasında, neler yapabileceğinin en önemli kanıtı, Buharkent OSB’dir.

Elinde planlama gibi, güç ve yetki bulunan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanları ise, her ilçenin özelliği, değerleri, üstün yanlarını da dikkate alarak kalkınması için ihtiyaç duyduğu, planlama, ulaşım, altyapı, enerji gibi tüm alanlarda gerekli çalışmaları yapması ve şartları hazır hale getirmesi, yatırımcının gelmesi için yeterlidir.

Dolayısıyla Aydın’da, sanayi alanında, turizm alanında, tarımda (seracılık gibi) yeterli yatırım olmuyorsa, dönüşüm gerçekleşmiyorsa, bunun en başta sorumlusu Büyükşehir Belediye Başkanıdır.

Çünkü AYDIN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZIN ETRAFINDA VİZYON SAHİBİ BÜROKRAT YOKTUR.

Sayın Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı, Aydın ilinin gelişmesi için hiçbir şey yapmamaktadır. Bu durum Aydın ilinin gelişmemesine sebep olmaktadır.

Değerli okuyucularım, Buharkent Belediye Başkanı Sn. Mehmet Erol ile 3 saat süren sohbet gerçekleştirdik. Köşe yazıma sığdıramadığım faaliyetlerini inşallah bir gün canlı yayında konuşacağız.