Bu yazıyı bir ay önce yazmıştım. Araya erken seçim kararı girince yayınlanması biraz gecikti.

01 Mart 2014 tarihinde yayınlanan 6528 Sayılı Kanunun ilgili maddeleri ile 01 Eylül 2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumları Yönetmeliği ile uygulamaya giren Proje okulları kavramı eğitimde sistematik bir dönüşümü amaçlıyor. Oyun içinde oyun planlanıyor.

Birinci madde olarak öğretmen ve yöneticilerin seçiminde keyfiyet son aşamada oluyor. Liyakat kelimesi sanırım “yandaşlık” kelimesi ile karıştırılıp atamalar buna göre yapılıyor. Böyle olunca başarı beklemek hayalden öte bir şey oluyor. Okullarda bilimsel eğitim yerine en basit tabiri ile bilimsel olmayan eğitime yol açılıyor.

İkincisi kalitesi yüksek olan okulların kalitesi düşürülüp genel seviyenin iyice aşağı düşmesine ve iyi öğrencilerin özel okullara kaçmasına neden oluyor. Yatay geçişlerle seviyesi düşük öğrencilerin yüksek seviyeli okullara geçişi sağlanarak kalite düşürülüyor. Ayrıca eskiden nitelikli okul olarak adlandırılan okullar semt okuluna dönüştürülüyor. Eğitim kalitesi yüksek Aydın gibi illerde bu durum daha da vahimleşiyor. Okullar sıradanlaştırılıp topluca İmam Hatipleştiriliyor.

Üçüncüsü, ulusal ve uluslararası ortak proje yapma kılıfı altında çeşitli vakıf ve derneklerle işbirliğine gidilip kendi görüşlerini okullara yerleştirmek istiyorlar. Bu okulların neredeyse denetimlerini bile bu vakıflara vermek arzusundalar. Bu proje ile oluşabilecek daha onlarca olumsuzluklar var. Bu olumsuzlukları ileride ayrıca kaleme alacağım.

Gelelim Aydın’a. İlimiz yakın tarihe kadar eğitimde marka şehir özelliği taşıyordu. Hep ilk üç sırada yer alan ilimiz günümüzde 28. Sıraya kadar gerilese de Aydın eğitimde başarılı bir ildir. Bu markalaşmada etkisi olan okullar arasında Anadolu liseleri oldukça önemliydi. Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Atatürk, Emel Mustafa Uşaklı, Nazilli Anadolu, Söke Hilmi Fırat, Çine Mehmet Tuncer gibi okullar başarıda çıtayı yükseltiyor, mezunlarının üniversite sınavlarında gösterdiği başarılarla adlarından söz ettiriyorlardı. Şimdi bu okulların hiç biri nitelikli okul değil. Onlar adına sevinsek mi üzülsek mi bilemiyorum artık. 

İlgili yönetmeliğin 5. Ve 6. Maddesinde bu okulların belirlenmesi açıklanmaktadır. İsteyenler bu maddeleri açıp okuyabilir. Gelelim İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze sorulara;

Şimdi bu nitelikli okulların belirlenmesinde birinci derecede rol oynayan İl Milli Eğitim Müdürlüğü seçimleri hangi ölçütlere göre yapmıştır?

İlimizin en güzide okullarını neden liste dışı bırakmıştır?

Bu okulların bölgeleri neye göre tespit edilecektir?

Bu okullara kayıtlarda kaç tane “hamili kart yakınımdır” kontenjanı kullanılacaktır?

İlçelerde öğrencileri hangi tür okullara yönlendirmek istemektedirler?

Asıl amacı eğitim değil de başka bir şey midir?

Okulları imam hatipleştirmek mi istemektedir?

Öğrenciler, veliler ve eğitim çalışanları durum karşısında perişan olmuşken yapılan yurtdışı gezilerini kim ya da kimler finanse etmiştir?

Öğrenci evlerine çay içmeye giderek başarıyı nasıl artırmayı planlıyorsunuz?

Sayın müdürümüz ekibi ile Kayseri’den kalkıp buraya Aydın eğitimini yükseltmeye mi yoksa düşürmeye mi gelmiştir?

Sorulacak sorular çok ama cevap verebilecek kişi olmadığından sözü fazla uzatmaya gerek yok. Aydın halkı süreci bizzat görecek ve notunu verecektir. Umarım ben yanılırım ve siz buradan giderken kazanacağınız başarılarınızdan dolayı arkanızdan üzülenler olur.

Güneş gibi ol şefkatte, merhamette.
Gece gibi ol ayıpları örtmekte.
Akarsu gibi ol keremde, cömertlikte.
Ölü gibi ol öfkede, asabiyette.
Toprak gibi ol tevazuda, mahviyette.
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.
(Mevlana Celaleddin Rumi)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA