Asfaltlanan şehir içi yollarda biri girişinde biri çıkışında en az iki tane reklam tabelası…

Bu caddenin yol çalışmaları Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır, türünden…

Asfalt üzerinde neredeyse her 100 metredeki aynı tür yazılar da ona hakeza…

İlçelerde en ücra mahallelerdeki yol düzenlemelerinde ya da asfalt tamirlerinde de öyle…

Dağ, taş, ova reklam…

İlçe merkezlerinde her köşede reklam tabelalarını süsleyen “büyükşehir çalışıyor, Aydın kazanıyor” yazıları…

“Kadın dostu Aydın” afişleri…

“300 km yol yaptık” abartıları…

Velhasıl pire kadar icraata deve kadar reklam…

Bu neyin belirtisidir, dersiniz?

BİR: Göz boyamanın…

İKİ: Algı yaratmanın…

ÜÇ: İcraat açığını kapatma çabasıdır.

Öyle ya…

İcraatı olan için eserleri ayan beyan ortada…

Reklama niçin gerek duysun ki…

KABARIK SU FATURALARINA NEDEN KATI ATIKMIŞ!

Aydın, büyükşehirler arasında abonelerinden en yüksek su faturası tahsil eden iller arasında, iddialar bu yönde…

İki kişilik bir emekli ailesinin su gideri bu aylarda el yakıyor…

100 ile 150 TL arasında…

ASKİ bu konuda dar gelirlinin mutfak masrafı ile yarışıyor…

Siz bir de köyden dönme mahallelerde üç-beş hayvanı olan ve bunları şebeke suyu ile sulayan vatandaşları düşünün.

Onlarınki hemen içinden çıkılacak gibi değil…

Sadece el değil, can da yakıyor.

Başkanımız Özlem Çerçioğlu ise mazeret olarak olmayacak bir şey ileri sürdü ve dedi ki:

MHP ve AK Partililer destek versin bir yasayla suyu ve elektriği vatandaşa bedava yapalım…

Demek istedi ki, kabahat Büyükşehrin değil Ankara’nın…

Ama tutmadı.

Çünkü vatandaş suyu ucuzlatmanın yolunun Ankara’daki Meclis’ten değil, Aydın’daki büyükşehir meclisinden geçtiğini bilmeyecek kadar saf değil artık.

İlki tutmayınca bu sefer kabahati katı atık bedelleri üzerinden ilçe belediyelerine yıkmayı denedi.

O da havada kaldı.

Çünkü vatandaşın artık okur-yazar olmayanı yok…

Okuyor ve görüyor…

Okuduğunu da anlıyor…

Katı atık bedelleri toplamda fatura bedelinin ancak onda biri…

Olayın tutmaması neyin göstergesidir, biliyor musunuz?

“Ben ne söylersem bu vatandaş inanır” modasının en azından Aydın’da geride kaldığının…

Bir de atın ziyadesiyle terli olduğunun…

BİR YERDE BELEDİYECİĞİN KALİTESİ NERESİNDEN BELLİDİR?

Kiminiz mimarisinden…

Kiminiz temizliğinden…

Kiminiz meydanlarından…

Kiminiz park ve yeşil alanlarından belli olur diyebilirsiz.

Hepsinde de haklılık payı vardır…

Fakat ben bunlarla birlikte mahalle arasına, sokak ortalarına kurulan, hijyenik ortamdan uzak, pazaryerleridir, derim.

Efeler o yönüyle büyükşehir mantalitesinden hayli uzakta kocaman bir köy görümünde olan bir yerdir.

BAZI YERLERDE BIRAKIN KABİNİ, DURAK TABELASI BİLE YOK

Menderes Bulvarında, kuzeyden Turistik Park girişindeki durak gösteriş ve reklam amaçlı koltuklarla dayandı, döşendi.

Ulusal medyada reklamı yapıldı…

Hepsi o kadar…

Gerisi gelmedi…

Kel başa şimşir tarak misali öylece duruyor…

Hepsinden geçtik…

Mimar Sinan Mahallesi, Girne Mahallesi, Ata Mahallesi gibi merkez konumundaki mahallelerin çoğu yerinde bırakın kapalı durak kabinini durak olduğunu gösteren tabela yok…

Yaşta yağmurda, yazın sıcağında dolmuş beklemek durumunda olan yaşlılar, çocuklular perli, perişan…

Hele bir de yabancıysanız haliniz hepten kül…

Nerenin durak olduğunu bilmediğiniz için saatlerce beklemek zorunda kalırsınız.

ÖYLE BİR HOLLANDALI GRUP BİZ DE Mİ ÇAĞIRSAK NE?

Fehmi Koru’nun anlattığına göre konu şu:

Hollanda’nın İstanbul’daki başkonsolosluğu kendi ülkesinde bu konu üzerinde sürekli kafa yoran bir grubu “İstanbul’un trafiği nasıl daha kolay akar?” sorusu üzerinde düşünmeye ve çözüm üretmeye yönlendirmiş.

“Rapor” dediğim 40 sayfalık bu çalışma.

Elin Hollandalısı Türkiye’nin en kalabalık kentinin en önemli sorununu tespit etmiş, uzmanlarını sorunun nerelerden kaynaklandığı üzerinde düşündürmüş, kendi ülkesinin aynı konudaki deneyimlerinden hareketle ‘çözüm’ de üretmiş…

Büyükşehirden umudu kestik…

Ne de olsa bu bir dert edinme ve ufuk meselesi…

Peki, bu memleketin günden güne çekilmez hale gelen şehir içi trafiği, park yeri gibi konularda sepetinde pamuğu, söyleyecek düşüncesi olan hiç mi bu memleketin aydını, entelektüeli oda başkanı yok?

Hadi diyelim bu da bir kapasite meselesi…

Ama bir çözüm önerisi olmak üzere sosyal sorumluluk kapsamında bir Hollanda Başkonsolosluğu gibi rapor hazırlatmayı akıl edecek kadar parçası olduğu Aydın ile ilgili koca ilde bir kurum da bu ana kadar çıkmış değil.

Onun için dedim, Hollanda’dan bir heyet biz de mi çağırsak, diye…

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA