Siyasette kırk düşünüp bir hamle yapacaksın ki hata oranını sıfıra indirebilesin. Yapılan en küçük hata büyük sonuçlar doğurup ilgili kişinin siyasi mevta olmasını sağlayabiliyor. Aydın siyasetinde bu tür yanlış söylem ve davranışlar son dönemlerde oldukça artmış görünüyor. Bunun en son örneği ise AKP Aydın Milletvekili Metin Yavuz.

Metin Yavuz, Özlem Çerçioğlu ile ilgili olarak yaptığı eleştirel konuşmada konuyu farklı mecralara taşımış, böylece önemli bir siyasi hataya imza atmıştır. Gerçi kendisinin ve partisine mensup kişilerin ilk hatalı konuşması değildi bu. Değişik zaman ve yerlerde farklı kişi ve partilere yönelik aynı tür konuşmaları da oldu. Metin Yavuz eleştirisini yaparken belediyenin yaptığı olumsuz işleri veya yapılmayan işleri anlatıp bu konulara vurgu yapacağına olmayacak yerden, kadınlıktan, annelikten söz ederek önemli bir siyasi gafa imza atmıştır. Böylece kaş yapayım derken gözü çıkarmış, eleştirdiği kişinin çevresindeki kişilerle seçmen kitlesinin konsolide olmasını sağlamıştır. Özlem Çerçioğlu kendisi isteseydi bu kadar kısa sürede bu kadar geniş bir kitleyi konsolide edemezdi.

Bu tür gaflar siyasilerin ve gazetecilerin en çok sevdiği işlerdir. Hem söyleyene zararı daha çok dokunur, hem de gündemde asıl olması gereken konuların yerini bu suni gündemler alır. Metin Yavuz bu tür hatalı çıkışları sık sık yapıyor, bu söylemleri arka arkaya yazan bazı gazeteciler neredeyse dizi oluşturabilecek duruma gelmişlerdir. AKP Teşkilatı içinde de sıkıntı yaratan vekilimiz yaptığı hamle ve konuşmalarla sürekli olarak örgütün ayarları ile oynuyor, partililerini zora sokuyor.

Gündemde yer alabilmek, parti içindeki konumunu güçlendirmek, sırf muhalefet olmak için yapılan söylem ve davranışları yerli yerine oturmuyor. Bu sefer insanlar onun Milletvekili olduğu günden bu yana bir başarı gösteremediği için etrafına saldıran birine dönüştüğünü düşünüyor. Konuştuğu şeylerde doğru konulara değindiğinde bile konuşmasını yanlış kelimelerle harmanladığı için baltayı her seferinde taşa vuruyor.

Aslında siyaset bu değil, karalama, çamur atma, ayrıştırma, kişilik özelliklerinden vurma, ötekileştirme, yersiz sataşma yerine dile dokunur eleştiriler getirilmeli. Yoksa kıskançlık ve histeri krizine girmiş gibi söylemlerde bulunmak, üstelik bu söylemlerin arkasında durmak siyasi etik ile bağdaşmıyor.

Metin Yavuz'un çirkin sözlü sataşmasından sonra ülkenin dört bir yanından gelen destek mesajları kendisinin baltayı taşa gerçekten vurduğunu gösteriyor. Hani derler ya, "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" tam da öyle bir durum oluştu.

Elbette Özlem Çerçioğlu’nu kimse sevmek zorunda değil, kendisi sevseniz de sevmeseniz de bir kadın ve anne olarak Aydın siyasetine damga vuran bir kişiliktir, sadece bu nedenle saygı göstermelisiniz. Çerçioğlu siyasete girdiği 2002 milletvekili seçimlerinden itibaren yıldızını sürekli parlatan, başarılarına başarı, rekorlarını rekorlar katan birisidir. Bir kadın olarak elde ettiği başarı bırakın Aydın ilini, ne Türkiye’de, ne de Dünya'da eşsizdir. Üst üste iki dönem milletvekilliği, ikisi büyükşehir belediyesi olmak üzere üç dönem belediye başkanlığı seçiminden zaferle çıkmıştır. Aydın gündemini her zaman kendisi belirlemiş diğer siyasi rakipleri bu gündeme göre konumlanmıştır.

Aynı tarihten bu yana iktidarda olan AKP’nin Aydın'da böyle bir başarıyı yakalayamaması, hatta bunu asla başaramayacak olması Metin Yavuz gibi vekillerimizin saldırgan tavır takınmasına neden oluyor olabilir. Hele hele erkeğin baskın olduğu bir kültürden gelmesi onun bu tür söylemlerine zemin hazırlıyor olabilir.

Elbette Özlem Çerçioğlu’nun eleştirilecek söylemleri ve icraatları olabilir. Ama durduk yerde haksız eleştirilerde bulunmak toplumda hoş karşılanmıyor, beklenen etki tam tersi duruma dönüşüyor.

Pandemi sürecini göz önüne alırsak Aydın Büyükşehir Belediyesi cerrahi maske dağıtmaya başlayan ilk belediyelerden, dezenfeksiyon çalışmalarına ilk başlayan belediyelerden, insanları uyaran ve bilgilendiren ilk belediyelerden, yani Özlem Çerçioğlu halkının yanında olmasını içinde bulunduğumuz süreçte çok iyi bilmiştir. Ayrıca kendisi Kocaeli, Çorum belediyeleri gibi borçlanarak tribünlere oynamıyor. Bütçesine göre yatırım ve sosyal işlere yöneliyor. Mesela çiftçinin ürünü elinde kaldıysa alıp ihtiyacı olanlara dağıtıyor. Onlara her türlü desteği veriyor, yerli tohumları destekliyor. Halkta karşılığı var ve halk onu seviyor, tıpkı AYBA hizmetlerini sevdiği gibi.

Çok söze gerek yok, Metin Yavuz hata yapmıştır, söylemlerini ve politikasını düzeltmelidir. Elbette sert muhalefet yapacaktır, ama bunun yolu kişilerin kadınlığına, analığına söz etmekle olmamalıdır. Eleştirilmesi gereken ASKİ ise ASKİ'yi, yapılmayan projeler ise bu projeleri eleştirmek gerekir. Bu onu alçaltmaz, aksine yükseltir.

Kısadan hisse:

İncil’den bir alıntı (Matta 15-22):

15: Bunun üzerine Ferisiler çıkıp gittiler. İsa'yı, kendi söyleyeceği sözlerle tuzağa düşürmek amacıyla bir düzen kurdular.

16: Hirodes yanlılarıyla birlikte gönderdikleri kendi öğrencileri İsa'ya gelip, «Öğretmenimiz» dediler, «senin dürüst biri olduğunu, Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini, kimseyi kayırmadığını biliyoruz. Çünkü insanlar arasında ayrım yapmazsın.

17: Peki ne dersin, söyle bize, Sezar'a vergi vermek Kutsal Yasa'ya uygun mu, değil mi?

18: İsa onların kötü niyetlerini bildiğinden, «Ey ikiyüzlüler!» dedi. «Beni neden sınıyorsunuz?

19: Vergi ödemekte kullandığınız parayı gösterin bana!» O'na bir dinar getirdiler.

20: İsa onlara, «Bu resim, bu yazı kimin?» diye sordu.

21: «Sezar'ın» dediler.

O zaman İsa onlara, «Öyleyse Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını da Tanrı'ya verin» dedi.

22: Bu sözleri duyunca şaştılar, İsa'yı bırakıp gittiler.

Yani Sezar' ın hakkını Sezar'a vermek gerekir.

"İnsan zekanın karşısında saygıyla eğilir, ama iyi davranış ve şefkatin önünde diz çöker." (Dale Carnegie)