Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, ünlü yazar André Gide'nin güzel bir cümlesi var.

''Gençken yaşlı gördüğüm kişilerin yaşına geldiğimde, bunu bir türlü kabullenmek istemezdim.

Lisedeyken Türkçe öğretmenimizin ''16 yıllık meslek hayatımda'' diye başlayan ilk günkü konuşması hala hafızamdadır.

16 yıl öğretmenlik yaptığını söyleyen Ahmet Hocamın o kadar yılı nasıl geçirebildiğine akıl erdirememiştim.

Oysa bugün, Ahmet Hoca’nın o günkü yaşının onlarca yaş daha ilerisindeyim.

Yaşlılığın bebeklik, çocukluk ve gençlik gibi hayatın bir evresi olduğunu zorda olsa kabullenmeye çalışanlardanım.

NE ZAMAN Kİ;

Korona virüs illeti dünyaya musallat oldu,

65 yaş üstü olan bizler evlerimize hapsolduk.

Sokaklar, caddeler, parklar ve bahçeler boşaldı.

Cenazeler 3-5 kişiyle kalkmaya başladı…

Camiler cemaatsiz okullar öğrencisiz kaldı,

Çocuklarımızı, torunlarımızı sevemez olduk,

Düne kadar gelsinler diye can attıklarımıza kapılarımızı kapattık.

Ayrı ayrı odalarda yattık.

Ayrı ayrı masalarda yemek yemeye başladık.

Kucaklaşamadık ... tokalaşamadık,

ANLADIK Kİ;

Yaş Kemale ermiş.

Dünyada baki değilmişiz,

Her nefs ölümü tadacakmış,

Mal, mülk, makam bir anlam ifade etmiyormuş.

SEVİNÇLİYİZ;

Devletimiz çok kararlı bir biçimde bu illetle savaşıyor ve bizlere sahip çıkıyor.

Korona virüs, hangi ırktan, hangi dinden olduğuna bakmaksızın, zengin- fakir ayrımı yapmaksızın tüm dünyayı aynı hizaya getirdi ve aynı kaderde birleştirdi.

Sağlığın, kardeşliğin, birlik ve beraberliğin önemini kavradık.

Ölümü hatırladık.

Paradan puldan daha önemli değerlerimizin olduğunu fark ettik..

**

Ülke olarak bu badireyi er ya da geç atlatacağız. Birbirimizi kırmadan, kurallara uyarak bir süre daha dişimizi sıkalım.

''Tasalanma ALLAH bizimledir''

Güzel günlere ulaşmamız dileğiyle.

Evde kalın,

Sağlıklı kalın.