Kıbrıs adasında Türk kimliğinin verdiği kurtuluştan kuruluşa her mücadelenin içinde Rauf Denktaş vardır.

Osman Barış Yorgancı lise öğrenimini memleketi Aydın’da tamamladıktan sonra yükseköğrenimine Kıbrıs-Girne Amerikan Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde devam etmiş.

Bu arada Eskişehir Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirmiş.2017 yılında  Uluslar arası İlişkiler AlanındaKıbrıs Sorunu ve Müzakere Sürecinde Kıbrıs Rum Ortadoks Kilisesi’nin Rolüadlı tez çalışmasıyla yüksek lisans mezunu olmuş.

Barış Yoragancı Uluslar arası İlişkiler ve diploması konularıyla ilgili detaylı araştırmalarına ve bu çalışmalarını rapor haline getirmeye devam etmektedir.

Araştırma konuları arasında Türk dış politikası, Milli güvenlik siyaseti, Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Ege, Adalar ve Batı Trakya vardır.

Yazar 2016’da başladığı araştırma ve analizlerini Milliyet Gazetesi Kıbrıs Ekinde yazdığı makalelerle kamuoyuyla paylaştı.

Birinci kitabı Kıbrıs-Müzakere ve Doğu Akdeniz ve ikinci kitabı ise Milli Güvenlik Bakışıyla Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Adalar, Batı Trakya bu gazete makalelerinden oluşuyor.

Ancak birer araştırma ve analiz ürünü olan bu makaleler, günümüzde de bilimsel niteliğinden dolayı güncelliğini korumaktadır.

Bunu her iki kitaba birer sunuş yazısı kaleme alan KKTC Dış İşleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da:“Konunun meraklılarının, mutlaka el atıp faydalanacağı bu çalışma Kıbrıs konusundaki güncel gelişmeleri de hakkaniyetli ve objektif bakış açısıyla değerlendiriyor,”sözleriyle teyit ediyor.

Barış Yorgancı’nın Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusundaki ehliyet ve liyakatini her iki esere yazdığı sunuş yazısında Büyükelçi Dr.Umut ArıkKıbrıs’ta tanımaktan onur duyduğum Barış Yorgancı yeni yapıtıyla üstün değerini bir daha kanıtlıyor.

Eser Türkiye coğrafyasında bulunan bir gücün her zaman çevresinin ve dünyanın tehdidi altında olduğunu çok başarılı bir şekilde anlatıyor,” sözleriyle anlatıyor.

Bir diğer sunuş yazan Maltepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof.Dr. Hasan Ünal ise yazarın Kıbrıs ve Doğu Akdeniz konusundaki yetkinliğini “Barış Yorgancı yıllarını Kıbrıs davasına adamış birisi,” diyerek belirtiyor.

 Barış Yorgancı KKTC’ye Anadolu’dan  su götürmekle Türkiye’nin hem Kıbrıs’ta hem çevresinde hem de dünyada hakkında benzer bir örneği bulunmadığı için sürdürülen olumsuz algıyı yıktığını belirtiyor.(Kıbrıs-Müzakere ve Doğu Akdeniz .s.28-29)

Yazarın diğer bir tespiti de Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin açtığı hidrokarbon ihaleleri ve bunun gerek Türkiye’ye gerek KKTC’ye ilerleyen süreçte yansımalarının yol açacağı yeni durumların göz önüne alınarak iyi okunması gerektiği uyarısıdır.(a.g.e.s.45-48)

Nitekim Barış Yorgancı’nın o tarihlerde dikkat çektiği hidrokarbon sahaları ile ilgili münhasır ekonomik bölgeler konusu 2019’da İsrail, Mısır, KKRY ve Yunanistan arasında yapılan anlaşmalar ile bölge ülkelerinin gündemine oturmuştur.

Türkiye de beliren bu yeni durum karşısında Libya’daki geçici hükümet ile bir anlaşma imzaladığını ilan edince ABD ve Rusya da içinde bütün şer güçleri karşısında bulmuştu.

Barış Yorgancı ayrıca iki toplumlu federe devlet görüşmelerinin üst akıl olan devletin yönlendirmesi sonucu  Rumların KKTC’ye azınlık muamelesi yapmasından ve Türk askerinin  önkoşul olarak Ada’dan çekilmesi tezi nedeniyle sonuçsuz kalacağını söylüyor.(a.g.e.s.102-106)

Kitabında İngiltere eski Dış İşleri Bakanı Jack Straw’ın yazdığı makalede belirttiği Annan Planında öngörülen birleşik bir Kıbrıs mümkün değildir.

 Çünkü “evet” dediği halde GKRY yönetiminin buna razı olmayarak KKTC’yi tecrit ettiğini, buna rağmen Rum kesiminin AB’ye alındığını belirterek geriye tek seçenek  kalıyor ki, o da KKTC’nin bağımsızlığının tanınmasıdır, sözüne atıf yaparak artık KKTC’nin   tanınması yönünde çaba gösterilmesi gerektiğini belirtiyor.(a.g.e.s.302-304)

Yazar Barış Yorgancı hidrokarbon kaynakları için Birleşik Kıbrıs sonrası zenginliğimiz diyen eski Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bu sözleri Doğu Akdeniz’de KKTC ve Türkiye karşıtı gibi algılanmıştır, demektedir. .(a.g.e.s.378-380)

Ayrıca Doğu Akdeniz gazının İsrail’den başlayarak Avrupa’ya taşınmasında KKTC’yi ve Türkiye’yi devre dışı bırakabilmek için Yunanistan ve GKRY’nin ne tür oyunlar içinde olduğunu yazar ustalıkla anlatmaktadır.(a.g.e s.726-28)

Ancak unutulmamalıdır ki, Türkiye ve KKTC Doğu Akdeniz politikasının iki güçlü aktörüdür.

Zira Türkiye kıyılarının uzunluğu  KKTC’nin deniz yetki alanlarıyla birleştiğinde Akdeniz’in kıyıdaş ülkeleri arasından en önemli konum Türk hakimiyetinindir.(Milli Güvenlik Bakışıyla Kıbrıs Doğu Akdeniz, Ege ve Adalar, Batı Trakya s.31-34)

Diğer yandan Yunanistan’ın gerek adaların silahlandırılması gerek Doğu Akdeniz deniz yetki alanları paylaşımında takındığı uzlaşmaz tavrının gerisinde ABD ve AB vardır.

Çünkü ABD Dedeağaç üssüyle Avrupa Birliği üyesi Yunanistan’ı bir ileri karakolu haline getirmiştir, demektedir.(a.g.e.s.75-77)

Yazara göre Türkiye’de Kıbrıs dendiğinde ilk akla gelen kurucu Cumhurbaşkanı  Rauf Denktaş’dır.

Çünkü Kıbrıs adasında Türk kimliğinin verdiği kurtuluştan kuruluşa her mücadelenin içinde Rauf Denktaş vardır.

Velhasıl Rauf Denktaş Kıbrıs Türkü için olmazsa olmaz tarihi kişilik ve devlet adamıdır.(a.g.e.s.155-157)

Sonuç olarak her iki eser de meraklılarının ara vermeden okuyacakları oldukça faydalı bilgiler içermektedir. Osman Barış Yorgancı’yı tebrik eder, okurlarının bol olmasını dileriz.