İYİ Parti’de öngörüsüzlük o derece ki, yargı denetiminde yapılmayan her seçimde kaybedenler hile, yapıldı, para dağıtıldı gibi iddialarla itiraz ederler ve uzun vadede bu kan davasına dönüşür, gerçeğinden bile habersizler.

Kurulurken engel üstüne engelle karşılaşan İYİ Parti’nin siyaset sahnesinde yerini alması (25 Ekim 2017) partisiz kalan merkez sağ seçmende ümitleri yeşertmişti.

Ne de olsa Meral Akşener, Necmettin Erbakan’ın başkanlığında kurulan Refah Yol Hükümeti’nde 1996-97 yılları arasında İç İşleri Bakanlığı yapmıştı.

Türkiye ve Aydın sağı kendisini o devirde antidemokratik 28 Şubat Darbesi’nde askerlere karşı dik duruşuyla tanımış ve takdir etmişti.

O nedenle kuruluş aşamasında emekli mülkiyeliler, emekli öğretmenler, avukatlar, esnaftan insanlar kısaca sağcılar ve ılımlı solcular geniş bir kitle İYİ Parti’ye girdiler.

İlk hayal kırıklığı:

2018 seçimlerinde yaşandı. Milletvekilliği listesinin ilk iki sırasına Aydınlı ama Aydın’ın siyaset sosyolojisine yabancı iki aday yerleştirilince çoğunluk: “Dağ fare doğurdu,”dedi.

Yaşatılan bu hayal kırıklığı değişik desen ve renkteki insanların kendilerini geriye çekmesine yol açtı ve partide tek renk, çoğu partisiyle kavgalı, MHP’liler dönemi başladı.

Üçüncü yol hayalinin darbe aldığı aday tespitindeki bu özensizlik Meral Akşener ve ekibinin ilk ciddi sınavıydı ve Aydın’da bir milletvekiliyle yetinmesi kimseyi memnun etmedi.

Nitekim 2018 seçim sonuçlarını değerlendirmek için Afyon/Sandılklı’daki toplantıda eleştirilerden bunalan Meral Akşener, toplantıyı terk etti ve genel başkanlıktan istifa ettiğini, kongrede aday da olmayacağını açıkladı.

Partisinin başına dönmesi için ilk çağrı kimden geldi dersiniz… Görünüşte kanlı bıçaklı oldukları MHP lideri Devlet Bahçeli’den

Devlet Bahçeli dönemin İYİ Parti Teşkilat Başkanı Koray Aydın üzerinden yaptığı çağrıda: “(İYİ Partililer) Hanımefendinin arkasında durmalılar,” dedi.

İyi de… İYİ Parti’yi kurdurmamak için her yolu deneyen, kurulduktan sonra seçimlere sokmamak için mahkemeden mahkemeye koşan MHP’liler değil miydi?

E… O zaman bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… Hala daha anlaşılamadı.

Sonrası bizde görülmesi alışıldık olduğumuz duygusal sahneler… Kararından caydırmak için İstanbul’da Meral Hanım’ın evinin önünde tutulan nöbetler ve evet ile biten mutlu son…

İkinci hayal kırıklığı:

2018’de Meral Akşener muhtemelen Abdullah Gül’ün Millet İttifakı’nın müşterek CB adayı olmasına mani olmak için CB adayı oldu ama beklendiği gibi seçilemedi ve kazanan Cumhur İttifakı adayı Recep Tayyip Erdoğan oldu.

Bir yıl sonra İYİ Parti’nin yine ittifak paydaşı olarak girdiği 2019 yerel seçimlerde de aynı şekilde Aydın’da beklenen varlığı gösteremedi.

Nazilli ve İncirliova iki belediye başkanlığı…56 belediye meclis üyeliği… Yereldeki İYİ Parti yöneticiler her mikrofonu eline aldıklarında bunun bir başarı olduğundan dem vurdular.

Ortaklıktan dolayı ilk başlarda sıkı, fıkı oldukları büyükşehrin başarısını gönüllerini serinletmek için CHP’lileri de geçerek anlata, anlata bitiremediler.

Göz açıp yumuncaya kadar beş yıl geride kaldı ve 2023 seçimleri geldi, dayandı. Öncesinde AK Parti Genel Başkanı da olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sandıkta yenmek için bir 6’lı masa kuruldu.

2018’de Cumhurbaşkanı olacağım diyen Meral Akşener bu seçimde hedef küçülttü ve “Başbakan ben olacağım,” dedi.

İlk başlarda İstanbul BŞB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara BŞB Başkanı Mansur Yavaş’ın CB adayı olacakları konuşuluyordu. Meral Akşener’in gönlünün ikisinden birinden yana olduğu yazıldı, çizildi, koşuldu.

Neredeyse her ay yapılan toplantılarda, seçimlere bir yıl kala artık kimin CB adayı olacağına karar vermişlerdir ama adı yıpratılmasın gerekçesiyle açıklanmıyordur, zannedildi.

Meğer öyle değilmiş…”Ben Kemal geliyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu kendi kendine gelin güvey oluyormuş… Bu gerçek masa devrilince ortaya çıktı.

Üçüncü hayal kırıklığı:

Meral Akşener bekledi, bekledi seçimlere az bir süre kala Kılıçdaroğlu’nun adaylık ısrarına itiraz ederek kumar masası gibi ağır ifadeler kullanarak suçladığı masayı devirdi.

 Meral Akşener’in bu hareketini sıcağı, sıcağına değerlendirenler bu saatten sonra bu hareketin rakip CB adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın değirmenine su taşımaktır, yorumunu yaptılar.

Kısa süre sonra Akşener masaya döndü…”Kılıçdaroğlu’nun kazanması için var gücüyle çalışacağım” sözleriyle ortamı rahatlatmaya çalıştı.

 Ama neye yarar, bade harabu’l Basra… Basra yakılıp yıkıldıktan sonra gösterilecek çaba neye yarar.

Bir kere kendilerine inanan seçmenin moralleri alt üst olmuştu…2023 seçim sathı mailine İYİ Parti bu havada girmişti.

Dördüncü hayal kırıklığı:

İYİ Parti’de öngörüsüzlük o derece ki, yargı denetiminde yapılmayan her seçimde kaybedenler hile, yapıldı, para dağıtıldı gibi iddialarla sonuca itiraz ederler ve uzun vadede bu kan davasına dönüşür, gerçeğinden bile habersizler.

Yapılan temayül yoklaması sonucu görmezden gelindi ve birinci sıraya tepeden inme Aydın seçmeninin yabancısı bir aday yerleştirildi.

Hâlbuki kontenjan adayına reel politikte Aydın seçmenin rağbet etmediği 2018’de görülmüştü. Aynı şey bir daha deneniyordu.

Bu olayla İYİ Parti’de ortak aklın olmadığı bir kez daha görüldü.

Yoksa Einstein o ünlü sözü, Her keresinde aynı şeyleri yaptıktan sonra farklı sonuç bekleyenlere “ne dendiği” herkesin malumudur.

Beşinci hayal kırıklığı:

Bir önceki seçime göre oy kaybeden Meral Akşener 14 Mayıs seçimleri sonrası dağılan Millet İttifakı’na hem de rest çekerek ayrıldı.

Ve vakit geçirmeden hodri meydan, diyerek diğer partilere ve eski ortaklarına meydan okudu ve kimsenin bir anlam veremediği hepsine birden her fırsatta kılıç sallamaya başlamasıydı.

Ancak anladık, iktidara icraatlarından dolayı sesini yükseltmesi teamüldendir ama muhalefete çatmak neyin, nesiydi?

Bütün bu yaşananlar karşısında toplumsal algı İYİ Parti’nin Cumhur İttifakı’nın değirmenine su taşıdığı yönde oluştu.

Zira bilindiği üzere toplumsal algı ne olduğunuzla değil nasıl göründüğünüzle, nasıl izlenim bıraktığınızla oluşur.

Altıncı hayal kırıklığı:

İYİ Parti seçim önü atanan yeni yönetimle dere geçerken, at değiştirdi.

İl başkanı Recep Taner Efeler adaylığı için görevinden ayrılınca yönetim kurulu tüzük gereği kendi aralarından bir il başkanı seçmişti.

Ahmet Ertürk milletvekiliyle işbirliği yaparak seçilen il başkanı yerine kendini atattırdı.

Aslında yapılan operasyon Recep Taner yerine Efeler’e CHP ile yollarını ayıran Fatih Atay’ı aday yapmaya yönelikti.

Amaç Fatih Atay’la güç kazanmaktı ama tam tersi oldu. Beklenmedik düzeyde tepki aldı. Üye bulunamadığından, 45 gün sonra yönetim kurulu oluşturulabildi. İlçelere zor aday bulundu, mesela 14 Şubat itibariyle Çine’de henüz aday bulunamamıştı.

Yedinci hayal kırıklığı:

İYİ Parti’de Büyükşehre kendi partisinden iki aday adayı var onlara rağmen BŞB adaylığında CHP’li Kuşadası eski belediye başkanı Özer Kayalı’nın adı geçiyor.

Halbuki bu adaylar İYİ Parti’den güç almıyorlar, partiye güç veriyorlar,siyasi nezaket bunu böyle kabul etmektir.

Demek ki, bazıları ya bunu bilmiyor ya da gözlerini hırs bürümüş, onların gözünde adaylar partinin yükünü çekerken kahraman, adaylığa gelince buruşturup atılacak birer nesne… Yapılan ne samimiyetsizlik, ne yaman bir paradoks?

Sahi, İYİ Parti nereye koşuyor?