Türk Dil Kurumu sözlüğünde hezeyan; abuk sabuk konuşma, saçma sapan sözler etme, saçmalama olarak tarif edilmiştir.

Hezeyan (sanrı), diğer insanların inanıp inanmasına bakılmaksızın sürdürülen, tersine doğru olduğuna dair açık ve tartışmasız kanıtlar olmasına karşın değiştirilemeyen yanlış inançlardır. Büyüklük, dinsel görev sahibi gibi davranma, kötülük görme, ima çıkarma, kıskançlık gibi farklı temalarda olan türleri vardır. Genel ismi “psikotik bozukluk” olan bir grup ruhsal hastalıkta (Şizofreni, paranoid bozukluk, psikotik özellikli duygu durum bozukluğu gibi) görülürler.[1]

Çok sayıda hezeyan türleri vardır, bunlardan biriside “Garndiyöz tip” hezeyandır. Megalomani olarak da adlandırılır. İnsanların çoğunda olmayan bir takım özelliklere sahip olduğu ama anlaşılamadığı hezeyanı yaşamaktadır.[2]

Türk Dil Kurumu sözlüğünde haset; çekememezlik, kıskançlık olarak tarif edilmiştir.

Haset kelimesinin gerek fiil gerekse isim olarak bütün türevlerinde, nimet sahiplerini çekememe, onların elindeki nimet ve imkânların bir şekilde yok olmasını isteme veya o nimetlerin onların elinden çıkıp haset edenin eline geçmesini arzu etme duygularını ifade eden manalar yatmaktadır. Bütün bunlar, haset duygusunun ne denli tehlikeli olduğunu ortaya koymaya yeterlidir.[3]

Haset, bir kimsenin hayırlı bir işi veya evi, malı, mülkü, ilmi, sağlığı, makamı o kimseden bunların gitmesini, onda olmayıp, kendinde olmasını istemektir. Başkasının, kendinden üstün olan her şeyini kıskanana, yani ondaki üstünlüğün, yalnız kendinde olmasını isteyene, kıskanç denir. Kıskanç kişiler karşısındakinin başarısını çekemez, her şeyin onun olmasını, olamıyorsa kimsede de olmamasını ister.

Hazımsızlık en çok siyasette görülür. Siyaset yenilgileri şiddetli hazımsızlığa dönüşür. Bu hazımsızlığın asla tedavisi yoktur. Bu hazımsızlığa yakalanan yaptığı doğru bildiği yanlışlarla kendini bitirir, toplumdaki itibarını kendi elleriyle yok eder. Aslında o bunun farkına da varamaz. Tıpkı yavaş ısıtılan sudaki kurbağa örneğinde olduğu gibi fark etmeden haşlanır gider.

İnsan midesi, yediği yemeği hazmedemediği zaman maden suyu içer veya gerekli ilacı alır ve geçer. Az önce söylediğim gibi siyasi hazımsızlığın çaresi yoktur. Modern Tıbbın çare bulması gereken en öncelikli konulardan biri bu, siyasi hazımsızlık olmalıdır. Siyasi hazımsızlığın belirtileri, yüzde kızarma, aşırı terleme, agresifleşme, ağzından çıkanı kulağın duymaması, suçlarını itiraf etme, rakibini tebrik etmeme, kendini hala kaf dağının zirvesinde görme şeklinde ortaya çıkabilir.

Adı ister kıskançlık olsun, ister hezeyan olsun, ister haset olsun, isterse hazımsızlık olsun kişileri kendi kendine yok etmektedir. Keşke herkes rakibini veya karşısındakini takdir edebilse, keşke birbirimizin insan olduğunu unutmasak, keşke birbirimize saygı göstermesini bilebilsek.

“Bütün kötü tutkuların en kirlisi kıskançlıktır.” (A. Strindberg)

 

[1] https://www.ozanpazvantoglu.com/sanri-hezeyan-nedir

[2] Prof. Dr. B. Mert Savrun, Hezeyanlı bozukluk, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Türkiye’de Sık Karşılaşılan Psikiyatrik Hastalıklar, Sempozyum dizisi no:62 İstanbul, 2008, S:111-116 .

[3] Mehmet Emin Yurt, Kur’an’da Haset Kavramı, Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, Diyarbakır, Ağustos 2018, Cilt:10, Sayı:3, S:851

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!