Gönül isterdi ki, Türkiye’nin en batısında yer alması ve adından dolayı Aydın trafikte yayalara üstünlükte öncülük eden kentlerin başında gelmeliydi. Bu konuda gecikmesi Aydın’ın bir eksikliğidir.
“Bizler küçük gerçeklerden kaçarak büyük hayallere sığınan bir milletiz,”sözü Cemil Meriç’e aittir. Aslında küçük meseleler zamanında halledilmediğinde daha da büyür ve kaosa dönüşür.
Tıpkı yayalara öncelikli olarak geçiş hakkı tanıyan yasanın Aydın’da görmezden gelinmesi gibi. Uygulamanın gecikmesi Aydın’ı gün geçtikçe bir Orta Doğu, bir üçüncü dünya kenti görüntüsüne büründürüyor.
Oysa Aydın dışında çoğu kent konuyu çözmüştür.
Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’e bir akraba ziyareti yapan bir dostumun yolculuk sırasında uğradığı Afyonkarahisar ve Kütahya’da ilk dikkatini çeken araçların şehiriçinde hız limitini aşmamaları ve yaya geçiş üstünlüğü kuralına uymaları olmuş.
Yine Aydın’da oturan başka bir emekli dostum da doğum yeri Amasya’yı ziyaret sonrasında araçların yayaların önceliği kuralına uyduğunu hayranlıkla anlatmıştı.
Aydın dışına çıkma imkan ve alışkanlığı olmayanlardan da mutlaka başka kentleri ziyaret edenlerden yayaların geçiş hakkıyla ilgili benzer gözlemlerini dinleyenler olmuştur.
Gönül isterdi ki, Türkiye’nin en batısında yer alması ve adından dolayı Aydın trafikte yayalara üstünlükte öncülük eden kentlerin başında gelmeliydi. Bu konuda gecikmesi Aydın’ın bir eksikliğidir.
Aydın gerek adıyla gerek kültürel mirasıyla insana değer vermeyen bencillerin trafikte kural tanımazlıklarıyla üçüncü dünya ülkelerinden bir kent görüntüsünü kesinlikle hak etmiyor.
Direksiyon başına geçenin havasından yanına varılmaması, uygun görmediği bir hareket sonucunda klakson çalması, eliyle, diliyle ona, buna ayar vermesi, bütün bunlar bindiği arabaya, cebindeki paraya güvenen görgüsüzlerin eseri olsa da çoğu da yaşanan keşmekeşliğin ve kural tanımazlığın bir sonucu olmalı
Oysa medeni bir toplum olma iddiası taşıyorsanız ilk yapacağınız insana değer vermektir. Medeni insanın da birinci görevi konulan kurallara uymanın yanında o normu, kalıcı hale getirmek yani bir kültür değerine dönüştürmektir.
Hal böyleyken medeni ülkelerde yaygın bir uygulama olan yayalara geçiş hakkı tanınmasında yasa değişikliği yapılmasının üzerinden beş yılı aşkın bir süre geçtiği halde araçlar tarafından yayaların geçiş üstünlüğü hakları, görmezden gelinerek, sürekli ihlal edilmektedir.
Hâlbuki yasa metni gayet açıktır:
“Sürücüler görevli bir kişi veya ışıklı bir trafik işareti bulunmayan ancak trafik işareti ve levhalarıyla belirlenmiş kavşak giriş ve çıkışlarıyla yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken yavaşlamak, varsa buralardan geçen veya geçmek üzere bulunan yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.” (2918 s.KTK mad.74-Değişik 18.10.2018)
Yeni maddeye göre sürücüler:1-Görevli bir kişi veya ışıklı levha bulunmayan,2-Trafik işareti veya levhalarıyla belirlenmiş,3-Kavşak giriş ve çıkışlarına,4-Yaya veya okul geçitlerine yaklaşırken,5-Yavaşlamak,6-Varsa buralardan geçen veya geçmek üzere olan,7-Yayalara durarak ilk geçiş hakkını vermek zorundadırlar.
Ama ne var ki, yasadan beklenen sonuç Aydın’da alınabilmiş değildir. Bu da demek oluyor ki, bir şeyleri düzeltmek için yasa tek başına yeterli olmayabiliyor, ardından o normu kültüre de dönüştürmek gerekiyor. O da bazen kurumlar arası koordinasyonu gerekli kılıyor.
1- Söz konusu trafik güvenliği ve yayalar ise BŞB sorumluluğundaki şehiriçi yollara gerekli işaretlemeleri yapacak, levhaları yerleştirecek.
2-:Emniyet ve kolluk kuvvetleri yapacakları denetimle konulan kurallara araçların ve yayaların uyup uymadıklarını kontrol edecek, kural ihlali yapanlara gerekli cezaları verecek.
3-: Valilik de amacın beklentiler doğrultusunda gerçekleşmesi için kurumlar arası koordinasyonu sağlayacak.
Yayalara üstünlük tanıyan yasanın da Aydın’da bir alışkanlığa, bir kültürel değere dönüşmesi için ilk başlarda:
BİR: BŞB gerekli işaretlemeleri yapsaydı levhaları dikseydi ve ışıklı sinyalizasyonları gerekli yerlere koysaydı,
İKİ: Emniyet ve Jandarma, işi sıkı tutsaydı ve kural ihlali yapan sürücülere trafik cezası kesseydi,
ÜÇ: Valilikte kurumların arkasında durarak gerekli koordinasyonu sağlasaydı sanıyorum Aydın yasaya uyma konusunda- kasaba görüntüsünden kurtulur-diğer illerden farksız olurdu.
Kaldı ki, yasanın yürürlüğe girdikten sonraki 2019 yılını İç İşleri Bakanlığı bütün illere gönderdiği genelge ile “ Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın” sloganıyla “Yaya öncelikli Trafik yılı” ilan etti ve ülke genelinde farkındalık faaliyetleri yapılması için yıl boyu devam edecek bir kampanya yapılmasını kararlaştırdı.
Bu kampanya kapsamında Valilik ve kaymakamlıkların, il/ilçe emniyet müdürlükleri ile Jandarmanın ne tür faaliyetlerde bulunacakları genelgede açık şekilde belirtilmiştir.
Diğer illerin valilikleri kurumlar arasında sağladıkları koordinasyonla “Öncelik Hayatın, Öncelik Yayanın” sloganını hayata geçirmekle yetinmediklerini örneklerden de anlaşılacağı üzere bir kültüre dönüştürdüklerini, Aydın’da ise o konuda da kayda değer bir ilerleme olmadığını görüyoruz.
Gerçek şu ki, şehir içinde gerek özel gerekse toplu taşıma araçları ne hız sınırına riayet ediyor ne de yasada belirtildiği gibi yaya geçitlerinde durarak yayalara geçiş hakkı tanıyorlar.
O nedenle en fazla şehir içi trafik kazaları kavşaklarda ve karşıdan karşıya geçişlerde yaya geçitlerinde oluyor. Bu da İç İşleri Bakanlığı genelgesinde belirtilen yayaların geçiş hakkı konusundaki çabaların slogan aşamasında kaldığının Aydın’da kültürel bir değere dönüştürülemediğinin bir kanıtıdır.
Ayrıca Karayolları ve Trafik Yönetmeliğinde yayaların hakları ve uyacakları kurallar belirtilmiştir. Yasa yayalara her şart ve ortamda geçiş hakkı tanımıyor. Örnek bir yaya kırmızı ışıkta geçme hakkına sahip değildir.
Işıklı levha bulunmayan bir yaya geçidinden kontrollü bir şekilde(önce sağa, sonra sola, tekrar sağa bakarak) varsa gelen bir araç, sürücüsüyle göz teması kurmak zorundalar.
Araçlar da yayalara yeşil ışık yandığında, kavşak giriş ve çıkışlarında, okul ve yaya geçitlerinde yayalar ayağını yola attıklarında yol vermek zorundadırlar. Bu kuralı ihlal edenlere trafik cezası kesilir ki,2023 yılı için bu ceza 1917 TL’dir.2024 yılı cezaları artış oranının yüzde 58,46 olduğunu da belirtmiş olalım.
Sonuç olarak Aydın’ın ne adına ne de kültürel mirasına yakışan bu çağ dışı keşmekeş trafik görüntüsünden kurtulmalıdır. Bunun gerçekleşmesinin yolu da emniyet trafik ekiplerinin yaya geçitlerinde yasayı ihlal edenlere-ibretlik olması için-trafik cezası vermesinden ve olayın takipçisi olmasından geçiyor.
Yeter ki, Vali Bey emretsin…