27 yaşındaki saldırgan Onur Gencer, ailesi HDP çalışanı olan Deniz Poyraz'ı vurarak öldürmüştü.

Gencer, Poyraz'ın kanlar içindeki bedeninin fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaşmış, 40 dakika sonra polise teslim olmuştu.

Savcılığa verdiği ifadede "daha fazla sayıda kişiyi öldürmeyi amaçladığını" itiraf eden Gencer, tek başına planladığı saldırıyı "PKK'ya beslediği kinden" dolayı bunu yaptığını söylemişti.

Karar duruşmasında salona alınmamaları üzerine Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Soykan ile birlikte diğer baro başkanları ve Poyraz ailesinin avukatları,  Aliağa Şakran Cezaevi önünde oturma eylemi yaptı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da salona alınmayan avukatlarla birlikte, oturma eylemine katıldı.

Duruşma öncesi DHA’ya konuşan Sağkan, “Avukatsız yargılama yapıyorlar. İçerisi bomboş. Sadece sanık avukatı var. Tek müşteki avukatı yok. Böyle bir yargılamayı kabul etmeyeceğiz. Yasal bütün yöntemleri kullanacağız” dedi.

Yetki belgesi kabul edilmeyince Poyraz’ın avukatları dahil hiçbir avukat duruşmaya girmedi.

Avukatlar, cezaevi önünde oturma eylemi yaparak mahkemenin avukatlara karşı aldığı bu kararı kınadı.

Ceza kararı, avukatlar salonda olmadan verildi.

Deniz Poyraz

KAYNAK,GETTY IMAGES

Poyraz ailesinin avukatı kararı nasıl yorumladı?

BBC Türkçe’ye konuşan Poyraz ailesinin avukat Türkan Aslan, Gencer’e verilen cezanin tatmin edici olmadığını söyledi.

Türkan Aslan, cinayetin siyasi ayağının olduğunu iddia etti.

Aslan işlenen suçun da bireysel değil örgütlü olduğunu öne sürdü.

İddianamede eksik gördükleri yerlerle ilgili mahkemeye kapsamlı bir dilekçe sunduklarını açıklayan Aslan, dilekçede İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında suç duyurusunda bulunulması talebinin de yer aldığını söyledi.

Verilen kararın, aynı zamanda dilekçe ve taleplerinin de kabul edilmediği anlamına geldiğini belirten Aslan, Soylu'nun HDP’ye yönelik saldırıları övdüğünü, bu yüzden Deniz Poyraz’ın hayatını kaybettiği saldırının azmettiricileri arasında olduğunu öne sürdü.  

Cinayetin "siyasi failleri ve azmettiricileri ile ilgili çalışmalarını" sürdüreceklerini belirten Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu konuda sanık hakkında savcılık takipsizlik kararı vermişti. Biz o kararı Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştük. Anayasa Mahkemesi de bu kararı ivedilikle önüne alıp bu işin hakikatinin ortaya çıkması için etkili bir soruşturma yapılması kararını çıkarması lazım.

“Bizden kaçırılıp biz olmadan verilen kararı kabul etmiyoruz, bu işi hukuksal olarak sonuna kadar götüreceğiz, o sanık sandalyesine bu olayın bütün failleri oturacak.”

Avukatlar

KAYNAK,DHA

Fotoğraf altı yazısı,

Yetki belgeli avukatların salona alınmaması üzerine, Aliağa Şakran Cezaevi yerleşkesi önünde oturma eylemi yapıldı.

Mermi izi

KAYNAK,DHA

Gencer ifadesinde neler anlatmıştı?

Sağlık Bakanlığı bünyesinde acil tıp teknisyeni memuru olan Gencer, olay günü HDP İzmir İl Başkanlığı'nın da yer aldığı binaya ticari bir taksiyle gitmiş, o sırada içeride yalnız olan Deniz Poyraz'ı başından ve bacaklarından vurarak yedi kurşunla öldürmüştü.

İddianamedeki ifadesine göre Gencer, HDP bürosunun olduğu binaya birçok defa keşif amaçlı gitti. Pandemi nedeniyle kapalı olan binaya giremeyince, parti bürosunun üst katındaki İngilizce kursuna kayıt yaptırdı.

Bu şekilde büro hakkında detaylı bilgiye sahip olan Gencer, kursa gittiği bazı günlerde, parti bürosunda günün belli saatlerinde en az dört kişinin olduğunu gözlemledi. Saldırıdan bir hafta önce ise Kemaraltı'ndan 3500 TL'ye bir silah aldı.

Nisan 2021'den itibaren "ücretsiz izne ayrıldığını" belirten Gencer, saldırı planlarını hayata sokmak için atış talimleri yapmak üzere birçok kez Kemalpaşa ilçesindeki bir poligona gitti.

Onur Gencer, "saldırıyı tek başına planladığını ve PKK'ya zarar vermek için düzenlediğini" öne sürdü.

Gencer'in sosyal medya hesaplarında, Suriye'de askeri kamuflaj giysileri ve uzun namlulu silahlarla çekilmiş fotoğrafları bulunuyor.

Gencer, ifadesinde Sağlık Bakanlığı tarafından görevlendirilmesi sonrası 7 Ocak-8 Şubat 2020 tarihleri arasında Suriye'de Menbiç kırsalında Türk askerleriyle birlikte görev yaptığını söylemişti.