Değerli Okuyucularım, cami yıkılması veya bir caminin ortadan kaldırılması sözü dahi tüylerimi diken diken ediyor.

Herhangi bir dini mabedin hangi gerekçe ile olursa olsun ortadan kaldırılması, yıkılması Allah inancı olan herkesi çileden çıkaracakken, Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin Aydın halkı için aldığı, şehrin içindeki yüzlerce dönümlük alana binlerce insanın geldiği, eğlendiği vakit geçirdiği yerde bulunan Aydın Tekstil Camiinin yıkılmasını isteyenlerin Sayın Özlem Çerçioğlu’na bu aklı verenleri şiddetle kınıyorum.

Konuyla ilgili, 40 yıllık fahri müezzini ile devletin görevlendirdiği ve 15 yıldır burada imamlık yapan imamla yaptığım röportajımı yazımın biraz sonraki satırlarına bırakarak devam edelim.

 

Tam da CHP’nin geçmişte “camileri ahır yapmıştır, yıkmıştır” ifadelerinin ayyuka çıktığı son dönemde, CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nun Aydın ziyaretinde programında açılışını yapacağı  Aydın Tekstil içindeki caminin kaldırılması, yıkılması doğru mu olur mu?

 

 

Aydın iline gelmişken CHP Aydın milletvekillerine, CHP il başkanına, CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı’na, isterseniz bu camide 40 yıllık fahri müezzinlik yapan kişiye, imama bir sorun lütfen.

 

Gerçi siz Aydın iline geldiğinizde basın toplantısı yapmazsınız. Sizi gazetecilerden kaçırırlar.

 

Ama lütfen sorun, Aydın ilindeki Gazeteci Ergün Poyraz’ın nasıl dövüldüğünü, 21/B ihalelerini sorun lütfen.

 

Sahi meclis kürsüsünde savunduğunuz gazeteci, Sayın Erdoğan aleyhinde kitap yazan Sn. Ergun Poyraz’ı ziyaret edip geçmiş olsun diyecek misiniz, onu dinleyecek misiniz?

 

Kuşadası’nda ihale alan kişiler için dilekçe veren Ergün Poyraz için “bu adam komplo yapmıştır” diyen il başkanınıza, belediye başkanlarınıza mı inanacaksınız?

 

50 yıllık gazeteci, CHP’li, hakiki solcu, vatansever, Atatürkçü, Cumhuriyet’te uzun yıllar çalışmış Sn. Atilla Dağıstanlı’nın Aydın CHP’den neden atıldığını soracak mısınız?

 

10 dakika konuşun ama konuşun Kemal Bey.

 

Aydın ilini bu yöneticiler köy yapmışlardır.

 

Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay’ın videosunu, 21/B ihalelerini, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel’in 780 bin ton mıcırını, kardeşinin şirketi 128 kat büyüyen Fatih Akkentli’yi bir sorun.

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

 

Mümkün olsa da sizinle 20 dakika baş başa görüşebilsek… İşte o zaman Aydın ilinde CHP’nin neden yüzde 24 aldığını anlardınız.

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Özlem Çerçioğlu’nun her temel atmada, her açılışta yanında bulunan hoca efendiye, “hadi hocam bir Kuran oku, duamızı yap” deyip Fatihalar okuttuğu, Bey Cami Meydanı’nda her daim lokma döktürdüğü, pilav hayrı yaptırdığı hepimizin tarafından bilinmektedir.

 

Kimse ona dinsiz diyemez, cami düşmanı diyemez.

 

Ama, Aydın Tekstil Camisi’nin yıkılmasına ve yerinin değiştirilmesine göz yumarsa Aydın halkı ve en başta ben karşı çıkarım.

 

Değerli okuyucularım,

CHP’de İnönü’lü yıllarda “Türkiye’de camileri yıktırdığı, ortadan kaldırıldığı” konusunda türlü şaibeler vardı bununla ilgili.

Araştırmacı Yazar Sn. Mehmet Şevket Eygi, 1966 yılında Yeni İstiklal gazetesinde vatandaşlara bir çağrıda bulunarak,

 

"CHP döneminde yıkılan, satılan, kiraya verilen, depo ve müze yapılan camiler hakkında resim, yazı ve bilgi’’ göndermelerini istemiştir.

 

Gelen yazı ve resimlerin bir kısmı Yeni İstiklal gazetesinde yayınlanmıştır.

 

Sn. Mehmet Şevket Eygi, bu konuyu 2003 yılında "Yakın Tarihimizde Câmi Kıyımı" adıyla kitaplaştırmıştır.

 

Kitabın başlığının altında ise,

"Kapatılan, satılan, yıkılan, kiraya verilen, depo yapılan, CHP ocağı, saz ve içki evi, spor kulübü lokali haline getirilen, müzeye dönüştürülen binlerce mâbedin hazin hikâyesi" şeklinde bir ibare vardır.

 

Yani, “CHP, Tek Parti döneminde camiler kapatıldı, depo ve hatta tuvalet yapıldı” iddiasını ileri sürenlerin “en büyük kanıtı”,  Mehmet Şevki Eygi’nin yazdıkları ve söyledikleridir.” Bu kitabı bulup okuyabilirsiniz.

 

Atatürk’ün ve Genç Cumhuriyet'in Camiye Verdiği Önem

Genç Cumhuriyet, asla “cami düşmanlığı” yapmamıştır. Tam tersine Atatürk döneminde Cumhuriyet hükümetleri; gerektiğinde cami inşa ettirmiş, camilerin bakım ve tamirini yaptırmış hatta kullanılmayan bazı kiliseleri camiye dönüştürmüştür.

Atatürk, sadece Türkiye’deki değil yurtdışındaki camilerle de ilgilenmiştir.

1919’da başlanıp 1926’da tamamlanan Paris Camii’ne yardım yapanlar arasında Atatürk de vardır.

Paris Camii’nde büyük emekleri olan Bencheikh El Hocine Abbas,

 

“Mustafa Kemal Atatürk’ün de Paris Camii’nde izleri bulunduğunu” ifade etmiştir.

Şeyh Hamza Ebubekir’in, Bencheikh El Hocine Abbas’a anlattıklarına göre:

 

Mustafa Kemal Atatürk, Abdülhamid’in ölümünden sonra 1938 yılına kadar her yıl Paris Camii’ne “bizim de çorbada tuzumuz bulunsun” diyerek bir miktar para göndermiştir.

 

Caminin şeref defterine göre de II. Abdülhamit ve Atatürk’ün caminin yapımına katkıları olmuştur.

 

Batı’da Paris Camii’ne yardım eden Atatürk,

 

Doğu’da ise Tokyo Camii’nin yapımına katkıda bulunmuştur.

1931 yılında Türkiye’ye gelip Atatürk’ü ziyaret eden Japon Elçisi Torijori Yamada, Atatürk ile yaptığı görüşmede Türklerin Tokyo Camii’nin yapımına katkıda bulunmasını istemiştir.

 

Yamada’nın bu isteğini geri çevirmeyen Atatürk,  Tokyo Camii’nin yapımına da katkıda bulunmuştur.

Atatürk Edirne Selimiye Camii'nde

1923’te Balıkesir Paşa Camii’nde Cuma namazı kılan ve hutbe veren Atatürk, özellikle Kurtuluş Savaşı yıllarında Cuma namazlarını, Anadolu’nun değişik şehirlerindeki (Havza, Amasya, Ankara, Balıkesir gibi) değişik camilerde kılmıştır.

Atatürk, cumhuriyetin ilanından sonra da yurt gezilerinde özellikle tarihi camileri ziyaret etmeye büyük özen göstermiştir.

Örneğin Atatürk, Edirne ziyaretinde Edirne Selimiye Camii’ne gitmiştir.
Atatürk Edirne'de Selimiye Camii ve Külliyesini gezerken. (25 Aralık 1930)*

 

Caminin giriş kapısının üstündeki kitabeyi inceleyen Atatürk, orada yazılı olan ayeti okumuş ve caminin imamı Fereli Ahmet Efendi’ye bu ayetin anlamını sormuştur.

Daha sonra da camiye girerek incelemelerde bulunmuş ve bazı açıklamalar yapmıştır. Atatürk, caminin içinde minberle avize arasında durmuş ve

Beyler, hiçbir dine bağlı olmayan kalp istirahatten mahrumdur” 

diye söze başladıktan sonra şunları söylemiştir:

Bakınız, ecdadımız İstanbul’un fethinden tam 125 sene sonra bu şaheser camiyi İstanbul’da değil de Edirne’de yapmış; böylece Edirne’ye mührünü basmış, tapulamıştır.

 

Dâhi, Mimar Sinan sanat ve din aşkıyla bu eseri bina etmiştir.

Daha sonra avizenin üzerinde yarım kubbede yer alan Arapça yazıyı okuyan Atatürk, müftüye dönerek,

Hocam, bu ayet Tövbe Suresi’nin 18. ayeti değil mi?” diye sormuş; müftü, “Evet Paşa Hazretleri” cevabını vermiştir.

Atatürk, tekrar müftüye dönerek,

 “Bana bu ayetin manasını söyleyebilir misiniz?” diye sormuştur. Müftü de, “Bildiğim kadarıyla bu ayette,

Tövbe süresinin 18. ayeti

 ‘Allah’ın, mescitlerini, camilerini yapan ve imar edenler Allah’a ve ahiret gününe iman edip, namazlarını kılan, zekâtlarını veren ve ancak Allah’tan korkanlardır. Onlar doğru yoldadır’ demektedir.”

 

*

 

Şimdi bu ayete göre Aydın Tekstil Camisi röportajımı size sunuyorum:

·        Ahmet Gözen

 Değerli Okuyucularım, bu röportajı yaptığım kişi 40 yıldır bu caminin fahri müezzinliğini yapmaktadır. İsmi Sn. Sn. Hasan Güngör, Karacasulu Yörüklerdendir. Aydın Tekstil Fabrikası’ndan emekli olmuş bir kişidir. Bu röportaj yapılırken yanımızda bu camide 15 yıldır görev yapan cami imamı da vardır.

- Hasan Bey, bu camiyi yıkmak mı istiyor Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı?

 

·        Hasan Güngör

Bu cami,1980 yılında buraya yapıldı, yapanlardan Allah razı olsun. Ben burada 1980’den beri namaz kılıyorum ve fahri müezzinlik yapıyorum.

   Ben şahsen belediye başkanı olsam burayı yıkmaktan çok burayı güzelleştiririm.

·        Ahmet Gözen

Hasan Bey, Belediye Başkanı’nın burayı yıkmak düşüncesi mi var?

 

·        Hasan Güngör

Evet, var. Burayı Sayın Özlem Çerçioğlu yıkmak istiyor. Özlem Çerçioğlu diyor ki; “ben burayı yıkmak istiyorum, buraya güvenlikçilerin yeri yapacağım” diyor.  Biz de kendisine “bu camiyi yenile, yıkma” diyoruz.

 

·        Ahmet Gözen

  Sayın Hocam, Özlem Hanım buraya geldi, size ne dedi?

( Bu imam yaklaşık 15 yıldır burada imamlık yapmaktadır ve Aydın Müftülüğü tarafından tayin edilmiştir )

 

·        Aydın Tekstil Camisi İmamı

 “Burayı yıkacağım” dedi.

 “Ben kendisine ne yapacaksın?” dedim. Sayın Özlem Çerçioğlu “ben burayı güvenlik binası yapacağım” dedi. Bu Aydın tekstil arazisinin tamamı binaları ile tescilli camimiz, yoldan geçen insanların kolayca ulaştığı ibadetlerini yaptıkları bir camidir. Bu caminin yıllardan beri devam eden, 5 vakit namaz kılan cemaati vardır. Bu cami, 1980 yılında ihtiyaç olduğu için yapılmış ve cemaati de vardır. Büyükşehir belediyesine bu arazi geçinceye kadar hiçbir sıkıntımız yoktu, Aydın Büyükşehir Belediyesine geçince tadilat projesi yapıldı, burayı Özlem Hanım yıkmak istiyor. Biz cemaat olarak bu caminin yerinde kalmasını istiyoruz. Aydın İl Müftülüğüne ve Diyanete durumu bildirdik, sanıyorum şu an yazışmalar devam ediyor.

 

Konuyla ilgili Aydın Valiliği’nin haberi var, kurumlar arasında yazışma yapılıyor. Caminin burada kalmasını, yeniden ihya edilmesini istiyoruz. Cemaatimiz olarak sayın yetkililerden, caminin yerinde muhafaza edilerek yenilenmesini istiyoruz.

 

·        Ahmet Gözen

Sayın Hasan Güngör, 1980’den beri siz Aydın Tekstil’de olduğunuzu ifade ettiniz, biraz anlatır mısınız?

 

·        Hasan Güngör4.37

Ben yetkili biri olsam bu camiyi yıkmak yerine güzelleştirilmesini, ihya edilmesini isterim. Maalesef Aydın Tekstil Camisi için hiç bir şey yapılmadı. 3 yıl evvel biz kendi imkânlarımız ile camiyi ihya ettik, o sırada gelen cemaate “Özlem Çerçioğlu camiyi ihya etmiş” diyorlardı, hâlbuki Sayın Özlem Çerçioğlu’nun maalesef kendisinin hiçbir katkısı olmamıştır.

 

Sayın Özlem Çerçioğlu’nun güzel bir sloganı var;

 “Halk ister, Özlem Çerçioğlu yapar” diye sözü var, her yerde reklam yapıyor.

Madem böyle reklam yapıyorsun, camiyi niye yıkıyorsun? Halk vatandaşı olarak ben ve cemaat olarak caminin yıkılmasını, buradan kaldırılmasını ayrıca caminin fahri müezzini olarak istemiyorum. Esasında bu caminin daha güzelini yapsın burada.

 

 Üstelik geçenlerde Sayın Özlem Çerçioğlu buraya gelmiş, ben görmedim. Arkadaşlara “camiyi boşaltmadınız mı daha” demiş.

 

 Böyle bir şey olur mu ya? Sen önce camiyi yerinde yapsana.

 

 Ben Aydın Tekstil’e 1978’in 1’inci ayında girdim.

1979’dan beri bu camide namaz kılarım, Aydın Tekstilin her şeyini bilirim. Bu tesisin içindeki malzemeleri, Aydın Tekstili benim kadar hiç kimse bilmez, ben buranın tarihiyim.

 

*

 

Buradan Sayın Özlem Çerçioğlu’na sesleniyorum.

Aydın ilinde cami yıkan kişi olarak tarihe geçmemeni, abin olarak senden rica ediyorum.

 

Etrafındaki A takımında bir sürü basiretsiz insan var. Bu insanların sözleri ile hareket etme.

Cami yıkanın yuvası olmaz, mabet yıkanın geleceği olmaz. Gelsinler projeyi beraber inceleyelim. Güvenlikçiler için camii yıkılır mı, deli mi bunlar?

 

*

 

Ayrıca Atatürk’ün Selimiye Camisi’ndeki şu ifadesini tekrar yazıyorum.

Atatürk, müftüye dönerek,

Hocam, bu ayet Tövbe Suresi’nin 18. ayeti değil mi?” diye sormuş; müftü, “Evet Paşa Hazretleri” cevabını vermiştir.

Atatürk, tekrar müftüye dönerek,

Bana bu ayetin manasını söyleyebilir misiniz?” diye sormuştur. Müftü de, “Bildiğim kadarıyla bu ayette,

Tövbe süresinin 18. ayeti

‘Allah’ın, mescitlerini, camilerini yapan ve imar edenler Allah’a ve ahiret gününe iman edip, namazlarını kılan, zekatlarını veren ve ancak Allah’tan korkanlardır. Onlar doğru yoldadır’ demektedir.”

 

*

Sağlıklı günler dilerim değerli okuyucularım,

Geçmiş babalar gününü yürekten kutluyorum, ebediyete intikal etmiş babalarımıza da Allah rahmet eylesin.