CHP, Atatürk’ün ilkelerine dönerek halkın gönlünü kazanmalı ve halkın gücünü arkasına alarak, milli politikalara dayalı bir siyasetle iktidarı hedeflemelidir.

Demokratik parlamenter sistemlerde siyaset, iktidar ile muhalefet arasında yapılır.
Bugün ise durum farklı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde muhalefetin alınan kararlarda ne etkisi ne de yetkisi kaldı.

Çünkü ülkemizde bir "tek adam" rejimi var.

İktidar, devletin gücünü kullanırken; muhalefet, halkın gücünü kullanarak siyaset yapmalı.
Çünkü iktidarı uyaracak, gerektiğinde değiştirecek olan halkın gücü ve iradesidir.

2002 yılından bu yana AK Parti karşısında ana muhalefet partisi olan CHP, AK Parti iktidarını son seçimlerde biraz zorlamış olsa da halkın gücünü arkasına alarak iktidarı değiştirecek yeterli güce sahip olamadı.

2019 yerel seçimlerinde İstanbul, Ankara, Adana, Antalya ve Mersin’de elde edilen başarılar, 2023 yerel seçimlerde bozulan ekonomik düzenin de etkisiyle CHP’yi daha da başarıya taşımış olsa da bu başarı yalnızca CHP’yi şımartmaya yaradı.

Yerel seçimlerde ideolojik parti politikalarından çok, belediye başkanlarının kişiliği ve başarılarının öne çıktığını hepimiz biliyoruz.
Halk, yerel seçimlerde kendi içlerinden başarılı olmuş, toplumun önemli bir kesiminin tanıdığı ve başarılı olacağına inandığı adaylara şans veriyor.

Bu yüzden yerel seçim sonuçları ile genel seçim sonuçları her zaman farklılık gösteriyor.

Türkiye seçmeninin büyük çoğunluğunun Atatürkçü ve merkez sağda yer alan Türk milliyetçisi seçmenlerden oluştuğunu göz ardı eden CHP, ideolojik siyaset anlayışı içinde etnik bölücü partilerle birlikte muhalefet yapmakta ısrar ettiği için kendisini iktidara taşıyacak halk desteğini alamıyor.

Anayasa’nın değiştirilemez ilk dört maddesinin en büyük savunucusu CHP olması gerekirken, CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in ısrarla “Bu ülkede Kürt sorunu var” ve “Kürtlerin kendilerini özgür hissedinceye kadar bu sorunu çözmeye çalışacağız” gibi söylemleri, Atatürk’ün kurduğu CHP ile bugünkü CHP’nin aynı çizgide olmadığını gösteriyor.

Çünkü Atatürk’ün, bu tür bölücü ve ayrıştırıcı istek ve isyanlara karşı tutumu tarih sayfalarında çok net bir şekilde yer almaktadır.

Atatürk’ün kurduğu CHP’nin altı okunda yer alan HALKÇILIK, MİLLİYETÇİLİK, DEVLETCİLİK bugün CHP’nin unuttuğu ya da görmezden geldiği ilkelerdir.

Atatürk’ün kurduğu partiyiz deyip, TÜRK olmanın gururunu ve anlamını unutup, Atatürk gibi “Ben öncelikle bir Türk ve Türk milliyetçisiyim” demek yerine, bir Atatürk Milliyetçiliği icat edildi.

Atatürk’ün kurduğu CHP’nin ambleminden, bastırdığı paradan, puldan Bozkurt’u kaldıran anlayışa sahip bir CHP milliyetçi olabilir mi?

Atatürk’ün kurduğu CHP ile bugünkü CHP arasında söylem ve eylem farklılıkları, iktidar olma yolunda başarılı olmanın önünde en büyük engel olarak öne çıkıyor.

Bu yüzden CHP, ATATÜRK’ün ilkeleri üzerinden milli politikalara dönüp, iktidar olmak için halkın gönlünü kazanabilmelidir.

Atatürk’ün dış politikası, “Milli Siyaset”e dayanır. Milli Siyaset, ulusal çıkarları esas alır ve millet yararınadır. Bölücülüğü ve federasyonu reddeder.

23 yılda yapılan genel seçimlerde %25 ile %28 oy oranına sıkışıp kalmış bir CHP, bu siyaset anlayışıyla iktidar olabilir mi?

Halkın içinde olmadan, halkın yaşadıklarını görüp, parti gündemini halkın gündemiyle aynı noktaya taşımayan parti, iktidar olabilmek için 23 yıldır alınan sonuçları unutup hayal kurmaktan öteye geçemez.

Her zaman olduğu gibi takdir okuyucularındır.

09Bad22D E38E 4069 9Ba6 0259Cc9Ccc17

D9Daeff8 764B 4B4A 99Db A2B969511Cf1

CHP’nin Aydın’daki Başarı Hikayesi Özlem Çerçioğlu’dur Makale: CHP’nin Aydın’daki Başarı Hikayesi Özlem Çerçioğlu’dur