Güçlü lider profili çizen partilerde, parti içi demokrasinin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Siyasi Partiler Yasası ve parti tüzükleri ile parti genel başkanlarına demokratik olmayan birçok uygulama yetkisi tanımaktadır.
Özellikle il ve ilçe başkanlarını görevden alma yetkisi ve kongre dönemlerinde tek aday için genel merkez dayatmaları il, ilçelerde bu tür uygulamaların örnekleriyle dolu.
Bu durum yalnızca liderlerin kişiliklerinden çok lidere itaat kültürü ve kurumsallaşma eksikliğinden kaynaklanan partilerde gelişmektedir.
Otoriter lider partileri olan MHP ve AKP’de göstermelik demokrasinin yerleşmiş olduğu noktasında bir çok örnekler mevcuttur.
İSTİFASI istenen genel merkez yöneticileri, bakan, Milletvekilleri, il, ilçe başkanlarına dair bir çok gelişmeye şahit olmuş bir toplumuz.
Ayrıca, bu partilerde sormadan ve sorgulamadan biat kültürünün yaygın bir şekilde kabul edilmesi, denetimsizlik ve istişare eksikliği yaratmaktadır.
Oysa, delege seçimlerinden başlayarak gençlik kolları, kadın kolları, ilçe başkanları, il başkanları, belediye başkan adayları, belediye meclis üyeleri ve hatta milletvekilleri dahi liderin onayı ile belirlenmektedir.
“Liderin istemediği hiçbir şeyin gerçekleşmesi mümkün olmamaktadır”
Kongreler ise yalnızca yasal zorunlulukların yerine getirilmesi amacıyla, usulen yapılmaktadır.
Parti üyelerinin isteklerini belirlemek için genel merkez tarafından gerçekleştirilen temayül yoklamaları ise çoğu zaman bir formaliteden öteye geçmemektedir.
Eğer parti üyelerinin ve delegelerin seçme ve seçilme hakları ipotek altındaysa, parti içi demokrasiden söz etmek mümkün müdür?
Siyasi Partiler Yasasında teşkilatların feshedilmesi, görevden alınması ve atamalar yapılması konularının tamamen liderin tasarrufuna bırakılmaması, özgürlükçü demokrasinin bir şartı olmalıdır.
Kongrelerde delegeler tarafından seçilen temsilcilerin genel başkan tarafından görevden alınması yerine yine delegelerin seçimine bırakılmalıdır.
Delege seçimleri, parti üyelerinin özgür iradeleriyle, şeffaf ve demokratik bir ortamda gerçekleştirilmelidir.
Nasıl ki kurultaylarda delegeler genel başkan adaylarını gizli oylama ile seçme haklarını kullanabiliyor ise aday adayı olan Milletvekili, Belediye başkanı, Belediye meclis üyeleri, il, ilçe, kadın ve gençlik kollarını delegeler gizli oy açık tasnif yöntemi ile seçebilmeliler.
Tüm kararların genel başkan tarafından alındığı, Milletvekilleri ve belediye başkan adaylarının başarısız olması durumunda bu durum doğrudan lider tarafından parti yönetimlerinin başarısızlığı olarak değerlendirilmesi doğru mudur?
Liderlerin inisiyatif almalarına izin vermediği il ve ilçe başkanları ve teşkilatlardan sorumluluk beklemek ise ne derece doğru!
Her zaman olduğu gibi takdir okuyucularındır.