Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç, AK Parti'nin 18'inci kuruluş yıldönümüne ilişkin açıklamalar yaptı.



Habertürk'ten Çimen Çetin'e konuşan Arınç önemli mesajlar verdi. Arınç, "18 yıl dolu dolu geçti. Benim milletvekilliğim AK Parti'de 3 dönem oldu, Fazilet ve Refah'la 5 dönemi tamamlamış oldum. Aktif siyasete veda etmiştim. Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle Yüksek Askeri İstişare Kurulu üyeliğini ifa ediyorum. Türkiye en büyük kalkınmayı, toplumsal barışı bu dönemde gördü. Özgürlüğün tadına bu dönemde vardı" dedi. 



"EN BÜYÜK İHANETİ 15 TEMMUZ HAİN GİRİŞİMDE GÖRDÜK"



AK Parti'nin 18 yılını değerlendiren Arınç şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi uygulama safhasındadır. Bu partiyi kuranlardan birisi olarak ilk toplantımızda genel başkanlığa sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı ben önermiştim. Ertesi gün partimizin grup toplantısını yapmıştım. Milletvekillerimiz 53'dü oybirliği ile beni grup başkanı yaptılar. AK Parti kapatılmak da istendi. Artık Türkiye'nin parti kapatmasını da görmüş olduk. Aramızdan şu veya bu şekilde ayrılan arkadaşlarımız oldu.Bunlar bünyemizde hiçbir yara açmadı. En büyük ihaneti 17-25'ten sonraki olaylar ve yaşadığımız 15 Temmuz hain darbe girişiminde gördük. Hiç beklemediğimiz insanlar hükümetleri devirecek, Meclis'i bombalayacak, şu kadar şehidimize hayat hakkı tanımayacak bir girişimdi bu. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu badireyi de atlattık."



"AK PARTİ 82 MİLYON VATANDAŞIMIZIN SİGORTASIDIR"

YİK üyesi Bülent Arınç, "18 yılımızın 17 yılı Başbakanlık'la geçmiş şimdi 1 yıldan bu yana Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle yürütülüyor. Türkiye'nin sigortasıdır. AK Parti'nin sigorta olması 82 milyonun lehinedir, inşallah ömür boyu devam eder" dedi. 

"SAYIN GÜL VE DAVUTOĞLU İLE BİR ÖMÜR BOYU DÜŞÜNÜYORDUM"

Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nun yeni oluşum iddialarını değerlendirdi. Arınç şu ifadeleri kullandı:

"Bu konulara girmek istemiyorum aslında. İsmi geçen insanlarla çok uzun yıllar beraberliğimiz oldu. Sayın Abdullah Gül benden önce Refah Partisi'nden milletvekili olmuştu. Acıları, sevinçleri paylaşan insanlardık. Sayın Ahmet Davutoğlu ile çok önceden beri bir düşünce adamı olarak fikirlerinden istifa ederdik. 2005 yılında İslam Konferansı Örgütü'nün Mekke'de zirve toplantısı vardı. Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer buraya katılmayı reddetti. Sanıyorum laiklik ilkesi çiğnenir diye. Ben katıldım. Benim arkamda sayın Abdullah Gül ve sayın Ahmet Davutoğlu vardı. Bu tablonun ölünceye kadar devam etmesini isterim. Bugün AK Parti'nin karşısına geçip muhalefet yapmayı düşünecek, sayın Cumhurbaşkanımızın otoritesini sarsacak bir düşünceyi doğru bulmam."