Sanayi Odası’nın “Aydın Gıda İhtisas Serbest Bölgesi (AYSER)” kurmak için Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı İbrahim Şenel’i ziyaret ettiğini basından öğrendik.

Bu girişim çiftçiye “örnek” teşkil edeceği için çok önemli… Zira Aydınlı çiftçi denenmemişe itibar etmez… Riskten korkar… Gelenekçidir... Sağlamcıdır.

Öyle olduğu içindir ki, coğrafi konumu, havası, suyu, güneşi ve iklimiyle her mevsim ürün almaya uygun toprağını gerektiği şekilde değerlendirememenin sıkıntısını yaşamaktadır.

Düşünebiliyor musunuz, uzun ve bir o kadar da çetin kışın hüküm sürdüğü Kayseri’de bu gün modernize yöntemlerle yılda iki kez mısır hasadı yapılmaktadır.

Gazeteci Yavuz Donat yazdı(16.Mart 2016)…Erzurum BŞB Başkanı Mehmet Sekmen en soğuk kışın yaşandığı Erzurum’da sera kurmayı ve bu yolla beş yüz kişiyi iş sahibi yapmayı kafasına koymuş… Seraları İzmir’den satın almış bile…

Demre’de bu gün bırakın sulu araziyi Toroslar’ın taşlı zirvesinde kurduğu seradan taşıma su ile yılda üç kez ürün kaldıran var.

Aydın insanı bu konuda hem de jeotermal gibi bir avantaja sahip olmasına rağmen çok geridedir ve tarım gelirlerinde seranın payı yok denecek kadar azdır.

Bunun da birinci nedeni Aydın çiftçisinin sağlamcı olması ise ikincisi de öncü şahıs veya kuruluşun olmayışıdır.

O nedenle Aydın Sanayi Odası’nın ”Gıda İhtisas Serbest Bölgesi” açılımı BİR: Aydın çiftçisinin kaderini değiştirecek olması İKİ: Menderes Havzası’nın geleceğini tayin edecek olmasıyla önemli bir adımdır.

Gerçekleşmesi halinde Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yunus Şahin’in de söylediği gibi:

-Bölge insanı yeni teknolojiyle tanışacak,

-Ekonomisi gelişecek,

-Daha çok üretim beraberinde daha fazla istihdam getirecek,

-Menderes Havzası bu gibi bölgelerin artmasıyla bu gün hayal gibi görünse de ileride Dünya’nın yaş sebze ve meyvesini tedarik eden birkaç merkezden biri haline gelecek.

Ancak bu girişimde “zurnanın zırt diyeceği yer” siyasetçilerin kısır çekişmelerine kurban edilme riskidir… Geçmişteki örneklerine bakıldığında bu hayırlı işte böyle bir tehlike var.

Düşünebiliyor musunuz, buradan aldıkları kredilerle işini genişleten kadınların ödüllendirildiği, başarı öykülerinin anlatıldığı Mikro Kredi tanıtım toplantısına(29.12.2014) başkan Demet Plevneli aday adayı diye, hem de AK Parti’den, Gültekin Kılıç dışında dönemin milletvekillerinden ne Mehmet Erdem ne Semiha Öyüş ne de bir parti yetkilisi katıldı… Onlardan her hangi bir mesaj ya da çiçek gönderen de olmadı.

Gerçi Başkan Mehmet Yunus Şahin Vali Bey, milletvekilleri, BŞB Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, Oda ve Borsa Yöneticilerinin desteğinden söz ediyor ama ne yazık ki çoğu zaman kazın ayağı göründüğü gibi olmuyor.

Ülkedeki genel siyaset de öyle ama havasından mıdır, suyundan mıdır, Aydın’da ta başından beri siyaset “günlük çekişme” üzerinden yapılır.

 Bunun da genel karakteri “aşırı kıskançlık” ve “bloklaştırma” olduğu için de siyasetçi birleşerek sorun çözme yerine işin demagojisini yapar.

Üretmek yerine işin kolayına kaçar tedarikçilik yapar… Öyle olunca da Aydın siyasetçisi işin nasıl yapılacağının değil nasıl engelleneceğinin uzmanıdır.

“Ben merkezli” düşündüğü için de esen yelden, uçan kuştan, suyun dalgasından rakip çıkar diye huylanır… Şüpheci olduğu kadar kıskançtır da… “Ben yoksam gerisi teferruattır” der.

Hatırlanacağı üzere Ticaret Odası(AYTO) Aydın’ın ekonomisini masaya yatırmak amacıyla” Ekonomik Zirve” girişiminde bulunmuştu.(Ekim 2014)

İktidar milletvekilleri ne olur olmaz şeytan doldurur da buradan bir rakip çıkar endişesi ile zirveyi allem ettiler, kallem ettiler sonuçta AYTO’nun elinden aldılar Valiliğe verdiler.

Sonra da fikir babası AYTO’da değil de Ticaret Borsası Salonu’nda kamuoyundan kaçırırcasına devrin Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’ye hem de bir bakana yüz elli kişinin huzurunda zirvenin başını bağlattılar.

Bunları anlatma amacım Gıda İhtisas Serbest Bölgesi(AYSER) kurmak için harekete geçen Başkan Mehmet Yunus Şahin’i demoralize etmek değildir. Sürecin ne kadar zorlu olduğu konusuna dikkatini çekmektir.

Zira önlerinde aşmaları gereken zorlu bir bürokratik süreç var. İzin için Ankara’da 1-Gıda Tarım Hayvancılık 2-Sanayi ve Teknoloji 3-Çevre ve Şehircilik 4-Kalkınma Bakanlıklarının, Aydın’da ise BŞB’nin kapısını çalacaklar.

İşleri kolay değil… Bütün bu engelleri aşarak hedefe ulaşmak yedi düvele karşı savaş kazanmaya denk bir iştir.

Enerjileri yeter de şayet başarılı olurlarsa ki, inşallah olurlar işte o zaman adları altın harflerle tarihe geçecektir.

Bu onların olduğu kadar Aydın siyasetçisinin de bir sınavı olacaktır.