Ülkü Ocaklı ülkücüler, günümüz siyasetinde ideallerini yansıtan parti bulamıyor; vatan, bayrak, ezan sevgisiyle “dün dündü, bugün başka” anlayışına karşı çıkıyor.
Özellikle 1970’li yıllarda Ülkü Ocakları ile tanışıp, 1980 ihtilalini yaşamış, gençliklerini cezaevi koğuşlarında, yarı aç, yarı tok, yokluklar içinde geçiren idealist ülkücüler, günümüzdeki siyaset anlayışı ve yeni kurulan partiler arasında kendilerine yakın bir parti bulamamaktadırlar.
Alparslan TÜRKEŞ gibi bir liderin özelliklerini yakından görüp öğrenen, savunan ve benimseyen ülkücüler, günümüz siyasetinde kendilerini anlayan bir partinin genel başkanından öğrenecekleri çok şey olmadığını düşünüyorlar. Ayrıca savunup sahiplenecek bir dava anlayışlarının olmadığını da ifade ediyorlar.
Ülkü Ocakları'nda “9 Işık Doktrini”ni öğrenerek yetişmiş ve dava şuurunu içselleştirmiş ülkücüler, bugünün idealsiz siyaset anlayışını anlamakta zorlanıyor ve gelişen olaylar karşısında şaşkınlıklarını paylaşmakta güçlük çekiyorlar.
Ülkü Ocaklı ülkücüler için kırmızı çizgi sayılan değerler, bugün kişisel çıkarların ön planda olduğu fırsatlar olarak görülmektedir. Ahlakın temel değeri olan insanlık, unutulmuş; vaatler ve sözler ise "Dün dündü, bugün başka" anlayışına evrilmiştir.
Oysa ülkücülerin geçmişte, vatan, bayrak ve ezan uğruna canlarını, istikballerini hiçe sayarak bedeller ödemekten korkmadıkları unutulmamalıdır.
Bugün, lider, teşkilat ve doktrin anlayışları içinde sorgulamayan, sormayan, koşulsuz itaat eden ve kendi duygu ile düşüncelerini önemsemeyen bir gençlik yetiştiren Ülkü Ocakları, Türkiye Cumhuriyeti'nin içinde bulunduğu tehlike karşısında susabilir miydi.?
İnsan yaradılışı olarak duyduklarını sorgularken, gördüklerini yorumlayabilen bir yeteneğe sahiptir.
Peki, liderimiz böyle dedi, böyle istedi diye koşulsuz itaat eden insan olabilir mi?
Türk Milliyetçiliği ve Turan ülküsü doğrultusunda yetişen Ülkü Ocaklı ülkücüler, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünme tehlikesi içinde olduğunu görmemeleri, anlamamaları mümkün değildir.
Dün, Komünizm tehdidiyle mücadele eden Ülkü Ocaklı ülkücüler, bugün "Terörsüz Türkiye" çağrıları yaparken, ülkenin bölünme tehlikesini görmezden gelmekte. PKK'nın hiç vazgeçmediği tek hedefi olan federasyon talepleri içinde anadilde eğitim, kendi kendilerini yönetme, kendi bayrakları, kendi polisi, askeri, vergi sistemlerine sahip olma arzularını bağımsız ülkücüler arasında derin bir üzüntü ve endişe takip edilmektedir.
Herkes bilir ki Ocaklı Ülkücüler için söz konusu Vatan ise gerisi teferruattır.
Bazı sözlerin muhatabı kulaklar değil, kalplerdir.!!!
Her zaman olduğu gibi takdir okuyucularındır.