Aydın Anadolu’nun en eski yerleşim noktalarından bir tanesidir. Halkı muhlis ve yapıcıdır. Tarihte önemli olaylara ve kültürlere ev sahipliği yapmıştır. Her zaman hareketli bir bölge olmuş, defalarca yakılıp yıkılmıştır. Birçok devrede önemli bir kent kimliğine sahip olmuşsa da günümüzde böyle bir kimliğinin varlığı tartışmalıdır. Bu konuyu önümüzdeki haftaya bırakıp başlığımıza dönelim.

Önce ulusal iktidara sitem ederek başlayalım. Aydın ilimiz son yıllarda yatırımlardan oldukça düşük pay almaktadır. Aydınpost olarak yaptığımız canlı yayında Sayın Mehmet Erdem’in de belirttiği üzere son 5 yıldır daha da belirgindir. Örneğin; Havaalanı yapılamamış, hızlı tren gelmemiş, çevre yolu bitirilememiş. Başka bir örnek; Bilecek İznik İlçesi Adalet Sarayına, Ankara Polatlı İlçesi Devlet Hastanesine, Hatay Kırıkhan İlçesi Olimpik Yüzme Havuzuna bakın. Bunlar il merkezi değil, sıradan ilçeler. Ama yatırım olarak bizim sahip olamadığımız değerlere sahipler. İl düzeyinde kıyaslama yaptığımızda durum daha da belirginleşiyor. Acaba bizim vekillerimiz en güzel gökyüzü altındaki en güzel yeryüzü diye anılan Aydınımızı sevmiyor mu?

Yerel iktidar dediğimiz yönetim düzeyinde durum daha da vahim durumda. Gerek Büyükşehir Belediyesi, gerekse Efeler Belediyesi olarak yapılan büyük bir proje yok. Küçük şeyleri büyük başarılarmış gibi lanse etmekten başka yaptıkları yok. Birde yapılan işlerin yanlış yapıldığı, yapılan işlere gereğinden fazla ödeme yapıldığı, gereğinden fazla lüks tüketimin olduğu gibi çeşitli iddialar gündemden hiç düşmüyor. Gerek belediyelerin yanlış uygulamaları, gerekse yöneticiler ve birinci dereceden yakınlarının harcamaları hakkındaki iddialar da azımsanmayacak ölçüde. Daha küçük bütçelerle daha büyük işler yapan belediyeler var çevremizde. Bunlardan örnek alınmalı diyoruz ama maalesef bizi dinleyen yok.

Sonuç olarak gelmeyen yatırımlar, yapılmayan tesisler, yanlış harcamalar, gereksiz yatırımlar, lüks harcamalar vs. Giden hep bizim paramız. Azalan hep bizim yaşam kalitemiz. Tabir yerinde ise, artık bunlardan gına geldi. Bizler de daha modern, daha müreffeh bir kentte yaşamak istiyoruz. Paralarımızın Yağma Hasan Böreği gibi harcanmasını istemiyoruz.

Yeri gelmişken başka bir konuya da değinmek istiyorum.

Gerek Büyükşehir, gerekse Efeler Belediyesi çeşitli etkinlikler ve açılışlar düzenliyor. Ama ne var ki birbirlerinin etkinliklerine katılmıyorlar. İlgili kişilere sordum, davetiyeler gidiyormuş. O halde neden bu kin. Siz değil miydiniz oy isterken; “Etle tırnak gibi olup birlikte çalışacağız. Eğer uyumlu çalışma istiyorsanız ikimize de oy verin” diyen. Seçmen size inandı oy verdi. Şimdi siz halkı kandırmış olmuyor musunuz? Birbirinizi sevmeyebilirsiniz. Ama makama saygı denen bir şey var. Protokol kuralları var, her şeyden önemlisi halka verdiğiniz söz var. İnsan verdiği sözden cayar mı? Bu insanlar sizin sözünüze bir daha nasıl güvenip size oy verecek? Sizin bu çekişmeniz kente zarar veriyor. Kendinize gelin ve bu durumu ortadan kaldırın.

Son söz, yönetim vizyon işidir. Vizyon eksik ise sağlıklı bir yönetimden söz edilemez. Cuma akşamı merak edip büyük tantana ile açılışı yapılan Tekstil Parka gittim. Kapıdan girerken belediye görevlisi benden 1 tl istedi. Bu ne parası diye sordum, “otopark parası” dedi. Şaşırdım. “Bu ne aymazlık, bu ne yüzsüzlük”, dedim kendi kendime. Her neyse, “cahillik” dedim. İçeri girince şaşkınlığım bir kat daha arttı. Popülist bir yaklaşımla düzenlenip açılmış bir park gördüm. Sanki Güneydoğu Asya’da tenekeden yapılmış yüzen evler gibi düzenlenmiş bir park. Kendi kendime sordum, “bunlar işi düzgün yapmasını ne zaman öğrenecek?” Her halde eldeki yönetici kadrosu ile bu kadar oluyor.

Başarılı liderlerin ilk işi, insanların benimseyecekleri bir vizyon yaratabilmektedir. (John P. Kotter)