Asansörlerin imalatı aşamasında kullanıcı hatalarını bertaraf edecek bütün önlemler alınmıştır. Buna rağmen bir kaza olursa ya bir ihmalin ya da bir kusurun sonucudur.
Geçen hafta Aydın üzücü bir haberle Türkiye gündemine geldi. Ulusal medyada da geniş yer bulan haber ailesi ve arkadaşları kadar her Aydınlıyı da derinden etkiledi.
Üzülmemek elde değil, genç yaşta bir gencimiz, Adnan Menderes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi son sınıf öğrencisi Zeren Ertaş kaldığı Efeler’deki KYK Kız Öğrenci Yurdunun asansöründe sıkışarak can verdi.
Ateş düştüğü yeri yakar. Allah genç kızımıza rahmet eylesin, annesine, babasına ve yakınlarına sabırlar versin.
Hadise duyulur duyulmaz kamuoyunun gözü, kulağı olayda ihmali olan sorumlunun ya da sorumluların kimler olduğuna çevrildi.
Kaza hakkında idari ve adli makamlar üzerlerine düşeni yapacaklardır. Ancak bu tür hadiselerde sorumlular birden fazla, zincirleme birbirine bağlı eskilerin deyimiyle müteselsil olabiliyor.
Genç öğrenci Zeren Ertaş’ın ölümüne neden olan asansör olayı da bu müteselsil sorumluları olan kazalardan.
Kimlerin ihmalinden kaynaklandığının tespitini de idari yönden devletin müfettişleri adli olarak da yine devletin savcıları ortaya çıkaracaklardır.
İşin o yönlerini devletin yetkililerine bırakarak biz bir asansörün serüvenini anlatırken uzmanlarından edindiğimiz bilgiler ışığında kazada gözden kaçabilecek kör noktaları aydınlatmaya çalışacağız.
***
Her yetki sahibine bir sorumluluk yükler. Yetki artıkça o oranda sorumluluk da artar. Yetki ve sorumluluk aynı zamanda hizmetlerin ücretlendirmesinde de ölçüdür.
Sorumluluğu çok olanın ücreti de çoktur. Tersi de doğrudur, az sorumluluk taşıyan yüksek olana oranla daha az ücret alır. Temininde güçlük çekilen istisnai personel bunun dışındadır.
İster devlete ait bir kurumda olsun ister özel sektöre ait bir kuruluşta görevlerine ilişkin her yetkili hakkında yasalar ve uygulamada sorumluluk alanlarını belirleyen yönetmelikler vardır.(7223 sayılı Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemesi Yasası)
İhmalden kaynaklanan sözünü ettiğimiz Zeren Ertaş kazasındaki gibi bir can kaybında ya da maddi zararda kabahatlinin müfettişler ve savcılar tarafından tespitinde görev tanımının sınırlarını belirleyen bu yazılı kurallar devreye girer..
Kaldı ki,asansörler kullanımı yaygın aynı zamanda güvenlik açısından kullanımı riskli ürün sınıfında bulunduğundan üretimi,hizmete alınması,bakım ve kontrolü özel bir düzenlemeyle sıkı kurallara bağlanmıştır.
Stratejik denebilecek bu özelliklerinden ötürü de asansörlerin yapımı ve kullanımı devletin denetimi ve kontrolü altındadır. Buna göre:
BİR: Yapımcı firmanın sorumluluğu ilgili teknik düzenlemelere uygun imal ettiği asansörü kullanılacak yere monte etmektir.Ardından Sanayi Bakanlığından yetkili A Tipi Şirketlerden birine yaptırılan test sonucunu gösteren belgeyle asansör sahibi yerel belediyeye ruhsat başvurusu yapar.
İKİ: Belediye’nin Test ve Muayene Raporu’na göre İşletme Ruhsatı düzenlemesinin ardından asansör çalışmaya başlar.Ayrıca her yıl Bakanlık tarafından yetki verilen A Tipi bir şirkete Asansörlerin Periyodik Bakım ve Kontrollerini yaptırma görevi de belediyelere aittir.
ÜÇ: Belediyelerden Asansör İşletme Ruhsatı alan bina sorumluları da “Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği” gereğince asansör çalıştığı sürece bir bakım firmasıyla yapacağı sözleşmeyle aylık bakım ve kontrollerini yaptırmak zorundadır.
DÖRT: Mevzuata uyulup uyulmadığını Bakanlık adına denetleme yetkisi ise Aydın Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğüne aittir. Denetimlerde güvensiz bulduğu asansörleri tartışmasız hem mühürler hem de yetkililere yaptırım uygular.
***
Yaşanılan Zeren Ertaş kazasında asansörün kayma nedeni yapılacak inceleme ve muayene sonucu ortaya çıkacaktır. Ancak bazı ihmallerin olabileceği de mümkündür
Asansörlerde aranacak birinci öncelik güvenlik olduğu içindir ki,o konuda bütün önlemler düşünülmüştür.Örnek belirtilen sayının üstünde insan binerse asansör hareket etmez.
Her hangi bir kazada asansörü kullanan kişiye kabahat yüklenemez,ihmal ve kusur ya imalatçı firmadan ya test ve denetimini yapan şirketten ya aylık bakımını yapan servisten ya da kontrol ve denetimden sorumlu olan Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü denetçilerinden kaynaklıdır.
Bunlar aynı zamanda bir kazanın müşterek müteselsil sorumlularıdır.
Söz konusu kazada olduğu gibi düşerek bir cana mal olmuşsa-kaza üstün körü bakım ve kontrolden de kaynaklanabilir-ama nedeni ne olursa olsun teknik ve hukuki açıdan bakıldığında güvensiz bir asansördür
Eğer asansörün güvensizliği teknik düzenlemeye uygun, güvenli imal edilmemiş ise birinci derece sorumlu imalatçı firmadır. İkinci derece sorumlu da kullanım öncesi Test ve Muayenesini yapan A Tipi Şirket ile Kullanım Ruhsatı alımının ardından periyodik muayenesini yapan firma ile birlikte üçü de müteselsil olarak sorumludurlar.
Diğer taraftan asansör işletme ruhsatı olmadan çalıştırılıyorsa veya ruhsatı olduğu halde aylık düzenli bakımını yapacak bir firmayla sözleşme imzalanmamışsa bina sahibi ya da yöneticisi olası bir kaza halinde sorumlu olurlar.
Başka bir ihtimal de asansörün imalatı güvenlidir ancak daha sonraki kullanım aşamasında bir aksamı aşınmış olabilir. Bu durumdan da Belediye adına yıllık bakım ve muayenesini yapan A Tipi Şirketle aylık bakımını üstlenen servis yetkilisi kazanın müşterek sorumlusudur.
Ayrıca Ülkemizde asansörlerin güvenli imal edilip edilmediğini Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, montaj sonrası güvenliğini il müdürlükleri emrindeki denetimden sorumlu personeli denetler.
Güvensizse mühürler ve sorumlular hakkında cezai yaptırım uygular.Bu denetim önceden yapılmadı ise ya da yapıldı da kol üstü geçildiyse bu durumda Aydın Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü denetim elemanları da olası bir kazadan sorumlu olurlar.
Bir gerçeği de dile getirmek gerekiyor, ne yazık ki, gerek periyodik bakımı yapan A Tipi Şirketlerin gerek aylık bakımlarını üstlenen servislerin yaptıkları denetimlerin hepsinde olmasa da bazılarında usulüne uygun yapıldığı söylenemez.
İstisnalarını dışta tuttuğumuzda bazı firmalarda yapılan denetimler kâğıt üzerinde kalmaktan öteye geçmeyebiliyor. Çünkü günümüzde bazı sorumlu şirket,servis ve belediyeler tarafından asansörler rant aracına dönüştürülmüştür..
Hele bu firmalar sırtlarını bir dayıya dayamışlarsa onlardan aldıkları cesaretle tek gayeleri düşük ücretli, işten anlamayan personelle kâğıt üzerinde iş yapıyor kılıfıyla kasa doldurabiliyorlar.
Ortamdan etkilenen Sanayi ve Teknoloji Müdürlüğü deneticileri de yaptıkları denetimlerde kol üstü geçerek suyun yaylan tarafından geçmeyi yeğlemektedirler.
Öyle olunca da bu tür kazalar kaçınılmaz oluyor. Kullananlara da suç yüklenemediği gibi insanlara da hiç kimse asansörü kullanmayın deme hakkına sahip değildir.
Hem de sorununun üstünü örtünce sorun çözülmüş olmuyor, daha çetrefil hale geliyor.Bir yerden patlayınca da asansör kazasında olduğu gibi bazen delik yama tutmayabiliyor.
Çünkü asansörlerin imalatı aşamasında kullanıcı hatalarını bertaraf edecek bütün önlemler alınmıştır. Buna rağmen bir kaza olursa ya bir ihmalin ya da bir kusurun sonucudur.